İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın "casusluk" soruşturması kapsamında geçen pazar günü CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, danışmanı Necati Özkan ile birlikte tutuklanmasına karar verilen gazeteci Merdan Yanardağ, adliyede yaşananları sosyal medya hesabından paylaşıldı. Yanardağ, tutuklama kararı verildiği anları, "Hakim hızla salona girip yerine geçti ve yüzümüze bakmadan ve sanki elinde bir metni okuyor gibi ayrı ayrı tutuklandığımızı söyledi... Tam bu sırada hakim çıkmaya çalışırken Ekrem İmamoğlu yüksek sesle 'burada yargılama yaptığınızı zannediyorsunuz şimdi burası bir mahkeme mi yüzümüze bile bakmıyorsun, Türk yargıçları ve verdikleri karardan emin olur ve başları diktir, sen başını eğip nereye kaçıyorsun' diyerek seslendi" ifadeleriyle anlattı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Casusluk" suçlamasıyla 4 Temmuz'da tutuklanan Hüseyin Gün isimli kişinin etkin pişmanlıktan yararlanmak için ifade verdiği soruşturma kapsamında geçtiğimiz pazar günü CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, danışmanı Necati Özkan ile kayyum atanan TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ hakkında tutuklama kararı verilmişti. Olağanüstü önlemlerin alındığı tarihi bir gün yaşanan Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'nde o gün yaşananları, tanıklıklarını gazeteci Yanardağ avukatları aracılığıyla sosyal medya hesabından paylaşıldı.
Sabah saatlerinde götürüldükleri İstanbul Adliyesi'nde saatlerce nezarette bekletildiklerini ve sabaha karşı Silivri'deki Marmara Cezaevi'ne götürüldüklerini belirten Yanardağ'ın paylaşımında şu bilgilere yer verildi:
"5 saate yakın nezarette kaldıktan sonra savcıya çıktım"
Tutuklandığımız gün yaşadıklarımızın haber değeri olduğu için kamuoyunun bilgisine sunmak isterim. Sabah saatlerinde önce doktor muayenesine ardından da eskortlar eşliğinde ve konvoy halinde adliyeye getirildim. Bildiğim kadarı ile sayın Ekrem İmamoğlu ve Sayın Necati Özkan da aynı şekilde adliyeye getirilmiş. Çağlayan Meydanı’na geldiğimizde mezun olduğum lisenin bulunduğu yerde kurulan İstanbul Adliyesi adeta binlerce polis tarafından kuşatıldığını gördüm. Aynı şey adliye koridorlar içinde geçerliydi. Beş saate yakın nezarette kaldıktan sonra savcıya çıktım ve ifademi verdim polis sorgusunda olduğum gibi savcılık sorgusunda da bütün suçlamaları ve kumpasa özgü iddiaları reddettim. Yeniden adliye nezaretine indirildim.
"Sayın Ekrem İmamoğlu 'geçmiş olsun Merdan bey' diye seslenince kendisini fark ettim"
Yine saatler sonra mahkemeye çıktım. Mahkemede de ifadelerimi tekrarladım. Aynı işlem sayın Ekrem İmamoğlu ve Sayın Necati Özkan için yapılmış.. Sonra yeniden nezarete indirilerek beklemeye başladık. Gece yarısına doğru 12. Sulh Ceza Hakimliği’ne çıkarıldık. Sayın Ekrem İmamoğlu ve sayın Necati Özkan’ı ilk olarak orada mahkeme önündeki koridorda beklerken gördüm. Hatta Sayın Ekrem İmamoğlu 'geçmiş olsun Merdan bey' diye seslenince kendisini fark ettim. Kısa süre ayakta sohbet ettik. Ben de aynı dileklerimi ifade ettim.
"Bizi tutuklayanlar gözlerimize bakamadılar"
Yarım saat kadar sonra duruşma salonuna girdik. Aynı hakim hızla salona girip yerine geçti ve yüzümüze bakmadan ve sanki elinde bir metni okuyor gibi ayrı ayrı tutuklandığımızı söyledi. Açıklaması tek cümleydi. Sonra yerinden kalkıp hızla salonu terk etmeye çalıştı. Biz sıra ile Necati Özkan, ben ve Ekrem İmamoğlu yan yana kararı dinledik. Tam bu sırada hakim çıkmaya çalışırken Ekrem İmamoğlu yüksek sesle 'Burada yargılama yaptığınızı zannediyorsunuz. Şimdi burası bir mahkeme mi yüzümüze bile bakmıyorsun, Türk yargıçları ve verdikleri karardan emin olur ve başları diktir, sen başını eğip nereye kaçıyorsun' diyerek arkasından seslendi. Salonda bizim dışımızda, avukatlar, polis, jandarma ve mahkemenin çalışanları vardı. Bu yaşananlar haber olmadıysa bilinmesini isterim. Bizi tutuklayanlar gözlerimize bakamadılar. Bu sırada saat gece 2.30 idi Silivri’ye gelişimiz sabah altıyı bulmuştu.
ANKA