Erken seçim senaryoları rafa kalkar da her şey planladığı gibi giderse, Türkiye’nin genel seçimler için son 175 günü.
Seçimde hangi adayların karşı karşıya geleceği, anketlerde kimin önde kimin geride olduğu tartışmaları, televizyonlarda kurulan siyaset arenalarının yanı sıra liderlerin toplumun her kesimine ulaşmak için şehir ziyaretleri, meslek gruplarıyla bir araya gelmeleri ve mitingleri de sürüyor.
25 Aralık’ta orman köylüleri ile bir araya gelen Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 26 Aralık’taki ilk toplantısı ise internet medyası ve yabancı medya temsilcileriyleydi.
CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Genel Başkan Başdanışmanı Tuncay Özkan, Genel Başkan Başdanışmanı Ünal Çeviköz ve Genel Başkan İletişim Koordinatörü Ömer Topsakal da Kılıçdaroğlu’na eşlik eden isimler arasındaydı.
Toplantıya uzun bir konuşmayla başlamak yerine gazetecilere öncelik veren Kılıçdaroğlu’na yöneltilen soruların pek çoğu hâlâ cumhurbaşkanı adayını açıklamayan altılı masa ile ilgili halk nezdinde oluşan algıyla alakalıydı.
Toplantıya katlan 30’a yakın gazetecinin farklı şekillerde sorduğu bir soru vardı: Millet İttifakı, halkın gözünde güven kaybı mı yaşıyor?
Zira İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında verilen yargı kararı sonrası gerçekleşen Saraçhane mitingi sonrası “Kılıçdaroğlu’nun İYİ Parti lideri Meral Akşener ve İmamoğlu ile arasında anlaşmazlık mı var?” sorusundan Kılıçdaroğlu’nun yurt dışı gezilerine kadar pek çok konu eleştirilerin hedefinde olmuştu.
“Sayın İmamoğlu, Akşener’e ‘abla’ diye hitap eder”
Kılıçdaroğlu’nun eleştirilere verdiği birkaç yanıt var.
Bunlardan ilki Akşener ile aralarında herhangi bir sorunun olmadığı.
“Herhangi bir sorunumuz yok Akşener’le. Kavga etmedik ki ayrılalım” diyor CHP lideri.
Ekrem İmamoğlu ve Meral Akşener ile eski bir dostluk olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Sayın İmamooğlu, Akşener’e “abla” diye hitap eder” ifadesini kullanarak, Akşener’in Saraçhane mitingine katılmasını sosyal medyadan öğrenmiş olsa bile bu katılımın kendileri tarafında bir sorun teşkil etmediğini özellikle vurguladı.
Önce yüzde 100 uzlaşı sonra aday
Altılı masa liderlerinin 15-20 günde bir toplanıyor olsa bile telefonda sık sık görüşüldüğümü, parti genel başkan yardımcılarının ortak çalışmalar yürüttüğünü söyleyen CHP Genel Başkanı, hangi adayın seçileceği tartışmalarını ise gereksiz ve yersiz bulduklarını belirtti.
Çünkü Kılıçdaroğlu’nun açıklamasına göre şu aşamada öncelik verdikleri, iktidara gelindikten sonra tartışılması muhtemel konuların, seçimden önce masaya yatırılması ve yüzde 100 uzlaşı sağlanması:
Altı lider hangi konuda neyi nasıl yapacağına dair görüş birliği sağlamayıp da cumhurbaşkanı adayını belirlediğinde ne olacak, her kafadan ayrı bir şey çıkacak. Erdoğan da “daha bunların hepsi ayrı ayrı şeyler söylüyor” diyecek.
Altı lider de bunun farkında. Biz hükümet programı üzerinde uzlaşacağız. Geçişin yol haritası üzerinde uzlaşacağız. Aramızda hiçbir görüş farklılığı olmayacak. Yüzde 100 uzlaşı sağlandıktan sonra cumhurbaşkanı adayımızı belirleyeceğiz. Daha sonra bir cumhurbaşkanı adayı çıkacak. Benim ve diğer liderlerin söylediğini dillendirecek.
“CHP’nin bir anket çalışması yok”
Independent Türkçe’nin anket sonuçlarında hâlâ Millet İttifakı ile Cumhur İttifakı’nın yakın oy oranlarına sahip olduğunu, cumhurbaşkanlığı adaylığında Erdoğan’ın önde veya diğer adaylarla yakın oylara sahip olduğunu, Millet İttifakı’ndaki oy kayıplarının gerekçesi olarak yukarıda belirtilen nedenler gösterildiğini hatırlatması üzerine Kılıçdaroğlu, CHP’nin ayrı bir anket çalışması olmadığını, ancak pek çok anket şirketine aboneliklerinin bulunduğunu söyledi.
“Millet İttifakı’nın başarısı konusunda hiçbir sorunumuz yok” diyen Kılıçdaroğlu’nun hem parlamentoda çoğunluğu sağlayacaklarına hem de çıkaracakları adayın seçimi kazanacağına inancı tam.
Kılıçdaroğlu, “Vatandaş bu kadar perişan haldeyken, onların derdi varken, bu dertlere kim nasıl çözüm üretecek bunların tartışılması gerekirken bence biraz da sarayın desteklemesiyle cumhurbaşkanı adayı kim olacak tartışması oluyor” açıklamasını yaptı.
“Yoksul kesimden oy almak istiyoruz”
CHP liderinin Independent Türkçe’nin sorusu üzerine verdiği yanıtlardan biri de oy almak istedikleri kesim ile ilgiliydi.
Kılıçdaroğlu’na göre bu kesim, siyasal bilinci yüksek ve gündemi televizyonlardan takip edenlerden çok “bu programları izlemeyen ve derin yoksulluk yaşayan” kesim.
25 Aralık’ta orman köylüleri ile yaptığı toplantıyı hatırlatan Kılıçdaroğlu, “7,5 milyon civarında orman köylüsü var. Onların dertlerini anlatabilecekleri mecra bulmaları çok zor. 15 madde halinde onların sorunlarını nasıl çözeceğimizi anlattım. Kürsüden indiğimde bu 15 maddeyi bize de verir misiniz, köyde anlatalım dendi. Hazırladığımız 15 maddeyi bu köylere göndereceğiz” örneğini verdi.
Kararsızlar ve HDP seçmeni…
Kılıçdaroğlu, “HDP seçmeninin ve önceki seçimlerde AK Parti ve MHP’ye oy vermiş, bugün kararsız olan kişilerin oylarını nasıl alacaksınız?” şeklindeki soruya ise şöyle yanıt verdi:
Çıtayı demokrasi üzerine oturtursak bir sorun kalmaz. Demokrasiden yana mısın yoksa tek adam rejiminden yana mısın?
Demokrasiden yana olanlar gelip oy verecek. “Hayır biz demokrasiyi değil tek adam rejimini istiyoruz. Bizim kralımız da çok iyi” derlerse oylarını öbür tarafa verebilirler.
“Negatif algıyı yaratan sizlersiniz”
Kılıçdaroğlu’nun yaptığı bir açıklama salonda bulunan gazetecilerden tepki aldı.
Bir gazetecinin Millet İttifakı’nın bir aday çıkarması konusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da sıkıştırdığını, aday çıkmadıkça bunun halk nezdinde negatif algıya yol açtığını hatırlatmasının ardından Kılıçdaroğlu şunları söyledi: Erdoğan bizi hiç sıkıştırmıyor. Sıkıştıran sizsiniz. Medya sıkıştırıyor. Erdoğan bize ne diyecek? Erdoğan’a söyleyeceğimizi söyledik.
Altılı masa liderlerinin arasında bir görüş farklılığının olmasının Erdoğan’ın eline koz vermek olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Erdoğan o yüzden sıkıştırıyor. Bir an önce açıklayın. Farklı şeyler söylensin ben de kürsüye çıkıp “her kafadan bir ses çıkıyor” diyeyim. Onun aklı bizde yok mu Allah aşkına?” dedi.
Gazetecilere “Negatif etkiyi yaratan biz değiliz sizlersiniz. Biz yolumuza devam ediyoruz” diyen Kılıçdaroğlu, Beştepe’yi kastederek “Biz onların arzu ettiği zaman diliminde mi belirleyeceğiz? Bizim açımızdan cumhurbaşkanı adayından çok daha öte sistem. Sistemi değiştirmek istiyoruz. Bugün burada bir tek adam var. Bu tek adamdan memnun değiliz, biz bunu değiştirelim, yerine yeniden bir tek adam gelsin ve bununla yola devam edelim. Bu algıdan kesinlikle çıkmak lazım” açıklamasını yaptı.
Altılı masanın 2023 takvimi nasıl olacak?
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, DW Türkçe’den Gülsen Solaker’in yeni yılda altılı masanın seçim takviminin nasıl olacağını sorması üzerine toplamda oluşacak dört toplantıdan bahsetti.
Altılı masa, iktidara gelmeleri durumunda anayasada hangi maddelerde nasıl değişiklikler yapılacağı üzerine çalışmalar yürütmüş, 2022’de gerçekleşen iki basın toplantısında kamuoyuna da duyurulmuştu.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamasına göre bundan sonraki ilk toplantının adı “Ortak Söylem ve Hükümet Programı”. İkincisi ise Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme Geçiş Programı.
“Altılı masa, hükümet programını kabul ettikten sonra hükümet programını nasıl paylaşılacağını belirleyeceğiz ve sizlere takvim vereceğiz. ‘İktidar olduğumuzda bunları hayata geçireceğiz’ diye kamuoyu ile paylaşacağız” diyor Kılıçdaroğlu.
Daha sonra benzer bir süreç ise parlamenter sisteme geçişin nasıl olacağı ile ilgili planlanacak ve kamuoyu ile paylaşılacak.
Parlamenter sisteme geçiş ne kadar sürecek?
DEVA Partisi lideri Ali Babacan, Youtube kanalında yaptığı açıklamada yeni parlamenter sisteme geçişin ne kadar süreceği ile ilgili çalışmaların devam ettiğini söyleyerek, bir sonraki seçime de kalabileceğini belirtmişti.
Kılıçdaroğlu, Independent Türkçe’nin bu açıklamayı hatırlatması üzerine “Babacan’ın görüşüdür. Süreç belli olduğunda bilgilendireceğiz” yanıtını verdi.
Aday nasıl belirlenecek?
CHP liderinin açıklamasına göre ilk olarak 5 Ocak 2023’te hükümet programı üzerine çalışılacak ve parlamenter sisteme geçişin yol haritası üzerine konuşulacak.
“Cumhurbaşkanı adayının belirlenmesinde altılı masada oy birliği mi oy çokluğu mu olacak?” sorusuna ise Kemal Kılıçdaroğlu, “Bugüne kadar tüm aldığımız kararları oy birliği ile aldık. Ancak adayın kaça kaç oyla belirleneceği hiç konuşulmadı” yanıtını verdi.
Gazete Duvar’dan Serkan Alan’ın her partinin kendi adayını çıkarıp çıkarmama ihtimalinin olup olmadığını ve milletvekili seçimlerinde ortak liste çıkarılıp çıkarılmayacağı konusunda da Kılıçdaroğlu benzer bir yaklaşım sergiledi.
CHP liderinin açıklamasına göre milletvekili seçimleriyle ilgili hiçbir görüşme olmadı. Bu konu daha sonraki aşama.
“Tek aday mı olacak çoklu aday mı olacak?” konusunun da görüşülmediğini aktaran Kılıçdaroğlu, “Benim fikrim tek adayla seçime gidilmesi gerektiği yönünde. Ancak şu anda aslolan hükümet programı” dedi.
“Nisan başına kadar erken seçime ‘evet’ deriz”
Gazetecilerle yapılan toplantıda diğer bir konu da seçim tarihi ile ilgiliydi.
Bu konuyu açıklayan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, nisan başına kadar yapılacak bir seçimi, erken seçim olarak göreceklerini ve “evet” diyeceklerini ancak bu tarihten sonra yapılacak bir seçimin “AK Parti tarafından yapılan bir siyaset mühendisliğinin sonucu olacak bir seçim” olacağını söyledi.
“Erdoğan seçimi kaybedeceğine inanırsa YSK yoluyla seçime girmeyebilir”
Hem cumhurbaşkanlığını hem parlamento çoğunluğunu alacaklarını savunan Kılıçdaroğlu, “Tüm seçeneklerde bunu görüyoruz. Parlamentoda çoğunluğu kaybedeceğini Erdoğan da görüyor. Onun bütün hedefi cumhurbaşkanlığı. Onu da kaybedecek. Erdoğan’ın seçimi kaybedeceğine dair inancı güçlenirse Erdoğan seçime bile girmeyebilir. YSK’dan arzu ettiği “siz seçime giremezsiniz” kararını çıkarabilir” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimi kaybetmek istemeyeceğini vurgulayan CHP Genel Başkanı, “Seçimi kaybedeceğini anladığı an ‘Ben seçime girecektim ama Yüksek Seçim Kurulu izin vermedi” diyecek. Ama bu, halkta mağduriyet yaratamayacak çünkü YSK’nın onun elinde olduğunu biliyoruz. Adaylık sürecinin öncesinde bakacak yüzde 100 kaybettiğini gördüğü takdirde aday olmayacaktır. Bunu yakın çevresi de dillendiriyor sadece ben değil” değerlendirmesini yaptı.
“İstanbul’un tüm belediyeleri ve Yalova’da yerel seçime gidelim”
Kemal Kılıçdaroğlu’nun değindiği konu başlıklarından biri de İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında açılan hakaret davasıydı.
BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın “İmamoğlu kararı seçimden önce netleşir mi?” şeklindeki sorusuna Erdoğan şu yanıtı verdi:
Erdoğan’a şu çağrıyı yapıyorum: Eğer sen gerçekten milletin iradesine ve demokrasiye inanıyorsan kurşun askerlerini geri çek. Etkilediğin yargıcından bürokratına kadar hepsini geri çek.
Anayasayı süratle değiştirelim. Biz size destek vereceğiz. Derhal İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve İstanbul’daki bütün belediyeler için yerel seçime gidelim.
Aynı şeyi Yalova için de yapalım. Üç bilirkişi raporunda üçü de belediye başkanı lehine. Hâlâ göreve başlatmıyor. Cumhuriyet tarihinde bir ilktir: Bilirkişi raporu hakkında bilirkişi hakkında suç duyurusunda bulundu “Niçin böyle bir rapor verdin?” diye.
Hukukun askıya alındığı, yargının işlemediği bir dönemdir. Tek güvencemiz iradesidir. Sen de bu iradeye güveniyorsan derhal yerel seçimi yapalım.
Yalova'nın CHP'li Belediye Başkanı Vefa Salman, 27 Şubat 2020'de "Zimmet soruşturması" kapsamında açığa alınmıştı/ Fotoğraf: AA
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı’nın ekim ayında "Kadınların giyim kuşamını siyasetin tekelinden çıkaracak” gerekçesiyle gündeme getirdiği ve başörtüsü özgürlüğünün yasal zemine oturmasını hedefleyen kanun teklifi de konuşulan konular arasındaydı.
Erdoğan’ın “Farkında olmadan bize bir pas verdi, bizim de golü atmamız lazım” açıklamasını hatırlatan Sputnik muhabiri Osman Nuri Cedit'in “Kendi kalenize gol yediğinizi düşünüyor musunuz?” şeklindeki sorusuna CHP lideri şu cevabı verdi:
Başörtüsü konusunda kendi kalemize gol attığımız gibi bir düşünce asla söz konusu değil. Verdiğimiz kanun teklifi gayet açık. Kadınların kılık ve kıyafeti siyasetçiler tarafından belirlenmez.
Bu kanun teklifi, 1935 yılında CHP kurultayında alınan kararın paraleli bir kanun teklifidir.
Erdoğan, bunu yeniden başörtüsünü istismar edecek bir sürece sokmak istiyor. Buna izin vermeyeceğiz.
“Erdoğan, omurgası çok esnek olan biri”
Cedit‘in Erdoğan’ın Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’la görüşmeye sıcak baktığını hatırlatması üzerine ise Kemal Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
Erdoğan, omurgası çok esnek olan bir kişidir. Bugün kızdığına ertesi gün ‘merhaba’ diyebilir. Dolayısıyla 180 derece dönüş yapma konusunda olağanüstü bir omurgaya sahip Erdoğan.
Onun için önemli olan paradır. Ülkenin onuru ve itibarı Erdoğan için önemli değildir. Onun için sarayın itibarı söz konusudur.
Arjantin Devlet Başkanı, ülkesinde yaşanan ekonomik sorunlar nedeniyle Katar’a dünya kupası finali izlemeye gitmezken o uçağına binip kafilelerle gidebilir. Erdoğan, Türkiye gerçekliğinden kopan bir liderdir.
İl ve ilçe başkanları istifa edecek mi?
Gündemdeki başka bir konu da il ve ilçe başkanlarının milletvekili aday adayı olmaları için verilen istifa süresinin 26 Aralık itibarıyla sona ermesi.
Kılıçdaroğlu, bilhassa güç kazandıkları Ankara, İstanbul ve İzmir gibi yerlerde il ve ilçe başkanlarının istifa etmesi senaryosu ile ilgili olarak “Seçim sürecinde arkadaşların istifa etmesi, örgütün biraz boş kalmasına yol açacak. Bugünden önlem almak gerekiyor. Arkadaşların hangileri istifa eder etmez bilmiyorum ama ben şu kararı aldım: Hiçbir il başkanına “istifa et ya da istifa etme” gibi bir ifadem olmadı, o arkadaşlar kendi özgür iradeleriyle ayrılacaklar, arzu ederlerse yerlerinde kalacaklar” dedi.
© The Independentturkish
