Kahramanmaraş merkezli depremde resmi rakamlara göre 35 bin 418 kişi hayatını kaybetti. Birçok kentte büyük yıkıma neden olan deprem sonrasında hala enkaz altında insanlar bulunuyor ve hayatını kaybedenlerin sayısı her geçen gün artıyor.
Depremin etkili olduğu kentlerde insanların çoğu başka şehirlere göç ediyor, kalanlar ise arabalarda veya çadırlarda kalıyor. Havaların soğuk olduğu bölgede yaşamın bu şekilde sürdürülmesi oldukça zor.
Depremin yıkıcı etkide bulunduğu kentlerden biri de Kahraman Maraş'ın Elbistan ilçesi. Elbistan aynı zamanda en soğuk bölgelerden.
Maraş'a 150 kilometre uzaklıkta olan ve etrafı dağlarla çevrili ovada kurulan kentlerde hava sıcaklığı -15'e kadar iniyor.
Evleri yıkılan veya hasar alan yurttaşların bu soğuk havada çadırlarda kalması neredeyse imkansız. Bu yüzdendir ki ilçe, sakinleri tarafından hızla terk ediliyor.
Elbistan ilçe otogarı son birkaç gündür gitmek isteyenlerle tıka basa dolu. İlçe halkı, aileleri ile beraber buraya gelerek ayarlanan otobüslerle, AFAD veya diğer kurumlar tarafından ayarlanan kentlere doğru yola çıkıyor.
Otogardaki ilgili güvenlik güçleri, sadece otogardan 10 bini aşkın sadece başka kentlere tahliye edildiği bilgisini veriyor. Gittikleri yerler ise Konya, İzmir, Antalya, Ankara Çanakkale ve İstanbul.
Gönüllüler ve güvenlik güçlerinin ortaklığıyla buradaki tahliye işlemleri devam ediyor.
Ayrıca, başta Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı bünyesinde yürütülen çalışmalar kapsamında da dört bin yakınlarında insan başka kentlere gönderildi.
Kendi imkanlarıyla gitmek isteyenler de eklendiğinde kenti terk edenlerin sayısı devasa bir rakama dayanıyor. Bu yüzdendir ki ilçe hayalet bir kente doğru gidiyor.
Büyük bir kalabalığın olduğu otogara gidiyoruz. Otogar bahçesinde yanlarında çantalarla bekleyenlere her an yenileri ekleniyor.
Gelenler, önce isimlerini yazdırıyor ardından gideceği kente gidecek olan otobüsün hareket saatini. Otobüsler, doldukça hareket ediyor.
Buradaki görevliler, giden herkesin bilgilerini, gittikleri yerdeki AFAD görevlilerine bildiriyor ve ailenin evlere veya yurt, otel gibi yerleşkelere yerleştirilmesi sağlanıyor.
Mersin'e gitmek için eşiyle beraber otobüs bekleyen Süleyman Cengiz'e mikrofon uzatıyoruz.
Cengiz, "Evimiz yıkıldı, perişan olduk. Allahtan gelen bir afet. Saoğlsun yardımlarını eksik etmedi kimse. En kötü olan mevsimin kış olması. O bizi çok etkiledi. Mersin'e gidiyoruz. Geceler -20 oluyor. Çadırlarda yaşamak çok zor, soba veya kalorifer tesir etmez" şeklinde konuşuyor.
"Bu soğukta kim evini terk etmek, sıcacık yatağını bırakıp yolculuk yapmayı kim ister ki" diyen Cengiz, insanların tedirgin olduğunu söylüyor;
İnsanlar tedirgin, bir çıtırtı gelse sıçrıyoruz. Ne diyeyim artık. Böyle oldu artık. Canı acıyanlar oldu. Emek de canın yarısı demek. Elli senelik emeğimiz gitti ama ne yapalım. Elden bir şey gelmiyor.
İki gün önce ailesini gönderen Ramazan Tontuş isimli Elbistanlı da duygularını şu sözlerle özetliyor:
Diyecek bir şeyimiz yok. İstanbul'dan Çanakkale'ye sığınacağız. Bir ev açmışlar. Elbistan eski haline gelirse döneriz. Bizim memleketimiz yerle bir oldu. İçimiz kan ağlıyor.
Çetin Demir de kentteki insanların yardımına gelen onlarca gönüllüden biri. Muş'tan 60 araçlık bir ekiple gelen Demir, birkaç gündür Elbistan halkını farklı şehirlere götürüyor. Demir, şunları söylüyor:
Buradaki depremzedeleri diğer illere sağlıklı bir biçimde taşımak için 60 araçla Muştan geldik. İstanbul, Ankara, Mersin ve Balıkesir gibi batı kentlerine taşıyoruz. Doğu illeri soğuk olduğu için diğer illerde yerler ayarlanmış. Dünden beri tahliye yapıyoruz. Otogarda bekliyoruz. İnsanlar gelip isimlerini yazdırıyor, gittikleri yeri bildiriyorlar. Arkadaşlar koordine ediyor ve biz de götürüyoruz.
© The Independentturkish
