Pazarkule Umut Kapısı her millete açık!

Türkiye’nin sınır kapılarını açacağını duyurmasının ardından yeni bir umut arayışına giren mülteciler, sınır hattında Yunan askerlerinin orantısız gücü ile karşılaştı. Mülteciler arasında Suriyeliden çok diğer devletlerden göçmenlerin çokluğu dikkat çekti

Yıllardır süren Suriye savaşının ardından, halkının çilesi de bitmek bilmiyor.

Ne kendi vatanlarında kalabilen ne de gittikleri yerlere sığabilen Suriyeli mülteciler, Türkiye’nin Avrupaya giden sınır kapılarını açacağını duyurmasının ardından yeni bir umut arayışına girdi.

Özellikle Edirne Pazarkule Sınır Kapısı binlerce mültecinin akınına uğradı. 
 

pazarkule-(2).jpg
Fotoğraf: Independent Türkçe


Bir taraftan kara yolunu deneyen, diğer taraftan ise Meriç üzerinden geçmeye çalışan mültecilerin karşısına Yunan askerleri çıktı.

Uluslararası insan hakları kurallarını hiçe sayan Yunanistan, plastik mermi, gaz bombası ve panzerle müdahale ederek mültecilere geçit vermiyor.
 

pazarkule (1).jpg
Fotoğraf: Independent Türkçe


Yunanistan’ın sert tutumuna, kötü hava koşullarına, soğuğa ve imkansızlıklara rağmen umutla bekleyişlerini sürdüren mülteciler, sınır hattında kendilerine yeni bir yaşam kurmuşlar adeta.

Güvenlik önlemlerinin üst düzey yürütüldüğü bölgede sınır kapısında sürekli bir hareketlilik mevcut.
 

pazarkule (49).jpg
Fotoğraf: Independent Türkçe


Basın mensupları tampon bölgenin dışında bulunan köylere alınırken, STK’lar bölgede birebir iyileştirme ve yardım çalışmalarını sürdürüyor.
 


At arabası ile mülteci taşıyorlar 

Edirne’nin köyleri de sürece adaptasyon sıkıntısı yaşamamış. Yeni gelen mültecilerin bölgeye geçişi için köylerdeki at arabası sahipleri kendilerine yeni bir pazar oluşturmuş.
 


Tampon bölgeye kadar kişi başı 20 TL’den taşıma hizmeti veren at arabasını bazen gençler, kız çocukları ve bazen de kadınlar kullanabiliyor.
 

pazarkule (35).jpg
Fotoğraf: Independent Türkçe


At arabası ile sıcak bölgeye giderken arazi kenarlarında çadır için muşamba satandan, meyve sebze satıcısına, bebek bezi satandan şarj aleti ve power bank satıcısına birçok ürünü görmek mümkün.
 

pazarkule (34).jpg
Fotoğraf: Independent Türkçe


At arabaları mültecileri sınır hattına bıraktıktan sonra, dönüşte ihtiyaçlarını karşılamak için köye giden mültecileri taşıyor. Arabalarının içinde tarım arazilerini bekleyen Edirneliler de dikkatlerden kaçmıyor. 
 

pazarkule (48).jpg
Fotoğraf: Independent Türkçe


Sınır bölgesi oldukça hareketli. Yasal yollarla geçiş için bekleyen mülteci sayısı ilk günlerde yoğun olmasına rağmen Yunanistan’ın saldırı ve tacizlerinden sonra ölüm ve yaralanmaların yaşanması göç yoğunluğu azalmış.

Uzaktan Yunanistan sınırından sıkılan panzerleri görüyorsunuz. Neredeyse her 5 dakikada bir sıkılan gaz bombası havayı ağırlaştırmış.
 


Bazen nefes almakta zorlanıyor, bazen de gözlerdeki yanmayı geçirmek için uzun süre gözyaşı dökebiliyorsunuz.

Plastik mermilerin sesleri dikkatlerden kaçmıyor. Özellikle gençler sıfır bölgede Yunan askerine karşı mücadele verirken, sağ tarafta ucu bucağı görünmeyen bir insan kuyruğu dikkat çekiyor.
 

pazarkule-(5).jpg
Fotoğraf: Independent Türkçe


Gaz bombaları eşliğinde iç kısımlara doğru ilerleyince ilk günlerde ateş yakıp kısa süreli konaklamak üzere hazırlık yapan mültecilerin bekleyişi sürünce, kendi imkanları ile kurdukları derme çatma barınak ve çadırlara ulaşıyorsunuz.
 

pazarkule (13).jpg
Fotoğraf: Independent Türkçe


Kadın, erkek, genç yaşlı herkes burada Avrupa kapısının kendilerine açılmasını bekliyor. Her bir çadırda farklı hayat hikayeleri saklı.
 

pazarkule (11).jpg
Fotoğraf: Independent Türkçe


Ancak mülteciler arasında Suriyelilerin azlığı dikkat çekiyor. Pazarkule Sınır Kapısı’nda daha çok Afganistan, İran, Fas, Filistin, Bangladeş, Somali, Irak gibi ülkelerden gelen göçmenler var.
 

pazarkule (23).jpg
Fotoğraf: Independent Türkçe


Türkiye’de yıllardır yaşayan bu göçmenler kendilerine yeni bir hayat kurma ümidi ile buraya gelmiş.

Çeşitli illerden gelen göçmenlerden simsarlara takılanlar dolandırılmış. Yunanistan sınırı açana kadar beklemekte kararlılar.  
 


Gaz bombası en çok bebekleri etkiliyor

Çadırların arasında dolaşırken Iraklı genç bir anne dikkatimizi çekiyor.
 

pazarkule (50).jpg
Fotoğraf: Independent Türkçe


4 aylık bebeği ile yola düşen kadın Yunan askerleri tarafından sıkılan gaz bombasından ciddi şekilde etkilenince kucağımıza bayılıyor ve kucağındaki bebeği yere düşüyor.
 

 


Bir taraftan anneye yardımcı olmaya çalışırken diğer taraftan gazdan ciddi şekilde etkilendiği için nefes almakta zorlanan ve sürekli ağlayan bebeği susturmaya çalışıyoruz.
 

pazarkule (22).jpg
Fotoğraf: Independent Türkçe


Tüm savaşların en çok etkileneni çocuklar, Avrupa kapısında da aynı kaderi yaşıyor.
 

Naima Hasan - Somali.jpeg
Naima Hasan / Fotoğraf: Independent Türkçe


Naima Hasan. 20 yaşında. Somali’den gelmiş.

Ankara TED Üniversitesi’nde öğrenci. Aynı zamanda hemşire.

Türkiye’yi çok sevdiğini söylüyor.

Bir grup arkadaşı ile birlikte Pazarkule’de oturmuş bir haftadır Yunanistan’ın kapılarını açmasını bekliyorlar.
 

pazarkule (37).jpg
Fotoğraf: Independent Türkçe


Ailesinin tamamı Somali’de. O da arkadaşları ile okumak için geldiği Türkiye’den yeni bir maceraya doğru yola çıkmış.

Yaşının gereği karşısına nelerin çıkabileceğini dahi hesap etmeden bir umut olarak gördüğü Avrupa ile tanışmak için can atıyor.

Şayet Avrupa’dan bir ülkeye ulaşabilirse daha iyi şartlar altında eğitim alabileceğini ve çalışabileceğini düşünüyor.

Yunanistan’ın sert tavrının ardından gülerek ‘Eğer kapıları açmazlarsa Ankara’ya geri döneceğim’ diyor.
 

Vahid Kadri - Afganistan.jpg
Vahid Kadri - Afganistan / Fotoğraf: Independent Türkçe


Ayağına gaz bombası isabet etmiş bir genç yanımıza doğru ilerliyor. Ayağı şişmiş onu gösteriyor bize.
 

Vahid Kadri (1).jpg
Fotoğraf: Independent Türkçe​​​​​​​


Hemen her gün bu şekilde yara aldığını ama beklemekten vazgeçmeyeceğini söyleyen Vahid Kadri şunları ekliyor:   

Afganistanlıyım. 5 yıldır Türkiye’de yaşıyorum. Ama burada istediğim gibi bir hayat kuramadık. Oturum alamadığımız için bir yerden başka bir yere giderken bile bilet alamıyor ve göçmen kartını göstermek zorunda kalıyoruz.

Belki kendimize yeni bir hayat kurarız ümidi ile Edirne’ye geldik. Bir haftadır burada bekliyoruz ama Yunan askerleri bize zulmediyor.

Sürekli gaz bombası atıyorlar. Panzerden su sıkıyorlar. Attıkları gaz bombasından biri ayağıma geldi. Yürümekte zorlanıyorum şuan.

Kapıları ya açacaklar ya da biz burada öleceğiz. Asla geri dönmeyeceğim. Zaten buraya kadar gelebilmek için 5 bin lira paramız gitti, dolandırdılar bizi.

 

 

Ayşe Kadri - Afganistan.jpeg
Ayşe Kadri  / Fotoğraf: Independent Türkçe


Ayağına gaz bombası isabet eden gence yardımcı olmaya çalışan kadın konuşmaya başlıyor:

Ben Ayşe Kadri. Yaralanan benim kardeşim. Ben de 32 yaşındayım. Afganistanlıyım. Dört çocuğum ve eşim ile Konya Kulu’da yaşıyorduk. Bizim ülkemizde töre ve kız çocuklarını okutmak yasak. Evlatlarımı okutabilmek için Türkiye’ye geldik.

Çocuklarım okula gidiyorlar ve çok da başarılı oldular. Ama oturum alamadığımız için sorun yaşıyoruz. Ben de çocuklarımın hakkını aramak için Avrupa'ya gitmek üzere yola düştüm. Buraya gelene kadar 5 kişi bizi dolandırdı.

Herşeye rağmen bekleyişimiz sürüyor. Yunan askerleri bizi geçirmek istemiyor. Ama biz de zaten Yunanistan’da kalmak istemiyoruz ki. Orayı sadece geçiş ülkesi olarak kullanacağız. Ben ve ailem Almanya’da yaşamak istiyoruz.

 

Ayşe Kadri ve ailesi.jpeg
Ayşe Kadri ve ailesi / Fotoğraf: Independent Türkçe


Yemek sırasında bekleyen mültecilerin arasında ayağı bandajla sarılı bir genç dikkatimizi çekiyor.

Faslı olduğunu söyleyen Süheyl Afgari, 5 yıldır İstanbul’da yaşamasına rağmen istediği gibi bir iş bulamamış.
 

Süheyl Afgari - Fas (1).jpeg
Süheyl Afgari - Fas / Fotoğraf: Independent Türkçe


Afgari, belirsiz geleceğinin ardından çıktığı yolda Yunan askerleri tarafından atılan gaz bombası ile yaralanmış.

İtalya’ya gidip orda yeni bir hayat kurmak istediğini söyleyen Faslı genç, bacağına yapılan ilk müdahalenin ardından bekleyişine kaldığı yerden devam ediyor.  
 

Süheyl Afgari - Fas (2).jpeg
Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Ben Puya Evşar. 25 yaşındayım. İranlıyım. Evliyim ve eşim şuan hamile. Altı yıldır Eskişehir’de yaşıyorduk. Ama her şeyi geride bıraktık ve 8 gündür Pazarkule Sınır Kapısı’nda bekliyoruz. 10 sene önce ülkemi bırakıp buralara geldim. Ama burada da çok sıkıntı çektim. Bizim iş ve para bulmamız çok zor. Çünkü yabancılara iş vermiyorlar. Avrupa’da Hollanda ve Almanya’da akrabalarımız var. Onların yanına gitmek istiyoruz. 

 

Müeyyed Hayek - Filistin.jpeg
Müeyyed Hayek - Filistin  / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Ben Müeyyed Hayek. Filistinliyim. Kilis’te 2 yıldır tek başıma yaşıyorum. 10 gündür burada Avrupa kapılarının açılması için bekliyorum. Buradan gitmek istiyorum çünkü ailem Avrupa’da yaşıyor. Biz Yunanistan’dan yemek ya da içmek gibi şeyler istemiyoruz. Yunanistan’da kalmak da istemiyoruz. Sadece Avrupa’ya gitmek için bize sınırları açması yeterli.  Ancak Yunan ordusu bize kurşun atıyor ve göz yaşartıcı gazla müdahale ediyor.

 

Müeyyed Hayek.jpeg
Müeyyed Hayek / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Halil Selci - Rakka - Suriye.jpeg
Halil Selci - Rakka, Suriye / Fotoğraf: Independent Türkçe

Adım Halil Selci. Suriye Rakkalıyım. 6 yıldır Türkiye’de yaşıyorum. Önce Şanlıurfa’da oturdum, ardından iş için Antalya’ya gittim. İş vardı ama haftada iki ya da üç gün çalıştırdılar. Ayda en fazla 800 TL kazancım oluyordu. Benim iki tane bebeğim ve bir ailem var. Onların geçimini bu parayla sağlamam mümkün değil. Savaş başladığından beri Türkiye bizim için elinden geleni yaptı. Allah hepinizden razı olsun. Ancak burada çok fazla mülteci oldu. Hem biz zorlanıyoruz hem de Türk halkı çok zorlanıyor. Artık kapıları açsınlar da biraz da Avrupa’ya gidelim. Tabi kapılar açılmazsa mecbur geri döneceğiz, başka ne yapalım. 

 

pazarkule (32).jpg
Mültecilerin umut bekleyişi sürerken hayat kaldığı yerden devam ediyor / Fotoğraf: Independent Türkçe


Devlet kurumları ve STK’lar tam kadro sınırda 

Türkiye, Avrupa kapılarını açtığı andan itibaren mültecilerin güvenli bir şekilde geçebilmeleri için gerekli tüm önlemleri almış durumda.

Koordinasyon ekibi ile sahada bulunan İçişleri Bakanlığı’na bağlı olan Göç İdaresi üst düzey kadroları ile sahada çalışmalarını sürdürüyor.
 

pazarkule (38).jpg
Fotoğraf: Independent Türkçe


Ekibi ile Edirne Pazarkule Sınır Kapısı’nda çalışma yürüten Göç İdaresi Genel Müdürlüğü Uyum ve İletişim Daire Başkanı Dr. Aydın Keskin Kadıoğlu açıklamasında devlet olarak mültecilerin barınmasından beslenmesine kadar tüm temel ihtiyaçlarını burunlarını bile kanatmadan giderdiklerini ifade etti.

Sınır kapısında ulusal ve uluslararası STK’ları yönlendirerek onların da desteği ile ne gerekiyorsa yaptıklarını dile getiren Kadıoğlu, şu ifadeleri kullandı:

Kapıların açıldığı ilk günden itibaren mültecilerin her türlü ihtiyaçlarını karşılamak için hazır bulunan ekiplerimiz, gaz bombalarının etkilerine maruz kalmasına rağmen aralıksız çalışmalarını sürdürüyor. Mültecilerin temel haklarını savunmak için burada mücadele veriyoruz. Biz Türkiye olarak dünyadaki tüm mazlumların sığınma yeriyiz. Allah devletimize de milletimize de güç kuvvet versin. Şuan Yunanistan’ın tavrını sizler de görüyorsunuz, tüm dünya da görüyor.    

 

pazarkule (40).jpg
Fotoğraf: Independent Türkçe


Yunanistan’ın hukuk ihlali     

Koordinasyon Merkezi’nde Sivil Toplum Kuruluşlarının da çalışmalarını dikkat çekiyor.

Başta UMKE, AFAD, Kızılay, İHH ve Uluslararası Mülteci Hakları Derneği olmak üzere Türkiye’nin dört bir tarafından gelen birçok STK temsilcisi mültecilerin bekleyişini kolaylaştırmak için çalışma yürütüyor.
 

pazarkule (31).jpg
Fotoğraf: Independent Türkçe


İHH Edirne İl Başkanı Abdulkadir Akdi mültecilerin sınıra gelmeye başladığı andan itibaren genel durumu düzeltmek için tüm sınırlarda yardım çalışmalarını sürdürdüklerini ve Pazarkule Sınır Kapısı’nda düzenli olarak Aşevi hizmeti verdiklerini ifade etti.
 

pazarkule (33).jpg
Fotoğraf: Independent Türkçe


Özellikle mülteciler üzerine yaptığı hukuki çalışmalar ve saha raporları ile adından söz ettiren Uluslararası Mülteci Hakları Derneği (UMHD) de göçün başladığı andan itibaren tüm sınır noktalarında kapsamlı çalışma yürütüyor.

UMHD tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

28 Şubat 2020 tarihinden itibaren olayları yakından incelemekte ve Edirne’ye gönüllüler ve avukatlardan oluşan heyetler göndererek, gelişmeleri bizzat sahada ve çok yönlü olarak takip etmekteyiz. Sınırın her iki tarafı mültecilerin geçişleri, geçiş noktaları ve diğer tüm alanlarda araştırma, gözlem ve çalışmalarımız kapsamlı olarak devam etmektedir. Geçen 15 günlük süre içerisinde, Edirne’den Yunanistan’a geçiş noktalarında anket çalışmaları, birebir görüşme ve gözlemlerle Yunanistan makamlarının hukuk ihlallerini belgeleyerek yeni ve kapsamlı hale getirmiş bulunmaktayız ve süreç devam ettiği takdirde sahadaki çalışmalarımıza devam edeceğiz.


Avrupa yine sınıfta kaldı

Türkiye’nin sınırların açılacağını duyurduğu andan itibaren sınırlara akın eden mülteciler maalesef Avrupa’dan bekledikleri karşılamayı göremedi.
 


Onlarca farklı milletten insanın, yeni bir hayat ümidi ile kapısına dayandığı Yunanistan, hayatta kalabilmek adına mücadele veren mültecileri, Avrupa’nın da desteği ile yeni bir hayatta kalma savaşının içine soktu.

Konuştuğumuz her mülteci çaresizce gelecek umudu için çoluk çocuk demeden sonu belli olmayan bir yolculuğa çıkmış.

Kimi iş bulamadığı için, kimi oturum alamadığı için, kimi de savaş nedeni ile parçalanan aile bireylerinin bir kısmı Avrupa’da yaşadığı için bu yolculuğa çıkmış.

Sebepler ne kadar farklı olursa olsun, değişmeyen tek şey mültecilik krizinin tüm dünyada giderek büyüyen bir sorun olarak karşımızda duruyor olması… 

 

 

Uluslararası Mülteci Hakları Derneği’nin Avrupa Sınırında Yaşananlar Raporunun Tamamı için; https://www.umhd.org.tr/wp-content/uploads/2020/03/AVRUPA-SINIRINDA-YA%C5%9EANAN-GEL%C4%B0%C5%9EMELER-1.pdf

 Independent Türkçe

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU