Evet, Suriye'yi Lübnan ile karşılaştırın!

"Kimse kendisini kurtarmak istemeyen birini kurtarmak için zamanını, çabasını ve parasını boşa harcamak istemez"

Suriye'deki 61 yıllık Baas rejiminin devrilmesinin ardından Lübnan'ın Sayda kentinde yaşayan Lübnanlı ve Suriyeliler, sevinç gösterileri yaptı / Fotoğraf: Mohammad Abushama-AA

Suriyeliler, katil Beşşar Esad'ı devirmek, İran'ı ve Hizbullah liderliğindeki milislerini yenmek ve Rusya'nın Esad'a verdiği desteği sona erdirmek için 14 yıl boyunca acılar ve sıkıntılar çektiler.

Ayrıca Esad döneminde ve o devrildikten sonra ülkelerine yönelik İsrail saldırıları sebebiyle de sıkıntı çektiler.

Suriyeliler, Esad'ın devrilmesinden ve yeni Suriye yönetiminin göreve gelmesinden sonraki 5 ay içinde 700 saldırıya varan bu saldırganlık için İsrail'e hiçbir gerekçe vermediler.

Bu saldırıların en tehlikelisi, Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara'nın yaşadığı sarayın yakınını hedef alan saldırıydı.

Suriyeliler, Esad'ın suçlarından onları kurtarmak için uygulanan ancak yeni bir Suriye'nin inşasının başlamasını engelleyen Amerikan ve Avrupa yaptırımları nedeniyle büyük acılar çektiler.

Peki Suriyeliler, Cumhurbaşkanı Şara'nın liderliğinde tüm bunlar karşısında ne yaptılar?

Destek aramak için dünyayı mı dolaştılar?

Hayır!


Ağlayıp şikâyet mi ettiler?

Hayır!


Deliliklerini ilan edip İsrail ile savaşmaya, Lübnan veya Irak'taki Hizbullah ve diğerlerinin kışkırtmalarına kapılmaya mı karar verdiler?

Hayır!

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Suriyeliler şüpheleri olsa da -ki şüphe duymakta beis yoktur- dahası birçokları söz ve eylemde siyasetin yalan olduğuna inanmasına rağmen Esad'a bir şans daha vermeye istekli olsalar da rasyonel davranmaya karar verdiler.

Cumhurbaşkanı Şara bölgeye ve dünyaya açılan kapının Suudi Arabistan olduğunu anladı.

Komşular ile ilişkilerin bir lüks değil, bir gerçeklik olduğunu anladı ve bu nedenle Türkiye'ye öncelik verdi.

Bazıları onun başka hiçbir seçeneği olmadığını söyleyebilir, ancak o dengeli davrandı, İsrail saldırganlığına karşı gerilimi tırmandırmadı ve Suriye'nin gerçekliğini anladı.

Provokasyonlara karşılık vermedi, milliyetçi veya İslamcı söylemlerle tırmandırmada bulunmadı, Esad veya Hizbullah ve destekçilerinin şimdi yaptığı gibi Suriyelileri saçma söylemlerle kışkırtmadı.

Bunun yerine, Suriye'nin savaştan bitkin düştüğünü ve yardıma değil ortaklığa ve yatırım yoluyla yeniden inşa edilmeye gereksinimi olduğunu açıkça ilan etti.

Amerikan ve Avrupa yaptırımlarını kaldırmaya çalıştı ve Suriye-Amerikan ilişkilerinin yeniden kurulmasını talep etti.

Trump'ın Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın talebi üzerine yaptırımların kaldırıldığını duyurduğu Suudi Arabistan'da bunu başardı.

Şimdi kaynaklar, Riyad'daki Trump-Şara görüşmesinden sonra ve bu makalenin yazıldığı ana kadar gerçekten gerilemiş olan İsrail saldırganlığını durdurmak için herhangi bir propagandaya veya yanıltıcı sloganlara başvurulmadan, doğrudan Suriye-İsrail müzakereleri yürütüldüğünden bahsediyorlar.

Cumhurbaşkanı Şara, dahili ve harici tüm sabotaj girişimlerine rağmen, artık Suriye evini düzene koymaya başladı ve Suriye içinde çarklar dönüyor.

Bu noktada okuyucu Lübnan’ın durumu nedir diye soracaktır ki asıl soru da bu, zira bir çukurda olan Lübnan kazmaya devam ediyor.

Lübnan halen silah devletin elinde mi olacak, yoksa silahların ağırlığı altında ele geçirilmiş bir devlet mi olacak konusunda bir karar veremeden “köşeleri yumuşatmak”, destek aramak ve Arapların geri dönmesini sağlamakla meşgul.

Başkan Mahmud Abbas, Filistin silahının Lübnan devletinin kontrolü altında olmasını kabul ediyor, ancak Hizbullah, Filistin bahanesiyle silahının devletin otoritesinin üstünde olmasını istiyor!

Lübnan yeniden inşa istiyor, ancak devlet otoritesini dayatmakta yavaş davranıyor.

Karşılaştırma bu şekilde uzayıp gidebilir ve bu yüzden soru şu:

Lübnan bir devlet mi olmak istiyor, yoksa bir devletin kalıntıları mı?

Bunun cevabı Lübnan'da, çünkü kimse kendisini kurtarmak istemeyen birini kurtarmak için zamanını, çabasını ve parasını boşa harcamak istemez.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU