Emekli albay, iki yaşlı kadına aracıyla çarpıp öldürdükten sonra ambulans yerine tümgenerali aradı

İki yaşlı kadının öldüğü trafik kazasında "asli kusur" hayattan kopartılanlara yüklenmek istense de hem raporlar hem de ölenlerin yakınlarının çabasıyla ortaya çıkan tanıklar sayesinde davanın seyri değişiyor

Kazada hayatlarını kaybeden Fethiye Topak ve Nebahat Gülmez

"Zeminde sürüklenerek bana doğru yaklaştı. Yaklaşık 10-12 metre civarımda durdu. Eşime seslendim, panikledim, şahsa bakamadım. Diğer çarpılan kişiyi 3-4 dakika sonra gördük. Bu çarpma üzerine hemen eşimi aradım. Eşim benden 50-60 metre uzaklıktaydı. Geldiğinde şahsa dokundu, bana yakın düşen şahsa baktı, nabzına baktı, diline baktı ve nefes almadığını söyledi. Yerdeki şahsın bayan olduğunu anladık. Diğer bayana da eşim baktı. Hemen arabanın yanına gittim. Arabanın içinde bir kişi oturuyordu. 45-50 yaşında vardı. Kıyafeti düzgündü… Adam kendi kendine 'ben katil oldum, adam öldürdüm' diye bağırmaya başladı. Akabinde birkaç yere telefon etti. Ben çarpmadan evvel fren sesi duymadım. Vefat eden iki bayanın kazadan önce geçtiklerini görmedim. Ben jandarmaya gördüklerimi anlatmak istedim fakat beyanlarımıza başvurmadılar. Ben aracın çarpıp durduğu yerin karşısında otostop yapan kimseyi görmedim. Olsaydı görürdüm."

Bunlar, 1 Temmuz 2021'de meydana gelen bir trafik kazasının ardından açılan davanın dosyasına giren bir görgü tanığının ifadeleri. 

Mersinli bir kiraz satıcısının ifadeleri önemli. Çünkü kazanın ardından jandarmanın hazırladığı tutanakta herhangi bir görgü tanığının olmadığı yazılıydı. 

Kazada ölen iki kişiden biri 66 yaşındaki Fethiye Topak, diğeri de ondan 2 yaş küçük akrabası Nebahat Gülmez'di. 

İki yaşlı kadın, evlerine 1700 metre uzaklıktaki pazara gitmek için yola çıkmıştı.

Zekeriya Suna'nın kullandığı araba kadınlara arkadan çarptı. İkisi de olay yerinde hayatını kaybetti.

Kadınlara çarpan Zekeriya Suna emekli bir albay. 

Adına kesilmiş 14 trafik cezası var, 8'i aşırı hızdan

Şimdiye kadar adına kesilmiş 14 trafik cezasının 8'i aşırı hız nedeniyle düzenlenmiş.

Olay yerine gelen jandarma ekiplerinin tuttuğu tutanakta kaza yerinde herhangi bir görgü tanığının olmadığı öne sürülüyordu. Tutanak tamamen kadınlara çarpan Zekeriya Suna'nın anlatımlarına göre düzenlendi. Tutanakta ayrıca vefat eden Topak ve Gülmez'in birinci derecede kusurlu oldukları da iddia ediliyor.

Kazadan yaklaşık 5,5 saat sonra, Güzeloluk Jandarma Karakolu'nda şüphelinin ifadesi alındı. 

Şüphelinin iddiasına göre sanıklar yolun sağ tarafında ve şeridin 1 metre içinde yürüyorlardı.

"Şahıslara yaklaşırken yaklaşık 3 metre kala kadınlardan birinin elini kaldırdığını gördüm" diyen Suna, ifadesinde şu cümleleri kullandı:  

Ancak elini kaldırmasıyla birlikte iyice benim şeridimi kapatarak yola çıktılar. Ben 'acaba intihar mı etmeye çalışıyor' diye düşündüm." 

Ama bu ifadeden 2 saat önce 2 kişinin ifadesi alınmış ve dosyaya işlenmişti. 

Sürücünün akrabaları telefonla karakola çağrılarak ifadeleri alındı

Onlardan biri kadınlara çarpan Suna'nın dayısının oğlu S.Y ile eşi A.Y'ydi. 

Suna'nın akrabaları, 2 saat sonra verilecek ifadeyle paralel şeyler söylemişti.

Onların iddiasına göre 66 ve 68 yaşındaki kadınlar yolda otostop yapıyorlardı.

Jandarma, bilgi sahibi ya da görgü tanığı olarak 112'yi arayıp haber veren kişiyi ya da tam kaza bölgesindeki kiraz satıcısını değil Suna'nın akrabalarını dinlemeyi tercih etmişti. 

Ayşe Parlak, bu kazada ölen Fethiye Topak'ın kızı. 

Parlak, annesi ve yengesinin evinin, gitmek istedikleri pazar yerine 1700 metre uzaklıkta olduğunu, kazanın da pazara 700 metre mesafede gerçekleştiğini belirtiyor.

Yengesinin hem kızına hem de damadına ait arabaları olduğunu ve otostop yapmalarını gerektiren hiçbir şey olmadığını söyleyen Parlak, "Zaten yabancı birinin arabalarına binmezlerdi. Üstelik evlerinin önünden toplu taşıma araçları geçiyor" dedi.

Gerçek tanıklar kapı kapı dolaşarak bulundu

Suna'nın ifadesinde, annesi ve yengesinin yolun sağında olduklarını söylediğini hatırlatan Parlak, "Ancak bu doğru değil. Pazar zaten yolun solunda. Yürüdükleri yol da soldaydı. O mevsimde gölge yolun solunda oluyor. Dolayısıyla sağdan yürüyor olmaları hiç olası değil. Diğer taraftan sürücünün frene basmadığı da ortada" ifadelerini kullandı.

Ayşe Parlak, jandarmanın bulamadığı tanıkları kapı kapı dolaşarak bulduklarını söyledi. 

Peki jandarma neden bir trafik kazasının üzerini kapatmak için uğraşsın?

Üzerinde durulması gereken bir konu da bu.

Zekeriya Suna'nın bilinçli taksir suçlaması ve hapis cezası istemiyle yapılan yargılamasının beşinci duruşmasında mahkeme Suna'nın HTS kayıtlarının tespitini istedi.  

HTS kaydındaki general detayı

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun "Gizli" ibaresiyle mahkemeye ilettiği listede bir kayıt oldukça dikkat çekici. 

Emekli albay Suna'nın, kazadan sonra aynı gün, henüz ifade vermeden önce bir tümgenerali aradığı, görüştüğü, aynı generalin, kazadan bir gün sonra da Suna ile yaklaşık 3 dakika kadar görüşme yaptığı anlaşıldı.

Hayatını kaybeden kadınların aileleri, tutanakların gerçeği yansıtmayan bir şekilde hazırlanmış olması nedeniyle soruşturmaya müdahale edildiği kuşkusu yaşıyor.

Uzmanlar: Kusur sürücüde

Ailenin mahkemeye sunduğu bir rapor da "asıl kusurun" ölenlerde değil o kadınlara çarpan Suna'da olduğunu ortaya koyuyor.

İstanbul Teknik Üniversitesi'nden 3 akademisyenin kazaya ilişkin hazırladığı teknik raporda şunlar yer alıyor:

  • Kazanın, sürücü Zekeriya Suna'nın ifadesinde belirtildiği şekilde gerçekleştiği kabulüne göre Suna'nın asli, müteveffa yayaların tali kusurlu olduğu.
  • Kazanın, aracın gidiş istikametine göre sol banket üzerinde gerçekleştiği ikinci durum kabulüne göre ise araç sürücüsü Zekeriya Suna'nın asli ve tamamen, müteveffa yayaların kusursuz olduğu görüş ve kanaatinde olduğumuzu saygılarımızla arz ederiz. 

İki kadının öldüğü kazanın sürücüsü Suna'nın yargılandığı davanın 6. duruşması, 24 Ocak 2023 Salı günü Mersin 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU