Cezayir milletvekilleri dün, 8 Mayıs 1945 katliamlarını ‘anma günü' sayan bir yasayı onaylarken, bundan sonraki yıllarda Cezayir'deki Fransız 'sömürge suçları' devlet yetkililerinin katılımıyla anılacak.
Parlamento üyelerinin oy birliğiyle onayladığı yasayla 8 Mayıs 1945 Ulusal Anma Günü olarak kabul edilirken, yasa Cezayir Mücahitler Bakanı Et-Tayyib Zeytuni’nin katıldığı açık oturumda sunuldu.
Yasayla ilgili olarak Zeytuni, Fransız sömürgeciliğinin göstericileri şiddet kullanarak bastırmakla tereddüt etmediğini söyleyerek, en kötü işkence, taciz, baskı ve cinayete maruz kalan on binlerce kurbana atıfta bulundu.
8 Mayıs 1945’te Fransızlar, Nazilere karşı zaferini kutladığı sırada Cezayir’deki Setifi Guelma ve Turna şehirlerinde bağımsızlık talep eden göstericiler Cezayir bayraklarıyla büyük gösteriler düzenledi.
Fransız işgal güçleri o dönem gösterileri zorla bastırarak binlerce insanın ölümüne sebep oldu.
Cezayirlilere göre olaylarda en az 45 bin kişinin yaşamını yitirdiği iddia edilirken, Fransızlar aralarında 103 Avrupalının da bulunduğu kurban sayısının 15 bin ila 20 bin arasında değiştiğini söylüyor.
Cezayir Ulusal Halk Meclisi Başkanı Süleyman Şinnin, “Sömürgeciliği suçlayan bir yasa zorunluluğu, yalnızca parlamentonun, hükümet temsilcilerinin veya egemen yönetimlerin talebi değil, halkında bir talebidir” dedi.
Cezayir'de iktidarda bulunan Ulusal Kurtuluş Cephesi milletvekilleri, 'Fransa, sömürge döneminde Cezayir'deki suçlarını itiraf etmeli ve bunun için özür dilemeli’ ifadelerini kullandı.
Yasa, '8 Mayıs katliamlarının' 75. yıldönümü vesilesiyle Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun'un talebi üzerine geldi. Tebbun konuyla ilgili olarak, 'İnsanlığa ve medeniyet değerlerine karşı işlenen suçlar' ifadelerini kullanırken, sömürgecilerin hedeflerinin yerli nüfusu yabancı sakinlerle değiştirmek için etnik temizlik yapmak olduğunu belirtti.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 2017 yılında Cumhurbaşkanı adayı iken Cezayir’e gerçekleştirdiği ziyareti sırasında, sömürgeciliği insanlığa karşı işlenmiş bir suç ve barbarlık olarak tanımlamıştı.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Independent Türkçe için çeviren: Tuğba Toktaş
