Kobani Davası'nda açıklanan gerekçeli kararın hukukla bağdaşmadığını vurgulayan Doğan, “Önce partimiz açısından ve aslında Türkiye açısından önemli bir kararla başlamak istiyorum. Kobani Kumpas davasıyla başlamak istiyorum. Niye bu karar bütün Türkiye açısından önemli. Çünkü söz konusu dava ve benzerleri sadece DEM Parti, seçmenlerini ilgilendirmiyor. Tüm Türkiye’nin herkesin özgürlük eşitlik barış demokrasi ve adalet hakkını ilgilendiriyor” dedi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Doğan, Kobani Davası’nda siyasetçilerin yalnızca düşüncelerinden dolayı cezalandırıldığını hatırlatarak şunları söyledi:
Kobanê Kumpas Davasında kabaca yaptığımız bir hesaplamada 16 Mayıs 2024’te 400 yılı aşkın cezalar verildi. İnsanlar yalnızca siyaset yaptıkları için yıllarca gerekçe olarak gösterilen hiçbir konuda suç unsuru bulunamayıp ne yapıldı? Konuştukları, siyaset yaptıkları için siyasetçilere 400 yılı aşkın cezalar verildi. Peki, bunca zaman sonra ortaya çıkan gerekçeli karar metninin hukukla bir ilgisi ülke adına ne yazık ki yok.
“32 bin 630 sayfalık bir gerekçeyle hukuk inşa edilemez”
Gerekçeli kararın 13 ay sonra ve 32 bin 630 sayfa olarak yazıldığını belirten Doğan, metnin gecikmesini ve hacmini eleştirerek, “Zaten hukuki gerekçe bulabilselerdi 32 bin 630 sayfaya ihtiyaç duymadan bu hukuki gerekçeyi yazarlardı” dedi. DEM Parti'nin bu davaya neden “emsal dava” gözüyle baktığını da şu sözlerle ifade etti:
Demokratik siyaseti kuşatma davası olduğunu. Bizim için Kobanê davası önemli bir dava çünkü içinde geçtiğimiz süreçte tüm Türkiye’nin demokratik siyaset alanının genişlemesi ihtiyacından ve bunun içinde bir takım çözüm önerilerinden bahsediyoruz. Pratik göstergeler diyoruz, toplumun hukuka demokrasiye ihtiyacı var diyoruz. Hangi kesimden olursa olsun bugün Türkiye’de hangi dilde konuşursa konuşsun herkesin ortak ihtiyacı adalet duygusudur.
“Demokratik siyaset hakkı suç değildir”
Doğan, mevcut siyasi iklimin demokratikleşmeye değil, daha fazla baskıya işaret ettiğini belirterek, “Bu iklimi destekleyecek gelişmelere ihtiyacımız var” dedi ve şu sözlerle devam etti:
Toplumun gerçeklik algısını yerle bir edip asıl hedef olan demokratik siyaset alanını daraltmak ya da HDP’nin demokratik siyaset meşruiyetini kullanmak için bunu elverişli bir malzeme olarak kullanmaya devam ederseniz toplum sorgular sorar ve endişelerini itirazlarını yüksek sesle ifade eder. Demokratik siyaset hakkı suç değildir. HDP’li olmak, DEM Parti’li olmak, ortak değerler için mücadele etmek suç değildir.
Meclis’te Komisyon kurulması gündemi
Ayşegül Doğan, Meclis'te kurulması planlanan komisyona dair de açıklamalarda bulundu. DEM Parti olarak bu sürece destek verdiklerini belirterek, komisyonun “özel yetkili” olması gerektiğini vurguladı.
Temelde şöyle bir mutabakat var. Komisyon kurulmalı. Biz DEM Parti olarak bunu büyük bir memnuniyetle karşılıyoruz ve ayrıca bunun öneminin farkında olarak çalışıyoruz. Bizim bu konuda taslağımızın hazır olduğunu söylemiştik. Bu taslağı pazartesi günü Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'a diğer siyasi partilerin de yapacağı gibi sunacağız. Bu konuda meclis başkanının inisiyatif almış olması grup başkanvekillerini toplamış olması onların fikirlerine başvurmuş olması da çok önemli. Komisyon konusunda kendilerinin olumlu yapıcı yaklaşımlarını da olumlu buluyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da yaptığı açıklamalar var konuya ilişkin. Tüm bunlar genel bir konsensüse işaret ediyor. Bu konsensüse ilişkin şuan için detaylı bilgi verecek durumda değiliz. Çünkü konsensüs arayışı devam ediyor buna ilişkin görüşmeler devam ediyor. Dün İmralı Heyetimiz Pervin Buldan ve Mithat Sancar Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş ile bir görüşme gerçekleştirdiler. Akabinde görüşmenin içeriğine dair komisyonla ilgili de fikirlerini açıkladılar. Biz bu konuda niye ciddiyetle yaklaşılması gerektiğini ısrarla belirtiyoruz. Diyoruz ki sözünü ettiğimiz konu insan hayatı. Silahların tümden devre dışı bırakılması ve bunun için gerekli tüm mekanizmaların bir an evvel geciktirilmemesi gerekiyor.
Hasta tutuklulara vurgu
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’la yapılan görüşmede hasta tutukluların da gündeme geldiğini hatırlatan Doğan, bu konunun bir insan hakları meselesi olduğunu şu sözlerle ifade etti:
Bu ülkede demokratik bir işleyiş işten bahsetmek istiyorsak. Hapiste tutulamayacak durumda olan insanları hapiste tutamazsın. Bu bir temel insan hakkı ihlali zaten insanları siyasi nedenlerle içerde tutuyorsunuz. Asla adil yargılanma hakkı gözetilmiyor, üstüne bir de hasta tutsakların içeride belki de son günlerine son anlarını geçirmesine neden oluyorsunuz. Buna da gerçekten artık son verilmeli. Adaletten bahsediyorsak, demokrasiden bahsediyorsak, insan haklarından bahsediyorsak. İdare ve Gözlem kurullarının tahliyesini engellediği tutsaklar var. Hakikaten bu yalnızca DEM Parti’nin gündemi olmamalı tüm siyasi partiler bu konutlara ilişkin tutum sergilemeli.
Soruları yanıtladı
Basın toplantısının soru-cevap kısmında ilk olarak kadın gazetecilere söz veren Doğan, Meclis’te kurulması planlanan komisyona ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
Komisyon fikrinde ortaklaşma bir yeni aşama ve önemli bir aşama bizim için. Bunu değerli buluyoruz. Niye önemli? Çünkü komisyonun devreye girmesi hem hukuken güvence anlamına gelecek hem toplumsal meşruiyeti açısından çok önemli bir katkı sağlayacak sürece hem de bundan sonrasını farklı siyasi partilerle tartışabileceği bir zemini oluşturacak.
Meclis’in sorumluluk üstlenmesinin ve Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un inisiyatifinin süreci olumlu etkilediğini belirten Doğan, “Bu iklimi destekleyecek gelişmelere ihtiyacımız var” sözünü tekrar vurguladı.
“Silah DEM Parti'nin elinde değil ama barış talebi bizimle güçlü”
Basın mensuplarının, “Örgütün silahları bırakacağına dair iddialar” hakkındaki sorusunu yanıtlayan Doğan, şu açıklamalarda bulundu:
Silahların bırakılmasının asıl muhatabı tabi ki silahı elinde bulunduranlar. Yani sonuçta silah bizim elimizde değil, DEM Parti'nin elinde değil. Ancak silahların bırakılması ve demokratik siyaset alanının geliştirilmesi DEM Parti'nin taleplerinden biri.
İmralı'da tutulan PKK lideri Abdullah Öcalan’ın bu süreçteki rolüne de değinen Doğan, onun açıklamalarında sürekli “hukuki güvence” ve “pratik adımlar”a vurgu yaptığını hatırlatarak, sürecin ilerleyebilmesi için bu koşulların oluşması gerektiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı ile görüşme
Cumhurbaşkanı Erdoğan’la DEM Parti arasında bir görüşme olup olmayacağı sorusunu da yanıtlayan Doğan, takvimin netleşmediğini ancak temas trafiğinin sürdüğünü belirtti:
Cumhurbaşkanı Erdoğan'la yapılacak görüşmenin takvimi henüz belli değil ama önümüzdeki günlerde gerçekleşmesini bekliyoruz. Kendilerinden bu konuya ilişkin... Bir geri dönüş bekliyoruz.
Sürecin ismine dair farklı görüşler
Basın mensuplarının “Süreç ne olarak adlandırılacak? Koalisyonun adıyla ilgili mutabakat var mı?” sorusuna da yanıt veren Doğan şunları ifade etti:
Biz barış ve demokratik toplum süreci diyoruz. Sayın Öcalan da 27 Şubat çağrısında barış ve demokratik toplum çağrısı dedi. Bu bir yol. Barış da bir yol, demokratik toplumu inşa etmek de bir yol. Bu sürecin yalnızca güvenlikçi bir yaklaşımla değil, hak ve özgürlükler temelinde ele alınması gerektiğini ifade etti. Komisyonun ismi konusunda farklı siyasi partilerden yaratıcı ve kapsayıcı önerilerin gelebileceğini belirterek, “Farklı isimler bulabiliriz, bu da tartışılabilir.
Öcalan'dan yeni çağrı gelecek mi?
"Öcalan’dan yeni bir çağrı bekliyor musunuz?” sorusuna doğrudan bir çağrı beklentileri olmadığını belirten Doğan, şu ifadeleri kullandı:
Bir çağrı beklemiyoruz. Ancak şunu bekliyoruz: Sayın Öcalan'ın artık doğrudan iletişim kurabileceği birtakım koşullarının oluşmasını bekliyoruz. Şimdi önümüzdeki günlerde mesela yurt dışından bir heyet gelecek. Kalabalık bir heyet bekliyoruz. Kendisiyle görüşmek isteyecekler.
“Ziyaret etmek istiyoruz” başlıklı kampanya kapsamında sayısız başvuru yapıldığını belirten Doğan, toplumun farklı kesimlerinden bu yönde talepler olduğunu ve bu temasların sürece çok katkı sunacağını vurguladı.
DEM Parti MYK 3 Temmuz’da toplanıyor
Toplantının sonunda “önümüzdeki günlerde yeni gelişmeler olabilir” diyen Doğan, tüm bu başlıkları değerlendirmek üzere 3 Temmuz'da DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu'nun toplanacağını duyurarak konuşmasını sonlandırdı.
Independent Türkçe