Ubuntu Afrika İnsani Gelişim Derneği Yöneticisi Kevser Elbahari Orakçı ve Sudan Topluluğu Derneği Başkan Yardımcısı Muhammed Tayyip Yasin, Kuzey Darfur eyaletinin başkenti Faşir'de yaşanan katliamı değerlendirdi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Yasin, dış destekli HDK'nin Faşir şehrine yüzlerce operasyon düzenlediklerini ancak başarılı olamadıklarını belirterek HDK'nin, bölgeyi uzunca bir süre abluka ve ambargoya aldığını ve ardından şehrin düştüğünü belirtti.
HDK'nin, Sudan'da Faşir kentinde olduğu gibi birçok katliama imza attığına dikkati çeken Yasin, "Yaptıkları yeni değil. Hartum'da daha önce de uyguladıkları katliamların biraz daha fazlasını Faşir'de gerçekleştirdiler. Neden daha fazlasını yaptılar? Çünkü genelde katliamları sessiz sedasız gerçekleştiriyorlardı ama burada ölü sayısı bir günde 2 bin civarındaydı. Ben şahsen bu rakamların daha fazla olduğunu düşünüyorum." dedi.
Muhammed Tayyip Yasin, HDK milislerinin insanlara karşı suç işlemeyi kendileri için bir gurur kaynağı olarak gördüklerini dile getirerek katliamları yaparken “insani duygu” taşımadıklarını vurguladı.
Sudan'daki iç savaşın üçüncü yılına girdiğini ve katliamların artarak devam ettiğini aktaran Yasin, şöyle devam etti:
Bu olaylar üç yıldır yaşanan bir süreç. Neden bunca yıldır konuşulmadı? Bunu çeşitli nedenlerle açıklayabiliriz. Avrupa ülkeleri HDK'yi kullanıyor, bazı Arap ülkeleri de onları destekliyor. Bu nedenle sessizlik hakim oldu. Fakat bu bir son değildir, durum artık faşizmdir. Faşir'e benzer başka şehirler de var. Baba Nusa adlı bir yer var, yirmi ikinci şehir de benzer bir durumda. Eğer biz onları kurtaramazsak durum daha da kötüleşebilir.
Sudan Topluluğu Derneği Başkan Yardımcısı Muhammed Tayyip Yasin, Sudan halkının açlık ve savaş nedeniyle insani yardıma en muhtaç ülke haline geldiğini, orada yaşayan sivillere destek olunması gerektiğini vurguladı.
Sudanlıların gıda güvensizliği çektiğine işaret eden Yasin, "İnsanlar iki yıl içinde hayvan yemi yemeğe kadar düşecek hale geldiler. Hiçbir temel gıda maddesi girmiyor. Kimsenin yardımı yok. Hastaneler tamamen mahvoldu, insanlar ölüyor. Her gün yaklaşık 54–55 civarında çocuk hayatını kaybediyor. İnsanların hiçbir insani ihtiyacı karşılanmıyor." diye konuştu.
Yasin, HDK'nin sivillere saldırmasının “faşist” bir uygulama olduğunu belirterek sözlerini şöyle tamamladı:
HDK, insanlara, evlere saldırıyor. Bu, gerçek faşist uygulamalardır. Dünyanın başka yerlerindeki olaylarla kıyaslandığında belki Gazze'den daha az veya daha çok değildir fakat Sudan bütün yönleriyle bu baskılara maruz kalmış durumda. Bu yüzden onlara karşı tek başımıza bir şey yapamıyoruz. HDK'nin bizimle herhangi bir geleceği yok. Bir bölgeyi bölmek istiyorlar ama başaramayacaklar. Çünkü bütün Sudan birlik içinde. Tek eksiğimiz büyük ülkeler ve silah satanların bize silah satmaması. Sayın (Recep Tayyip) Erdoğan, Sudan'da çok seviliyor. Sudanlıların sizden büyük beklentileri var. Üç isteğimiz var: Birincisi, Türkiye'nin maddi ve manevi desteği. Askeri anlamda güçlü bir ordumuzun olması gerekiyor. İkincisi, Türkiye'deki Sudanlıların para gönderebilmeleri için hesapların açılması. Üçüncüsü, Türkiye'deki savunma sanayisi firmalarının Sudan'a silah temin etmesini rica ediyoruz. Biz ölmek için hazırız.
"Kimseden şefkat ya da merhamet istemiyoruz, sadece adalet istiyoruz"
Kevser Elbahari Orakçı da Sudan'daki katliamların uzun yıllardır devam ettiğini söyleyerek Sudan'ın iç savaş sürecinde yalnız bırakıldığını belirtti.
HDK milislerinin sivil halka karşı tüm Sudan'da katliam gerçekleştirdiğine dikkati çeken Elbahari Orakçı, "Bu katliam görüntülerini kim çekti? Gazeteciler değil, Sudanlı insanlar da değil. Bu videoları zalimler kendileri çekmişler. Neden? Çünkü kana aşıklar, kandan haz alıyorlar. Bu videoları onlar yayımladı." ifadelerini kullandı.
Elbahari Orakçı, Sudan'daki ateşkesin daha yüksek sesle söylenmesi gerektiğini dile getirerek büyük devletlerin bu duruma ses çıkarmadığına işaret etti.
Sudan konusunda medyanın da sessiz kaldığını söyleyen Elbahari Orakçı, şöyle devam etti:
Yalnızca onları suçlamıyorum, kendimi de suçluyorum. Neden kendimi suçluyorum? Çünkü ateşkes için yüksek sesle çağrı yapmadım. Hepimiz suçluyuz çünkü ihmalkarlık ettik. Neden insanlar sessiz kaldı? Neden Sudan hakkında konuşulmadı? Eğer konuşsaydık olay buraya kadar gelmezdi. Eğer sesimizi yükseltseydik belki bu noktaya ulaşmazdı. Sadece ülkeler değil, bütün dünya suçlu. Sudanlılar için kapılar kapatıldı, vize bile verilmiyor. İnsanlar yalnız bırakıldı. Sudan sadece savaşla değil, acı, sefalet ve hastalıklarla da boğuşuyor. Hasta olanları yurt dışına göndermek istesek izin verilmiyor. Acaba Sudan yeni bir ülke mi oldu? Sudan bu dünyada değil mi? Dünyanın farklı bölgeleri başka savaşlarla meşgul diye Sudan unutuldu. Bizim insanlarımız insan değil mi? Nerede insanlık, nerede Müslümanlar, nerede Araplar? Susmayacağız. Bundan sonra da sesimizi yükselteceğiz. Kimseden şefkat ya da merhamet istemiyoruz, sadece adalet istiyoruz. Oradaki insanları kurtarmak istiyoruz.
Sudan’daki çatışmalar ve HDK güçlerinin ihlalleri
Sudan, 15 Nisan 2023'ten bu yana ordu ile dış destekli HDK arasında şiddetli çatışmalara sahne oluyor.
Ülkenin batısındaki Darfur bölgesinin en büyük kenti Faşir, şiddetli çatışmaların ardından büyük ölçüde HDK’nin kontrolüne girdi.
On binlerce kişinin çatışmalardan kaçtığı kentte, HDK’nin sivilleri zorla yerinden çıkardığı ve çok sayıda silahsız kişiyi öldürüp işkence ettiği anlar, HDK mensuplarının paylaştığı videolara yansımıştı.
AA