Osman Kavala cezaevinde 8 yılı geride bıraktı: Önde gelen isimlerden 'özgürlük' çağrısı

Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan iş insanı ve sivil toplum temsilcisi Osman Kavala, tutukluluğunun sekizinci yılını geride bırakırken Türkiye’nin önde gelen isimlerinden destek mesajları geldi

Fotoğraf: Osman Kavala web sitesi

Aralarında 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, eski TBMM Başkanı Cemil Çiçek, eski bakanlar Ertuğrul Günay, Murat Karayalçın ve Aysel Çelikel ile birlikte çok sayıda akademisyen, yazar ve uluslararası insan hakları savunucusu yer aldı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Destek veren isimler, ortak açıklamalarında Kavala’nın derhal serbest bırakılması çağrısında bulundu. Osman Kavala'nın web sitesinde yer alan bazı mesajlar şöyle:
 

Abdullah Gül: AİHM kararının yerine getirilmesi ona yapılan haksızlığı giderecek

Osman Kavala’yı AK Parti hükümetlerinin ilk dönemlerinde Dışişleri Bakanı iken tanıdım. Hükümetlerimizin Türkiye’nin köklü problemlerine çözüm bulmak için uyguladığı kararlı politikalarına, bazı (aşırı ulusalcı) çevrelerin şiddetli muhalefeti karşısında bize en güçlü desteği veren sivil toplum hareketlerinin içindeydi. Öncelikle AB ile müzakerelere başlamak ve hukuk ve siyasi standartlarımızı yükseltmekle ilgili yasa değişiklikleri ve Kürt sorunu ile ilgili o zaman için cesaret isteyen politikalarımızı sivil toplum örgütleriyle paylaştığımız toplantılarda bizleri heyecanla desteklediğini hatırlıyorum. Benim nazarımda Osman Kavala, nasıl birçok samimi muhafazakâr iş adamları gönüllü olarak bizim camiamızın vakıf ve dernek faaliyetlerini destekledilerse, o da kendi inandığı doğrultuda toplumsal ve kültürel çalışmaları destekleyen bir iş adamıydı. AK Parti olarak 2004 yılında anayasanın 90. maddesinde yaptığımız değişiklikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarının hukuk uygulamalarımızda göz ardı edilemeyeceğini dikkate alarak, Osman Kavala ile ilgili AİHM kararının yerine getirilmesi hem ona yapılan haksızlığı giderecek hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin imajına katkı sağlayacaktır.

Agnès Callamard (Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri): Dayanılmaz bir adaletsizlik

Osman Kavala nihayet özgürlüğüne kavuştuğunda – ki umarım o gün çok yakın, ona yapılan adaletsizlik, Türkiye tarihinin bu döneminin en utanç verici örneklerinden biri olarak anılacaktır. Ömrünü çokkültürlülüğe, diyaloğa ve açıklığa adamış bir insan hakları savunucusu, sekiz yıl gibi çok uzun bir süredir toplumdan uzaklaştırılmış, kültür-sanata, daha iyi bir toplum inşasına katkı sağlamaktan alıkonulmuştur. Bir insanı, sadece toplumun geri kalanına mesaj vermek için özgürlüğünden yoksun bırakmak nasıl korkutucu bir karar, ne büyük bir haksızlıktır: “Cesaretiniz varsa aykırı davranın; hapse atılırsınız ve hiçbir şey, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de dahil hiç kimse sizi kurtaramaz.”

2022 yılında Uluslararası Af Örgütü, Osman Kavala’yı ve Gezi Davası’nda yargılanan diğer yedi kişiyi, bu haksız davadaki mahkumiyetlerinin ardından düşünce mahkûmu ilan ettiğinde, “Bu insanların cezaevinde geçirdiği her gün, adalet kavramına ve insan haklarına, Türkiye devletinin korumayı taahhüt ettiği ancak defalarca ve pervasızca ihlal ettiği ilkelere karşı yapılmış bir hakarettir” demiştim.  O zamandan bu yana 1.233 gün daha geçti. Osman Kavala Ekim ayında 68 yaşına girdi. Bizler, Osman Kavala’nın ve diğer düşünce mahkûmlarının özgürlüğüne kavuşması talebimizden geri adım atmadık. O ve diğerlerinin özgürlüklerine kavuştuğunu, maruz kaldıkları bu dayanılmaz adaletsizliğin son bulduğunu görünceye dek hepimize çok iş düşüyor. Osman Kavala unutulmuş bir mahkûm değildir; henüz fiziksel olarak aramızda olmasa da, çok yakında olacağına dair inancımız ve kararlılığımız tamdır.

Anthony Barnett (openDemocracy Kurucusu): Türkiye ile ilişkili herkes Kavala'nın özgürlüğünü talep etmeli

Osman Kavala’nın bitmek bilmeyen hapis süreci, vahim bir güç istismarıdır ve Türkiye’nin itibarında silinmesi zor bir leke bırakmaktadır. Kavala’nın masum olduğunu herkes biliyor. Dolayısıyla varılabilecek tek sonuç, Kavala’nın siyasal saiklerle cezaevinde tutulduğudur. Peki neden? Barışa ve demokrasiye hayatını adamış; hakikat, adalet ve hakkaniyet için yorulmadan çalışmış; azınlıkların haklarını savunmada önemli roller üstlenmiş; onların topluma tam ve meşru katılımları için çaba göstermiş; malvarlığını uyum içinde yaşayan bir toplumun temelini oluşturacak dürüst ve hakiki bir tarih anlayışını desteklemeye vakfetmiş bir insan… Tüm bu değerlere sahip biri nasıl olur da “cebir ve şiddet kullanarak hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs” gibi akıl dışı bir suçlamayla yargılanır, dahası mahkûm edilir? Bu soruların yanıtını, Kavala’nın daha büyük, daha iyi, daha kapsayıcı bir Türkiye’yi temsil etmesinde bulmamak; Kavala’nın hiçbir meşru gerekçe olmaksızın cezaevinde tutulduğuna kanaat getirmemek güç. Tam da bu nedenle Kavala derhal serbest bırakılmalıdır. Ve uluslararası camiada Türkiye ile ilişkileri olan herkes, Osman Kavala’nın özgürlüğünü talep etmelidir. Aksi takdirde, Kavala’nın maruz bırakıldığı bu izahı olmayan adaletsizliğin sorumluluğunu paylaşmış olacaklardır.

Prof. Ioanna Kuçuradi (Filozof): Kavala'nın yaşadıkları beni hukuk öğretimi hakkında düşürdü

Osman Bey’le Ayşe Buğra’nın eşi olarak tanıştık. Üniversite yıllarımda İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümünde görevli olan annesi Jale Hanım’ın odasında karşılaşırdık sevgili Ayşe ile… Osman Bey’le tanıştığımızda, gördüğüm eylemleriyle, kendisinin “etik değer koruma”ya, bu mümkün olmuyorsa “en az değer harcama”ya, yani etik değerde en az kayba yol açacak şekilde hareket etmeye çalışan bir insan olduğunu düşündüm. Her ne kadar her birimiz her yaptığını, çeşitli şekillerde oluşan karakteriyle yapıyorsa da, Osman Kavala’nın yaşadıkları beni hukuk öğretimi hakkında da düşündürdü. Osman Bey’in durumunda, çok kullanılan “hukukun üstünlüğü” ifadesini de belirli bir durumda -etik değer koruyan ya da bu mümkün değilse etik değerde mümkün olan en az kaybı hedefleyen hukuk- şeklinde anlamanın ve hukuk eğitimi/öğretimini buna göre yapmanın daha isabetli olacağını düşündüm. Osman Bey’i yeniden aramızda görmeyi bekleyerek.

Orhan Pamuk (Yazar): Zulme seyirci kalmak...

Osman Kavala içeri alınalı sekiz yıl olmuş! Onun uğradığı sınırsız haksızlık ve zulüm ve buna seyirci kalmak bize yalnız Kavala’nın değil hepimizin de onun gibi esir olduğunu hissettiriyor.

Taha Akyol (Gazeteci, Yazar, Hukukçu): İnandığı değerler onu hücresinde canlı tutuyor

Osman Kavala, gözaltına alındığı günden bu yana tam sekiz yıldır tutuklu ve hükümlü. Verilen ceza ağırlaştırılmış müebbet hapis olduğu için en ağır hükümlülük rejimine tâbi bulunuyor, hücrede tutuluyor. Açıkça haksız mahkûmiyet… AYM Başkanı Zühtü Arsan, 55 paragraftan oluşan karşı oy yazısında, Kavala’nın tutukluğunu gerektirecek hiçbir ‘kuvvetli şüphe sebebi’nin bile bulunmadığını yazdı. (Başvuru No. 2020/13893) Tutuklama sebebi bile olmadığı halde ve dosyaya yeni bir delil de konulmadan, müebbet ağır hapse mahkûm edildi. Son olarak AYM, aynı davanın hükümlüsü Tayfun Kahraman’ın mahkûmiyetine yeterli delil olmadığını tespit ederek yeniden yargılanması gerektiğine karar verdi. Kavala dosyasından hiçbir farkı yok. (B.No:  2023/98215) AİHM Büyük Dairesi de suçun maddi unsuru olan “cebir ve şiddet”le Kavala’nın ilişkisi olmadığını belirterek ‘adil yargılanma hakkının ihlal’ edildiğine karar vermişti. (Application no. 28749/18) Ben de 12 Eylül’de suçsuz yere 14 ay hapis kaldım. Beraat etmiştim ama haksız tutukluluğun ıstırabını bilirim. Hele Kavala’nınki sekiz yılı aşıyor ve kesinleşmiş ağırlaştırılmış müebbet cezası! Tahammül etmek hiç kolay değil. Ama o hücresinde ye’se düşmüyor. Rashid Khalidi’nin Filistin, Yüzyıllık Savaş, Yerleşimci Kolonyalizmin ve Direnişin Tarihi 1917-2017 adlı değerli kitabının tercümesine önayak oluyor, redaksiyonunu yapıyor. Belli ki, entelektüel kişiliği ve başta adalet ve hürriyet olmak üzere inandığı değerler onu hücresinde canlı ve aynı değerler istikametinde faal tutuyor. Elbet bir gün adalet gerçekleşecek, AİHM kararı uygulanacak. Uzun yıllarını dört duvar arasında geçirse de zinde bir Osman Kavala göreceğiz. Hiç şüphem yok.

 

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU