Donald Trump'ın yeniden başkanlık koltuğuna oturmasıyla birlikte göç, ABD'nin başlıca gündem maddeleri arasında daha da üst sıralara tırmandı.

Washington Post, Myanmar'dan gelen Mehraz ailesiyle Güney Afrikalı Langtonları karşılaştırarak Trump'ın göçmenlere yönelik ayrımcılığını gözler önüne serdi. 

İki ailenin Alabama'nın Birmingham kentinde yaşamak dışında pek ortak noktası olmadığı bildirildi. 

Yıllar boyunca Bangladeş ormanlarındaki bir göçmen kampında yaşamak zorunda kalan Shom Mehraz, Ağustos 2024'te hayatının ilk uçak yolculuğunu yaparak ABD'ye gitti. 

Askerlerin basıp genç kadınlara tecavüz ettiği, komşularının vurularak öldürüldüğü, evlerinin yakıldığı, kısacası bir soykırımın yaşandığı köyden kaçan ailesi, iki yıllık bir sürecin ardından ABD'ye mülteci olarak kabul edilmişti. 

Errol Langton ise 20'li yaşlarındayken Güney Afrika'daki evine giren bir siyahın 15 kere kendisini bıçakladığını ve bunun ülkedeki beyazlara yönelik sistematik şiddeti gösterdiğini savunuyor. 

Donald Trump'ın göreve gelmesiyle birlikte ABD iltica programını askıya aldı. Ancak şubatta Güney Afrikalı beyazlara bu hak ilk kez verildi. 

Langton hemen başvurup üç ay sonra ABD'ye ayak bastığını anlatıyor. 

Kâr amacı gütmeyen Inspiritus'un yardımıyla iki ailenin de ülkeye yerleşmeleri sağlanıyor. Ancak federal yönetimin fonları kesmesiyle birlikte Inspiritus da çalışanlarının yüzde 50'sinden fazlasını işten çıkardı ve acil sağlık ihtiyacı olan mültecilere yönelik programlarını da askıya aldı.  

Kimsenin yeterli derecede İngilizce konuşamadığı 13 kişilik Mehraz ailesi, bölgedeki cami cemaatinden yardım alarak hayatını sürdürmeye çalışıyor. 

6 kişilik Langton ailesiyse hem dil konusundan avantajlı hem de ülkelerindeki gibi bir çiftlik kurmayı hayal edecek birikime sahip. 

Birmingham'da mültecilere yardım eden gönüllülerden Hazem Abouhouli ise aradaki farka tepkili:

Bu programlar kaçan, tecavüze uğrayan, silah sesleri altında yaşayan insanlar için. Büyük bir fark var.

Independent Türkçe, Washington Post, AA