Çağrıyı Bahçeli’ye yapan muhalefet ısrarcı: Türkiye erken seçime gitmeli

Hem CHP lideri Kılıçdaroğlu hem de Gelecek Partisi lideri Davutoğlu MHP lideri Bahçeli’ye erken seçim çağrısı yaptı. CHP ve Gelecek Partisi yetkilileri ile siyasi analist İbrahim Uslu bu soru çevresinde şekillenen siyasi durumu yorumladı

Muhalefet, erken seçim çağrısını Cumhur İttifakı'nın küçük ortağı MHP'ye yönelik yapıyor / Fotoğraf: Cumhurbaşkanlığı 

Takvimler 15 Temmuz 2002’yi gösterdiğinde gazete ve televizyonların Ankara büroları, ANASOL-M hükümetinin üç ortağından biri olan Milliyetçi Hareket Partisi’nden (MHP) gelen açıklamayı okuyucu ve izleyicilerine aktarmak için çalışmaya başlamıştı.

1999’da işbaşına gelen koalisyonda pürüzler çıkmış ve erken seçim beklentisi artmıştı. 

Bahçeli’nin açıklaması da bu çizgideydi. 

“Değerli basın mensupları” diye başlayan uzunca açıklamada, Türkiye’nin gündemine siyasi belirsizlik ve yönetim boşluğu tartışmalarının bilinçli bir şekilde taşındığı öne sürülüyor ve MHP’nin bu oyunu bozarak seçimlerin 3 Kasım 2002 günü yapılması için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni olağanüstü toplantıya çağırdığı vurgulanıyordu.

Açıklama şu ifadelerle bitiyordu: 

Milliyetçi Hareket Partisi, önümüzdeki nazik dönemde de ilkeli ve kararlı tutumunu sürdürecek ve Türkiye’nin bir hükümet krizine ve siyasi kaos ortamına sürüklenmemesi için sorumlu bir anlayışla hareket edecektir. 

Bahçeli’nin açtığı erken seçim yolundan zaferle çıkan henüz yeni bir siyasi parti olan Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) oldu.

3 Kasım 2002 seçimlerinde tek başına iktidar olan AK Parti, 18 yıldır ülkeyi yönetiyor.

MHP, AK Parti iktidarının ilk dönemlerinde hem partinin lideri Recep Tayyip Erdoğan’a hem de AK Parti hükümetinin politikalarına yaptığı sert muhalefetle dikkati çekti.

 

Anasol M.jpg
MHP, 1999-2002 arasında ANASOL-M hükümetinin ortağıydı / Fotoğraf: AA

 

2014 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde Cumhuriyet Halk Partisi’yle ittifak kuran MHP, Ekmeleddin İhsanoğlu’nu ortak aday olarak kabul etti.

AK Parti ile MHP, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Bahçeli arasındaki buzlar 15 Temmuz darbe girişiminin ardından eridi. Bahçeli, darbeyle devrilmeye çalışan Erdoğan’a destek açıkladı. 

Cumhur İttifakı kuruluyor...

Bu destek, AK Parti ile MHP arasında Cumhur İttifakı’nın kurulmasına kadar vardı. 

17 Nisan 2018’e gelindiğinde TBMM grup toplantısında konuşan Bahçeli, tam 16 yıl sonra yine bir erken seçim çağrısında bulundu:

Türkiye’nin seçim için 3 Kasım 2019’u beklemesi mümkün değildir. Türk milletinin yeni bir zafer ruhuyla sandığa gidip he Cumhurbaşkanı hem milletvekili seçimi yapması en makul yoldur.

Bahçeli yine bir erken seçim yolu açmıştı. 

MHP o seçimlere Cumhur İttifakı çatısı altında girdi, Cumhurbaşkanlığı seçiminde ise Recep Tayyip Erdoğan’ı destekledi.

MHP’nin en büyük ikinci bileşeni olduğu Cumhur İttifakı yoluna devam ediyor ama muhalefet partileri bir biri ardına erken seçim talebinde bulunuyor. 

Bu talep ise iktidar partisi olan AK Parti’ye değil, Türkiye’yi daha önce iki kez erken seçime götüren MHP ve onun lideri Devlet Bahçeli’ye yapılıyor.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP lideri Bahçeli’ye bir çağrı yaptı ve “Ülke yönetilmiyor. Bu ülkenin kurtuluşu bir an önce seçime gitmektir. Bunu kime söylüyorum? Sayın Bahçeli’ye söylüyorum. Bu ülkeyi seviyorsan çık kardeşim yarın sabah, de ki ‘Yeter artık’, Türkiye’yi seçime götür” dedi. 

Aynı çağrı, eski başbakanlardan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’ndan da geldi. 

Bahçeli’nin de memleketi olan Osmaniye’de konuşan Davutoğlu, “Osmaniye’den Bahçeli’ye bir çağrı yapıyorum. Gelecek sene erken seçime gidin” ifadelerini kullandı.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Türkiye’nin ekonomik sorunlarla ve bu büyük ekonomik buhranla mücadele edecek gücü kalmadığını savunuyor. 

“Her derde çare olacağı iddia edilen ama sonradan tek adam rejimi olduğunu vatandaşın da gördüğü, bu yeni saray rejimi bırakın sorunlarını çözmeyi, sorunları katbekat artırmaktadır” ifadelerini kullanan Özel, “İşsizliği düşürme vaadiyle gelenler, işsizliğin yükselmesine, Türk lirasının aşırı değer kaybetmesine, enflasyon canavarının ortadireğin kanını emmesine engel olamamakta, bu konuda gösterdikleri gayretlerin hiçbirisi sonuç vermemektedir” şeklinde konuştu.

 

özgür özel AA
CHP Grup Başkanvelili Özgür Özel / Fotoğraf: AA

 

Gerçekten milliyetçilerse…

Vatandaşın gelecekten umudu kalmadığını, gençlerin gözünün yurtdışında olduğunu ve Türkiye’den herkes ümidini kestiğini söyleyen Özel, “İşte bu şartlarda artık çare milletin meseleye el koymasıdır. Milletin meseleye el koyması, demokrasilerde seçim yoluyla olur. Bugün seçimlerin önünün açılması elzemdir” ifadelerini kullandı.

Genel Başkanımız Kılıçdaroğlu’nun yaptığı çağrıyla hükümetin bakansız, izansız, izahsız ortağına, bu kötü gidişe son vermek için hükümete verdiği anlamsız desteği çekmeye ve ülkeyi seçime götürerek milletin yüzünü güldürecek bir yönetimin iktidara gelmesinin önünü açmasının çağrısını yapmaktadır” diyen Özel şunları söyledi:

Enflasyon bundan çok daha düşük, ekonomi bundan çok daha iyi seviyelerdeyken, iktidarı eleştiren Milliyetçi Hareket Partisi’nin ve Devlet Bahçeli’nin ülke bu hale geldiği halde bu soruna duyarsız kalması, hükümete izahsız bir destek vermesi anlaşılır gibi değildir. Gerçekten milliyetçilerse, gerçekten milletlerini seviyorlarsa, bu AK Parti zulmünden Türkiye’nin kurtulup güzel günlere hep birlikte yürüyeceğimiz bir sürecin önünü açmaları gerekir.

Bahçeli’ye “Seçim matik” benzetmesi

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selim Temurci, Türkiye’nin 2021 yılında “mutlaka” bir seçimle karşı karşıya kalacağını söyledi. “Ülke artık idare edilemiyor. Toplumsal kutuplaşma ve ekonomik meselelerin üzerinde çok fazla durmalıyız. Türkiye artık umutsuzluğun hakim olduğu bir ülke haline geldi” diyen Temurci, “Aslında ülkeyi seçimlere Sayın Cumhurbaşkanı da götürebilir ama bir dönemini asla zayi etmemek için bunu yapmayacak” ifadelerini kullandı. 

Bahçeli için “seçim matik” nitelendirmesinde bulunan Temurci, “Son 20 yılda seçimlere Bahçeli karar verdi. Ancak son 2 yıla baktığımızda Bahçeli’nin AK Parti’yi ve iktidarı MHP’lileştirdiğini görüyoruz. Bahçeli Türkiye’yi tam anlamıyla bataklığın ortasında bırakmadan yine bir seçim istemeyecektir. Ama  yıkım ve buhran toplum tarafından daha da hissedilebilir bir noktaya geldiğinde ipi yine Bahçeli kesecek. Yani ‘seçim matik’ işliyor” dedi. 

 

Temurci.jpeg
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selim Temurci / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Bahçeli’ye yönelik yapılan seçim çağrılarının 20 yıllık süreçte oynadığı rolde gizli olduğunu savunan Temurci, “Türk seçmeni 2018’le kıyasla artık alternatifsiz değil. Biz Gelecek Partisi olarak tüm ülkede teşkilatlandık ve büyük kongremizi 1 Kasım’da gerçekleştireceğiz. Dolayısıyla ‘Seçim matik’ Bahçeli farklı bir tabloyla karşı karşıya kalacak. Seçimler demokrasi yanlılarıyla otoriter sistem yanlılarının mücadelesi olacak. Türkiye Cumhuriyeti artık Cumhurbaşkanlığı sisteminden parlamenter sisteme geçişi konuşacak. Ülke bu haliyle nefes alamıyor, rahatlamaya ihtiyacı var” şeklinde konuştu.

Erken seçim için tek seçenek Bahçeli’nin kararı

Siyasi Analist İbrahim Uslu, meclisteki sandalye dağılımına bakarak Türkiye’ye erken seçime götürecek sadece iki kişi olduğuna değiniyor: Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP lideri Bahçeli.

“Sayın Erdoğan iktidarının süresini kısaltmak istemeyeceğine göre geriye sadece bir isim kalıyor. O da Sayın Devlet Bahçeli” diyen Uslu, zaman içinde Cumhur İttifakı içinde bazı gerilimler yaşandığını hatırlatıyor. 

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e yaptığı “Evine dön” çağrısının ittifak içindeki gerilimden kaynaklandığının düşünüldüğünü aktaran Uslu, “Aslında Bahçeli’nin bu çağrısı bir ‘Milliyetçi blok’ çağrısıydı” diyor. 

 

İbrahim Uslu.jpg
İbrahim Uslu 

 

Uslu, bütün bunlara rağmen muhalefet partilerinin Bahçeli’ye yönelik erken seçim çağrılarının esas gerekçesinin ittifak içindeki gerilim olmadığını düşünüyor.

Erken seçim çağrılarının arkasındaki siyasi strateji

“Burada bir siyasi strateji var” diyen Uslu o stratejiyi şu sözlerle açıklıyor:

Ülke kötü koşullarda, daha da kötü olacak, telafisi mümkün olmayan zararlar oluşacak. Ülkenin bu gidişine karşı hamle yapabilecek yegane kişi Bahçeli’dir ve çağrıyı yapmalıdır. Aslında bu ‘kaşıyan’ da bir çağrı. Bahçeli’yi ekonomik problemlerin sorumluluk ortağı durumuna getiriyorlar ve siyaseten de zor durumda bırakıyorlar. Benzer çağrılarla MHP’nin kötü koşullardan AK Parti kadar sorumlu olduğunu gösteriyorlar. Yani erken seçim çağrısı sadece bu işi yapabilecek tek kişi olduğu için Bahçeli’ye yapılmıyor.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU