Roma İmparatorluğu'nu doğuran savaşın gizemi çözüldü

Yunanistan’daki antik kent Nikopolis’te bulunan ve imparatorluğun kuruluşunu simgeleyen zafer anıtındaki incelemeler Augustus ve Kleopatra'nın savaşına dair yeni tarihi bilgiler ortaya koydu

David Keys(*) - The Independent

Arkeolog ve tarihçiler, insanlık tarihinin en önemli olaylarından olan Roma İmparatorluğu'nun kurulmasını sağlayan savaşın detaylarına dair yeni bulgular elde etti.

Yunanistan’ın kuzeybatısındaki antik kent Nikopolis’te bulunan ve denize bakan tarihi zafer anıtını inceleyen arkeologlar, bu önemli askeri müdahaleye dair uzun süredir bilinmeyen sırları ortaya koydu.  

Kalıntıları hala Nikopolis’te görülebilen anıt, Mısır Kraliçesi Kleopatra (ve onun Romalı aşığı Marcus Antonius) ile Jül Sezar’ın evlatlık oğlu ve varisi Octavius arasında geçen büyük deniz harbinin ardından inşa edilmişti. Octavius bu savaşta zafer elde ederek ilk Roma imparatoru olmuş ve Augustus ismini almıştı.

Octavius savaşı M.Ö.31’de kazandıktan 2 bin yıl sonra zafer anıtı üzerine yapılan bu detaylı çalışmayla uzmanlar, dünyayı değiştiren zaferin nasıl elde edildiğini daha iyi anladı.

Her zaman Kleopatra ve Marcus Antonius’un gemilerinin Octavius’un gemilerinden daha büyük olduğu ve bu yüzden iyi manevra yapamadığı düşünülüyordu.

 

kleopatra1.jpg
Roma İmparatorluğu’nun doğmasına sebep olan Aktium’daki savaşı tasvir eden taştan figürler / Fotoğraflar: Diazoma

 

Zafer anıtı kazılarından çıkan sonuç Kleopatra ve Antonius’un gemilerinden bazılarının gerçekten de beklenmedik ölçüde büyük olduğuna dair arkeolojik verileri doğruladı. Octavius’un daha küçük ve hızlı gemilerle savaşa girmesi onun için bir avantaja dönüşmüştü. Kazılardan elde edilen kanıtlar ayrıca arkeologların Octavius’un savaş taktiklerinin ardındaki askeri mantığı anlamasını da sağladı.

Bu tarihi savaşta, Octavius karşı tarafın gemilerinin 350’sini ele geçirmiş ve bunların 35’inde bulunan koçbaşlarını düşmanlarını yendiğini göstermek için anıt bölgesinde savaş ganimeti olarak sergilemeyi tercih etmişti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Milattan sonra I. yüzyıl Roma şiirlerinden birinde bu oyukların (nişler), Kleopatra ve Antonius’un savaş gemilerinin bazılarında bulunan büyük bronz koçbaşlarını durdurmak için yapıldığı yazıyordu.

İşte yeni arkeolojik çalışma, bu koçbaşlarının her birinin yerleştirildiği anıtın ön kısmında bulunan 35 oyuğun incelenmesine dayanıyor.

Oyukları inceleyen arkeologlar tümünün farklı boyutlarda olduğunu ve her bir düşman gemisinin koçbaşı için farklı şekil ve büyüklüklerde oyuklar açıldığını buldu.

 

kleopatra2.jpg
Nikopolis şehir tiyatrosu 

 

Ayrıca oyuklara ait bazı detaylar her bir gemiyi ayakta tutan kavisli yatay karkasların çok büyük olduğunu gösterdi. Buna göre oyuklar, Antonius ve Kleopatra’nın gemilerinin bazılarının gerçekten de 40 metre uzunluğunda olduğunu gösterebilir.

Oyuklar üzerine gelecekte yapılacak diğer çalışmaların, bu yatay karkaslara ve düşman gemilerine çarparak uyguladığı kuvvet miktarına dair daha fazla bilgi sağlaması bekleniyor. Bu da o dönemde kullanılan askeri gücün büyüklüğünün ve gemilerin kapasitelerinin anlaşılmasını sağlayabilir.

Günümüze kadar tarihçi ve arkeologlar, Roma İmparatorluğu’nun kurulmasını sağlayan bu önemli savaşta gemilerin koçbaşları kullanarak düşman gemilerini vurmasının onlara ne derece “ateş gücü” sağladığını ölçemiyordu. Bu açıdan araştırma, Octavius’un savaş taktiklerinin Kleopatra ve Antonius’un gemilerinin vurma kapasitesini neden etkili şekilde kullanmasını engellediğini gösterdi.

Oyuk boyutları incelendiğinde, Kleopatra ve Antonius’un savaş gemilerindeki bronz koçbaşlarının tarihteki diğer koçbaşlardan en az 4 kat daha büyük olduğu ortaya çıktı. Oyukların en büyüğünün 1,7 metre genişliğindeki bir koçbaşını barındırabildiği ve bazı koçbaşılarının 1,6 metre yüksekliğe ve 2,5 metre uzunluğa sahip olduğu tespit edildi.

 

kleopatra3.jpg
Nikopolis’in kapılarından biri 

 

Bu dev koçbaşlarının temel amacı liman girişindeki savunmayı geçerek ilerlemek olsa da, bu tarihi savaşta düşman gemilerinin gövdelerini delerek onları batırmaları da amaçlanmıştı.

Octavius’un zafer anıtının batı ve doğu kısımlarında savaş ganimeti olarak sergilediği 35 düşman koçbaşında 20’si son derece büyüktü.

Tarihi anıt 16 yıldır arkeologlar tarafından sistemli şekilde incelense de, bu 35 oyuktan 6’sı 18 ay önce tam anlamıyla araştırılmaya başlandı.

Yunanistan Kültür Bakanlığı ve Stavros Niarchos Vakfı tarafından finanse edilen araştırmanın sonuçları Amerika Arkeoloji Enstitüsü tarafından San Diego’da organize edilen uluslararası bir konferansta sunuldu.  

Yunanistan’da Nikopolis antik kentindeki araştırmaya öncülük eden Yunanistan Kültür Bakanlığı eski eserler emekli küratörü ve arkeolog Dr. Konstantinos Zachos, anıt üzerinde çalışmaya devam ettiklerini belirterek şöyle devam etti:

“Hem tarihsel hem de arkeolojik açıdan bu olağanüstü Roma eseri muazzam uluslararası öneme sahip ve süregelen araştırmaların Roma İmparatorluğu'nu doğuran savaşı daha fazla aydınlatması bekleniyor.”

Oyuklara dair detaylı araştırma yapılmadan önceki çoğu bilgiler MS I. yüzyılda yaşayan şair Selanikli Filipus'un bir antik Roma epigramından edinilmişti. Zafer anıtı, koçbaşların kendi perspektifinden tanımlanıyordu:

“Bronz çeneli koçbaşları, gemilerin yolculuk seven zırhları. Bizler Actium’daki savaşa tanık olarak buradayız.”

 

kleopatra4.jpg
Nikopolis’teki Roma dönemi bazilikalarından birinin içindeki mozaik 

 

Oyukların incelenmesinden sorumlu Güney Florida Üniversitesi’nden Profesör William Murray ise çalışmanın çok önemli olduğuna dair şunları söyledi:

“Ortaya çıkan kanıtlar güçlü koçbaşlarının neler yapabileceğini anlama konusundaki anlayışımızı kökten değiştirebilir ve çarpışmaların ardındaki kuvvetlerin daha iyi anlaşılmasını sağlayabilir.”

Zafer anıtının dikilmesine sebep olan Aktium’daki deniz savaşı 1960’larda Kleopatra (Cleopatra) filminde canlandırılmış, Kleopatra’yı Elizabeth Taylor, Antonius’u Richard Burton, Octavius’u ise Roddy McDowall oynamıştı. 

Zafer anıtı, Octavius’un zaferini kutlamak için yaptırdığı tek yapı değil. Yeni imparator 20 binden fazla nüfusu olan ve “Zaferin Şehri” anlamına gelen Nikopolis ismindeki büyük çaplı şehri de kurmuştu (Yunanlılar önceden var olan birçok yerel kasabadan buraya taşınmaya teşvik edilmişti).

Muhteşem antik kent kapıları ve duvarları, tiyatroları, hamamları ve stadyumu ile Roma külliyeleri, kiliseleri ve etkileyici su kemeri sistemleri bugün hala varlığını koruyor ve turistler tarafından ziyaret edilebiliyor. Uzun süredir terkedilmiş olan bu şehrin büyük tiyatrosu da hala korunuyor.

 

kleopatra5.jpg
Nikopolis’in şehir duvarlarının bir bölümü

 

Zafer anıtı ve şehrin etkileyici binalarının çoğu yüzyıllardır ayakta kalsa da 35 bronz koçbaşının tamamı birkaç parça dışında ortadan kaybolmuş durumda. Onlardan geriye sadece yerleştirildikleri oyuklar kaldı.

Bronz koçbaşlarının, milattan sonra 4. ya da 5. yüzyıllarda Roma İmparatorluğu’nun büyük ölçüde zayıfladığı dönemde yerel halk, milisler ya da işgalci Barbarlar tarafından eritilerek kullanıldığına inanılıyor. Bu açıdan zafer anıtı alanı imparatorluğun sadece doğumunu değil aynı zamanda ölümünün başlangıcını da temsil ediyor.

*The Independent'ın kurulduğu 1986'den beri gazetenin Arkeoloji Muhabiri

 

 

**İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

https://www.independent.co.uk/news/science/archaeology

Independent Türkçe için çeviren: Büşra Kırkpınar

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU