Çaresizlerin mesleği: Hamallık… "Günlük 150 ile 300 TL kazanırken, eve eli boş döndüğüm de oluyor"

Geçmişe göre azalsa da hamallık bir sekilde devam ediyor. Sırtlarına aldıkları kilolarca ağırlığı bazen epey yürüyerek bazen de onlarca kat çıkaran teslim eden hamallar, İstanbul'un yükünü çekmeyi sürdürüyor.

İlhami Aslan / Fotoğraf: Independent Türkçe

"En hayırlı ve tatlı kazanç insanın el emeği göz nuru alın teri ile kazandığı rızıktır."

Bu sözler, İslam peygamberi Hz. Muhammed'e ait.

Doğumla başlayan rızık serüveni ömür sonlanıncaya kadar devam ediyor.

Rızkın en güzeli de kimseye muhtaç olmadan alın teri ile kazanarak yaşamak olsa gerek.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İnsanlar gerekli olanı elde etmek yani yaşamak için çalışmak zorundalar.

Anne ve babalar, çocuklarının yaşadıkları sürece sıkıntı çekmemeleri için ellerinden geldiğince uğraşır.

Bu uğraş, çok kolay bir iş olabileceği gibi çok tehlikeli ve beden gücü isteyen bir meslek de olabiliyor.

Osmanlı döneminden beri icra edilen meslek

Bomba imha uzmanlığından nükleer işçiliğe, şoförlükten pilotluğa ve maden işçiliğinden savaş muhabirliğine kadar onlarca hatta yüzlerce teknik, tehlikeli ve fiziki güç isteyen iş ve meslek bulunuyor.

hamallar
Osmanlı döneminde hamallık / Fotoğraf: Dergipark

 

Fiziki güç isteyen mesleklerden biri de hamallık. İstanbul'da Osmanlı döneminden beri icra edilen bir meslek olarak biliniyor Hamallık.

O dönem deniz, sırık, küfeci, arkalıklı, sepet ve sedye hamalı gibi birçok türü bulunurdu.

Birkaçı zaman ve teknolojiye yenilse de arkalıklı ve çekçek hamallığı tabiri caizse hala İstanbul'un yükünü sırtlıyor.

Hala binlerce kişi hamallıkla hayatını idame ettiriyor

Bu meslek günümüzde Sirkeci, Eminönü, Laleli, Tahtakale ve Küçük Pazar gibi iş hanlarının olduğu dar sokaklara sahip semtlerde devam ediyor.

Hala pek çok kişi hayatını hamallık yaparak sürdürüyor. Kimilerine göre 1000 kimilerine göre de 3 bin civarında hamalın olduğu ifade ediliyor.

Piyasa ve hanlarda gruplar halinde çalışan hamalları kahyalar işe yönlendiriyor.

 

Osmanlı döneminde sırık hamallığı
Osmanlı döneminde sırık hamallığı / Fotoğraf: Twitter

 

Genellikle hemşerilerden oluşan her grubun ayır bir bölgesi var. Gruplar bölgesi dışında yük taşımamaya özen gösteriyor.

Gruplar dışında bir arkalık veya elinde çekçek ile sokak sokak dolaşarak tek başına çalışan hamallar da var.

"Günlük 150 ile 300 TL kazanırken, eve eli boş döndüğüm de oluyor"

Serbest çalışanlardan biri de aslen Bayburt Keleverekli ama zamanında ailesi Erzurum'a yerleşmiş İlhami Aslan.

Ailesi 1950'lerin sonlarına doğru Erzurum'dan İstanbul'a göçen Aslan, 53 yaşında.

İstanbul'da doğup büyüyen Aslan, 2 çocuk babası.

Pek çoğu gibi Aslan da ayakkabı boyacılığından simit satıcılığına, gündelik işlerden fabrika işçiliğine kadar birçok işte rızkının peşinden koşmuş.

 

İlhami Aslan
İlhami Aslan / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Yaklaşık 20 yıldır ekmeğini hamallıktan kazanıyor. Her gün sabah 6-7 gibi evden çıkıyor ve akşam saat 8'e kadar iş kovalıyor.

Günlük ortalama 150 ile 300 Türk Lirası para kazandığı gibi hiç iş yapmadan eve eli boş döndüğü de oluyor.

Aslan, iş aramak için günde ortalama 25 ile 30 kilometre yol yürüdüğünü söyledi.

"Harama el uzatmadım"

Yıllardır çalışmasına rağmen henüz kendisine ait bir evi olmadığını kaydeden Aslan, "Doğrusu Esenler'de hala kirada oturuyorum" dedi.

Şimdiye kadar ailesini, "namerde muhtaç ettirmediğini" ifade eden Aslan, "Hamallık yaparak çocuklarımı okuttum, büyüttüm ve evlendirdim. Evimin geçimini sağladım. Şükür Allah'a harama el uzatmadım, çocuklarıma haram lokma yedirmedim. Vatana millete hayırlı evlatlar yetiştirdiğime inanıyorum" diye konuştu.

"Yemeğimi evden getiriyorum"

Simit satarken "gariban simitçi", hamallık yaparken de "dadaş" olarak tanındığını söyleyen Aslan, sözlerine şöyle devam etti:

"Rızkımı yük taşıyarak alın teri dökerek kazanıyorum. Bundan pişman değilim. Namerde muhtaç olacağıma gücüm elverdiği ölçüde son nefesime kadar helal yoldan hamallık yaparak rızkımın peşinden koşacağım. Kahve ve cami bahçelerinde dedikodu yapacağımıza işimize gücümüze bakıyoruz. Alın teri dökerek kazandığım paradan eşim ile birlikte umreye de gittik." 

 

İlhami Aslan / Fotoğraf: Independent Türkçe
İlhami Aslan yaklaşık 20 yıldır hamallık yapıyor / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"Hamallık parasını eksik verenler bile oluyor"

Hayat pahalılığından şikayetçi olan Aslan, pek çok kişi gibi ekonomik krizin kendisini etkilediğini ve son dönemde yemeğini evden getirdiğini belirtti.

Hamallık yaparken ilginç olaylarla karşılaştıklarını belirten Aslan, "Mesela sıkı pazarlık yapan hatta parayı eksik verenler bile oluyor. Ama hakkımdan fazlasını verdiklerinde fazla olanı ya Eminönü Camisi'nin bağış kutusuna ya da mahallemdeki fakir, fukara ve yetimlere veriyorum. Bazen erzak olarak bekar odalarında kalanlara dağıttım da oluyor" ifadelerini kullandı.

"Tek sevinç kaynağım torunlarım"

Aslan, "Hayatın memnun olunacak bir tarafı yok. Şimdiye kadar boş kaldığımı hatırlamıyorum. Hatta iki işi birden yaptığım bile oldu. Çünkü çalışmama gibi, bir lüksümüz yok" dedi ve şunları ekledi:

"Her gün sabah saat 6 gibi kalkar, 7 olmadan evden çıkarım. Günde 25-30 kilometre yürüyerek iş kovaladığım oluyor. Bu kovalamaca bazen akşam saat 7-8'e kadar devam ediyor. Genelde eve dönmem 9'ü buluyor. Yemek filan derken gece yarılanıyor. Dünyadaki tek sevinç kaynağım torunlarımdır. Ne kadar yorgun olursam olayım torunlarımı gördüğümde tüm yorgunluğumu unutuyorum. Hayat adına tek tesellim torunlarımdır diyebilirim."

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU