İmamoğlu Ahmet Türk ve Selçuk Mızraklı ile buluştu: Demokrasi sesini Karadeniz'e, Ege'ye duyuruyoruz

İBB Başkanı, yerine kayyum atanan belediye başkanlarıyla bir araya gelmeden önce 2015'te öldürülen eski Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin mezarını ziyaret etti

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Diyarbakır programında önce faili meçhul cinayete kurban giden eski baro başkanı Tahir Elçi'nin mezarını ziyaret etti ardından da Selçuk Mızraklı ve Ahmet Türk ile bir araya geldi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Demokrasi şehidi"

CHP İl Başkanlığı'ndaki açıklamanın ardından Yeniköy Mezarlığı'na geçerek Tahir Elçi'nin mezarını ziyaret eden İmamoğlu, dua okuduktan sonra Elçi'nin kabrine karanfil bıraktı. Eşi Dilek İmamoğlu ile birlikte Tahir Elçi'nin mezarına gelen Ekrem İmamoğlu, burada yaptığı açıklamada "Hukukun üstünlüğünü savunan bir demokrasi şehidini burada anmak ve mezarı başında ona duamızı göndermek istedik. Ruhu şad olsun. Ülkemizin ve güzel ailesinin başı sağolsun" ifadelerini kullandı.

Karşılıklı hediyeler verildi

Mezarlık ziyaretinin ardından Kayapınar Belediyesi'ne geçen Ekrem İmamoğlu ve beraberindekiler, belediye başkanı Keziban Yılmaz, Selçuk Mızraklı ve Ahmet Türk tarafından karşılandı.

imamoğlu tablo 2.jpg

Fotoğraf: CHP Basın Birimi


Yılmaz, İmamoğlu'na Tahir Elçi'nin korunması için basın açıklaması yaparken öldürüldüğü Dört Ayaklı Minare'nin bulunduğu fotoğrafı hediye etti.

imamoğlu tablo.jpg

Fotoğraf: CHP Basın Birimi


İmamoğlu da Yılmaz'a Atatürk'ün bulunduğu tabloyu hediye etti ve "İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden indirilen tablo" dedi.

İBB Başkanı karşılamanın ardından İçişleri Bakanlığı'nın 19 Ağustos'ta kayyum atadığı Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Başkanı Selçuk Mızraklı ve Mardin Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ahmet Türk bir süre sohbet etti.

"Bugün o zafer bize başka bir zaferi işaret ediyor"

Basına açık gerçekleştirilen görüşmede İmamoğlu şunları söyledi:

Sloganımız 'Hepimizin Zaferi' idi. Ben 1922’de bir ulusal Kurtuluş Savaşı verdiğimiz bir sürecin sonrasında, bugün 2019 yılında 21. yüzyılda başka bir yorumla bunu karşılıyorum. 
Bugün o zafer bize başka bir zaferi işaret ediyor; hukukun üstünlüğünü sağlamak, barışı sağlamak, huzuru tesis etmek, ileriye aydınlık bakabilmek, akıldan bilimden yana insanlar yetiştirebilmek.

"Birilerinin 'Aldatıldık' dediği günler yakın tarihte yaşadık"

Biz birilerinin 'aldatıldık' dediği günleri daha yakın tarihte yaşadık. Nasıl aldatıldın, kim aldattı sizi? Bir toplum bir millet bir ülke bir devlet kolay aldatılabilir mi? Aldatılmamalı. Nasıl aldatılmaz; demokrasiyi güçlendirirsen, hukukun üstünlüğünü milli iradeyle etrafını güçlendirirseniz orada her zaman için aldatma olmaz aldanma olmaz. Bu bakımdan biz gerçekten bu süreci bir fırsata dönüştürmeliyiz. Bir genç kardeşimin Batman’daki düğününü planlamıştım. Elbette ki yani günler öncesinden düğüne girerken sizi ziyareti de yanına eklemiştik. 

"Demokrasi sesini Ege'ye Karadeniz'e duyuruyoruz"

Biz sizi ziyarete geleceğimizi düşünürken başka bir vesileyle Ahmet başkanımızla böyle tanışma fırsatına sahip olduk. Kendisini yıllardır tanıyoruz. Çok değerli hanımefendi başkanımızı ziyaret etmiş olduk. Başka bir fırsata döndürmeliyiz biz bunu, bu sesimizi gelip Diyarbakırlılara duyurduğumuz bir ses değil. Biz aslında demokrasi sesini Ege’ye, Karadeniz’e, Rize’ye, Artvin’e, Mersin’e Adana’ya duyuruyoruz. Çünkü 82 milyon insanın yaşadığı bu coğrafyada biz demokrasiyi var etmeliyiz. 

"82 milyon vatansever olarak görüyorum"

Ben Türkiye’nin bu güzel yurdumun her insanını çok seviyorum ve gerçekten bu yurda baktığımda 82 milyon vatansever olarak görüyorum. Öyle kucaklıyorum herkesi. Biliyorum ki herkeste beni böyle kucaklıyor. Ben nereye gittiysem seçim döneminde, muazzam etkilendim. 

"Biz bu şehri dünyaya hep birlikte anlatmalıyız"

Ben ilk defa geldim Diyarbakır’a 2 yıl kadar önce, çok etkilendim, onur duydum keyif aldım yani ne kadar geç gelmişim. Eşime 2 yıldır anlatıyorum mutlaka gidelim diyorum. Siyaset öyle hızlı akıyor ki fırsat bulamıyoruz. 2 gün görmeye gittik mi tatile bile takanlar var. Biz bu şehri dünyaya hep birlikte anlatmalıyız. Bütün Türkiye’yi Diyarbakır’da misafir etsek ben doymam. Gelse insanlar, birbiriyle haşır neşir olsa. Bir arada olsa, zaten biz bir arada olmuşuz yani…

Mızraklı: Buraya gelmeniz bizim için bir ışıktır

Ekrem İmamoğlu'ndan sonra konuşan Selçuk Mızraklı, 19 Ağustos gnü Diyarbakır'da bir demokrasi depremi yaşandığını ifade ederek, "Toplumun kutuplaşmayı değil dayanışmayı güçlendirdiği yarınlar için beraber yürüyeceğiz. Buraya gelmeniz bu anlamda bizim için bir ışıktır. Tekrar hoş geldiniz" dedi.

Ardından söz alan Ahmet Türk ise CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun hükümete yönelik “Freni patlamış bir araba” sözlerini hatırlatarak, “Evet gerçekten freni atlamış bir araba. Hep birlikte bunun önünde bir set oluşturmalıyız. Ortak değerler etrafında halklarımızın buluşmasını istiyoruz. Kürt halkı, Türk halkıyla iradesini birleştirmiştir. Birlikte yaşam talebini vermiştir. Birileri demokrasinin bütün olanaklarını ortadan kaldırmaya yönelik farklı bir çalışma içindedir. Dünyada milliyetçiler toplum içinde düşmanlar yaratarak, birilerini hain ilan ederek, kendi iktidarlarını sürdürmeye çalışırlar. Gücünü koruyabilmek için mutlaka birilerini düşman yaratarak, iktidarını sürdürmeye çalışıyorlar. Türkiye’de bugün gördüğümüz tablo bu. Bir tarafta demokrasiyi esas alanlara karşı set kurmaya çalışıyorlar. Adalet yürüşüne katıldığımızda, ‘bölücülerle kol kola’ dediler. Bunu yapacaklar” dedi. 

"Bugün dün gibi değil"

Birlikte mücadele olmadan adaletin tesis edilemeyeceğini vurgulayan Türk, “1991 yılında sayın Erdal İnönü ile o zamanda bir ittifak söz konusu oldu. Eleştiriler geldi. Erdal bey hiç konuşmadı. Demokratik bir gelecek, Türkiye yaratmak istiyoruz. Birileri ne der hesabı yaparsak, demokrasiyi kuramayız. Elbette ideolojik, siyasi olarak farklı yerlerde olabiliriz. Demokrasinin gereği budur. Halklarımızın demokratik geleceği için, ortak demokratik değerler etrafında mücadele etmeliyiz. Bugün dün gibi değil. 2016’da kayyumlar geldiği zaman batıda bir suskunluk vardı. Bugün ise gerçekten artık tahammül edilmeyecek bir noktaya geldiğimizi ifade ediyor. Dayanışmanın ve ortaklaşmanın gerektiğini söylüyor” diye belirtti. 

Türkiye’nin geleceğini değiştirme iddialarının olduğunu aktaran Türk, “Daha demokratik bir Türkiye, insanların özgür yaşaması için, daha değerli projelerle hukuk savunarak süreci götürmeliyiz. Beklentimiz, talebimiz bu” diye noktaladı.

imamoğlu kebap.jpg
Fotoğraf: Veysi Polat / Independent Türkçe


Görüşmeden sonra bir restorana giden Ekrem İmamoğlu öğle yemeğinde beraberindekilerle birlikte ciğer yedi. Mangalın başına geçen İmamoğlu, pişen ciğerleri çevirdi. 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU