Mahkeme, Bolu Belediyesi'nin göçmen karşıtı kararlarını 7 sayfalık gerekçeyle durdurdu… UMHD Başkanı Demir: Mültecilerden bahsederken insan olduklarını unutmayalım

Bolu Belediyesi, göçmenlerin su faturalarına 10 kat zam yapmış, evlenmek isteyenlerden 100 bin lira istenmesine karar vermişti. Kararın yürütmesini durduran mahkeme uzun bir gerekçe yazdı. Davayı açan UMHD Başkanı Demir, Independent Türkçe'ye konuştu

Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan'ın girişimiyle, kentte yaşayan yabancıların su faturalarına 10 kat zam yapılması ve nikah kıymak isteyenlerden de 100 bin lira istenmesine yönelik kararlar yargıdan döndü. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Uluslararası Mülteci Hakları Derneği'nin (UMHD) Bolu İdare Mahkemesi'nde açtığı davanın gerekçesi yazıldı. 

Mahkeme, 7 sayfalık gerekçesinde söz konusu kararların yürütmesini neden durduğunu yansıttı.

"Anayasaya, uluslararası sözleşmelere ve kanunlara aykırı"

Belediyenin aldığı kararların, anayasadaki "Cumhuriyet'in nitelikleri", "devletin temel amaç ve görevleri", "kanun önünde eşitlik", "temel hak ve hürriyetlerin niteliği", "yabancıların durumu" ve "milletlerarası antlaşmalar" kriterlerine aykırı olduğu belirtildi.

Mahkemeye göre belediyenin kararları sadece Türkiye AnayasUası'na değil, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ne, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu'na, Belediyeler Kanunu'na, Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'na da aykırıydı. 

 

tanju özcan.jpg
Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan'ın kentte yaşayan mültecilere yönelik söylem ve kararları kamuoyunda çok tartışıldı / Fotoğraf: Twitter

 

"Kapsamlı bir gerekçelendirme"

Dava açarak Bolu Belediyesi'nin kararlarını iptal ettiren UMHD'nin Başkanı Avukat Abdullah Resul Demir söz konusu mahkeme kararını ve sığınmacıların durumunu Independent Türkçe'ye değerlendirdi. 

Mahkemenin gerekçeli kararını 7 sayfa olarak yazdığını hatırlatan Demir, "Mahkemelerde bu tür uzunca kararlarla çok fazla karşılaşmayız. Kapsamlı bir gerekçelendirme söz konusu. Bu aynı zamanda bizim gibi sivil toplum kuruluşlarının ve avukatların benzer durumlarında dilekçelerinde kullanabilecekleri bir emsal" dedi. 

Demir, bu kararın aynı zamanda mültecilerin siyasi malzeme olarak kullanılmasının ve onları ötekileştirmeye çalışanlara önüne geçmek için bir örnek olduğunu da dile getirdi.

Bu kararın idare mahkemesi tarafından alındığını aktaran Demir, "Biz, bunun karşılığını ceza mahkemeleri nezdinde de almak istiyoruz" ifadelerini kullandı.

 

Ekran Resmi 2022-02-17 17.28.43.png
UMHD Başkanı Av. Abdullah Resul Demir / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Göçmen meselesinde Türkiye'de yaşayanların 10 yıldır güzel bir sınav verdiğini ifade eden Demir, "Bugün itibarıyla Türkiye Cumhuriyeti kendi nüfusuna oranla dünyanın en çok mülteci kabul eden ülkesi. Bu bir başarıdır. Türkiye'nin aldığı mülteci, birçok Avrupa ülkesinin nüfusundan daha fazla. Burada tabi istisnalar var, vatandaşlarımızın bazıları farklı görüyor. Bu tür kanunlar ve mahkeme kararları bizim için önem teşkil ediyor. Ki o fikirde olan insanlar da uzun ya da kısa vadede fikirlerini değiştirebilsinler" şeklinde konuştu.

Toplumun mültecilere bakışı neden değişti?

Zaman içinde toplumun göçmen ya da sığınmacılara karşı bakışının neden değiştiğini sorduğumuz Demir, şunları söyledi: 

"Suriye'de savaş başladığında akın halinde gelen mültecilerin hemen arkasında bombalar patladığını hepimiz görüyorduk. İnsanların cesetleri yollardaydı ve sosyal medya bunu sürekli paylaşıyordu. Orada savaş muhabirleri sahadaydı ve bilgiler sürekli olarak sıcaktı. İnsanlığımız o duruma karşı tepkisiz kalamadı. Ama şu anda sanki Suriye'de savaş yokmuş gibi gözlemleniyor. 'Savaş bitti, orada bir sıkıntı yok' bakış açısı var. Bu da insanlara doğal olarak, 'mülteciler artık geri dönebilirler' düşüncesini veriyor. Biz de şunu söylüyoruz: Savaş orada hala devam ediyor. Barış ortamının sağlanmış olduğunu söyleyemeyiz. Yine orada sağlık hastane eğitim iş olanaklarının olmadığını görüyoruz. Bunların olmadığını göstermediğimiz için TV'lerde sosyal medyada basında siyaseten bu durumlar çok fazla gözümüzün önüne gelmediği için insanlarımız bu tepkiyi veriyor."

Demir, bakışın değişmesinde ekonomik koşulların zaman içinde farklılaşmasının da etkisinin olduğunu kaydetti.  

 

DFAP6YZQXZNAJEJQP5IHHE3DZI.jpeg
Demir, Suriye'den eskisi kadar haberdar olunmamasının savaşın bittiği algısına yol açtığını belirtiyor / Fotoğraf: Reuters

 

"Mültecilerin siyasi olarak kullanılmasını kabul etmiyoruz"

Göçmenlerin zaman içinde siyaseten de kullanılmaya başlandığını dile getiren Demir, "İktidar öyle düşünmese bile iktidar partisinin seçmenleri mültecilerle ilgili farklı düşüncelere sahip olabiliyor. Muhalefet de bunu bir şekilde kendi lehlerine kullanmak istiyor. Bu siyasi malzeme olarak kullanılmaya başlandıktan sonra da mültecilerin insan oldukları unutuluyor. Onlara sıradan bir objeymiş gibi davranılıyor. Onların gururlarını, aile hayatlarını, canlarını vs hiç düşünmeksizin bu tür söylemlerde bulunuyorlar. 'Mülteciler gelmeyecek, Afganlar gelmeyecek, Suriyeliler gelmesin…' deniliyor. Bu bahsedilen grupların tamamı insan. Çocukları var, kimisi anne, kimisi baba, kimisi yaşlı, kadın. Dolayısıyla bunları düşünmeksizin siyasi malzeme yapılmasını biz kabul etmiyoruz" değerlendirmesinde bulundu.  

Mülteci karşıtlarının genel olarak "Biz onlara milyonlarca lira para harcıyoruz, onlar asalak bir şekilde oturuyorlar" söylemlerinde bulunduğunu anımsatan Abdullah Resul Demir, şöyle konuştu:

"Bu tamamen yanılgı. İnsanların tamamı hiç kimseye muhtaç olmadan hayatta kalmaya çalışıyor. Birçok farklı yerde sigortalı ya da sigortasız çalışıyorlar. Çocuklarına, eşlerine rızıklarını götürmeye gayret gösteriyorlar. Bu yanılgının önüne geçmek isteriz. Bu algı onların toplumda, metrobüste, okulda, şurada-burada toplu taşımalarda farklı şeylerle karşılaşmalarına sebep oluyor. Mültecisiniz diye kiraların artışı, sigortasız çalıştırılma durumu gibi sorunları var. Benim önemsediğim noktalardan birisi eğitim. Bugün itibariyle Milli Eğitim Bakanlığı'nın yapmış olduğu açıklamaya göre yüzde 70 civarında okullaştırılmış mülteciler şu anda. Dolayısıyla yüzde 30 hala eksik." 
 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU