Dansçıları, jonglörleri, akrobasi sanatçılarını bir araya getiren "elf köyü" yangında kül oldu

TADAH, 2014'ten bu yana flamenkodan, jonglörlüğe, akrobasiden permakültüre kadar onlarca workshopun verildiği, sanatçıları ve doğa severleri bir araya getiren bir yaşam alanıydı. Yangında her şeyini kaybeden TADAH için yardım kampanyası başladı

2014'te kurulan TADAH'ın önceki ve sonraki hâli/ Fotoğraf: Instagram

Bir sürgülü demir kapıdan geçiyorsunuz. 

20 yıllık avakado ağaçları, gölgesiyle serinleten ceviz, kokusuyla saran portakal ve limon etrafınızda. 

Yürümeye devam ediyorsunuz. 

Siz yürürken farkına varmadığınız kirpiler, kafanızın üstündeki baykuş yuvaları, yanından geçtiğiniz Japon balıkları izliyor sizi. 

Sarmaşıklarla kaplı, yeşilin parladığı, yarı ahşap bir ev çıkıyor karşınıza.

Yapılışından bu yana dört jenerasyona "ev" olmuş bir yer. 

İçerisi aşk mektuplarından, II. Dünya Savaşı'ndan kalma resimlere, heykellerden yeni doğan bir bebeğin ilk kıyafetlerine kadar anılarla dolu. 

Hemen arkasında her parçası emek emek bulunmuş ve birleştirilmiş, camdan bir fanusu andıran bir stüdyo… 

Alice'in Harikalar Diyarı'ndaki bu kısa yolculuğunuz, stüdyonun kapısını araladığınızda katlanıyor. Zira içerisi dansçılar, jonglörler, hava akrobasi üstadları, yoga yapanlar ve hulahop çevirenlerle dolu...
 


TADAH'tan bahsediyoruz. 

2014'te kurulan TADAH, kendi anlatımlarıyla, "hareket etmenin iyileştirici gücüne inanan" sanatçılar ve doğa aşıkları için oluşturulmuş bir yaşam alanıydı. 

Manavgat yangınında tamamı yok oldu. 

Dede yadigarı evin bir hayale dönüşmesi 

Flamenko eğitmeni Deniz ve jonglör sanatçısı Till Rautert için bir hayalin gerçeğe dönüşmesiydi TADAH. 

Deniz ve Till, 2012'de Polonya'da bir jonglörlük festivalinde tanışmıştı. İlk görüşte aşktı onlarınki. Kısa sürede evlilik kararı alındı. Pandeminin başında ise ikiz bebekleri dünyaya geldi. 

TADAH'tan önce Till, Almanya'da yaşıyordu. Deniz ise Türkiye'nin ilk çağdaş sirk sanatları atölyesi Kabile Sirk ve Gösteri Sanatları'nın kurucularındandı. 

Tanışmalarından bir yıl sonra ikisi de bazı sağlık problemleri yaşamış, doğaya olan ihtiyaçları nedeniyle, o zaman yalnızca aile yadigarı olan Manavgat'taki bu eve gelmişlerdi.
 

TADAH 8
TADAH'ın kurucuları Deniz ve Till Rautert ve ikizleri/ Fotoğraf: Deniz Rautert


Manavgat'taki Evrenseki Köyü Yolu üzerindeki bu ev, 1999'da Deniz'in dedesi ve babası tarafından inşa edilmişti. 

Deniz Friese Rautert, "2013'te dedemleri ziyarette ettiğimizde ‘Biz artık doğada kalmak istiyoruz ama bizim antrenman da yapmamız lazım. Buraya basit bir stüdyo yapalım' dedik" diyerek anlatıyor her şeyin başlangıcını. 

Daha sonra stüdyoyu yapım süreci başlıyor.

2009'da hayatını kaybeden, dünyanın en ünlü koreograflarından Pina Bausch'un öğrencilerinin Pina için çektiği belgeseldeki orman sahnesinden esinlenir Rautert çifti. 

Diğer esin kaynakları ise tanıştıkları yerdir.

"Till'i Polonya'daki festivalin stüdyosunda görmüştüm ilk kez. O stüdyonun benzerini ve daha küçüğünü yapmak istedik" diyor Deniz. 

İçecek dolaplarının cam kapakları stüdyonun duvarları oldu 

Önce temeli atılıyor stüdyonun. Sonra dörtte üçü camdan olacak duvarlarının yapımına geçiliyor. Ancak yapım için pahalı inşaat malzemeleri alınmıyor. 

"2013'te karar verdik, 2014'e kadar bir yıl geri dönüşüm malzemesi topladık diyor" Deniz, Independent Türkçe'ye yaptığı açıklamada. 

Hurdaya çıkmış içecek dolaplarının cam kapıları toplanıyor aylarca. Hiçbiri birbiri ile tam uyumlu değil ama bir şekilde uyduruyor Till ve Deniz'in azmi. 
 

TADAH 5
Tüm workshopların düzenlendiği stüdyonun önceki ve sonraki hâli / Fotoğraflar: Instagram & tadah.eu


Deniz Rautert'in dediğine göre buzdolaplarının cam kapılarının tercih edilmesinin nedeni ise izolasyonunun iyi olması. 

Yıl boyu süren festival hali: Bahçe de stüdyo da mutfak da sanat da paylaşılıyor 

Kendileri için başlayan stüdyo hayali, "arkadaşlarımızı da çağırırız" dedikçe büyüyor. 

"Bir yandan da bahçeciliği anlamak, doğayı dinlemek için permakültür eğitimi aldık online olarak" diyor Deniz. 

Dansçılar, akrobasi ve jonglör sanatçısı arkadaşları geliyor önce. TADAH'ın varlığı kulaktan kulağa yayıldıkça dünyanın her yerinden farklı disiplinlerde workshop vermek üzere eğitmenler gelmeye başlıyor sonrasında.

Dede ve baba yadigarı evin misafir ağırlayabilecek kısımları genişletiliyor. 

Uzun süreli ve kısa süreli gönüllüler çalışmaya başlıyor TADAH'ta. Hem bahçeye, hem temizliğe, hem mutfağa yardım ediyorlar. 
 

TADAH 4
TADAH'ın mutfağının önceki ve sonraki hâli / Fotoğraflar: Instagram & tadah.eu


Kalabalık uzun sofraların kurulduğu mutfakta anne yemekleri de pişiyor, deneysel yemekler de deneniyor. 

Dansçılar ve diğer sanatçılar, istedikleri gibi antrenmanlarını yaparken, bu paylaşımlı mutfağı da kullanabiliyor. 

Bazen hulahop, bazen masaj, bazen amut workshopları veriliyor. 

"Küçük bir aile gibi oluyorduk. Yıl boyu süren bir festival, sanat kongresi ya da fuarı gibi düşünün" diyor Deniz Friese Rautert. 

Pandemiyle tüm eğitimler iki yıl ertelendi 

Till ve Deniz'in baş harflerinden alıyor TADAH (Till And Deniz' Artist Habitat) ismini, sanata ve doğa sevisine yer açıldıkça da büyüyor. 

"Kendi yağımızda kavruluyorduk" diyor Deniz. En önemli gelirleri ise verilen workshoplardı. 

Taa ki pandemiye kadar… 

Otelleri, sanatçıları vuran pandemi, onları da etkiledi hâliyle. 

Nisandan ekime kadar yoğun olan TADAH'ın 2020 eğitimleri, pandemi ile birlikte iki sezon erteleniyor. 
 

TADAH 6
TADAH'n Instagram hesabından "Yangından etkilenmeyen tek ağaç" denilerek paylaşılan fotoğraf


100 yıllık kalaslarla her evi elleriyle yapıyorlar 

Deniz ve Till, iki yıl boyunca çıkamıyor TADAH'tan. Bu sürede bebekleri dünyaya geliyor ve boş zamanlarını, TADAH'ı geliştirmeye harcıyorlar. 

Pandemi sonrası gelen misafirlerin kalabalık odalar yerine tek başına kalmak isteyeceğine düşünerek yeni odalar ekliyorlar. 

"Till her şeyi elleriyle yaptı. Köyde eski olduğu için yıkılan evlerin 100 yıllık direklerini, kalaslarını topladık. Farklı farklı yerlerden çıkma kapıları, pencereleri taşıdık" diyerek anlatıyor başarılı dansçı. 
 

TADAH 10
Pandemi için TADAH'a eklenen ahşap evlerden biri/ Fotoğraf: Deniz Friese Rautert


Onlar son çivileri çakarken pandemi de biraz hafifliyor. Aşılar tamamlanıyor. Sıra geliyor, torunlarını doğduklarından beri göremeyen, Till'in annesini ve babasını Almanya'da ziyarete. 

"Her şey hazırdı. Ertelenen workshopların yeni tarihleri belirlenmişti. Almanya'dan dönüp yine eğitimlerimizin başına geçecektik" diyor Deniz. 

Ancak planladıkları olmuyor. 

"Tavuklarımızı saldık, yalnızca köpeğimizi kurtarabildik"

Pandemi sonrasına hazırlamak için çokça kredi borcunun da altına giren TADAH ailesi 29 Temmuz'a yangın felaketi ile uyanıyor. 

TADAH, Manavgat yangınının ilk sıçradığı Kalemler Köyü'ne de oldukça yakın. 
 

TADAH 3
TADAH'ın havuzunun önceki ve sonraki hâli / Fotoğraflar: Instagram & tadah.eu


O gün TADAH'ta Deniz'in annesi, takım arkadaşları Melek ve Alime ile gönüllü çalışanlar vardı. 

"Burada ciddi bir yangın var, ne yapalım?" diyordu Melek, o gün Deniz'le konuşurken. 

Daha önce karşı karşıya kaldıkları yangın risklerinde olduğu gibi önce TADAH'ın çevresi sulandı. Ancak yangın, öncekiler gibi değildi. 

"Her şey o kadar çabuk oldu ki… Telefonda bağırışı çağırış ‘Bizi çıkarıyorlar köyden' dediler" diyerek anlatıyor o günü Deniz ve devam ediyor: 
 

Kardeşim de yangını duyar duymaz TADAH'ın yakınına gelmişti. 

Bir ara Melek, son bir çaba hard disklerimizi kurtarmak için yukarı çıkmış. O sırada jandarma gelip girişleri yasaklamış. 

Kardeşim ‘içeride bir kişi daha var' diyerek son dakikada Melek'i aldı üst kattan. 

Tavuklarımızı saldılar. Yalnızca köpeğimiz Kiki'yi kurtarabildik. 


Yangında yaşamını yitiren çift komşularıydı 

Deniz Rautert'in her şeyin nasıl dakikalar içerisinde gerçekleştiğini ise şöyle anlatıyor: 
 

En yakın komşumuz Andrea ve Fahri annemin de en yakın arkadaşlarıydı. Annemler yola çıkmadan onların arabasının hâlâ evlerinin önünde olduğunu görüyor. 

Andrea'ya çabuk çıkmaları için sesleniyorlar. "Fahri sadece birkaç şey alacak" yanıtını veriyor Andrea. 

Ancak Andrea ve Fahri için artık çok geçti. Alt komşumuz yanarak öldü. 


Almanya doğumlu Fahri Yiğitokur ile ilkokul aşkı Alman eşi Andrea Hartmann Yiğitokur, yangında hayatını kaybeden 8 kişiden ikisi.

Kamuoyu onları "Yangında hayatını kaybeden çiftin köpekleri evin önünden ayrılmıyor" haberiyle tanıdı. 

Yiğitokur ailesinden uzun süre haber alınamamış, birbirlerine sarılı cansız bedenleri yangından dört gün sonra evlerinin yakınında bulunmuştu. 

"Bebeklerimiz o travmayı yaşamadı" 

Deniz ve Till için bu anları, evlerinden uzakta yaşamak hem çok zor hem de bir nevi "şans". 

"Tüm çevremiz Almanya'da olduğumuz için şükrediyor" diyen Deniz'e göre Till her şeyi elleriyle yaptığı için onu oradan çıkarması zor olacak. Son ana kadar bir şeyleri çözmeye çalışacaktı.  

Üstelik, Rautert ailesinin iki yaşını doldurmak üzere olan ikizlerinin de böyle bir travmayı yaşamamış olması, aileyi ve sevdiklerini mutlu eden detaylardan. 
 

TADAH 1

Fotoğraflar: Instagram & tadah.eu

"Kayıp 500 bin euroyu bulabilir"

TADAH'ı bugüne kadar asla bir işletme gibi görmeyen, hareket etmeyi seven insanları bir araya getirmek için uğraşan Deniz ve Till'in kaybı maddiyatta da maneviyatta da büyük. 

Deniz'in büyük dedesi Max Friese İkinci Dünya Savaşı'nı görmüş bir ressamdı. Max'in oğlu, yani Deniz'in dedesi Dietmar Friese ise bir heykeltraştı.

TADAH içinde yaptığı Dietmar'ın heykeller de bulunuyordu. 

Side müzesinin restorasyon bölümünün kurucusu olan Dietmar Friese, ölümüne kadar Side'nin arkeolojik çalışmalarına gönüllü olarak yardımcı oldu. 

Max Friese ise İkinci Dünya Savaşı sırasında ailesiyle birlikte Polonya'dan kaçmak zorunda kalmıştı. Max'in evindeki sanat eserleri Rusya'daki Hermitage Müzesi'ne yollandı. 

Hâlâ bir kısmı orada olan eserlerin, bir kısmı ise TADAH'taydı. Ancak yangınla beraber Max ve Dietmar Friese'lerin eserleri de yok oldu. 

"Sanat eserleriyle kabımız 500 bin euroyu bulabilir" diyor Deniz Rautert. 

Dedesinin bahçeye diktiği avakadodan cevize kadar onlarca ağaç, Deniz'in ilk flamenko ayakkabıları, pek çok jonglörlük malzemesi, ilk aşk mektupları, ikizlerin kesilen ilk saçı, ilk kıyafeti, kirpilere, tilkilere, kaplumbağalara, solucan çiftliğine doğal yaşam olanı olan bahçe ve her köşeyi dolduran anılara değer biçmek ise imkansız. 
 

TADAH 2

Fotoğraf: Instagram & tadah.eu


Onları en çok sarsan şey ise Till'in marangoz atölyesi. Bütün aletler yandı. O evdeki her çivinin çakılmasını, her ahşaba şekil verilmesini sağlayan atölye yandı. 

Deniz, "Sıfırdan başlarsak ilk kurmamız gereken o atölye olacak" diyor. 

Bugüne kadar hiçbir yerden fon ya da destek almadan, kendi imkanlarıyla gelmişti Till ve Deniz çifti. 

"Biz iki kişiydik. Gücümüzü yalnızca, ‘oldurmaya' harcadık. Bu yuvayı kurmaya harcadık. Hep istedim farklı varsa Bakanlık destekleri gibi farklı kanallara başvurmayı ama işte hep bir akış hali vardı" diyerek anlatıyor bu durumu Deniz. 

Kitle fonlama yöntemiyle bir destek kampanyası başlatıldı 

Ve elbette ki umut da bitmiyor… 

Deniz ve Till'in dostları, TADAH'ın başına gelenleri dünyaya duyurmak ve destek toplamak için bir kampanya başlattı. 

TADAH'ın toparlanması için www.betterplace.me/tadah-love adresinden en az 5 euro olmak üzere istenilen miktarda katkı yapılabiliyor. 

"Biz bir kampanya başlatacak güçte değildik. Sağolsunlar arkadaşlarımız başlattılar" diyen Deniz'in kampanya ile ilgili bir isteği var: 
 

Bu yalnızca TADAH'ın yeniden yapılanması için değil, bir aileyi yeniden ayaklandırmak için bir kampanya. Bunun bilinmesini istiyorum. Çünkü bu, dördüncü jenerasyona kadar uzanan bir kayıp.

Elbette TADAH'ı küllerinden yeniden doğurmak istiyoruz ama her doğumun doğal bir süreci var.

 

TADAH 9
Fotoğraf: Deniz Friese Rautert


Şu an bir bebeğimizi kaybetmiş gibi hissesiyoruz. Şimdi acıya ve yasa izin vermek, içimizdeki toprakları dinlendirmek zamanı.

Ormanın nasıl yangın sonrası kendi kendini iyileştirmesi için zamana ihtiyacı varsa bizim de aynı şekilde zamana  ihtiyacımız olacak. Bir ağacı daha çabuk büyümesi için, bir tohumu filizlenmesi için zorlayamayız.

Evet biliyoruz umut ağacımızın tohumu orda, toprağın altında. Ama ne zaman, ne şekilde, nasıl açacak biz de merak ve sevgiyle bekliyor olacağız.


"Yeniden sihir yaratacaklarını umut ediyoruz" 

TADAH'ın dostlarından İç Mimar ve Kreatif Direktör Emre Uyar, tamamen geri dönüşüm malzemeleriyle oluşturulan TADAH köyü için "Köyü çevreleyen ormanı dikkatlice dinlerseniz, sağda solda gezinen elflerin sesini duyabilirsiniz" diyor Instagram hesabından yaptığı paylaşımda. 

Uyar'ın bahsettiği bu "elf köyü" için açılan destek kampanyası ise şöyle besliyor umutları: 
 

Yapabileceğimiz hiçbir şey gideni geri getiremez. Ancak toplanacak fonun, bu olağanüstü sanatçıların ailesini ayakta tutmaya, bir sihir yaratmaya ve diğer insanlara ilham olmaya devam etmelerine yaracağını umut ediyoruz.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU