Yeneroğlu: İstanbul Sözleşmesi Türk aile yapısıyla bağdaşmıyorsa neden onaylanmıştır?

DEVA Parti’li Yeneroğlu, “Kadın cinayetlerinin giderek artış gösterdiği bir dönemde sözleşmeden imzanın çekilmesi tablonun daha da kötüleşmesine yol açar” dedi

Fotoğraf: AA

DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu,  Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi.

“İstanbul Sözleşmesi Türkiye’nin öncülüğünde hazırlanan, ilk imzacı olduğumuz ve iktidarın yakın zamana kadar ‘sessiz devrimleri’ arasında saydığı bir sözleşmedir” diyen Yeneroğlu şöyle konuştu:

Sözleşme Türk aile yapısıyla bağdaşmıyorsa neden onaylanmıştır? Çünkü o dönemde kendisini hukukla bağlı kabul eden bir iktidar vardı. Ne yazık ki bugün tek kişinin keyfi yönetiminden ibaret iktidar anlayışı kendisini hukukun üstünde görerek uluslararası hukukla bağlı olmaktan ve sorumluluklarından kaçmak adına bu sözleşmeden çıktığını belirtmiştir. 

Kadın cinayetlerinin giderek artış gösterdiği bir dönemde sözleşmeden imzanın çekilmek istenmesi; kadın cinayetleri, kadına yönelen şiddet ve cinsiyet ayrımcılığı gibi konularda tablonun daha da kötüleşmesine yol açar.

Koruyucu düzenlemeler şart

İstanbul Sözleşmesi’nin cumhurbaşkanı kararı ile feshedilmesinin uluslararası hukuka ve anayasaya aykırı olduğunu savunan Yeneroğlu’nun gündeminde Meslis’e getirilen Güvenlik soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu Teklifi de vardı.

Arşiv araştırmasında aranan verilerin olası kötüye kullanılmasına karşı koruyucu düzenlemeler yapılması gerektiğini söyleyen Yeneroğlu, “Diğer taraftan hakkında güvenlik soruşturması yapılacak personelin, 1. derece yakınlarının da kapsam içerisine sokulması uygulamada örnekleri ciddi şekilde görülen, düşman hukukuna kadar gidebilecek sonuçlar doğuracaktır. Suçların şahsiliği ilkesi ve masumiyet karinesi gereğince bu hükmün tekliften çıkarılması gerekir” dedi. Yeneroğlu, teklifle ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:

Bu kapsamda vatandaşlarımız hakkında tutulan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması raporlarının şeffaf bir şekilde tutulması ancak Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında vatandaşlarımıza içeriğindeki bilgilerin iletilmesi ile bu belgelere karşı dava açma yolunun açıkça düzenlenmesi ile mümkün olacaktır. Maalesef teklifte bu olumsuzluklar için de bir güvence bulunmamaktadır. Söz konusu değişikliklerin, Genel Kurul’da yapılan görüşmeler sırasında dikkate alınması gerekir. 

 

Independent Türkçe 

DAHA FAZLA HABER OKU