Prof. Naci Görür: İstanbul'da tehlike ciddi, 10-15 bin ölümle atlatamazsınız

Gölcük ve Düzce depremlerinin İstanbul'da yaşanması beklenen depremi öne çektiğini söyleyen Prof. Dr. Görür, "Depremin 30 yıl içinde yaşanma olasılığı yüzde 60 oldu" dedi

Bilim Akademisi Üyesi ve Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, TV5'te katıldığı programda olası İstanbul depremiyle ilgili açıklamalarda bulundu. 

Türkiye'de kentsel dönüşümün müteahhitlerin yolunu açtığını, afet ve risk yönetiminde eksikliklerin bulunduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Naci Görür, kendilerinin depremin zamanını bilmediğini ancak bir yer bilimci olarak endişe ettikleri hususları dile getirdiklerini söyledi.

"Gölcük ve Düzce depremleri olmasaydı..."

Hem Düzce hem Gölcük depremlerinin Marmara depremini tetiklediğini söyleyen Görür, "Beklediğimiz deprem halihazırda tetiklenmiştir. 99 depremleri olmasaydı, biz bugün Marmara'da deprem bekliyor olmayacaktık." dedi.

"Anadolu, Kuzey Anadolu, Doğu Anadolu faylarıyla Yunanistan'a doğru her yıl 2, 2.5 santim gelir. Bu hareket durmaz, durdurulamaz. Bu mekanizma en son 13 milyon yıl önce gerçekleşti, daha da devam edecek. O hareket devam ederken bir yerde takılır, kayalar gerilir, eninde sonunda patlar, deprem olur. Bunu şunun için söylüyorum, özellikle Gölcük depremi, o zaman zarfında Marmara'nın altındaki kabuğa 220 – 250 senede birikmesi gereken enerjiyi yükledi. Zaten gerilmişti, Marmara'nın altındaki arz kabuğu çatırdamaya başladı." diyen Görür, Marmara'da 7'den büyük bir depremin yaşanması olasılığının yüzde 60'dan fazla olduğuna dikkat çekti. 

"10 - 15 bin ölümle atlatamazsınız"

Geçen yıl Silivri açıklarında yaşanan 5.8'lik depremin, büyük Marmara Depremi'ni daha öne çekmiş olabileceğini vurgulayan Prof. Görür, Marmara Denizi'nin dünyada en iyi bilinen iç denizi olduğunu da ifade etti. Araştırmalarını devletten bir kuruş almadan uluslararası fonlarla yaptıklarını söyleyen Görür, şunları da söyledi:

İstanbul'da tehlike ciddi. 10 – 15 bin ölümle bunu atlatamazsınız. 1 milyon 600 bin binanın yüzde 1'i, 16 bin bina yapar. Beklediğimiz depremde desek ki, İstanbul'daki depremde insanların yüzde 99'u burnu kanamadan çıkacak. Geriye kalıyor yüzde 1, 16 bin bina, rakamlar 500 bine çıkıyor. Yüzde 1'i de alma. Binde 25'i düşün. 4 bin binayı 4 katla çarpsan, her katta iki daire, 32 bin daire her daireye 4 kişiyi koy, yine 120 binleri bulacaktır. Öyle 10 bin ölümle bu doğru değil. Deprem veya herhangi bir afette en büyük tehlike, o tehlikenin cahili olmaktır.
İstanbul'u veya bir kenti depreme hazırlamak için önce yönetimi depreme hazırlamak lazım. Yani İstanbul'u yönetenlerin, Valilik, belediye veya bunlara bağlı kuruluşların, afet yönetimi nedir, risk yönetimi nedir, biliyor ve sindirmiş olmaları lazım. Depreme hazırlanacaksak, bilinçsiz bir halkla baş edemezsiniz. Yani halk, deprem öncesinde, deprem sonrasında ne yapacağını biliyor olması lazım. Halk eğitimi olmalı.

"Kanal İstanbul depremi tetiklemez ama..."

Kanal İstanbul'un İstanbul'da yaşanacak bir depremi tetiklemeyeceğini ancak depremden çok kötü etkileneceğini de söyleyen Görür, şöyle konuştu:

Kanal İstanbul depremi tetiklemez ama deprem Kanal İstanbul'u çok kötü etkiler. Böyle bir projeyi bir yer bilimci olarak doğru bulmuyorum. Bize çok pahalıya mal olabilir. Depremle bu yapının sınavı depremin bu yapıyı büyük ölçüde tahrip edebileceği gibi bir endişem var, geriye dönüşü olmayan sonuçlara yol açabilir. İstanbul için en sağlıklı proje insanların eve, anadoluya dönmesi projesidir.

 

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU