Diyarbakır’daki siyasi temsilciler kayyum kararını yorumladı

Diyarbakır’daki beş siyasi partinin temsilcisi, kayyumlar konusunda farklı görüşte. MHP ve AK Parti, “kayyumlar kaçınılmazdı” derken, CHP, İyi Parti ve Saadet Partisi temsilcileri ise “halkın iradesine saygı gösterilmedi” düşüncesinde

İçişleri Bakanlığı kararıyla Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Adnan Selçuk Mızraklı’nın görevden alınarak yerine İl Valisi Hasan Basri Güzeloğlu’nun kayyum olarak atanması kentteki siyasi atmosferi gerdi. HDP’liler, 12 gündür barikatlarla etrafı çevrilen büyükşehir belediye binasının karşısındaki Lise Cadesi’nde oturma eylemi yaparak, kararın geri alınmasını istiyor. Kentte bulunan siyasi partilerin temsilcileri ise farklı görüşte. MHP ve AK Parti il başkanları kayyum atamasını olumlu bulurken, CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi il başkanları ise halkın iradesine saygı gösterilmesini istiyor.

Independent Türkçe olarak beş siyasi partinin Diyarbakır’daki temsilcilerine kayyum kararını nasıl değerlendirdiklerini sorduk.

AK Parti: HDP, kayyumların başarısını devam ettirmedi

 

Süleyman Serdar Budak.jpg
Süleyman Serdar Budak / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

AK Parti Diyarbakır İl Başkanı Süleyman Serdar Budak: 2016’dan bu yana halkımız hizmetle tanışmıştı. Biz zannediyorduk ki hangi parti kazanırsa kazansın kentte artık hizmet durmayacak. HDP’nin de bu hizmeti durdurmadan devam ettireceğini tahmin ediyorduk. Doğrusu umudumuz da buydu. Ama gördük ki belediyeler işbaşına gelir gelmez yine eski tas eski hamam oldu. Kalkıp cami yerini park alanına çevirme, sahabe isimlerinin verilmiş olduğu cadde ve bulvarların isimlerini değiştirme ve terörist isimlerini koyma, belediyede eski düzen, etkisiz kişileri etkili kılma, dağ bağlantılı kişilerin belediyede cirit atılması, şehit yakınları, işe alınmış garibanlar kapı dışı edildi. Belediyeler hizmet etmekten çok bu tip şeylerle iştigal etmeye başladılar. Ve malum kayyum süreci başlamış oldu. Suç işlemek kim olursa olsun hakkı değil. Kimse hukuksuz bir iş yapamaz. 'Ben belediye başkanı oldum istediğim gibi at koştururum' yok böyle bir dünya. Devlet buna geçit vermez.

İYİ Parti: Seçimle gelen seçimle gitmeli

 

İyi Parti Diyarbakır İl Bakanı Vejdin Ensarioğlu.jpeg
Vejdin Ensarioğlu / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

İYİ Parti Diyarbakır İl Başkanı Vejdin Ensaioğlu: Atamalar, Anayasa’nın ilgili maddesi gerekçeli karara dahil edildiği için yoruma açık bir konu değil. Ama asıl olan seçimle gelenin seçimle gidilmesi gerekir. Demokrasilerde bu gerekir. Fakat takdiri millete bırakıyorum.

CHP: Kayyumlar kabul görmüyor, yanlıştan dönülmeli

 

Mehmet Sayın.jpeg
Mehmet Sayın / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

CHP Diyarbakır İl Başkanı Mehmet Sayın: Bundan önceki kayyum AK Parti tarafından belediye başkan adayı yapıldı ve kaybetti. Demek ki kayyumlar rağbet görmemiş doğru bir yöntem değilmiş. 4.5 ay gibi kısa bir süre içerisinde İçişleri Bakanlığı’nın iddialar ve şikayetler üzerine belediye başkanlarının görevden alınması manidardır. Bu yanlıştan bir an evvel dönülmeli, seçilmiş belediye başkanı görevine iade edilmelidir. İşletilen sistem de bu şekilde olmamalı. Belediye başkanı gerçekten bir suçu varsa bunun yargı yolu vardır. Eğer bir suç tespit edilirse de gerekli işlemler yapılır. Görünenler şu an iddia düzeyinde. Meclis üyeleri kendi aralarında bir belediye başkanı seçer, böyle devam eder. Nitekim İstanbul’da ve başka kentlerde sistem bu şeklide işletilmeli. Bu yanlıştan bir an önce dönülmesini bekliyoruz.

MHP: Kayyumu destekliyoruz, gerekirse elimize süpürge alıp sokakları temizleriz

 

Cihan Kayaalp.jpg
Cihan Kayaalp / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

MHP Diyarbakır İl Başkanı Cihan Kayaalp: HDP belediyeleri döneminde ciddi sıkıntılar yaşandı. Teröre destek verildi. Son seçilen belediye başkanı da teröre destek veren açıklamalar yaptı, terörist cenazelerine katıldı, camilerimize yönelik meclis kararları alındı, tarihe mal olmuş isimlere yönelik yaklaşımları oldu. Bu da vatanını milletini seven herkesi rahatsız ediyordu. Bunun farkındaydık. Sokaktaki herkes kayyumun atanacağını biliyordu. Cumhurbaşkanımız, Diyarbakır ziyaretinde “Belediye başkanları teröre destek verirse anında kayyum atarım” demişti. Cumhurbaşkanımızın buna kayıtsız kalacağını düşünmüyorduk. Biz teşkilat olarak atanan Başkan Vekilimizin arkasındayız. Kendisi zaten bölge insanı, Urfalı. 2.5 yıldır da kentimizde il valisi olarak görev yapmaktadır. Bu halkın geleneklerini, karakterini iyi bilen biri. Başarılı olacağına inanıyoruz. Bizden hangi alanda destek isterse o alanda yanında olacağız. Gerekirse bireysel olarak gönüllü olarak sokaklarda çalışacağız. Sokakları temizleme noktasına kadar elimize süpürge alıp sokakları temizleyeceğiz. Teşkilat olarak kendisini ziyaret ettiğimizde kendisine Kuran-ı Kerim ve bayrağımızı hediye ettik. Bunun farklı bir anlamı vardır. Hem bölgedeki dindar, muhafazakar kesimle ilgili hem de vatanını, milletini seven kesimle ilgili mesaj verdik. Bu mesajlarımızı destekleyeceğini düşünüyoruz. Ziyaretimiz Vali beye destek, kendisinin yanında olduğumuzu göstermek maksadıyla gerçekleşti. Ancak bunun yanında doğru işlerin yapılması için, Diyarbakır’ın çıkarlarının gözetilmesi için kendisine yanında olacağımızı söylediğimiz gibi, yanlış yapılırsa, hatalar yapılırsa onun da karşısında olacağımızı ifade ettik. Vali beyin zaten yanlış yapacağına ihtimal vermiyoruz.

SP: Kayyum sistemi halkın huzurunu bozuyor, irade gaspı var

 

Fesih Bozan.jpeg
Fesih Bozan / Fotoğraf: Independent Türkçe​​​​​​​

 

Saadet Partisi Diyarbakır İl Başkanı Fesih Bozan: Seçim sandığında millet iradesini beyan eder. Bu son seçimde de millet tercihini yaptı. AK Parti, kendi lehine kullanılan iradeyi milletin iradesi olarak kabul ediyor ancak muhalefetin lehine kullanılan oyu da yok sayıyor. Kayyum sisteminin yanlış olduğunu, milletin huzurunu bozduğunu, gereksiz gerginliklere sebebiyet verdiğini söylüyoruz. Yapılanlar tamamıyla milletin iradesini gasp etmektir. Milletin kendilerine vermediği yetkiyi zorla, devletin gücüyle almaktır. Eğer kayyum atanacaksa seçimler neden yapılıyor. Sonuç böyle olacaksa kaymakam ve valiler gibi belediye başkanları da atansın. Seçime de gidilmesin, bu kadar masrafa, bu kadar zamana, bu kadar gerginliğe de sebebiyet vermesin. Kayyumun halk tarafından da kabul görmediğini görüyoruz. Diyarbakır, Mardin ve Van’da halkın üzerinde baskı var diye sokaklara yansımıyor belki ancak içten içe bir kaynama ve tepkinin var olduğunu biliyoruz. Bir önceki kayyumdan vatandaş memnun olmuş olsaydı kendisine oy verirdi. Bu kadar farka rağmen belediye başkanlarını görevden alıp kayyum atamak bir partizancılıktır. Şayet bu insanlar suçlu ise siz bunları aday yaptırmayacaktınız, seçime koymayacaktınız. Savcılar sabıka kaydı verdikten, YSK seçilme hakkı verdikten sonra kalkıp bunların soruşturmaları devam ediyor diye bir iddiayla, delillendirmeden, mahkeme kararı olmadan belediye başkanlarının görevden alınması kanuna aykırıdır. Çünkü ortada sonuçlanmış bir mahkeme kararı yok. İçişleri Bakanlığı’nın kararları mahkeme kararından daha önemli görülüyor. Bir insanın isteğiyle insanlar suçlanamazlar. Örneğin ben desem ki Süleyman Soylu benim arabamı çaldı veya borcumu vermiyor; Ben söylediğim zaman kendisi bu konuma mı gelmiş olur. Hayır bunu ispatlamam lazım. Dolayısıyla burada yapılan bir partizancılıktır, bir kin olayıdır. HDP’yi terörizmle ilişkilendiriyorlar. Siz terörist diye nitelendirdiğiniz partiye 90 milyon TL seçim yardımı yaptınız. O zaman siz de herhangi bir terör örgütüne finans sağlamaktan suçlusunuz. İstanbul seçimi öncesi kırmızı bültenle aranan Osman Öcalan’ı TRT’ye çıkardınız. O zaman AK Partili yetkililer hakkında teröristlerin propagandası yapmaktan dava açılmalı ve TRT’nin başına da kayyum atanmalıdır.  Ama bakıyoruz ki iktidarın lehine olan ne varsa her şey mubah. İktidara tavsiyemiz, milletin huzurunuzu bozacak adımları atmaması, mahkeme karları olmadan hissi kararlar almamasıdır. Şu an yapılanlar hukuksuzluktur.

 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU