Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar “Asil milletimizin bağrından çıkan TSK, kurumsal bir yaklaşımla daima, 'ben' demeden 'biz' diyerek akıl ve bilim ışığında anayasa ve yasalar çerçevesinde Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda milletinin emrinde, görevinin başındadır” dedi. 

222. Filo Komutanlığı'nı ziyareti sırasında buradaki personelle bayramlaşan Akar, bu ifadeleri burada yaptığı konuşmada kullandı.

“TSK, Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda milletinin emrindedir”

Türk Silahlı Kuvvetlerinin, asil milletinin sevgisi, güveni ve duasından aldığı güçle bugüne kadar her türlü mücadeleyi yaptığını, bundan sonra da aynı şekilde yapmaya devam edeceğini dile getiren Akar, şöyle konuştu:

Türk Silahlı Kuvvetleri asil milletimizin sevgisi, güveni ve duasından aldığı ilhamla, duygusal, kişisel, ön yargılı bilgi ve yorumların dışında, vazifesini hukuk çerçevesinde ve şeffaf şekilde yapma gayreti içindedir. Bugüne kadar olduğu gibi görevlerimizi şu anda 5 operasyon bölgesinde büyük bir azim ve kararlılıkla yaparken, bu faaliyetlerimizi tamamen hukuk çerçevesinde icra ettiğimizi ve tüm bu faaliyetlerin şeffaf, her türlü denetime açık olduğunu herkesin bilmesi lazım. TSK bu milletin bağrından çıkmış bir kurumdur, yani asil milletimizin bağrından çıkan TSK, kurumsal bir yaklaşımla daima, 'ben' demeden 'biz' diyerek akıl ve bilim ışığında anayasa ve yasalar çerçevesinde Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda milletinin emrinde, görevinin başındadır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.

Akar açıklamasında, “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, milletin sevgisi, güveni ve duasından aldığı ilhamla; duygusal, kişisel, ön yargılı bilgi ve yorumların dışında, vazifesini hukuk çerçevesinde ve şeffaf şekilde yapma gayreti içinde olduğunu” da söyledi.

Bu açıklamalar, geçtiğimiz hafta Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümamiral Cihat Yaycı’nın görevden alınmasından sonra yapılan yorumları akla getirdi. 

TSK içindeki FETÖ’yle mücadelenin önemli aktörlerinden biri olarak gösterilen Yaycı, Libya’yla imzalanan Deniz Yetki Anlaşması’nın da mimarı olarak işaret ediliyordu. Yaycı’nın medyada çok fazla öne çıkmasının bakanlık ve komuta katında rahatsızlık doğurduğu iddia edilirken, görevden alınmasına giden yolu bu durumun açtığı belirtiliyordu.

Independent Türkçe