Açıklamada, bu sloganların hem bölgedeki halklara zarar verdiği hem de Baas rejiminin geçmişteki baskıcı ideolojisini çağrıştırdığı vurgulandı. SDG, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik nefret söylemlerinin derhal sona erdirilmesi gerektiğini belirtti.

SDG açıklamasında, "Son birkaç gün içinde Suriye'nin bazı bölgelerinde Baas rejiminin düşüşünün yıldönümü vesilesiyle kutlamalar düzenlendi. Bu kutlamalar, Suriyelilerin zulme son verip özgürlük, adalet ve halkın iradesi için yeni bir süreç başlatma yönündeki derin arzusunu yansıtıyor. Ancak buna karşılık, Şam Hükümeti Savunma Bakanlığı'na bağlı silahlı gruplar tehlikeli eylemlerde bulundu. Bu gruplar, SDG’ye ve Kuzey ve Doğu Suriye halkına karşı kışkırtıcı ve düşmanca sloganlar attı. Bu tablo, Suriye halkının isyan ettiği Baas rejiminin zihniyetini hatırlatıyor” denildi. 

SDG açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

Son birkaç gün içinde Suriye'nin bazı bölgelerinde Baas rejiminin düşüşünün yıldönümü vesilesiyle kutlamalar düzenlendi. Bu kutlamalar, Suriyelilerin zulme son verip özgürlük, adalet ve halkın iradesi için yeni bir süreç başlatma yönündeki derin arzusunu yansıtıyor. Ancak buna karşılık, Şam Hükümeti Savunma Bakanlığı'na bağlı silahlı gruplar tehlikeli eylemlerde bulundu.

Bu gruplar, SDG’ye ve Kuzey ve Doğu Suriye halkına karşı kışkırtıcı ve düşmanca sloganlar attı. Bu tablo, Suriye halkının isyan ettiği Baas rejiminin zihniyetini hatırlatıyor.

Bu yaklaşım, bireysel saldırıların veya ihlallerin ötesine geçiyor; daha ziyade eylemlerin sistematik bir tekrarını ifade ediyor. Bu yaklaşımların amacı nefreti körüklemek ve bölücülük ve tehdit söylemini yeniden canlandırmaktır. Ancak sonuçta tüm bunlar, iç barışın açık bir ihlalidir. Aynı zamanda, ülkeyi Suriyelilerin ağır bedeller ödediği savaş döngüsüne geri çekme girişimidir.

Şam Hükümeti Savunma Bakanlığı mensuplarının bu tür sloganlar atması, Şam rejimine göz ardı edilemeyecek açık sorumluluklar yüklemektedir. Bu eylem, nefret söylemi yoluyla bunu başarmayı amaçlayan resmi bir stratejinin parçası olabileceği gibi, rejime bağlı silahlı grupları kontrol etme konusunda bilinçli bir yetersizliğin yansıması da olabilir. Her iki durumda da mesaj Suriye halkına ulaşmıştır. Bu mesaj, Suriyelilerin isteyerek yok ettiği aynı kışkırtıcı zihniyetin bir devamıdır.

Suriye'yi terörizmden koruyan ve tüm bileşenlerini savunmak için binlerce şehit veren SDG, Kuzey ve Doğu Suriye halkının nefret söylemlerinin hedefi olmayacağını beyan ediyor. Barışı bozmaya yönelik her türlü girişime sorumlu ve güçlü bir duruşla karşılık verilecek ve iç barış ile Suriye halkının kazanımları korunacaktır.

Suriye'nin geleceği provokasyonlar ve histerik sloganlar üzerine değil, iş birliği, karşılıklı tanıma ve bileşenlerin iradesine saygı üzerine inşa edilecektir. Bu yaklaşımın ülkeyi korumanın ve terörizmi yenmenin temeli olduğu kanıtlanmıştır. Bu gerçeği inkar etmek, ülkeyi bir kez daha geriye götürme girişimidir. Halkımız ve güçlerimiz bu girişimlere izin vermeyecektir.

SDG, açıklamanın sonunda tüm tarafları sağduyuya çağırarak, nefret söyleminin Suriye’nin geleceğini tehdit ettiğini ve toplumlararası barışı hedef aldığını vurguladı.

Ne olmuştu?

Suriye genelinde rejim değişikliğinin birinci yılı pazartesi günü askeri geçit törenleriyle kutlanırken, son günlerde "Ebu Amşa" olarak bilinen Muhammed Hüseyin el-Casim’in SDG'yi tehdit ettiği bir video sosyal medyada dolaşıma girdi.

Türkiye destekli eski bir milis komutanı olan ve şu anda Suriye'nin yeni güvenlik yapılanmasında tugay komutanı olarak görev yapan Ebu Amşa, videoda "Sadece talimat bekliyoruz" diyerek SDG'ye gözdağı verdi.

Independent Türkçe, Rudaw