Yale Üniversitesi'ni dolandırıp adını verdirten köle tüccarı

"Köle tüccarı, yolsuz ve sahtekâr bir adam birkaç kitap bağışladı diye üniversiteye ismini vermeyi nasıl başardı?"

Tablonun Yale'de sergilenmesi

Bugün belki de dünyanın en prestijli üniversitelerinden birisi kabul edilen Yale Üniversitesi'nin kuruluş sürecinden hemen evvel yapılan bir tablo çok şey anlatıyor.

Tablodaki masada Elihu Yale (ortada), İkinci Devonshire Dükü William Cavendish (sağda) ve küçük kardeşi James Cavendish (solda) oturuyor.
 

Elihu Yale.jpg
Elihu Yale / Görsel: Wikipedia

 

Tablo aslında Yale'in kızı Anne ve James Cavendish arasındaki evlilik sözleşmesinin imzalanmasını anlatıyor.

Bu evlilik üniversiteye hayli yüklü miktarda bir servetin akmasını sağlayacak önemli gelişmelerden birisiydi. 

Lakin tablodaki asıl ilginç olan tasmalı ve şarap dolduran küçük siyahi çocuk.

Bu kadraja nasıl girdiği ve Yale'in servetinin kaynağı neydi sorularını akıllara getiriyor. 
 

kadrajdaki köle.jpg
Kadrajdaki köle

 

Elihu Yale, Hindistan'ı sömürmeye gittiğinde henüz 24 yaşındaydı. 

Kısa süre içerisinde bölgedeki en güçlü İngiliz tüccarlarından birisine dönüşmüş ve yerel halka yaptığı zulümlerle adından söz ettirecekti. 

ABD yıllarında ise köle ticareti ile zenginliğine zenginlik katan Yale, bir yandan kurduğu kolejler ve akademiye yaptığı bağışlarla öne çıkıyordu. 

Uzak Doğu'nun pamuğu, baharatı ve daha birçok hammaddesi Yale ailesi sayesinde İngiltere ve ABD'ye taşınıyordu.

Bu Yale'i karaman yaparken onun suç ve cürümlerinin önceleri görmezden gelinmesini sağladı. 

Bugün dahi üniversite ve ona bağlı ansiklopedilerde kendisi için "tüccar, hayırsever ve filozof" gibi yakıştırmalar yapılmaktan çekinilmiyor.

Yale, ABD'den yolsuzluk yaptığı için sürülmüş birisiydi.
 

Elihu Yale.jpg
Elihu Yale / Görsel: Wikipedia

 

Aslında adının verildiği Yale Üniversitesini de dolandırmıştı; çünkü hayatta iken söz verdiği bağış miktarını asla yerine getirmedi.

Bugün üniversitenin abartarak anlattığı kitap koleksiyonunun toplam ederi de yaklaşık 512 Pound'u biraz geçiyor.

Yale'in üniversiteye belki de tek ciddi katkısı diğer bağışçıları ikna etmesinden ibaret. 

Hindistan'da bulunan Madras'taki sömürge valiliği de korkunç bir dönemdi.

Yerel halkı açlık ve sefalete mahkûm eden Yale, yönetimine karşı çıkan İngiliz vatandaşlarını dahi idam etmekten çekinmeyecek zalimlikte bir yönetim anlayışına sahipti. 

Bugün bazı tarihçilerin Hindistan'da köle ticareti onun emriyle son buldu iddiası ise bir palavradan ibaret yalnızca.

Babür Şahı'nın zorlaması ile bu karar İngilizlerce alınmış ve bölge valilerinden Yale kişisel serveti zarar görmesi nedeniyle bu karardan en fazla rahatsız olan isimlerin başında geliyordu.

Kişisel hayatı ise utanç verici düzeyde idi.

Önce en yakın arkadaşı ölünce onun eşi ile evlendi ve servetini elinden aldı.

Ardından karısını İngiltere'ye yollayarak son derece gayri ahlaki bir hayat şekli benimsedi. 

Evlilik yoluyla servet edinmenin cazibesini fark eden Yale, bu kez zengin bir elmas Tüccarı Yahudi'nin ölümünden hemen sonra dul eşiyle evlendi ve ilk evliliğinden farklı bir hayat şekli benimsemedi. 

Hindistan'da yaptıkları ile artık mızrak çuvala sığmayınca soluğu ABD'de almıştı; ama Yale neredeyse hiç ahlaklı bir iş yapmamıştı hayatında. 

Zaten hayırseverliği de bundan ileri geliyordu.

İsminin o kadar kötü bir ünü vardı ki ABD'de rahat ticaret yapabilmesi ve geçmişinin lekelerini gizleyebilmesi için mütemadiyen yardımlar yapmaya başladı.

Önceleri bir yardım meleği gibiydi. Kolejlerin kurulması, üniversitelere bağış yapılması gibi hatırlı işlerin aranan ismi Yale idi; ama ABD'li yetkililer kısa sürede çevirdiği dümenleri fark ederek ondan ülkesi İngiltere'ye dönmesini isteyecekti.

Yine de hayırseverliği göz önüne alınarak servetini ülkesine taşımasına izin verildi.

Şimdi Yale Üniversitesi akademisyenleri ve öğrencileri kendilerine şunu soruyor: 

Köle tüccarı, yolsuz ve sahtekâr bir adam birkaç kitap bağışladı diye üniversiteye ismini vermeyi nasıl başardı?

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU