Yeni Şafak yazarı: Sokağa çıkma yasağının iletişimi berbat yönetildi, bir felaket gecesi yaşandı

İsmail Kılıçarslan: Sokağa çıkma yasağının toplum psikolojisi noktasında önemli sonuçlar doğurabileceği, insanların böyle anlarda “sürüleşebileceği” nasıl hesaba katılmaz?

Fotoğraf: AA

Yeni Şafak gazetesi yazarı İsmail Kılıçarslan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun imzasıyla cuma gecesi yayınlanan sokağa çıkma yasağında “iletişimin berbat yönetildiğini, bir felaket gecesi yaşandığını” söyledi.

Kılıçarslan, bugünkü “Olmadı, bu hiç olmadı” başlıklı köşe yazısında şu eleştirilerini dile getirdi:

Cuma gecesi sokağa çıkma yasağı ilanının hemen ardından yaşanan görüntülere bakıp “eyvah, bütün kazanımlarımız elden gitti” diye düşündüm. Neredeyse iki aydır, başta Sağlık Bakanlığımız olmak üzere devletin bütün kurumları ellerinden gelenin fazlasını yapıyorlardı bu pandemiyi en az hasarla atlatmamız için. “Onların emeklerine yazık” diye düşündüm fırınlarda, marketlerde, tekel bayilerinde yaşanan kuyruk ve izdihamları görünce.

İlk kanaatimi söyleyeyim: “Sokağa çıkma yasağının iletişimi berbat yönetildi.”

“Toplum, hafta sonları sokağa çıkma yasakları uygulanabileceğine dair günler öncesinden hazırlanabilirdi. Sokağa çıkma yasağı örneğin Çarşamba yahut Perşembe gün ilan edilebilirdi” diyerek önerisini dile getiren Kılıçarslan, şunları söyledi:

Diyelim çeşitli gerekçelerle hatta bazı semptomlardan çekinildiği için bu yapılmadı yahut sokağa çıkma yasağı kararı acilen alındı. O zaman şu yapılabilirdi. Sokağa çıkma yasağı ilanıyla birlikte eczanelerin, fırınların, kimi marketlerin açık olacağı, temel gıda ve ilaç erişiminde hiçbir sıkıntı yaşanmayacağı da ilan edilirdi. Bu noktada çok geç kalındı. Ya da hiç değilse insanlar sokağa çıkma yasağının ilanıyla birlikte öğreneceklerdi sokağa çıkmanın yasak olduğunu. İkisi de yapılmadı, iletişimin yönetilemediği asıl yer de burası oldu.

Sokağa çıkma yasağının toplum psikolojisi noktasında önemli sonuçlar doğurabileceği, insanların böyle anlarda “sürüleşebileceği” nasıl hesaba katılmaz? Cuma gecesinden bu yana Türkiye’nin konuştuğu “luppo” ya da “kola” alan insanların “sürüleştiği” ve neredeyse “içgüdüsel olarak” alışveriş yapmaya giriştiği o kadar açık ki. Bunun için sosyolojiden ya da psikolojiden biraz çakozlamak yeterli. Üstelik, daha birkaç yıl önce yaşadığımız bir örnek var elimizde. 15 Temmuz gecesi toplumun bir kısmı “sürüleşmiş”, ATM önlerinde kuyruk olmuş, marketleri neredeyse yağmalamışlardı.

Açık konuşmak gerekirse bir “felaket gecesi” yaşattı bize bu sokağa çıkma yasağının ilanı konusunda yaşanan iletişim amatörlüğü.

 

Yeni Şafak, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU