Süleymani'nin tasfiyesinin detayları hakkında!

Şu an net olan şey, güvenlik ve istihbarat bilgilerinin her şey gibi ABD'yi de politize ettiğidir

Kasım Süleymani öldürüldüğünde 62 yaşındaydı / Fotoğraf: AFP

Eski ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun anıları şu başlıkla yayımlandı:

"Asla Taviz Verme: Sevdiğim Amerika İçin Savaşmak"

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Kitapta İran hakkında bir kısmı genel kamuoyu tarafından bilinen çarpıcı ve önemli bilgiler aktarılıyor.

Ancak detaylar artık ayrıntılı bir tartışmayı hak ediyor.

Pompeo, yalnızca eski ABD Devlet Başkanı Donald Trump'ın baş diplomatı değil, aynı zamanda Ocak 2017 ile Nisan 2018 tarihleri arasında ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı'nın (CIA) eski direktörü olması açısından da önemli bir figür.

Pompeo kitabında, Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani'nin 3 Ocak 2020'de Bağdat Havalimanı'ndan ayrıldıktan sonra suikaste uğraması ve Irak'ta Kataib Hizbullah'ın kurucusu Ebu Mehdi el-Mühendis'in öldürülmesine yol açan malumatları açıklarken iki bilgi verdi.

Birincisi, istihbarat şefi olarak Bağdat'a yaptığı ziyaretlerden birinde, Irak'ı İran'dan enerji almamaya ikna etmek için dönemin Başbakanı Haydar el-İbadi ile görüştüğünü söylemesiydi.

O sırada İbadi ona şunları söyledi:

Sayın Müdür, siz gittiğinizde Kasım Süleymani beni görmeye gelecek. Paramı alabilirsin. O benim canımı alacak.


İkincisi, Pompeo'nun "İran rejiminin sadece bir terör örgütü" olduğunu erken anladığını ve "tüm bileşenleriyle bir devlet" kisvesine büründüğünü söylemesidir.

Pompeo, El Kaide örgütünün ana karargahının Tahran'da olduğu ve "Tora Bora, Afganistan, Pakistan, Irak veya Suriye'de olmadığı" sonucuna varmıştı.

Pekâlâ, şimdi burada CIA eski direktörünün yanı sıra ABD eski Dışişleri Bakanı'nın anılarının önündeyiz.

Bu bilgiler incelemeden geçilemez. O, daha önce yayınlanmayan çok fazla bilgi aktaran ve hafife alınmayacak bir adam.

Dolayısıyla buradaki soru şu:

Pompeo'nun İran'ın, Irak ve bölgedeki terörist ve yıkıcı rolüne dair ulaştığı bilgilerin, bir devlet ve aygıtın bilgisi değil de yalnızca kendi şahsına has olması mümkün müdür?

Pompeo'nun El Kaide'nin operasyon karargahının başka bir yerde değil de Tahran'da olduğunu bilmesi mümkün mü?
 


"İran rejimi sadece bir terör örgütüdür ve tüm bileşenleriyle bir devlet" kisvesine bürünmüştür. Onun terörizminin sembollerinden biri, Obama yönetiminden gizlenen Kasım Süleymani idi.

Pompeo'nun İbadi ile görüşme hikayesi aracılığıyla Süleymani hakkında anlattığı veya El Kaide operasyon merkezinin Tahran'da olduğu bilinmeyen bir sır değil, bilinen bir şeydi.

Ancak ABD medyasında, kendisine ışık tutulmaya çalışılan bazı girişimlere rağmen, etrafında tam bir sessizlik hâkim.

Bunu yapmaya çalışanlar arasında, kendisine Irak'ta Süleymani ile benzer bir hikaye sunan General David Petraeus da vardı.

2012 yılının başında üst düzey bir Arap yetkiliden, istihbarat servislerinin eski terörist Ebu Musab ez-Zerkavi'nin Irak'tan İran topraklarına hareketlerini izlediğini bizzat duydum. Bu konuda birçok hikâye var.

Dolayısıyla şu an net olan şey, güvenlik ve istihbarat bilgilerinin her şey gibi ABD'yi de politize ettiğidir.

Aksi halde İran ve Süleymani hakkındaki tüm bu veri ve bilgiler ister Obama yönetimi döneminde ister şimdi Biden yönetimi tarafından nasıl görmezden gelinebilir?

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Asasmedia

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU