İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) ortak çalışmasıyla yarışmaya açılan Taksim tasarımı hakkında 20 kuruluştan açıklama geldi.
Yazılı bir açıklama yapan dernekler, “Taksim Meydanı, Bakırköy Meydanı ve Salacak Sahil Şeridi Kentsel Tasarım Yarışmalarını kazanan eşdeğer projeler, 19 Ekim 2020 Pazartesi günü itibarıyla halk oylamasına sunulmuştur” hatırlatması yaptı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
“Bugüne kadar izlenen yarışma yöntemlerinden farklı olarak uygulanan halk oylaması, 2020 yılının ilk aylarında başlayan yarışma süreçlerinin kamuoyundaki görünürlüğünü artırmakla birlikte, İstanbulluların takdirine sunulan eşdeğer projeler ve yarışmalara konu olan meydanlar hakkında farklı tartışmaları da beraberinde getirmiştir. Söz konusu meydanlar arasında simgesel ve tarihsel önemi sadece İstanbul için değil, tüm ülke için belirgin olan Taksim Meydanı’nın da yer alması, bu tartışmaları daha da anlamlı kılmaktadır” ifadelerinin yer bulduğu açıklama şöyle devam etti:
Öncelikle ifade edilmelidir ki; İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından İstanbul’un önemli meydan ve alanları için yarışma projeleri düzenlenmesi ve ilgili kesimlerin sürece dahil edilmesi çok değerli ve yararlıdır. Bununla birlikte, yarışma süreçlerinin kısa vadeli, aceleci bir takvim içine sıkışmış olması ve buna bağlı bir hızla yürütülüp sonuçlandırılması, kamuoyunun oldukça önemli bir bölümünün, meslek örgütlerinin ve ilgili sivil toplum kuruluşlarının sürece sağlıklı ve etkin bir şekilde katılımı için uygun bir zemin oluşmasına izin vermemiştir.
“Salgın ve sonuçları yarışma sürecini gölgede bıraktı”
Taksim Meydanı yarışmasının ilan edildiği mart ayıyla birlikte Türkiye’yi de etkisi altına alan koronavirüs salgını ve sonuçlarının yarışma sürecini gölgede bıraktığı ifade edilen açıklamada; “Bu süreç hak ettiği ilgi düzeyinden ve tartışma zemininden yoksun kalmıştır. Bu ve benzeri nedenlerle İstanbulluların yarışma sürecine ancak yarışma tamamlandıktan sonra dahil olabilmesi, Taksim meydanı ile ilgili demokratik taleplerin yarışma aşamasında yarışmacılara aktarılması fırsatını da ortadan kaldırmıştır” denildi.
Açıklamada şunlar kaydedildi:
Oysaki, 1977 1 Mayıs’ından Gezi Direnişine toplumun demokrasi ve hak taleplerinin hafızasını taşıyan Taksim Meydanı yarışma sürecinde halkın, sivil toplum kuruluşlarının, meslek odalarının, kısacası Taksim’le bağı olan tüm kesimlerin ortak taleplerine, beklentilerine yer verilerek sürecin daha rasyonel, demokratik ve katılımcı bir yaklaşımla kurgulanması sağlanabilirdi. Taksim Meydanı ve çevresi, son yıllarda birçok hukuk dışı müdahaleye maruz kalmış, Topçu Kışlası gibi ideolojik dayatmalarla tehdit edilmiş, yer altına yapılan battı çıktı yollarla meydan vasfı zedelenmiş, Meydan’ın tamamlayıcı ögeleri olan Gezi Parkı, AKM ve Maksem ile olan ilişkisi zayıflatılmıştır. Yarışma şartnamesinin, hem bu tespitleri, hem İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin politik kabul ve beklentilerini de içermesi sağlanabilir, ortaya konan projelerin olmazsa olmaz sınırlarının tanımlanmasına fırsat verebilirdi. Bu sınırların ve kabullerin ortaya konması, iktidarın ideolojisi doğrultusunda, özellikle de 2000’li yıllarla birlikte ardı ardına gerçekleşen ve Taksim bölgesi üzerinde telafisi imkânsız kent suçlarını ortaya çıkaran Galataport, Kabataş, Taksim Camisi, Tarlabaşı, Atatürk Kültür Merkezi ve Cumhuriyet Caddesi yıkımları gibi hukuksuz projelerin tam da orta yerinde yer alan Taksim Meydanı Proje Yarışmasının, İstanbul’u bu yeni kent siluetine mecbur etmesinin önüne geçebilirdi. Taksim Meydanı gibi çok katmanlı bir alanda çok disiplinli bir tartışma zemininin oluşturulması, yarışmanın içeriğini ve ortaya konan eserleri meslek disiplinleri açısından çok daha zenginleştirebilirdi.
“Taksim; emek, mücadele ve demokrasi meydanıdır”
Açıklamada, “Taksim Cumhuriyet Meydanı bir park değil; emek, mücadele ve demokrasi meydanıdır” ifadesine vurgu yapılarak, “Yapılan jüri değerlendirmeleri ve halk oylaması sonucunda elde edilecek herhangi bir projenin ve özellikle projenin uygulama sürecinin, Meydan’ın kimliğine ve hafızasına zarar verme riski, olası bir sorun olarak karşımızdadır. Hepimizin meydanı olan Taksim’in aceleye getirilemeyecek kadar değerli ve önemli bir meydan olduğu unutulmamalıdır. Gelinen aşamada, henüz çok geç olmadan, tüm bu sorunları birlikte değerlendirmek ve Taksim’de yapılacak olası uygulamalara ilişkin taleplerimizi aktarmak üzere İstanbul Büyükşehir Belediyesi’yle, ilgili tüm kurumlarla ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte, etkin, şeffaf ve kapsayıcı bir diyalog zeminini oluşturmanın önemi bir kez daha anlaşılmıştır” görüşü paylaşıldı.
Açıklamada imzası bulunanlar:
Arkeologlar Derneği İstanbul Şubesi
Ayaspaşa Çevre Güzelleştirme ve Yaşatma Derneği
Beyoğlu Eğlence Yerleri Derneği
Devlet Tiyatroları Opera ve Balesi Çalışanları Vakfı
DİSK İstanbul Bölge Temsilciği
Emekliler Dayanışma Sendikası
Heykeltıraşlar Derneği
İstanbul Tabip Odası
KESK İstanbul Şubeler Platformu
Kültür Sanat ve Turizm Emekçileri Sendikası
Nazım Hikmet Kültür Merkezi
Sanatçılar Girişimi
Sinema Emekçileri Sendikası
Sosyal Haklar Derneği
Sosyoloji Mezunları Derneği
Taksim Gezi Parkı Güzelleştirme ve Koruma Derneği
TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi
Tüm Öğretim Elemanları Derneği İstanbul Şubesi
Uluslararası Plastik Sanatçılar Derneği
Validebağ Gönüllüleri Derneği
Independent Türkçe