Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da Haliç Kongre Merkezi'ndeki Ziraat Bankası 4.Tarım Ekosistemi Buluşması programına katıldı. Erdoğan şöyle konuştu:
"Ziraat'ın kullandırdığı tarım kredileri 700 milyar lirayı aşmış durumda. Bankamız sektörün kredi ihtiyacını yüzde 71'ini tek başına karşılıyor. Tarım kredilerinin yüzde 90'ından fazlası yani 653 milyarlık liralık kısmı devletimizin faiz desteği verdiği sübvansiyonlu kredilerden oluşuyor. Bankadan sübvansiyonlu tarım kredisi kullanan çiftçilerimizin faizlerinin yüzde ortalama yüzde 70'lik kısmını kamu olarak biz üstleniyoruz. Biliyorsunuz geçene sene 2024-2026 yılları arasında uygulanacak yeni tarımsal kredi sistemini devreye aldık. Bu kapsamdaki 28 farklı konuda yüzde 25 ila yüzde 100 arasında faiz veya kar payı destekli kredi imkanı sağlıyoruz. Üreticilerimiz temel bitkisel üretim ve temel hayvansal üretim konularında 300 bin liraya kadar yüzde 100 kar payı indirimli kredi kullanabiliyor. Tarımsal ARGE yapan firmalarımız biyotarım ve tarımsal yenilenebilir enerji yatırımlarında yüzde 50 ila yüzde 100 arasında faiz kar payı indirimli krediden faydalanabiliyor.
"7 bin 160 projeye 10,2 milyar lira hibe sağlayacağız"
Kırsal kalkınma alanında da çiftçilerimize çeşitli destekler veriyoruz. Bu yıl tarım ürünlerinin işlenmesi, paketlenmesi, depolanması ile bireysel sulamadan oluşan 7 bin 160 projeye 10,2 milyar lira hibe sağlayacağız. Bir başka kırsal kalkınma programı olan IPARD'da da şimdiye kadar toplam bütçesi 301 milyon avro olan altı çağrıya çıktık. İncelenmesi tamamlanan bin 408 projeye toplam 9,8 milyar lira hibe desteği vereceğiz. Sadece bu yıl 138 milyon avro bütçeyle beş yeni çağrıya çıkacağız. Göksu Taşeli Kırsal Dezavantajlı Alanlar ve TULİP projelerimiz yine Tarım Bakanlığımız tarafından başarıyla yürütülüyor. Geçen yıl 15 ilde 71 bin kişiye toplam 750 milyon liralık hibe verdik. Bu yıl projelerimize 1,3 milyar lira bütçe ayırdık.
"Çiftçi kardeşlerimiz çok uygun şartlarda kredi kullanıyor"
Malumunuz, sık sık ülkemizdeki toksik muhalefet anlayışına dikkat çekiyoruz, bunun Türkiye'ye verdiği zararlardan bahsediyoruz. Ülkemiz her alanda çağ atlarken muhalefetin bilhassa da ana muhalefetin kronikleşen kalite sorunundan biz açıkçası rahatsız oluyoruz. Yıllar geçiyor, aktörler değişiyor fakat muhalefetin zihniyetinde hiçbir şey değişmiyor. Rakamları çarpıtma, bir bardak suda fırtına koparma alışkanlıklarından maalesef vazgeçmiyorlar. Buna krediler meselesinde de şahitlik ediyoruz. Sürekli güncelledikleri rakamlarla 'Çiftçinin şu kadar borcu var' diyerek güya ülke ekonomisini ve ekonomi programımızı kötüleme gayretindeler. Oysa çizdikleri karamsar tablo ile gerçekler arasında ciddi fark var. Çiftçi kardeşlerimiz çok uygun şartlarda kredi kullanıyor. Bunu da öyle muhalefetin iddia ettiği gibi battıkları için değil üretimlerini geliştirmek, kapasitelerini artırmak, yurt dışına ve yeni pazarlara açılmak, işletmelerini daha da büyütmek için alıyorlar. Ödemelerini de yapıyorlar. Kredilerin geri dönüş oranı yüzde 97 seviyesinde. Ziraat Bankamızın verdiği kredilerde bu oran yüzde 99'a çıkıyor. Yani ortada batma, iflas etme, borç batağına saplanma ve ödeyememe gibi bir durum Allah'a hamdolsun söz konusu değil.
Çiftçimizi, üreticimizi asla çaresiz bırakmadık ve bırakmıyoruz. 23 yıldır taviz vermediğimiz bu duruşumuzu nisan ayında başımıza gelen zirai don olayında bir kez daha sergiledik. Hatırlarsanız, nisan ayında son 30 yılın en düşük sıcaklıkları kaydedildi. Kimi yerlerde eksi 17'yi gören sıcaklık düşüşleriyle karşılaştık. Zirai don olayından 34 ilimiz büyük ölçüde olmak üzere 65 ilimiz etkilendi. TARSİM kapsamında hasar tazminatlarını ödemeye başladık. Sigortalı olmayan üreticilerimizin de zararlarını telafi ediyoruz. İnşallah, kasıma kadar hem sigortalı hem sigortasız bütün çiftçilerimizin zararlarını karşılamış olacağız.
TARSİM ile yüzde 70'e varan prim desteği sunuyoruz. Çiftçilerimizin talepleri doğrultusunda verim ve maliyetleri güvence altına alacak yeni sigorta ürünleri üzerinde de çalışıyoruz. Bir kez daha çiftçilerimizi tarım sigortası yaptırmaya davet ediyorum. Şunun da bilinmesi faydalı olacaktır. Tarım sektörümüz, hamdolsun, dimdik ayaktadır. Türkiye, önüne çıkan zorluklara rağmen yürüyüşüne devam etmektedir. Biz bu makamlarda olduğumuz müddetçe, kutlu yürüyüşümüzü hiçbir güç engelleyemeyecektir.
"Heybedeki irili ufaklı turplar da ahtapotun farklı yerlere uzanan kolları da kendi arkadaşları tarafından ortaya çıkartılıyor"
Ortada bir batan ve iflas eden varsa görüyoruz ki o, ana muhalefetin istismar, iltimas, çarpıtma ve felaket tellallığı siyasetidir. Ekranlardaki ve gazetelerdeki tartışmaları sizler de takip ediyorsunuz. Yıllarca beraber yol yürüdükleri, iş tuttukları, belediyelerde üst düzey görev verdikleri arkadaşları İstanbul'un imkanlarının nasıl yağmalandığını, nasıl birilerine peşkeş çekildiğini açıkça itiraf etmeye başladılar. Halka hizmet için harcanması gereken kaynakların siyaseti dizayn etmek için nasıl pervasızca kullanıldığı tek tek deşifre oluyor. Heybedeki irili ufaklı turplar da ahtapotun farklı yerlere uzanan kolları da yine bizzat kendi arkadaşları tarafından birer birer ortaya çıkartılıyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Şaibeyle yatıp butlanla kalkıyorlar"
İstanbul'u zehir bir sarmaşık misali saran suç örgütünün kimleri haraca, kimleri maaşa bağladığı yavaş yavaş belli oluyor. Daha iki yıl öncesine kadar Türkiye'yi yönetmeye layık gördükleri şahısla ilgili söylediklerini duydukça ‘Allah bu milletin yüzüne bakmış’ diyoruz. Gündemlerinde ne millet, unutmayın, ne çiftçi var. Şaibeyle yatıp butlanla kalkıyorlar. Meselenin daha hazin tarafı şudur. Lafa gelince Kuvayımilliyeci olmakta övünen partinin genel başkanı, yabancı siyasetçilerden demokrasi dileniyor, huzurlarında el pençe divan durup bizi sıkıştırmaları için onlardan ricada bulunuyor. Hasılı, millete ve memlekete hiçbir faydaları olmadığı gibi, bir de toksik siyasetleriyle Türkiye'ye ve ülkemizin ekonomisine zarar veriyorlar. Sonra da çıkıp Meclis kürsüsünde mazot bidonuyla halkçılık yapıyorlar. Ne diyelim? Rabbim, ülkemizi ve milletimizi bunların insafına bırakmasın.
"Çiftçilerimize 2025 yılında toplam 84 milyar lira ödeme yaptık"
Üretimin artması için reel olarak 2,1 trilyon lira tarım desteği verdik. Çiftçilerimize 2025 yılında toplam 84 milyar lira ödeme yaptık. Yıl sonunda bu meblağ 135 milyar lirayı bulacak. Ülkemizde 206 çeşit tarım mahsulü üretiliyor ve hamdolsun biz bunların birçoğunda kendimize yeter durumdayız. Sebze ve meyve üretiminde dünyada dördüncüyüz. Bitkisel üretimde 11'inciyiz. 21 üründe dünyada ilk üçteyiz. Sığır eti, tavuk eti, yumurta üretiminde Avrupa'da birinciyiz. Su ürünleri yetiştiriciliğinde ise dünyada 16'ncı, Avrupa’da ikinci sıradayız.
2002'de 24,5 milyar dolar olan tarımsal hasılamızı 22 senede tam üç katına çıkartarak 2024 yılında 74 milyar dolara yükselttik. Yine aynı dönemde tarım ihracatımızı 3,8 milyar dolardan aldık, geçtiğimiz sene 32,6 milyar dolara ulaştırdık. Yani 2002'de ülke olarak neredeyse bir yılda yaptığımız toplam ihracatı bugün sadece tarım alanında gerçekleştiriyoruz. Bir diğer çarpıcı rakam şudur: Tarımda son 22 yılda 110 milyar dolarlık dış ticaret fazlası verdik. 186 ülkeye 2 bin 218 çeşit tarım ürünü ihraç ediyoruz. 104 ülkeye tohum ihracatı gerçekleştiriyoruz. Hayat kaynağımız olan suya günümüz rakamlarıyla toplam 3 trilyon 350 milyar liralık yatırım yaptık. 10 bin 663 tesisi hizmete açtık. Cumhuriyet tarihinde yapılan barajların üç katı kadar baraj inşa ettik. Bu yıl içinde 132 milyar lira yatırım büyüklüğüne sahip 321 tesisi daha inşallah milletimizin hizmetine sunacağız.
Son dönemde devrim niteliğindeki bazı düzenlemeleri hayata geçirdik. Üretim planlamasına başladık. Stratejik ürünler başta olmak üzere hangi ürünün nerede ve hangi miktarda ekileceğine karar veriyoruz. Yeni destekleme modelimizi devreye aldık. Hayvancılıkta da planlama bölgeleri oluşturduk. Üretim yapacak vatandaşlarımıza yönelik ilave teşvik ve desteklerimizi ilan ettik. Üretim planlamasının olumlu neticelerini önümüzdeki üç yıl içerisinde daha net göreceğiz.
6 Şubat depremlerinden etkilenen 11 ilimizde de çalışmalar sürüyor. Türk tarımı için çok önemli olan bir başka konuya da dikkatinizi çekmek istiyorum. 1 Temmuz'da başlatacağımız Cumhuriyet tarihimizin en kapsamlı tarım sayımı ile arazi büyüklüğünden ürün desenine, hayvancılıktan makine parkına kadar tüm verileri güncelleyeceğiz. Tüm çiftçilerimizi Tarım Bakanlığımız ile TÜİK koordinasyonunda yürütülecek bu kritik çalışmaya destek olmaya çağırıyorum.
"Toplam 10 yıla kadar vadeli 10 milyon liraya kadar kredi imkanı sunuyoruz"
Değerli çiftçi kardeşlerim, bugün sizlerle yalnızca hasbihal etmek için değil, müjdelerimizi paylaşmak için de bir araya gelmiş bulunuyoruz. Ziraat Bankamız, sektörün ihtiyaçlarına ve sizlerin beklentilerine uygun başarılı bir kredi paketi hazırlamış. 'İşim Ziraat Kredisi' ile birçok alanda çiftçimize cazip fırsatlarda kredi kullandırıyoruz. Yeni hayata geçecek bazı paketleri burada sizinle paylaşmak istiyorum. Sebze ve meyve yetiştirmek amacıyla sera kurmak isteyen üreticilerimize yeni kredi paketiyle destek oluyoruz. Bu kapsamda 10 dekarın altındaki sera yatırımlarının finansmanı için bir yıla kadar anapara ödemesiz, toplam 10 yıla kadar vadeli 10 milyon liraya kadar kredi imkanı sunuyoruz. Yatırım tutarının yüzde 20'si öz kaynak olarak gerekirken genç ve kadın çiftçi olması halinde öz kaynak oranı yüzde 10 uygulanacak. Halihazırda büyükbaş süt hayvancılığı yapan işletmelerin kapasite artışına yönelik hayvan alımı için öz kaynak aranmaksızın bir yıl anapara ödemesiz, toplam yedi yıla kadar vadeyle 5 milyon liraya kadar yatırım kredisi veriyoruz.
"Küçükbaş kredilerinin limitini 1 milyon 200 bin liraya çıkartıyoruz"
Küçükbaş hayvan üreticilerimizi de elbette ihmal etmiyoruz. Ölçeklerini büyütmek, hayvan varlığını artırmak, atıl kapasitelerini üretime kazandırmak isteyen küçükbaş yetiştiricilerimizin önünü açıyoruz. Tarım Bakanlığımız ile Ziraat Bankası iş birliğinde yürütülen 'Köyümde Yaşamak İçin Bir Sürü Nedenim Var' Projesi'ndeki küçükbaş kredilerinin limitini 600 bin liradan 1 milyon 200 bin liraya çıkartıyoruz."
ANKA