TÜSİAD YİK Başkanı Aras, artan gözaltı ve tutuklamalarla ilgili "Seçilmiş belediye başkanları görevden alınıyor, yerlerine kayyum atanıyor. Bir siyasi parti lideri hakkında önce soruşturma başlatılıyor, sonra farklı bir nedenle tutuklanıyor. Bir büyükşehir belediye başkanı hakkında yaptığı konuşmalar nedeniyle basın toplantısından dakikalar sonra soruşturmalar açılıyor. Bilirkişi görüşmesini yayınlayan gazeteciler gözaltına alınıyor, genel yayın yönetmeni tutuklanıyor. Yeni mezun teğmenler ordudan ihraç ediliyor. Çok kısa sürede arka arkaya gelen bu olayların toplumda endişe yarattığını ve güveni sarstığını söyleyebiliriz" ifadelerini kullanmıştı.
Bu konuşmayla ilgili ilk soruşturma açıklamalardan bir gün sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Ömer Aras hakkında ''adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ve gerçeği aykırı bilgiyi alenen yayma'' suçlamalarından başlatılmıştı. 19 Ocak'ta ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, tepki göstermesi ve "Yeni Türkiye'de haddinizi bileceksiniz. İş adamı derneğiyseniz iş adamı derneği gibi davranmayı öğreneceksiniz. Milleti kışkırtmayacak, yargıyı baskı altına almaya kalkışmayacaksınız" demesinin ardından soruşturmaya TÜSİAD Başkanı Orhan Turan da dahil edilmişti.
Dosyada hakim değişti, karar çıkmadı
Söz konusu soruşturmalar üzerine açılan davanın ikinci duruşması ise bugün saat 14:00’te İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlandı. Savcı bir önceki esas hakkındaki mütalaayı tekrarladı. Dosyaya yeni atanan hakim, eksik hususlar nedeniyle bu celsede karar vermeyeceğini söyledi. Sanık avukatları, bu duruşmada karar verilmeyeceğinin baştan söylenmesi üzerine itiraz etti.
Atılı suç üzerine mahkemeye beyanda bulunan Turan, “Bu ülkede Anadolu'nun kalbinde doğmuş, yetişmiş biri olarak her daim bu ülkenin gelişimine, ekonomisine refahına katkı sağlamak için çalışıyorum. Savunma yapmama sebebiyet veren konuşma da yine benim gözlemlerimden ibarettir. Konuşmamın tamamı da, özü de ekonomik kalkınma hedefinin güvenilir öngörülebilir hukuk sistemiyle olabileceğine ilişkindir. İçinde doğup yetiştiğim halkımızın arasında endişe korku panik yaratma saiki olamaz. Hiçbir teknik hukuki değerlendirmede bulunmadım. Beraatimi talep ediyorum” dedi.
“Konuşmamın bağlamından koparıldığını görmekteyim”
Aras ise beyanında şunları söyledi:
Savcılığın cezalandırma talebini kesinlikle kabul etmiyorum. Bu talebine özgürlükleri esas alan bir hukuk devletinde asla ve katiyen kabul görmemesi gerektiğini düşünüyorum. Cezalandırılmamam için ileri sürülen gerekçelere bakıldığında savunmalarına değer verilmediğini, iddianamede olduğu gibi cümlelerimin tamamı alınmayarak konuşmamın bağlamından koparıldığını görmekteyim. Ayrıca ikna edici bir gerekçesi olmaksızın soyut ifade ve varsayımlarla cezalandırılmamın talep edildiğine de tanıklık etmekteyim. Bu durumun hukuka ve dürüst bir yargılamaya aykırı olduğunu değerlendiriyorum. İddianame ile başlayıp esas hakkında mütalaa ile devam eden bir gerekçesizlik halinin suçsuzluğumu ortaya koyduğuna inanıyorum.
"Değindiğim konuların tümü ekonomi ile ilgilidir"
Konuşmamda derneğin amaçlarını aşan veya derneğin amaçların aykırı bir durum söz konusu değildir. Genel kurula hitap ederek birçok konuya değindim. Değindiğim konuların tümü ekonomi ile ilgilidir. Ekonomi ile hukuk arasında çok sıkı bir ilişki olduğu kabul görmüş bilimsel bir gerçekliktir. Bu nedenle toplumda yoğun ilgi çeken hukuk güvenliği bağlamında tartışılan, ekonomik etkilerin bulunduğu anlaşılan hususlara olgusal olarak değinmiş olmam ve etkileri üzerinde kişisel kanaatimi belirtmiş olmam derneğin amacına aykırı değildir. Konuşmamın yargıya konu edilen bölümü kişisel değerlendirmelerden ibarettir. Hukuka aykırı amacı ya da kötü niyeti asla barındırmamaktadır.
"Cümlelerimin tümü ifade özgürlüğü kapsamındadır"
Yargıyı etkilemek amacıyla hareket etmediğim gibi toplumda endişe ve panik oluşmadını da amaçlamadım. Ülkemizin geleceği ile ilgili umudumuzu kaybetmediğimi belirttim. Savcının esas hakkındaki mütalaasında iddia ettiği gibi hukukun üstünlüğünün bulunmadığını asla ifade etmedim. Konuşmamda suçlamaya konu olaylar hakkında ‘Bu olaylarda suç vardır, yoktur diyemeyiz’ dedim. Bu ifadem yargı kararlarının doğruluğu veya yanlışlığı konusunda hiçbir yorum yapmadığımın açık kanıtıdır. Diğer taraftan konuşmamın hiçbir yerinde gerçeğe aykırı bilgi de paylaşmış değilim. Gerek iddianamede gerekse de esas hakkında mütalaada hangi bilginin gerçeğe aykırı olduğunun gösterilmediğinin de altını çizmek isterim. Konuşmam ister kendi bağlamında ele alınsın isterse de bu yargılamada yapıldığı gibi bağlamından koparılsın, sonuç değişmeyecektir. Cümlelerimin tümü ifade özgürlüğü kapsamındadır. Beraatimi talep ediyorum.
Bir sonraki duruşma 20 Ocak günü görülecek.
ANKA