İngiltere, Venezuela altınlarına el koydu

Hüsamettin Aslan Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Reuters

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, uzun zamandır uluslararası arenadan izole edildi.

Batı dünyası Maduro'yu devirmek için yerel ve küresel birçok illegal enstürmanı devreye soktu. Darbeler, suikastler, ambargolar ve ablukalar bitmek bilmedi.

Bu bağlamda Maduro hükümetini istikrarsızlaştırmak için İngiltere makamları da, Venezuela'nın İngiltere Merkez Bankası'na yatırılan yaklaşık 2 milyar ABD doları değerinde 31 ton altına el koydu.

Venezuela Merkez Bankası, İngiltere Merkez Bankası'ndaki 31 ton kamu altını kurtarmak için yasal bir mücadeleye girdi.

İngiltere Merkez Bankası, Venezuela Merkez Bankası tarafından depolanan 1 milyar dolarlık altın rezervinin geri iade talebini reddetti; nedeni olarak da İngiltere'nin meşru otorite olarak Venezuelalı muhalif aktivisti Juan Guaidó'yu tanıdığını belirtti.

Maduro yönetimini gayrimeşru ilan ettiği için altınları iade etmeyeceğini açıkladı.

Venezuela ayrıca, ABD hükümetinin uyguladığı yaptırımlar nedeniyle uluslararası bankaların mal varlıklarına el koyması veya dondurulması yüzünden kendi öz kaynaklarını kullanamıyor.

Daha öncede ABD, Venezuela petrol şirketi CİTGO'nun mal varlıklarına el koymuştu. 

Venezuela Merkez Bankası, Ekim 2020'de İngiliz Temyiz Mahkemesi'nde altının serbest bırakılmasıyla ilgili temyiz başvurusunu kazanmış olsa da, Birleşik Krallık Yüksek Mahkemesi geçen yıl 20 Aralık'ta İngiltere Merkez Bankası'ndaki altınların el konulmasına devam edilmesi kararını verdi.

ABD ve İngiltere'nin Maduro hükümeti ile olan siyasi çekişmesi bir şekilde anlamlandırılabilir. Ancak gıda sıkıntısı çeken ülkenin varlıklarına el konulmasının insani ve hukuki bir altyapısı yok.

Üstelik bu varlıklar Venezuela'nın Kovid-19'a karşı verdiği mücadelesinde bile kullanılamadı. Dolayısıyla İngiltere ve ABD'nin 'hukuk' üzerinden Venezuela'nın varlıklarına el koyması uluslararası hukuk ve düzeninde çatırdadığının bir göstergesidir.

Hatta Nicolas Maduro, İngiltere'deki Venezuela altınlarını gıda, ilaç ve Kovid-19 aşılarının ithalatı için kullanılacağını taahhüt etmesine rağmen İngiliz hükümeti, Yüksek Mahkeme ve İngiltere Bankası tarafından ciddiye alınmadı.

Yani İngiltere Merkez Bankası 2018'den bu yana 31 ton Venezuela altınını Maduro hükümetine vermedi.

Son olarak Venezuela Merkez Bankası 14 Mayıs 2020'de , İngiltere'yi Kovid-19 için sağlık ekipmanı, ilaç ve gıda satın almak üzere Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'na 930 milyon euro (yaklaşık 1 milyar dolar) değerinde altın serbest bırakılması için İngiltere Bankası'na dava açtı.

Buna rağmen Guaidó, paralel bir Venezuela merkez bankası yönetim kurulu atadı, bu nedenle mahkeme, altını yasal olarak hangi yönetim kurulunun kontrol ettiğine karar vermekle-vermemek arasında kaldı!

Yani İngiltere, konuyu Venezuela iç siyasetinin bir parçası olarak gördü/görmek istedi. Oysa bu durum, milletlerarası ve uluslararası teamüllere aykırı bir tutumdu.

Temmuz 2020'de Yüksek Mahkeme Guaidó'nun geçici başkan olduğuna karar verdi. Ancak Temyiz Mahkemesi Ekim 2020'de Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı'nın tanıma konusundaki açıklamasının belirsiz olduğuna karar verdi ve davayı yeniden görüşmesi için Yüksek Mahkeme'ye geri gönderdi.

İşte bu zaman tünelinin son evresinde, İngiltere Merkez Bankası'ndaki 1 milyar dolarlık külçe altın için İngiltere mahkemesinin kararını Juan Guaido kazandı.

Ancak Guaido'nun Venezuela'da bir fiili etkisi ve görevi olmadığı için altınlar İngiltere Merkez Bankası'nda durmaya devam ediyor.

Öncesinde de Londra'daki Yüksek Mahkeme'de bir yargıç, İngiliz mahkemelerinin Venezuela'nın en yüksek anayasa mahkemesi olan Venezuela Yüksek Adalet Mahkemesi'nin İngiliz bankasındaki altının Maduro'ya gitmesi gerektiğini söyleyen kararlarını tanımasına gerek olmadığına karar verdi.

Özetle İngiliz hükümeti Guaidó'yu Venezuela'nın başkanı olarak tanıdığı için; İngiltere Bankası, Venezuela halkının altınlarını Maduro'ya vermeyi reddetti.

Guaido kararla ilgili yaptığı açıklamada, "Venezuela'nın uluslararası altın rezervlerini koruma ve onları Venezuela halkı ve onların geleceği için koruma sürecinde bir başka adım" olduğunu söyledi.

Maduro tarafından atanan yönetim kurulunun sözcüsü, temyizi değerlendirdiğini söyledi.

Maduro yönetim kurulunu temsil eden avukat Sarosh Zaiwalla, "Bu, nihayetinde yabancı kararların tanınmasıyla ilgili dar bir hukuk meselesine dayanan talihsiz bir karardır" dedi.

Hem Yüksek Mahkeme hem de Yerel Mahkeme, kararlarını verirken 'tek ses' doktrinine dayandı.

Kavram, özünde, dış/dış ilişkiler söz konusu olduğunda, yargı ve hükümetin tek bir sesle konuşması gerektiğini savunur.

Bu doktrine göre, İngiliz mahkemeleri yürütme ile aynı sesle konuşmak zorundadır.

İngiliz Yüksek Mahkemesi, tek ses ilkesinin katı bir yorumunu benimsedi ve Birleşik Krallık hükümeti tarafından Maduro hükümeti ile diplomatik ilişkilerin sürdürülmesi gibi alınan herhangi bir önlemin Maduro'nun başkan olarak fiilen kabul edilmesini teşkil edip etmediğini sorgulama zahmetine girmedi.

Oysa Birleşik Krallık hükümeti Maduro yönetimiyle çalışmaya devam ediyor. 

Nihayetinde İngilizler, Venezuela altınını, İngiltere Merkez Bankası ve yargı sistemi üzerindenparalel hükümetleri geliştirerek ve ülkenin rezervlerini zimmetine geçirmiş oldu.

Maduro destekli Venezuela Merkez Bankası (BCV) yönetim kurulunun avukatları, merkez bankasının temyiz başvurusu yapmayı düşündüğünü söylerken, son 18 ayda bir miktar uluslararası desteğin düştüğünü gören Guiado, bu karar ile önemli bir zafer elde etti.

Ancak kararın Venezuela toplumunda bir karşılığı yok. Ayrıca, hem İngiltere Merkez Bankası (BOE) hem de İngiltere yargısının saygınlığı araçsallaştırmış oldu.

İngiliz hükümeti, kimi Venezuela'nın meşru hükümeti olarak tanıdığını sorgulayan yasal bir ikilem icat ederek Venezuela altınlarına el konulmasını meşrulaştırılıyor.

Maduro yönetiminin meşruiyeti, seçim gibi bir iç meseleden ziyade küresel tanınmayla belirleniyor.

Bu amaçla, Yüksek Mahkeme, taraflı olmadığını ve İngiliz yönetiminin siyasi olarak tarafsız olduğunu varsayacak kadar ileri gitti. 

Sonuç olarak, İngiliz hükümeti Venezuela'nın başkanı olarak istediğini seçer. Ancak seçilmemiş bir kişiyi Venezuela'nın başkanı olarak atama ve Venezuela'nın ulusal varlıkları üzerinde meşru yetki kullanma yetkisine sahip değildir.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU