23. İstanbul Tiyatro Festivali 13 Kasım'da sanatseverlerle buluşuyor

13 Kasım – 1 Aralık tarihlerinde gerçekleşecek festival kapsamında 28 tiyatro, dans ve performans topluluğu sahne alacak

Festival bu yıl Rusya’dan 4 farklı yapıma ev sahipliği yapıyor (İKSV)

Tiyatroseverlerin merakla beklediği festival zamanı nihayet geldi. İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen 23. İstanbul Tiyatro Festivali, 13 Kasım’da perdelerini açıyor.

1 Aralık’a kadar sürecek festivalde yurtdışından 12, Türkiye’den 16 olmak üzere 28 tiyatro, dans ve performans topluluğunun gösterisine sahne olacak. 

Bu yıl “Hayat ters yüz” sloganıyla tiyatroseverlerle buluşan festival, sahne sanatlarının genel kabul görmüş kalıplarının sorgulandığı, alışılmışın dışında sahneleme tekniği ve yapısına sahip performanslardan oluşan programıyla “sahne neresi?” ve “oyuncu kim?” gibi sorulara yanıt arıyor.

İstanbul Tiyatro Festivali’nin geçtiğimiz sene Golden Mask Rus Sahne Sanatları Festivali ile başlayan işbirliği bu yıl Rusya’dan gelecek 4 farklı yapımla devam edecek. Festivalde Genco Erkal’ın 60., Dostlar Tiyatrosu’nun ise 50. yılı kutlanacak. Genco Erkal üç ayrı oyunu “Yaşamaya Dair”, “Bir Delinin Hatıra Defteri” ve “Merhaba” ile festival kapsamında seyirci karşısına çıkacak. Festivalin açılışı Şahika Tekand’ın yazıp yönettiği ve oynadığı Io ile yapılacak. Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı ve İKSV işbirliğindeki proje kapsamında bir yıl boyunca tiyatro eğitimi alan bölge gençlerinin katılımıyla hayata geçirilen Tuşba Kent Tiyatrosu’nun sahneleyeceği Dünyanın Ortasında Bir Yer festival seyircisiyle buluşacak. Gülriz Sururi’ye bir saygı duruşu niteliğindeki Kaldırım Serçesi ise Altıdan Sonra Tiyatro ekibi tarafından sahnelenecek.

İşte festivalin kaçılmaması gereken yapımlarından bazıları:

IO

IO-IKSV.jpg
(İKSV)

 

Tragedya ve klasikleri özgün yaklaşımıyla sahneye taşıyan Şahika Tekand, bu kez; tragedyası Io aracılığıyla, Olympos ve Zeus’la hesaplaşıyor. Mitolojiyi başka bir ele alışla okuyan oyun; ataerkil dünya düzenini, hafızasını ve sorgulama yetisini terk eden bugünün insanını, şiirsel bir aksiyon düzeni ile sahneye taşıyor. Işık, ses ve hareketin dinamik ve gerilimli birlikteliğiyle yürüyen oyunda, hareket düzeni hareketin müziğini görünür kılarken, konuşma düzeni de dilin müziğini esas alarak esere müzikal bir dinleti niteliği kazandırıyor.

13 Kasım Çarşamba 20:30 / UNIQ Hall

30 Kasım Cumartesi 20:30 / UNIQ Hall

TRAPTOWN

traptown - IKSV.jpg
(İKSV)

 

Dünyanın en önemli dans topluluklarından biri olan Ultima Vez, seyircisini derinden etkileyen gösterisi TrapTown ile festivale konuk oluyor. Wim Vandekeybus’un yönettiği ve koreografisini üstlendiği TrapTown, Ultima Vez’in gündelik hayatımızın sıradanlığı üzerine sahneye koyduğu sıra dışı bir çalışması. 

16 Kasım Cumartesi 20:30 / UNIQ Hall

17 Kasım Pazar 15:00 / UNIQ Hall

18 Kasım Pazartesi 20:30 / UNIQ Hall

YAŞAMAYA DAİR

YAŞAMAYA DAİR - IKSV.jpg
(İKSV)

 

1959’da başladığı sanat yaşamında, sayısız oyunu sahneye taşıyan Genco Erkal, Sarsıcı bir Nazım Hikmet uyarlaması olan Yaşamaya Dair’de büyük ozanın Bursa Cezaevi’ndeki yaşamı ve eşi Piraye Hanım’a olan tutkusuna odaklanıyor. Nazım’ın destansı şiiri bir kez daha hayat bulurken, sahnede Erkal’a, unutulmaz ve içe işleyen sesiyle Tülay Günal eşlik ediyor.

16 Kasım Cumartesi 20:30 / Caddebostan Kültür Merkezi

HER YOL KUZEYE ÇIKAR

HER YOL KUZEYE ÇIKAR - IKSV.jpg
(İKSV)

 

Moskova Balesi özgün sanatsal vizyonunun merkezine çağdaş dansı ve baleyi koyan yenilikçi bir dans topluluğu. Belçikalı koreograf Karine Ponties’in topluluğun yedi çağdaş dansçısıyla çalıştığı Her Yol Kuzeye Çıkar, yalnızca dansseverlere değil, güncel sanata ilgi duyan ve bu sanatın sıra dışı örneklerini görmekten haz duyan herkese sesleniyor.

18 Kasım Pazartesi 20:30 / Zorlu PSM

19 Kasım Salı 20:30 / Zorlu PSM

SİRK

 

Rusya’nın köklü tiyatrosu Theatre of Nations’ın sahneye koyduğu müzikalin yönetmenliğini günümüz Rus tiyatrosunun yeni neslinin adından en çok söz ettiren yönetmenlerinden Maxim Didenko üstleniyor.

Sirk, ünlü sinema yönetmeni Grigory Alexandrov’un kült filmi, 1936 yapımı Sirk’e dayanıyor. Maxim Didenko, bu müzikalde rüyanın gücünü ele alıyor ve onu cazibesiyle yeniden tanımlıyor.

19 Kasım Salı 20:30 / Zorlu PSM

YEVGENİ ONEGİN

 

1800’lerin özgürlük aşığı romantik kuşağının öncüsü, çağdaş Rus edebiyatının kurucusu kabul edilen Puşkin için Gorki, “başlangıçların başlangıcı” demişti… Puşkin’in döneminin devrimini gerçekleştiren anlatısı, adı tarihe geçen Vakhtangov Tiyatrosu’nun oyuncuları ve Rimas Tuminas’ın yapıtın karakterlerine hafıza ve hayal gücü kazandırmasıyla başkalaştı. Puşkin’in gücü ve Tuminas’ın tutkulu yorumuyla Yevgeni Onegin, gerçekle hayal gücünü hayranlık uyandıran bir koreografiyle yansıtıyor.

21 Kasım Perşembe 20:00 / Zorlu PSM

22 Kasım Cuma 20:00 / Zorlu PSM

IONESCO DOSYASI

Ionesco Dosyası - IKSV.jpg
(İKSV)

 

Festivalin üzerine en çok konuşulacak topluluklarından Théâtre de la Ville, Emmanuel Demarcy-Mota’nın yönettiği Ionesco Dosyası ile İstanbul’da… İstisnasız her yapımıyla adından söz ettiren Demarcy-Mota, topluluğuyla 2012’de festival programında Ionesco’nun Gergedan’ıyla yer almış ve seyircinin beğenisini kazanmıştı. Théâtre de la Ville, uyumsuz tiyatronun en önemli ismi olan Ionesco’nun Jack, or The Submission, İki Kişilik Hırgür, Kel Şarkıcı, Ders ve Conversation and French Speech Exercises gibi oyunlarından özenle uyarlanmış bir gösteriyle büyük yazara saygılarını sunuyor.

22 Kasım Cuma 20:30 / DasDas

23 Kasım Cumartesi 15:00 / DasDas

23 Kasım Cumartesi 20:30 / DasDas

İRAN KONFERANSI

IRAN KONFERANSI - IKSV.jpg
(İKSV)

 

Ivan Vyrypaev’in yazdığı ve Theatre of Nations’ın sahnelediği İran Konferansı, “gerçek” aktörlerin bizleri herhangi bir şey hakkında nasıl ikna edebileceğini parlak ve çarpıcı monologlarla tartışıyor.

Oyunda, Danimarka’nın “en iyi beyinleri”, sözde İran sorununu tartışmak ve bir sonuca varmak için Kopenhag’daki bir konferansta toplanmışlardır. Karşılarındaysa toplumun önde gelen aydınları ve halk vardır. Başbakan, bir askeri gazeteci, bir papaz ve Nobel Ödüllü İranlı bir şair de dahil olmak üzere 9 konuşmacı, insan hakları, tanrı ve maneviyat hakkında çıkarsamalarda bulunur.

23 Kasım Cumartesi 20:30 / Zorlu PSM

BAK SEN!

BAK SEN - IKSV.jpg
(İKSV)

 

Üç sanatçı, kendi yarattıkları masallardan yola çıkarak, önceden kurguladıkları gerçek dışı bir evrende buluşuyorlar. Performans, Talin Büyükkürkciyan ve Tolga Tüzün’ün “bu dünyada bugün yaşamanın ne demek olduğu” fikri üzerine yazdığı yedi soyut masalı içeriyor. Bak Sen!; dans, ses ve görsel sanatların birbiriyle etkileştiği, koreografi temelli bir doğaçlama.

23 Kasım Cumartesi 20:30 / Arter

24 Kasım Pazar 15:00 / Arter

KALDIRIM SERÇESİ

KALDIRIM SERÇESİ - IKSV.jpg
(İKSV)

 

Sadece sesiyle değil, hayata, müziğe ve aşka olan tutkusuyla da ölümsüzleşen Edith Piaf; 48 yıllık trajik hayatında dibi de gördü, zirveyi de. Kaldırımda doğmuş, yaşamı boyunca yoksulluk ve hastalıklarla boğuşmuş olsa da; hayatı müthiş bir tutku ve cesaretle kucaklayarak, giderek dünyayı sarsan bir efsaneye dönüştü. 1950’ler Fransa’sından 80’ler Türkiye’sine uzanan bu hayat yolu, Tülay Günal’ın etkileyici yorumuyla yeniden bizimle... Kaldırım Serçesi, eseri kaleme alan Başar Sabuncu’ya ve 1982’deki yorumuyla Edith Piaf ile özdeşleşen Gülriz Sururi’ye de bir saygı duruşu niteliğinde...

23 Kasım Cumartesi 20:30 / Caddebostan Kültür Merkezi

24 Kasım Pazar 18:00 / Caddebostan Kültür Merkezi

YANGINLAR

YANGINLAR - IKSV.jpg
(İKSV)

 

21. İstanbul Tiyatro Festivali'nde sahnelenen Yalnız adlı oyunuyla büyük beğeni kazanan Wajdi Mouawad’ın yazdığı Yangınlar, Murat Daltaban yorumuyla festivalde. Ortadoğu’nun dinmeyen yangınını, 1970’lerden başlayarak; Kanada’dan Lübnan’a, bir anneden çocuklarına uzanan etkileyici bir kurguyla anlatan Yangınlar, savaşın yıkıcılığını bir aile üzerinden sahneye taşıyan çarpıcı bir oyun. Oyunun ana hikâyesi 1975-90 tarihleri arasında yaşanan Lübnan İç Savaşı olsa da; tragedya ve mitoloji, Ortadoğu’nun yakın tarihini sarmalıyor. Tarihsel belge ve olayları yeniden kurgulayan Yangınlar, gerçeği kişisel hikayeye dönüştürüyor.

27 Kasım Çarşamba 20:30 / Zorlu PSM

28 Kasım Perşembe 20:30 / Zorlu PSM

KAYIP KİMLİK

KAYIP KİMLİK - IKSV.jpg
(İKSV)

 

Marco Martins’in, kurgu ve gerçeklik arasındaki sınırları yeniden keşfettiği Kayıp Kimlik, hatıralarımıza odaklanan, film, tiyatro ve dans gibi disiplinleri bir araya getiren ve bizi bugünün dünyasının duygusal haritasına davet eden bir gösteri. Sahnede Beatriz Batarda ve Romeu Runa var; Martins’in ifadesiyle, çok sayıda bilinç ve bilinçdışı yansımanın iç içe geçtiği hatıralar deposu olarak iki beden… Batarda ve Runa’nın çocukluk anıları ve ebeveyn ilişkileri, birbirleriyle köprüler kurarak yarattıkları diğer karakterler sayesinde aile hayatına dair bir dil oluşturuyor. Gösteri boyunca değiştirilen ve dönüştürülen, biyografik verilerle şekillendirilen, tahrip edilip yeniden inşa edilen ev, iki bedenin anlatılarıyla sonsuz sorular üretiyor: Nereye aitiz? Hangi anı biziz? Hangi anımız kurgu? Hangisi gerçek?

28 Kasım Perşembe 20:30 / DasDas

DAHA DA BETER VE BETER VE BETER OLACAK ARKADAŞIM

DAHA DA BETER OLACAK ARKADAŞIM - IKSV.jpg
(İKSV)

 

Hitabet ne kadar etkili olabilir? Mesela bir silah kadar etkili olabilir mi? Ya da hitabet aynı zamanda etkili bir silah mıdır? Lisbeth Gruwez bu sorulardan yola çıkarak oluşturduğu performansında, yüzyıllar boyunca kitleleri büyüten, kimi zaman “daha iyisi” kimi zaman da “en beteri” için onları harekete geçiren hitabete odaklanıyor.

29 Kasım Cuma 20:30 / Caddebostan Kültür Merkezi

30 Kasım Cumartesi 20:30 / Caddebostan Kültür Merkezi

TEMİZ ŞEHİR

TEMİZ ŞEHİR - IKSV.jpg
(İKSV)

 

“Daha iyi bir hayat mümkün mü?” Sınıfın, statünün ve cinsiyetin geçersiz kılındığı bir soru; kim sormamıştır ki kendine “daha iyi bir hayat mümkün mü?” diye… Ama dünyanın bazı yerlerinde, özellikle de koşullar yaşamamızı daha da zor ve çetrefilli bir hale getiriyorsa, bu soru sıklıkla sorulur ve sonunda “daha iyiye” doğru bir yolculuk başlar, daha iyiyle neyi düşündüğümüz değil, neye varacağımız, bizi neyin beklediği hayatımızı ve bakışımızı şekillendirir. Belgesel tiyatro dediğimizde ilk aklımıza gelen topluluklardan biri olan Rimini Protokoll ile çalışma fırsatı bulan ve sahneye koydukları işlerle dünyanın önde gelen festivallerinden davetler alan Anestis Azas ve Prodromos Tsinikoris de bu soruyu odağına alıp, bir umutla Atina’ya gelen göçmen kadınları Temiz Şehir’in “kahramanları” yapıyor. Günlük hayatlarında temizlik işçiliği yapmaya devam eden beş kadından oluşan oyuncu kadrosuyla Temiz Şehir, bugüne kadar Maksim Gorki Tiyatrosu’ndan Münchner Kammerspiele’ye kadar Avrupa’nın pek çok şehrinde sahnelendi ve dünyanın önemli merkezlerinde seyirciyle buluştu.

30 Kasım Cumartesi 20:30 / Zorlu PSM

1 Aralık Pazar 18:00 / Zorlu PSM

“BİR ŞEY” & KEDİ KEDİ

BİR ŞEY - IKSV.jpg
(İKSV)

 

“bir şey”
Genç dans sanatçısı Ekin Tunçeli kendi kişisel yolculuğundan hareketle, ait olduğu jenerasyona ve büyük insanlık ailesine ait “bir şey”i, bir derdi, sahneye bedeniyle taşıyor. Yapılması gerekenlerle yapılmak istenenler, belirsizlik, ne yapacağını bilememe hali, buhran, kararsızlık ve umutsuzluk gibi duygular arasında dolaşan bir beden bu. Seyirci sahnede, o bedenin taşıdığı sorularla karşılaşacak. Sahne aslında dansçının acaba’larla dolu kafasının ta kendisi…

kedi kedi
Bir hikaye anlatma derdinden çok, kendine özgü hareketsel ve performatif bir anlatma biçimi öneren, çalışma tarzı olarak da o biçimde ısrarcı olup; hikayenin o biçim etrafında neredeyse kendiliğinden ve kimi zaman da tesadüfen oluşmasına izin veren, iki kişilik deneysel bir dans parçası. kedi kedi seyirciyi, günlük dinamiklerden uzaklaşıp dansçıların yarattığı samimi ve eğlenceli atmosfere dahil olmaya davet ediyor.

1 Aralık Pazar 13:00 / MSGSÜ Çağdaş Dans Anasanat Dalı Stüdyosu

 

Independent Türkçe için derleyen: Sezin Bala

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU