Arkadaşımızın öldürülmesinden sonra anlatmamız şarttı: ABD sağlık sistemindeki boşlukları Amerikalı Müslümanlar dolduruyor

Oregon’un Portland kentinde 2 kadının renkleri nedeniyle uğradığı sözlü taciz sırasında araya giren Taliesin Namkai Meche bıçaklanarak öldürüldü. Matt Colaciello ve Jacob Lewis The Independent için yazdı

23 yaşındaki arkadaşımız Taliesin Namkai Meche, 26 Mayıs 2017'de Oregon eyaletinin Portland kentinde bir banliyö treninde bıçaklanarak öldürüldü. Taliesin, biri “görünür şekilde Müslüman” 2 kadına yapılan sözlü tacizi durdurmak için araya girmişti. Bu insanları korumaya çalışırken birkaç dakika sonra kendi canını feda etmişti.  

Taliesin için düzenlenecek anma törenine katılmak üzere Portland’a gittik. Şok içindeydik. Bu şartlar altında bir araya gelmiş 2 kişi olarak Taliesin’in fedakarlığını nasıl onurlandıracağımız sorusuyla boğuşup durduk.

Rekor sayıda yenilikçi Demokrat, 2020 başkan adaylığını kazanmak için çalışırken, geride kalan birkaç haftada herkes için sağlık hizmeti fikri üzerine pek çok şey söylendi. Evrensel sağlık hizmeti, asil bir amaç. Ancak biz bu noktaya gelene kadar sağlık sistemimizdeki mevcut boşlukların nasıl doldurulduğunun farkına varmak önemli. Kendilerine düşen görevin çok daha fazlasını yapan Amerikalı Müslümanlar, yılda her kesimden yaklaşık 50 bin sigortasız hastaya ücretsiz sağlık hizmeti sunuyor. 

Film yapımcıları olarak, adı duyulmamış bu hizmete dikkati çekmek ve İslamofobinin şahlandığı bir dönemde Amerikalı Müslümanların olumlu ve incelikli bir temsilini sunmak için ortak kısa film çekmeye karar verdik. 

Koşulsuz Bakım (Unconditional Care), Müslümanların yönetimindeki ücretsiz klinik hareketine ışık tutuyor. Filmde, Matt’in memleketi Florida’nın Jacksonville kentindeki Müslüman Amerikalılar Sosyal Hizmetler Kliniği’nde (MASS) bulunan gönüllüler ve hastalar söz alıyor. 

 

kiz.jpg
Hanna, MASS kliniğinde gönüllü çalışıyor 

 

Kuzeydoğu Florida İslam Merkezi, 2010’da nefret suçuyla işlenen bir saldırıda bombalandı. Merkezin üyeleri bu olaydan 6 ay sonra Faisal Sayed ve Dr. Mohammad Ilyas öncülüğünde bir klinik açtı. Zaman içinde büyüyerek MASS’e dönüşen klinik, federal yoksulluk seviyesinin yüzde 200’ünden daha az kazanan ve sigortası olmayan herkese kapılarını açtı. Bugünlerde kısmen bir Baptist hastane sistemi tarafından finanse edilen MASS’te, gönüllü doktorlar, hemşireler ve öğrencilerin içinde olduğu, farklılıkları barındıran bir kadro görev yapıyor. Klinik yılda yaklaşık 2 bin hastaya hizmet veriyor. Bunların büyük çoğunluğu Müslüman değil. 

Röportaj yaptığımız 20 yaşındaki klinik gönüllüsü Danish Sayed, “İşte Müslümanlar gerçekten böyle. Kalplerinde dinime karşı nefret taşıyanları bu kliniği göstererek ikna edebileceğime kesinlikle inanıyorum” dedi. Eğer şimdiye dek gerçekleşmiş bir Amerikan başarı hikayesi varsa o da azınlıktaki dini bir topluma mensup ilk nesil Amerikalıların yönetiminde ağırlıklı olduğu, muhtaçların şifası için çalışan dinler arası bu girişimdir. 

Projeye başladığımızda MASS’in bu tür hizmet veren birkaç klinikten biri olduğunu öğrendik. Ancak sayılarının ne kadar olduğunu kimse bilmiyordu. Yapımcımız Ashgar Syed, bu konuda bilgi verebilecek araştırmacıları bulma işine girişti. Neticede Boston Üniversitesi Aile Hekimliği Fakültesi’nden Dr. Lance Laird ve Harvard T. H. Chan Toplum Sağlığı Fakültesi’nden Nabil Khan'la ortak çalışma yaptık. Ekip, 22 eyalette tespit ettikleri 69 klinikte anket yaptı. Yakında yayımlanması beklenen raporda yer alan tahminler, 2017’de sigortasız ve gelir seviyesi düşük yaklaşık 50 bin hastayı tedavi eden Müslüman toplumuna bağlı sağlık kuruluşlarının bu sayede devlet hastanelerine 10 milyonlarca dolar kazandırdığını gösteriyor. 

Tarihçi Howard Zinn, çok da yerinde bir başlık seçtiği Hareket Eden Bir Trende Tarafsız Olamazsınız (You Can’t Be Neutral on a Moving Train) adlı otobiyografisinde şöyle diyor:

“Egemen görüşe meydan okuyarak açıkça dile getirilen cesur bir fikrin gücünü kolay kolay ölçemezsiniz. Seslerini böyle yükselterek yalnızca düşmanlarının öz güvenini değil, dostlarının kayıtsızlığını da sarsan bu özel insanlar, değişimin kıymetli öncüleridir.”

Arkadaşımız Taliesin de bizim gözümüzde böyle bir öncüydü. Nefrete karşı bedeniyle, hayatıyla sesini yükseltti. MASS’taki gönüllüler ve ABD’nin bir ucundan diğer ucuna Müslümanların yönettiği tüm ücretsiz klinikler de seslerini sigortasız Amerikalı vatandaşları tedavi etmek için gösterdikleri özverili çalışmayla yükseltiyor. 

 

Taleisin Namkai Meche.jpg
Taleisin Namkai Meche, 2017'de sözlü saldırıya uğrayan genç kızları savunurken öldürüldü

 

Koşulsuz Bakım yapımının, bu insanların mesajını dünyaya yaymasını, Taliesin’in cesur davranışını onurlandırmasını ve Müslümanların yönettiği ücretsiz klinikler hikayesinin hasta toplumumuz için şifaya dönüşmesine yardımcı olmasını umuyoruz. 

Bugünlerde klinik çalışanları, tıp uzmanları, potansiyel gönüllüler, bağışçılar ve basın mensuplarının fikirlerini paylaşmak için toplanacağı ve bu hareketi güçlendirecek gösterim etkinlikleri düzenlemek için bağış topluyoruz. Şu an Müslümanların yönettiği ücretsiz klinikler arasında resmi bir iletişim ağı bulunmuyor. (Şimdiye kadar hepsinin bilgilerini tek yerde toplamış bir rehber yok) Gösterim turunun yanı sıra Laird ve Khan’ın raporlarının yayımlanmasından ilham alacak bir Müslüman sağlık hizmeti kuruluşunun kapsamlı bir iletişim ağı kurma görevini üstlenmesini ümit ediyoruz.

Koşulsuz Bakım için önemli hedeflerimiz var, bunlardan pek çoğu da gerçekleştirilmeyi bekliyor. Bununla birlikte Müslüman arkadaşlarımız ve komşularımız tehdit altında olduğunda onlar için ayağa kalkmak, konuştuklarında onları dinlemek ve Amerikan toplumuna yaptıkları tüm katkılara ışık tutmak görevimiz. Tarihten aldığımız ve Taliesin’le vücut bulan derse göre, hareket eden bir trende tarafsız kalamazsınız. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.  

https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Elvide Demirkol

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU