İran, Kasım Süleymani’nin öldürülmesine Irak’taki ABD üslerine karadan karaya atılan füzeler fırlatarak misillemede bulundu.
ABD, üslerine 22 füze fırlatan İran, uzun yıllardan beri füze teknolojisini geliştirmek için büyük çaba içinde.
İran’ın füzeli saldırısı akıllara Türkiye’nin füze gücünün ne durumda olduğunu getirdi.
Bu konuyu balistik füze savunma sistemleri ve hava askeri havacılık araştırmacısı Hakan Kılıç ile konuştuk.
Kılıç’ın Türkiye’nin füze teknolojisi konusunda önemli makaleleri bulunuyor.
İran bir füzeyi sıfırdan üreten nadir ülkelerden
Kılıç, Türkiye’nin son dönemlerde hava savunma füze sistemleri konusunda ciddi atılımlar yapmakla birlikte balistik yani karadan karaya atılan füze sistemleri konusunda İran’dan 20 yıl geride olduğunu belirterek bunun nedenini şöyle açıkladı:
İran, balistik füze konusunda kendisini geliştirmeye bizden çok önce Şah döneminden sonra başladı. Şah’ın devrilmesinin ardından İran, Batı’dan modern silah sistemleri alamayacağını anladı. Caydırıcılığını koruyabilmek için ‘Fakir ülkelerin atom bombası’ da denen balistik füzelere yöneldi ve bunların üretimini yapabilmek için büyük emek sarfetti. Bu konuda da başarılı oldu. İran’ın bugün 200 km.’den iki bin km.’ye kadar menzili olan tamamen kendi yapımı bir sürü füzesi var. İran bir füzeyi sıfırdan üretip operasyonel hale getirebilen dünyadaki nadir ülkelerden biri.
Türkiye'nin füze gücünde Varyag'ın geçişi dönüm noktası oldu
Kılıç, buna karşın Türkiye’nin karadan karaya füze üretiminin ancak 2001 yılındaki Varyag adlı Çin uçak gemisinin geçişi karşılığı olarak bu ülkeden sağlanan teknoloji transferi ile başladığını iddia etti.
İşte Türkiye'nin füze gücü
Kılıç’ın verdiği bilgiye göre Türkiye’nin elinde bugün en uzun menzilli füze 280 km menzilli Bora’lar.
Yüksek bir vuruş gücüne sahip olan Bora füzeleri geçtiğimiz yıl Kuzey Irak’taki PKK hedeflerine karşı da kullanılmıştı.
Yine Kılıç’ın verdiği bilgiye göre Türkiye’nin elindeki bir diğer balistik füze ise Yıldırım füzesi olarak da bilinen 150 km. menzilli J-600 füzeleri.
Bunun yanı sıra Türkiye’nin elinde 50 km. menzilli Kasırga, TRG 230, 30 km. menzilli TRG 220, TRG – 222 adlı topçu – roket sistemleri de bulunuyor. Bu silahlar balistik füze olmaktan ziyade çok namlulu roketatar sistemleri olarak biliniyor.
“1500 km menzilli füzemiz var iddiası şehir efsanesi”
Sosyal medyada zaman zaman çıkan Türkiye’nin elinde 1500 km menzilli füze olduğu iddiasının en azından şimdilik şehir efsanesi olduğunu söyleyen Kılıç bunun nedenini de açıkladı:
Füze teknolojisinde geri kalmış ülkelerin hiçbirinde 280 km’lik bir füzeden sonraki adım yani sonraki deneme bir anda muazzam sayılacak bir sıçrama ile 1500 km olmaz. Bu işler adım adım. Neden? Çünkü füze işi test işi, test işi zaman işidir. Zaman ise para ile satın alınamaz. Paranın satın alacağı zaman makinası ise henüz icat edilmedi.
Türkiye’nin imzaladığı füze anlaşması ithalata sınırlama getiriyor
Kılıç, daha uzun menzilli füze üretmek için daha güçlü füze motorlarının gerektiğine dikkat çekti.
1980'li yılların başında füze teknolojisi transfer etmenin daha kolay olmasına karşın Kılıç, bugünkü ortamda balistik füze motoru almanın S-400 satın almaktan bile zor olduğunu belirtti.
Zor olmasının nedeni ise Japonya’nın önceliğinde 1987 yılında imzalanan Türkiye’nin ise 1997 yılında taraf olduğu Füze Teknolojisi Kontrol Rejimi (MTCR) anlaşması.
Rusya, ABD, birçok Avrupa ülkesinin de imza koyduğu bu anlaşma ülkeleri 500 kilogramın üzerinde savaş başlığı taşıyan 300 kilometreden fazla menzile sahip füzeleri diğer devletlere satmama, teknoloji transer etmeme yükümlülüğü altına sokuyor.
Çin ve İran gibi ülkeler ise bu anlaşmanın tarafı değil.
Ülkeler tamamen kendi imkanları ile ürettikleri füzelerde bu menzili aşabiliyorlar.
Ancak Türkiye gibi ürettiği mevcut füzelerde bile ithalat yapması gereken ülkeler açısından ciddi engel teşkil ediyor.
© The Independentturkish