“TL işlemlerinize talibiz” ile başlayan, TL işlemlerinden çıkılmasıyla devam eden, sonunda mutabakat imzası atılan 6 yıllık Euroclear süreci

Devlet İç Borçlanma Senetleri’nin takas ve saklama hizmeti konusunda Euroclear ile anlaşıldı. Ancak Euroclear ile ilişkiler yeni değil. Son dönemde TL işlemleri durdurması ve yeniden başlatmasıyla gündeme gelen Euroclear ile atılan imza neyi kapsıyor?

Kolaj: Independent Türkçe

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) aldığı bir karar sonrası TL işlemlerini durduran, ancak BDDK’nın karar değişikliğiyle bu söz konusu işlemlere yeniden başlayan Belçika merkezli takas kuruluşu Euroclear, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile birlikte çalışacak. 

Bakanlık’tan yapılan açıklamaya göre devlet tahvilleri ve hazine bonosunu kapsayan devlet iç borçlanma senetlerine (DİBS) takas ve saklama hizmeti verilmesi hususunda Euroclear Bank ile anlaşıldı. 

Yazılı açıklamada, "Euroclear Bank saklama özelliğiyle yurt dışı yerleşiklerin Türk lirası, dolar, avro ve altın cinsi Türk tahvillerine erişim sağlayabilme kabiliyetleri artacaktır" ifadesine yer verildi.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak da Twitter’dan yaptığı açıklamada "İstanbul Finans Merkezi hedefleri kapsamında sermaye piyasalarının uluslararası standartlara uyumuna yönelik adımlarımız sürüyor. Euroclear ile yaptığımız iş birliği sayesinde yabancı yatırımcılar TL, döviz ve altın cinsinden tahvillerimize daha kolay erişebilecek. Hayırlı olsun" dedi.
 


Bu karar sonrası, Türkiye’de yerleşik, başka ülkede şubesi olmayan bir bankanın, işlemleri yürütmesi için yurt dışında anlaştığı “muhabir banka” kullanma zorunluluğu ortadan kalkıyor. 

Muhabir bankacılıkta, örneğin Türkiye’deki bir A bankası, müşteri sayısı az olduğu için Kanada’da şube açmamaya karar verdiyse, oradaki müşterilerini mağdur etmemek için Kanadalı B bankası ile anlaşıyordu. 

“Türkiye’ye temkinli yaklaşan yatırımcı daha rahat hissedecek”

Avrupa’nın en büyük takas kuruluşlarından olan Euroclear’ın bankalar, varlık yöneticileri, emeklilik fonları adına bünyesinde sakladığı varlık miktarı 30 trilyon euro’dan fazla. 

Euroclear Sermaye Piyasaları Genel Müdürü Stephan Pouyat, konuyla ilgili Financial Times'a yaptığı açıklamada “Anlaşma, Türkiye’nin borçlanma senetlerini temkinli yatırımcıya açacak” dedi. 

Pouyat, “Ekosistemimizde yer alıp, Türkiye’ye yatırım yapmak için stratejik bir niyeti olanlar artık daha rahat hissedecekler” diye konuştu. 

Devlet tahvillerindeki yabacı payı rekor düşük seviyede 

Stephan Pouyat’ın “temkinli yatırımcılardan” bahsetmesinin nedeni devlet iç borçlanma senetleri içerisindeki yabancı payının 2012’de gördüğü en yüksek seviyeden bu yana yüzde 80’in üzerinde gerilemiş olması. 

Yani 2012’de yaklaşık 60 milyar dolar değerinde DİBS’e sahip yatırımcıların elindeki satmaları sonrası gelinen seviye (29 Mayıs ile biten hafta itibariyle) 7,5 milyar dolar. 

Hazine ve Euroclear arasındaki anlaşmayla ilgili bir kaynak, Financial Times’a yaptığı açıklamada Türkiye’nin yatırımcı güveni kazanmakta zor bir yoldan geçtiğini, Euroclear’ın bu anlamda büyük bir adım olduğunu söyledi. 

“Teknik bir durummuş gibi görünse de gerçekten önemli” diyen kaynak,  “Piyasanın şu anda harika görünmediğini biliyorum ancak her şey çok hızlı değişiyor. Artık altyapımız var ve yatırımcı elbet gelecektir” ifadelerini kullandı. 

Anadolu Ajansı’nın uluslararası bağımsız denetim şirketi PwC'nin araştırmasına dayandırdığı haberine göre  son yıllarda Euroclear ile takas ve saklama hizmeti konusunda iş birliği yapan ülkelerin finansman maliyetlerinde düşüş yaşandığı ve 10 yılda gayrisafi yurt içi hasılalarına 3,8 milyar dolar katkı sağladığı belirtiliyor. 

Euroclear görüşmelerini başlatan eski Borsa İstanbul Başkanı: İlk talep onlardan geldi

Euroclear ile yapılan anlaşmanın geçmişi ise 2014’e dayanıyor. 

Borsa İstanbul Başkanlığı yaptığı dönemde Euroclear ile görüşmeleri başlatan ve sürecin yönetilmesinde önemli isimlerden biri olan İbrahim Turhan, takas kurumunun çalışma mantığını, altı yıl öncesi konjonktürü ve mevcut anlaşmanın sonuçlarını Independent Türkçe’ye anlattı. 
 

İbrahim Turhan
Borsa İstanbul eski Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. İbrahim Turhan, aynı zamanda Gelecek Partisi kurucularından/ Fotoğraf: Enpolitik.com


Turhan, takas işlemleri sırasında tarafların birbirine karşı yükümlülükleri olduğunu ve bu iki tarafı birleştiren takas kuruluşlarının bu yükümlülüklerin yerine getirileceğini garantilemek için teminata ihtiyacı olduğunu hatırlatarak sözlerine başladı: 
 

A kişisinin hissesi, B kişisinin parası varsa, takas kuruluşu A ve B’yi eşleştirip, ikisi arası mutabakatı sağlıyor. 

B kişisi hisseleri, A kişisi parasını alıyor. Her iki taraf da “aldım” ve “sattım” dedikten sonra yükümlülüklerini yerine getirmeyebilir. İşte böyle bir durumun oluşmaması için Euroclear gibi kuruluşlar taraflardan teminat alıyor. 

Biz bireyler olarak teminatı aracı kurumlarda tutuyoruz. Aracı kuruluşlar da yatırım kuruluşları aracılığıyla bu takas kuruluşlarında teminat tutuyor. 

Bir varlığın “teminat” olarak kabul edilmesi, o varlığın  likiditesini, işlem yapma kolaylığını, dayanak olduğu piyasadaki işlem hacmini çok olumlu etkileyen bir durum. 


Altı yıl önce Borsa İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin sermaye piyasalarındaki ağırlığı itibariyle büyük bir atılım içerisinde olduğunu, Türk varlıklarının uluslararası endekslerde ağırlığının ciddi anlamda arttığını söyleyen İbrahim Turhan, kendilerine anlaşma talebiyle gelen tarafın Euroclear olduğunu vurguladı:
 

O dönem yabancı para cinsinden tahviller zaten Euroclear’da işlem görüyordu. Euroclear bize “Biz Türkiye Hazinesi’nin çıkarmış olduğu TL cinsinden tahvilleri de artık teminat olarak kabul etmeyi, işlemlerin buradan yapılmasını düşünüyoruz” dedi. 


İlk kez benimle görüştüler, ben de ilgili yerlere yönlendirdim. Bu işte, Hazine’nin, SPK’nın ve Takasbank’ın yeri çok önemli. Çünkü iki takas kuruluşunun anlaşması gerekiyor. Onların hepsi süratle gerçekleştirildi. Mevzuatla ilgili bazı değişiklik çalışmaları yapıldı ve anlaşma onaya hazır hâle geldi. 


Londra Borsası ile ortaklık anlaşmasının imzalandığı Ocak 2015’te bu çalışmaların detaylarının duyurulduğunu hatırlatan Eski Borsa İstanbul Başkanı, Euroclear ile görüşmelerin 2014’te tamamlandığını, kendisinin Şubat 2015’te görevden ayrılmasının ardından anlaşmanın fiili olarak hayata geçirilmediğini belirtti. 
 

İBRAHİM TURHAN
Borsa İstanbul'un eski Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Turhan (sağda) ve dönemin Londra Borsası Grubu CEO'su Xavier Rolet, 13 Ocak 2015'te stratejik ortaklık anlaşmasına Londra'da imza atmıştı/ Fotoğraf: AA


Turhan, “Sonrasında hem Borsa’nın hem Sermaye Piyasası Kurulu’nun yönetiminde tatsız gelişmeler oldu” dedi ve “Beni hâlâ üzen bir şey var” dediği durumu şöyle anlattı. 
 

Borsa İstanbul, Londra takas kuruluşu London Clearing House’da yüzde 2 pay sahibi olmuştu. Euroclear daha çok kıta Avrupa’sına hâkim. Londra ise küresel piyasaların kalbi. Aldığımız hisse karşılığında Yönetim Kurulu’nda yer, oy ve söz hakkı kazandık. Bu da satıldı. Görülen o ki Euroclear projesi de yürütülmemiş bugüne kadar. 

 

Borsa İstanbul, Londralı takas kuruluşunun yüzde 2'sine sahipti

Borsa İstanbul’dan 13 Ocak 2015’te yapılan açıklamada Londra Borsası Grubu (LSEG) ile türev ve endeks ürünlerini kapsayan geniş kapsamlı bir anlaşmanın tamamladığı duyurulmuştu. 
 
Buna göre, türev ürünler ile ilgili anlaşma kapsamında LSEG, Borsa İstanbul’un piyasa kapitalizasyonu ve işlem hacmi bakımından önde gelen şirketlerini içeren BIST 30 endeksine ve pay senetlerine dayalı vadeli işlem ve opsiyon ürünlerini yatırımcılara sunabilecekti.
 

İbrahim Turhan
Londra'da yapılan imza törenine dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile eski Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, AK Parti'nin eski Genel Başkan Yardımcısı Beşir Atalay da katılmıştı/ Fotoğraf: AA


LSEG’nin iştiraki takas kuruluşu London Clearing House (LCH.Clearnet) merkezi karşı taraf işlevini üstlenmişti. 

İbrahim Turhan’ın 7 Haziran seçimleri için milletvekili aday adayı olmak üzere görevinden ayrılmasından önce yürüttüğü son proje ile Borsa İstanbul, London Clearing House’un yüzde 2 hissesini Şubat 2015’te satın almıştı. 

“Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?"

Euroclear ile süreci başlatan kişi olarak bugün açıklanan anlaşmanın sevindirici bir haber olduğunu vurgulayan İbrahim Turhan, son dönemde sermaye piyasalarını direkt etkileyen kararları da eleştirerek “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? Bir taraftan siz finansal sektörle ilgili bir sürü kısıtlayıcı, zorlaştırıcı karar açıklıyorsunuz, diğer taraftan TL cinsinden varlıkların Euroclear’da teminata kabul edilmesini, işlem görmesini sağlıyorsunuz” dedi ve ekledi: 
 

Swap limitleri düşürülerek, valör ve vergi getirilerek, ikinci el piyasalarda eurobond alımlarına kısıtlama koyularak finansal sektörle ilgili bir çok kısıtlayıcı, zorlaştırıcı karar açıklandı. Daraltıcı ve içe kapatıcı hamleler bunlar. Yurt dışı TL piyasasını öldürüyorsunuz. Bizim orada 50 milyar doları aşkın TL piyasamız vardı. 


Euroclear anlaşmasının olumlu olduğunu, DİBS’lere olan talebi artıracağını söyleyen Turhan, beklenen sonucun elde edilmesi için ise şu şartın olması gerektiğini vurguladı: 
 

Dışa açık, küresel piyasalarla entegre şekilde çalışan, sermaye hareketlerinin serbest olduğu, öngörülebilirliğin olduğu, uluslararası standartların burada da geçerli olduğu, hukuk güvencesinin olduğu bir ortam gerekiyor. Bu olmadan bunu yapmak, beklenen faydayı sağlayacak mı bilemiyorum doğrusu. 


Ne olmuştu?

BDDK’nın gerekçelerini “Kovid-19 salgınının yol açtığı finansal risk artışının azaltılması ve TL kaynakların verimli şekilde, ağırlıklı olarak kamu ve özel kesimin finansman ihtiyacının giderilmesinde kullanılmasına öncelik verilmesi” diyerek açıkladığı kararlarından ilki 12 Nisan’da duyuruldu. 

Buna göre Türk Lirası almak isteyen yabancı bankaların öz kaynaklarının yüzde 10’u oranında belirenmiş swap (TL değiş-tokuşu) limiti yüzde 1’e çekilmişti. Bu oran, geçtiğimiz sene yüzde 50’ydi. 

O dönem ekonomistlerin “yabancıya swap yolu kapandı” diyerek açıkladığı bu karardan sonra, BBDK’nın 5 Mayıs tarihli duyurusu ise Türkiye’de bankaların yurt dışındaki bankalarla TL işlemlerini sınırlıyordu. 

Bu açıklamaların ardından Lüksemburg merkezli Clearstream Banking ve Belçika merkezli Euroclear Bank, 18 Mayıs itibarıyla Türk Lirası cinsinden işlemlerini askıya aldıkları açıkladı. 

Clearstream’in web sitesinden yapılan açıklamada Türk Lirası cinsi işlemlerin, ”Türk Lirasına koronavirüs nedeniyle getirilen likidite kısıtlamaları" nedeniyle artık elverişli koşullarda takas edilemeyeceği için geçici olarak durdurulduğu belirtilmişti.

BDDK, 20 Mayıs’ta yeni bir açıklama yayınladı ve Clearstream Banking ve Euroclear’ın döviz takası (swap) işlemlerini kısıtlamasından muaf tutulduğunu duyurdu. 


 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU