Samanyolu'ndaki sıradışı bir grupta bulunan 500 yıldızın aynı anda doğduğu keşfedildi

İncelenen 500 yıldız, yıldızların kümeler halinde değil de doğrusal sıralandıkları "yıldız akışı" ismi verilen bir yapıda yer alıyor

Görselde Samanyolu'ndaki yıldız akışları resmediliyor (NASA)

Samanyolu Galaksisi kısa süre önce keşfedilen ve hepsine Theia ismi verilen 8 bin 292 yıldız akışına (yıldızların kümeler halinde değil de doğrusal sıralandıkları bir örüntü) ev sahipliği yapıyor. Ancak bunlar arasından Theia 456 özel bir yere sahip.

Gaia Uzay Teleskopu'ndan elde edilen çok sayıdaki veri kümesini bir araya getiren bir astrofizik ekibi, Theia 456'yı oluşturan 468 yıldızın hepsinin aynı zamanda doğduğunu ve gözyüzünde aynı doğrultuda hareket ettiğini keşfetti.

Araştırma ekibinin üyelerinden ve Nortwestern Üniversitesi astrofizikçilerinden Jeff Andrews bunu şöyle açıkladı:

Çoğu yıldız kümesi bir arada oluşur. Theia 456'yla ilgili heyecan verici şey şu ki bu bir aradaki küçük bir yıldız yığını değil. Uzun ve alabildiğine açılmış. Yakınlarında genç ve geniş ölçekli görece az sayıda akış var.

Andrews çalışmayı, 15 Ocak'ta Amerikan Astronomi Topluluğu'nun (AAS) 237'ncisi internet üzerinden gerçekleşen toplantısında "Theia 456: Galaksi Diski'ndeki Yeni Bir Yıldız Topluluğu" başlığıyla "Modern Samanyolu" oturumunda sundu.

Araştırmacılar yıldızların genellikle küresel şekle sahip kümeler şeklinde oluşturduğu grupları tanıyor. Ancak gökyüzündeki yeni motifleri kısa süre önce keşfetmeye başladı. Bu uzun yıldız dizilerinin de bir zamanlar yakın kümeler şeklinde bulunduğu ancak yavaş yavaş dağılarak yerçekimsel kuvvetlerin etkisiyle açıldıkları düşünülüyor.

Üniversiteye bağlı Astrofizikte Disiplinlerarası Keşif ve Araştırma Merkezi'nden doktora sonrası araştırmacı Andrews şunları söyledi:

Ölçüm cihazlarımızın, teknolojimizin ve veri madenciliği kabiliyetimizin gelişmesiyle birlikte yıldızların yığınlar dışındaki yapılarda da varlığını sürdürdüğünü keşfediyoruz.

500 ışık yılından daha geniş bir mesafeye uzanan Theia 456, işte bu saklı kalmış yıldız akışlarından biri. Samanyolu'nun galaksi düzlemi içinde yer aldığı için galaksinin 400 milyar yıldızlık arkaplanı içinde kolaylıkla kayboluyor. Yıldız akışlarının çoğu Samanyolu dışına doğrultulmuş teleskoplar sayesinde evrenin başka yerlerinde keşfediliyor.

Andrew, "Şimdiyse bu (yıldız) akışlarını kendi galaksimizde aramaya başlıyoruz. Samanlıkta iğne bulmaya benziyor" dedi.

Bu yapıları saptamak ve incelemek, bir veri bilim mücadelesi. Yapay zeka algoritmaları bu yapıları bulmak üzere yıldızlara ait verileri içeren devasa veri kümelerini tarıyor. Andrew de bu veriyi halihazırda var olan belgelenmiş yıldızlardaki demir miktarının yer aldığı kataloglarla eşleştiren algoritmalar geliştirdi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Astrofizikçiler, Theia 456'daki 468 yıldızın benzer demir miktarlarına sahip olduğunu keşfetti. Bu da yıldızların 100 milyon yıl önce muhtemelen birlikte oluştukları anlamına geliyor. Bulguyu daha fazla kanıtla desteklemek isteyen araştırmacılar, yıldızların parlaklığının zaman içinde nasıl değiştiğini gösteren ışık eğrisi veri kümelerini de inceledi.

Columbia Üniversitesi'nden astrofizikçi Marcel Agüeros bu veri kümelerini, "Bu, yıldızların kendi etraflarında ne kadar hızlı döndüklerini ölçmek için kullanılabilir. Aynı yaştaki yıldızlar kendi etraflarındaki dönüş hızlarında belirgin bir model gösterirler" diye açıkladı.

Theia 456'daki yıldızların ışık eğrilerini üreten NASA'nın Geçiş Halindeki Ötegezegen Araştırma Uydusu'nun (TESS) ve Zwicky Geçiş Halindeki Gökcismi Tesisi'nden (ZTF) yararlanan araştırmacılar, akış içinde yer alan yıldızların aynı yaşta olduğunu belirlemeyi başardı.

Ekip ayrıca, yıldızların aynı doğrultuda birlikte hareket ettiğini de keşfetti. Andrews bu bulgunun önemini şöyle açıkladı:

Eğer yıldızların nasıl hareket ettiklerini bilirseniz, o zaman hareketi geriye doğru takip ederek yıldızların nereden geldiklerini bulabilirsiniz. Saati geri sarmamızla birlikte, yıldızlar gittikçe yakın ve daha yakın hale geldi. O nedenle tüm bu yıldızların bir arada doğduğunu ve ortak bir kökene sahip olduğunu düşünüyoruz.

Veri kümelerini birleştirmenin ve veri madenciliğinin evreni kavramak için elzem olduğunu ifade eden Andrews, şöyle devam etti:

Bir veri kümesiyle ancak bir yere kadar gidebilirsiniz. Veri kümelerini birleştirdiğinizde, gökyüzünde her ne varsa onun daha zengin bir algısına ulaşırsınız.

 

Northwestern Üniversitesi

Independent Türkçe için çeviren: Umut Can Yıldız

DAHA FAZLA HABER OKU