Babacan'dan Gezi Parkı değerlendirmesi: İstiyorlar ki insanlar sokaklara dökülsün

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, "Gezi Parkı’yla ilgili atılan adım, ısrara ve inada dayalı bir yönetimin ürünü. Bu ısrarda kutuplaştırma amacı da var. Şu an Cumhurbaşkanı ülkeyi yönetemediği için ülkeyi kutuplaştırmak istiyor" diye konuştu

Fotoğraf: AA

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, FOX TV’de İsmail Küçükkaya’nın sunduğu Çalar Saat programının konuğu oldu. 

Gezi Parkı'nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden alınarak Sultan Bayezid Vakfı’na devredilmesiyle ilgili açıklamalarda bulunan Babacan şunları kaydetti:

Gezi Parkı’yla ilgili atılan adım, ısrara ve inada dayalı bir yönetimin ürünü. Bu ısrarda kutuplaştırma amacı da var. Şu an Cumhurbaşkanı ülkeyi yönetemediği için ülkeyi kutuplaştırmak istiyor. Gezi Parkı ile ilgili atılacak bir adımın toplumu rahatsız edeceğini biliyorlar. İstiyorlar ki insanlar sokaklara dökülsün, bütün ekonomik sorunların sebebini bu sokak görüntülerinin doğurduğunu söyleyebilsinler. Daha önce çok gördük bunları.

"Partili cumhurbaşkanlığı sistemi tamamen istikrarsızlık sebebi"

Son 20 ayda 4 Merkez Bankası Başkanı ve 4 TÜİK Başkanı değiştirildiğini hatırlatan Babacan, "1990’larda ki koalisyonlarda bu kadar Merkez Bankası başkanı değişmezdi. Türkiye’ye istikrar getireceğini söyleyen partili cumhurbaşkanlığı sistemi tamamen başlı başına bir istikrarsızlık sebebi olmuş durumda. Şu an tek bir imza ile Merkez Bankası başkanının görevine son verilebiliyor. Böyle bir ülkede ekonomik istikrarın sağlanması mümkün değil. Kilit roldeki insanların bu kadar sık değiştirilmesi yanlıştır. Böyle bir yönetim olamaz. Türkiye’nin yaşadığı sorunların temelinde bu kötü yönetim var. Şu anki sistemde 84 milyonluk ülke bir kişinin iki dudağı arasına sıkışmış durumda" diye konuştu.

"Bu kararı alan çıkıp açıkça ‘Bizim kültürümüzde kadına dayak vardır’ desin"

 İstanbul Sözleşmesi'nin Cumhurbaşkanı Kararı ile feshedilmesini de değerlendiren Babacan, uluslararası bir sözleşmenin iptalinin, normal bir kanundan daha zor olduğunu kaydetti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Bu ülkenin hukuku, yasaları kimsenin oyuncağı değil" diyen Babcan şu ifadelerle devam etti:

Biz DEVA Partisi olarak çok sayıda imzayla Danıştay’a dava açma sürecini başlattık. Danıştay’daki vicdan sahibi insanlara sesleniyorum: İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması nedeniyle bir tek kadının canı yanarsa, bunun vebali sizin de üzerinizedir. Kadınların ahından korkun. Bu kararı alan çıkıp açıkça ‘Bizim kültürümüzde kadına dayak vardır’ desin. Söyleyemiyorlar, ama zihinlerinde bu var! Hep karınlarından konuşuyorlar. Biz hukuki ve siyasi mücadelemizi sonuna kadar vereceğiz.

Türkiye tarihinde ilk

130 milyar dolarlık rezerv kaybının Türkiye tarihinde bir ilk olduğunu belirten Babacan, "2018 seçimlerinden sonra taraflı cumhurbaşkanı ve akraba bakan beraberce bu ülkenin 130 milyar dolarlık rezervini erittiler. Tamamen karanlıkta yapılan döviz satış operasyonları bunlar. Benim dönemimde ekonomiyi devraldığımız 28 dolarlık rezervi 130 milyar dolara çıkardık. Yılların emeği olan bu 130 milyar doları iki yıl gibi kısa bir zaman içinde kime, hangi fiyata, nasıl sattınız? Açıklasınlar. Bu soru çok sorulunca Merkez Bankası başkanı, bununla ilgili bir raporlama, araştırma talimatı vermiş, görevden alınmasının sebebinin bu olduğu konuşuldu. Özellikle altını çizdim, bu bir rivayettir diye. Ama açıklama yapmak zorundalar" dedi.

Şu an Merkez Bankası'nın piyasaya 138 milyar dolar döviz borcu olduğunun altını çizen Babacan, "Cumhurbaşkanı 92 milyar dolar döviz rezervi var diyor da neden bunun borç alınmış bir rezerv olduğunu söylemiyor? Çünkü piyasaya döviz satılırken borç alınıp konmuş kasaya" ifadelerini kullandı.

"Bilenler epey para kazanmışlardır"

Babacan şöyle devam etti:

Halbuki bu rezervler kara gün geldiğinde esnafa, vatandaşa destek olmak için tutulan rezervlerdir. Bu rezervler eritildiği için pandemide vatandaşa verecek destek kalmadı ellerinde. Esnafa borç, kredi veriyor onun da üzerine faiz ekliyor… 2020’nin biriken yedek akçesini sabredemediler 2021’nin ocak ayında bir günde harcadılar. Böyle bir mirasyedilik olabilir mi? Onun için Türkiye pek çok ülkeden ağır geçiriyor pandemiyi. G20 ülkeleri içinde vatandaşına en düşük destek veren Türkiye oldu.

"Devlet kurumları zayıfladı"

Açıklamasına "Cuma günü Merkez Bankası Başkanı'nın görevden alınacağını bilen insanlar varsa kurun artacağını bilmeleri çok zor değil. Böylesine saçma sapan, güveni yıkan bir kararla kurun artacağını herkes bilir. Cuma günü duyan insanlar döviz aldılarsa pazartesi günü epey bir para kazanmışlardır" ifadeleriyle devam eden Babacan, bunun denetiminin devlet kurumları tarafından yapılmsaı gerektiğini ancak bu kurumların zayıfladığını söyledi.

Babacan şu ifadelerle devam etti:

Kim aldı, kim sattı, bunlar ancak sonradan öğrenilir. İnşallah bir seçim olacak da bizler yetkili bir konuma geleceğiz, hepsini ortaya çıkaracağız. Şu anda ülke bir kabus yaşıyor. Ama bu ülke bir kabustan uyanma hızıyla birden bire rahatlar. İddialı söylüyorum, bu kadar kötü konumda dahi ülke çok çabuk toparlar. Yeter ki işin ehli insanlar göreve gelsin ve güven ortamı yaratılsın. Dünyada para bol, bu para oluk oluk akar ülkeye. Eğer siz doğru yönetmez, yanlış karar alırsanız bu yüksek faizi bu millete ödetirsiniz.

 

 

 

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU