Erdoğan’ın “şehit edildi” dediği Nuri Killigil’in kayıp mezarı 67 yıl sonra bulundu

Enver Paşa’nın kardeşi Nuri Paşa’nın, Kağıthane’deki mühimmat fabrikası havaya uçmuş, Killigil ile beraber 27 kişi hayatını kaybetmişti

Tarih araştırmacısı Atilla Oral, 67 yıl sonra bulduğu Killigil7in mezarı başındı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Sakarya’da AK Parti adaylarını tanıttığı törendeki konuşmasında söz etmişti Nuri Killigil’den. 

Erdoğan’ın  “Nuri Killigil'in silah fabrikasının bir sabotajla ortadan kaldırılıp kendisinin şehit edilmesi de tarihimizin bir başka karanlık sayfasıdır” dediği isim, Enver Paşa’nın kardeşi, Nuri Paşa.

Sırrı, tarihçi Atilla Oral’ın kitabı ortaya çıkardı

Tarih araştırmacısı Atilla Oral'ın yıllarını verdiği “Kafkasya’da İslam Ordusu Kumandanı, Haliç’te Silah ve Cephane Fabrikatörü, Enver Paşa’nın Kardeşi Nuri Killigil” adını taşıyan kitap, 2016 yılında basıldı.

İlk kez basılan fotoğraf ve belgeler, Killigil ve patlayan mühimmat fabrikasıyla ilgili bilinmeyen pek çok olayı gün yüzüne çıkardı.

Sabotaj iddiası o zaman da dile getirildi

Tarih 2 Mart 1949. Akşam saatlerinde Sütlüce’de, İstanbul’un her yerinden duyulan korkunç bir patlama meydana geldi; yarım saat sonra bir büyük patlama daha. 

Sütlüce’deki Nuri Killigil Silah ve Cephane Fabrikası idi havaya uçan. İlk patlamanın ardından yangın baruthaneye de sıçramış, patlamalar ardı ardına gelmişti. 

Yangın ertesi gün söndürüldüğünde, fabrikanın sahibi Killigil’in de aralarında bulunduğu 27 kişinin yanarak hayatını kaybettiği anlaşıldı. Bir iddiaya göre sabotajdı. 

15 kişiye ait ceset parçaları, 3 ayrı tabuta paylaştırıldı

Atilla Oral'ın kitabından aktaralım: Kime ait olduğu belli olmayan kol ve bacaklar, yanarak kömürleşmiş ceset parçaları ortalıktaydı.

Facia mahallinde yapılan aramalarda Nuri Paşa’nın cesedinin ana gövdesine ulaşılamadı. 

Fakat kolunun yarısı, elleri, ayağı ve bazı vücut aksamı ve çeşitli eşyaları bulunabildi. Ceset parçaları topluca morga kaldırıldı. 

Paşanın ana gövdesi 20 gün sonra ortaya çıktı!… Kimlik tespiti için birkaç gün halka gösterildi ve 7 Mart günü üç ayrı tabutun içine paylaştırıldı.

Nuri Paşa’nın; “kolunun yarısı, elleri, ayağı ve bazı vücut aksamı” dahil toplam 15 işçinin cesedi için 7 Mart günü Beyazıt Camii’nde cenaze namazı kılındı. 

Cesedi, 20 gün sonra Haliçte su yüzüne vurdu

Yapılan cenaze töreniyle Edirnekapı’da hazırlanan Nuri Killigil Fabrikası Şehitliği’nde hepsi birden toprağa verildi.  

İnfilâk anında Nuri Paşa’nın Haliç sahiline savrulduğu düşünülüyordu. Sütlüce sahilinde sandallarla arama yapan işçiler sahili günlerce arayıp taradı. 

Ailesi Nuri Paşa’nın cesedini aramaktan vazgeçmedi. 22 Mart günü Nuri Paşa’nın cesedi kendiliğinden su yüzüne çıktı. 

Müftülükten şok fetva: Cenaze namazı kılınamaz!..

Cesedin kolları ve bacakları kopmuş, kafatası dağılmıştı. Paşadan geriye kalan;  yüzünün yarısı, boynu ve belden yukarı gövdesiydi. Hiç olmazsa artık cenaze namazı kılınacaktı. 

Ablası Hasene Hanım hemen cenaze töreni için hazırlıklara girişti, mezar taşı sipariş etti ve İstanbul Müftülüğü’ne başvurdu.

Cesedin bulunmasından bir gün sonra İstanbul Müftülüğü şok bir fetva verdi; ‘ceset parçası için cenaze namazı kılınamazdı!’ Hazırlıklar iptal edildi. 

 

 

İmamsız, hocasız cenaze töreni!..

Sevenleri Nuri Paşa için 24 Mart 1949 günü gözden uzak, sessizce, yasal olmayan bir cenaze töreni düzenledi. Cenazesi küçük bir tabuta koyuldu, Türk bayrağı ile sarıldı. 

Fabrika enkazı arasındaki küçük alanın orta yerinde, örtü serili bir masanın üzerine konuldu.

Paşa’nın yeğeni Faruk Kenç, fabrika müdürü Hüseyin Hüsnü Erkilet ve yaklaşık 35 kişi ile tören yapıldı. 

Mezar taşı konulamadı

Erkilet paşanın yaptığı kısa konuşmadan sonra İstiklâl Marşı okundu, saygı duruşunda bulunuldu. Törene katılan üniformalı birkaç subay saygı duruşuna asker selâmıyla katıldı. 

Müftülük imam göndermediği için işçilerinden biri Kuran ve dua okudu. Killigil’in naaşı kamyonet kasasına yerleştirildi, birkaç otomobilden oluşan küçük bir konvoy eşliğinde Edirnekapı Şehitliği’ne getirildi. 

Faruk Kenç ve Erkilet Paşa ve işçilerin omuzlarında taşındı. Nuri Killigil Fabrikası Şehitliği’nde annesinin kabrine çok yakın bir yerde defnedildi. Mezar taşı koyulamayacağı için üzerindeki toprak tesviye edildi.

 

 

Boş tabut iddiası ve gerçek

Çeşitli kaynaklarda Nuri Paşa’nın cenazesi bulunamadığı için boş tabutla gömüldüğü yazılı. Atilla Oral “Olayın gerçeği şudur” diyerek  anlatıyor:

“Nuri Paşa’nın vücuduna ait ceset parçaları 7 Mart 1949’da, Beyazıt’ta kılınan cenaze namazı ardından Nuri Killigil Fabrikası Şehitliği’ne gömüldü. 

Sabotaj iddiası, İsrail’in tanınması

Nuri Paşa’nın cesedinin ana gövdesiyse, annesinin mezarının yanı başındaki yerde, 24 Mart 1949 tarihinde toprağa verildi.

Araştırmacılık sorumluluğunu yerine getirip, kapalı kalmış bir tarihi sergilemeye çalıştım. 

Patlamanın sabotaj olduğunu öne süren yazar, Nuri Paşa’nın gayri resmi olarak cenazesinin gömüldüğü gün, Ankara’da Bakanlar Kurulu’nun İsrail devletini derhal tanıma kararı almasının tesadüf olamayacağını savunuyor.
 

DAHA FAZLA HABER OKU