Aşk felsefesinin mucidi Lisanüddin'in cesedi neden yakıldı?

"Tüm varlıklar sevgiyle hareket eder"... Bu sözleri ömrünün sonuna kadar savunan Lisanüddin Hatib, yıllar sonra yetiştirdiği öğrenciler tarafından darağacına götürülecekti

Lisanüddin Hatib ve Gırnata Emirliği'nin savaş ve çatışmalarla geçen çalkantılı tarihini anlatan yağlı boya tablosu / Kolaj: Independent Türkçe

İslam dünyasına kazandırdığı eserlerle tanınan filozof Lisanüddin Hatib 1313 yılında günümüzde İspanya’nın güneyinde bulunan Endülüs Devleti’ne ait Gırnata kentinde doğdu. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Suriye’den Endülüs’e göç eden Veziroğulları ailesinin mensubu olan Lisanüddin, burada Kur’an ve hat ilimlerini öğrendi.

Asıl adı Ebu Abdullah Muhammed bin Abdullah bin Said bin Ali bin Ahmed bin es Selmani’dir.

Lisanüddin, İslami eserlerin yanı sıra insan güzelliği felsefesi ve aşk konularını yazan bir şairdi. Öyle ki yazdığı yazılar devlet tarafından ‘sapkınlık’ olarak görüldü ve 1374 senesinde cesedi yakıldı.

Lisanüddin’in güzellik ve sevgi felsefesi yönelimi Endülüs’te tepkiyle karşılanmasına karşın, bu alanlarda yazdığı eserler Batı’daki filozofların dikkatini çekiyordu. Eserleri günümüzde hala birçok ülkede ders konularına kaynak olmaktadır.

lisaneddin 4.jpeg
Gırnata Emirliği birçok savaş ve muharebeye şahit oluyordu


Lakabı "iki vezirlik sahibi"

Hayatının büyük bir bölümünü Gırnata’da geçiren Lisanüddin, buradaki Beni Nasr Sarayı’nda vezirlik yaptı. Tarih, tıp, felsefe, şiir alanlarında birçok eser yazdı. Hem devlet hem de edebiyat işlerini aynı anda başarıyla yürüttüğü için halk tarafından "iki vezirlik sahibi" lakabına layık görüldü.

Babasını savaşta kaybettikten sonra 28 yaşında Gırnata Emirliği’ne girerek tercüman olarak çalışmaya başlayan Hatib, zekası ve kişiliğiyle dikkat çekiyordu.

Lisanüddin'in en büyük başarısı, veba hastalığının bulaşıcı olduğunu ilmi açıdan ispat etmesi olmuştur.

Aşk şiirleri yüzünden hakkında idam kararı verildi

Devlet işlerinin yanı sıra erkek ve kadın psikolojisi üzerine eserler yazan Lisanüddin, erkeklerin münzevilik ve cesaret arasında gidip gelen bir kişiliğe sahip olduğunu söylüyordu. 

Siyaset, ona arkadaştan çok düşman yarattığı için felsefeye yöneldi. Bir süre sonra yazdığı eserlerden dolayı "sapkınlık" suçlamasıyla karşı karşıya kaldı.

lisaneddin 2.jpg
Lisanüddin’in hat çalışmaları günümüzde hala İspanya’daki Beni Nasr Sarayı’nın duvarlarını süslüyor

 

Baskılar sonucu Fas’a kaçan filozofun kitapları, Gırnata Emiri En Nebahi’nin emriyle yakıldı. Dinden çıktığı gerekçesiyle yaşamını Fas’ta sürdüren Lisanüddin, Fas Sultanı Ebu Faris tarafından korunuyordu. Ebu Faris, tüm baskılara rağmen filozofu En Nebahi’ye teslim etmeyi reddediyordu.

Onu yakalamaya kendi öğrencisi gönderildi

Ancak 1370’li yıllarda Fas Sultanı Ebu Faris’in ölümü Lisanüddin’in de sonu olacaktı. Nasriler olarak da bilinen, İspanya’daki Müslüman hanedanların sonuncusu Beni Ahmer Devleti (Gırnata Emirliği), Lisanüddin’in öğrencilerinden biri olan Vezir ibn Zemrek’i, hocasını yakalaması için Fas’a gönderdi.

lisanoddi.jpg
Lisanüddin Hatib ve öğrencilerini resmeden tablo

 

Yakalandıktan sonra Vezir Süleyman bin Davud’un karşısına çıkarılan Lisanüddin, önce zindana atıldı, sonra idam edildi. Defnedildikten sonra sultan tarafından çıkarılan emirle tekrar mezarından çıkarılan filozofun cesedi yakıldı.

Lisanüddin Hatib, Gırnata Emirliği’ndeki siyasi çatışmanın kurbanı oldu. Ancak yaptığı çalışmalar günümüzde birçok felsefi çalışmaya ışık tutmakta.

Sevgi ve güzellikle ilgili tezleri

Yaşamının sonuna doğru yaptığı çalışmalarda, insanın dini inancını ve aşkı bütün bir perspektifle ele alarak bütünleştirmeye çalıştı. Evrendeki her bütünleştirici hareketin sevgi sonucu ortaya çıktığı tezini öne sürdü.

Güzellik ve sevgi alanındaki felsefi çalışmaları, insanın egolarından kurtulup kendini saflaştırmasını, etrafındaki her şeyin cazibesini algılamasını ve bu sayede savaşların ve çatışmaların ortadan kaldırılmasına olan inancını içeriyordu.

‘’Tüm varlıklar sevgiyle hareket eder. İnsanın, hayvanın ve cisimlerin bütünleştirici kaynağı aşktan başka bir şey değildir’’

 

Farklı kaynaklardan Independent Türkçe için  derleyen: Abdurrahman Koç

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU