İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.
Dervişoğlu'nun konuşmasından satırbaşları şu şekilde:
Erdoğan sebep, pahalılık sonuçtur. Erdoğan sebep, vergiler sonuçtur. Cumhurbaşkanı Erdoğan sebep, fakirlik sonuçtur.
Kiracı kirasının artışını gece rüyasında kabus diye gören vatandaş, dolmuş parasını düşünen gariban, Mehmet Şimşek ve amiri Erdoğan tarafından suçlu ilan edilmektedir. Enflasyon suçlusu görülmektedir.
Her an şu ses de kulaklarınızda çınlasın. İhanetin zaman aşımı yoktur. İhanetin yaşı da yoktur zaman aşımı da yoktur. Her geçen gün hesap vermeye bir gün daha yaklaşacaksınız!”
(Papa 14. Leo'nun Türkiye ziyareti) 1700 yıl sonra İznik'te ayin yaptırdılar. Mustafa Kemal'e olan düşmanlıklarıyla bu sefer 'o yapmadıysa biz yapalım' dediler.
Burada milletimizin huzurunda Papa ile ilahi söyleyenlere söylüyorum. Heybeliada'da ruhban okulu müjdesi veren bir ABD Büyükelçisi'ne ne söylüyorsunuz?
Bu süreç, canibaşını serbest bırakmak için kurdukları bir tuzaktır. Büyük ortak milletin buna razı olmayacağını çok iyi biliyor. Küçük ortağın zaten bir sorumluluğu yok.
"Haysiyetin çiğnendiği yerin adı Cizre"
Şırnak Cizre'de bu ahlaksızlığa imza atanlara, izin verenleri hadleri bildirilmeli. Devletimiz misafirlerini koruyacak kudrettedir, şov yaptırmayacak haysiyettedir. O haysiyetin çiğnendiği yerin adı Cizre'dir.
Şırnak'ın Cizre ilçesi Kuzey Irak'a bağlandı da bizim mi haberimiz yok? Bunlara kapı arkasında söz verildi de bizim haberimiz mi yok, Barzani Şırnak'ta ev sahibi ne demektir. Bu işler organize işler, ısınma turları. Bunlar Suriye'deki PKK elebaşı olan Mazlum Abdi'ye yol yapıyorlar.
Sayın Cumhurbaşkanı olup bitenlere karşı yine sessiz, paratoneri ise vermiş veriştirmiş. Kurucu önder dediği eşkıyanın elemanlarına diyor. Terör örgütlerinin elebaşları hadlerini aşıyorlarmış, falan filan. Bir yıldır ne söylüyoruz?
"Tavizleri kürsüden veriyorsunuz, raconu köşe yazılarından kesiyorsunuz"
Tavizleri kürsülerden veriyorsunuz, raconları köşe yazılarından kesiyorsunuz. Aslında milletten utanıyorsunuz.
Madem PKK silah bırakmakta direniyor, bu sözde çözüm sürecinin ne anlamı kalmıştır?
Bir taraftan süreçten sadece Öcalan'ın serbest bırakılmasını bekliyor, diğer taraf Öcalan'ın liderlik egosunu okşayarak netice almaya çalışıyor. Ortada kirli bir pazarlık var.
Size tarihin sesiyle sesleniyorum: Onlar İmralı'ya biz Samsun'a, onlar İngiliz zırhlısına biz Bandırma Vapuru'na, onlar Öcalan'ın kapısına biz Ata'nın yoluna, onlar saraya biz Meclis'e.... O yüzden hepsi bir, biz tekiz.
Independent Türkçe