Yüksek Arap İzleme Komitesi: Organize suç örgütleri siyasi liderleri hedef alıyor, genel grev kararı aldık

Yılbaşından bu yana 150 kişi öldü ve 10’a yakın belediye başkanına yönelik tehditler var

Fotoğraf: Şarku'l Avsat

Tira Belediye Başkan Yardımcısına düzenlenen suikastı soruşturma görevini İsrail istihbarat servisi Şin Bet’in üstlendiğinin ortaya çıktığı bir dönemde, eski Milletvekili Muhammed Baraka başkanlığındaki Yüksek Arap İzleme Komitesi, organize suç çetelerinin kendilerine ulusal hareket içindeki Arap siyasi liderlerini tasfiye etme hedefi belirlediklerini ve hükümetin de bu göreve dahil olduğunu açıkladı. Komite, “Çünkü onlardan kurtulmak ve suçla mücadeleyi de içeren ulusal faaliyetleri konusunda ortak çıkarları var” diyerek, genel grev ilan etmeye karar verdiklerini söyledi.

Tira Belediyesi’nde düzenlenen acil komite toplantısında konuşan Baraka, son günlerde siyasi liderlere yönelik bir dizi saldırı ve suça tanık olunduğunu diğile getirdi. Tira Belediye Başkan Yardımcısı Şeyh Abdurrahman Kaşu’nun suikasta uğramasından birkaç saat önce, geçen pazartesi günü Kudüs’te Arap yetkililerin bütçelerinin dondurulmasını protesto etmek için Maliye Bakanlığı genel merkezi önünde gösteri yapan Arap belediye başkanlarına karşı polis güçleri tarafından saldırı gerçekleşti. Polis, el-Mazraa Yerel Konseyi Başkanı Fuad Avvad’ı tutuklayıp darp etti. Ayrıca Baraka’yı ve Cephe ile Arap Değişim Hareketi’nin parlamento koalisyon listesinin başında bulunan Milletvekili Eymen Avde’yi de darp etti. Rahat Belediye Başkanı Atta Ebu Madigham’ın evine de el bombası atıldı. Öncesinde de Kafr Yasif Yerel Meclisi Başkanı Şadi Şuveyri’nin evine bomba atılmıştı. Altıncı derecede, yani azami derecede hayati risk altında olarak sınıflandırılan en az 10 Arap belediye başkanı var. Bazıları bir sonraki cenazenin kendilerinin olacağını düşündüklerini dile getirdi.

Milletvekili Eymen Avde, polisin suç çeteleri önünde ‘korkak’ olduğunu kanıtladığını ve Arap göstericilere karşı güç gösterisinde bulunduğunu söyledi. Avde’ye göre eşitlik, barış ve demokrasi için verdikleri haklı mücadeleye ve Arap siyasi liderlerine darbe indirmek için onlarla komplo kurulduğu hissi var. Bu çerçevede Avde, “Bu alanda olup bitenlerin yalnızca aşırı sağın değil bizzat Başbakan Binyamin Netanyahu’nun sorumluluğunda olduğunun bilincinde olmalıyız. Kendisi, suçtan birinci derecede sorumludur. Başbakan Naftali Bennett ve Yair Lapid’in görev yaptığı bir yıl hariç, 2009’dan bu yana İsrail’i yönetiyor. Araplara darbe indirmeyi, kendi egemenliğini sağlamlaştırmak ve aşırıcıları desteklemek için bir araç olarak kullanıyor” dedi.

İbrahim Girişimleri Vakfı, dün veriler yayınlayarak, bu yılın başından bu yana şiddet ve suç sonucu öldürülen Arap vatandaşlarının sayısının 152’ye yükseldiğini ortaya koydu. Geçtiğimiz yılın aynı döneminde ölü sayısı 68 iken, bu da ölü sayısının iki kattan fazla artarak yüzde 223 arttığı anlamına geliyor.

Bu veriler, pazartesi akşamı gerçekleşen ve Şeyh Abdurrahman Kaşu’nun öldürüldüğü son suçu da içerdi. Kendisi, İslami Hareket (Güney) ve Birleşik Arap Listesi liderliğinin bir üyesi. İronik bir şekilde bu suç, Tira’daki karakolun açık otoparkında işlendi. 22 kurşunun sıkıldığı saldırıda, Tira Belediyesi üyesi ve Tira İslami Hareketi Şura Konseyi üyesi Hac Mahmud Nasır ile belediyenin eski bir üyesi olan Muhammad Daas da yaralandı.

İzleme Komitesi, Tira Belediyesi’nde dün yaptığı acil toplantıda bu suçu kınadı. Komite, “Arap toplumunda suç ve şiddet döngüsünün önünde hiçbir kırmızı çizgi kalmadı. Hükümetin, onun polis ve istihbarat kollarının sorumluluğu artık uzun süre tartışma konusu değil. Bu, polis karakollarının yakınında işlenen ilk suç değil. Hükümet, Arap kentlerimizde karakolların bulunmamasının suçun yayılmasının nedenlerinden biri olduğunu iddia ediyor” dedi. Komite, aynı zamanda ‘birkaç yıldır hesap verebilirlik veya gözetim olmadan devam eden, Arap halkının seçilmiş üyelerine karşı suç teşkil eden hedef alınmaları’ da kınadı. Komite ayrıca, her zaman yaptığı değerlendirmelere değinerek, “İstihbarat, polis ve savcılık da dahil olmak üzere İsrail servisleri, Arap toplumundaki suç yuvalarıyla ilgili tüm bilgi ve ayrıntılara sahip ve onlara tam koruma sağlıyor. Bu, üst düzey polis memurlarının ve hatta Knesset üyelerinin açıklamalarında da dile getirildi ve suç çeteleri artık daha ciddi bir cesaretle suç işliyor. Çünkü korunduğunun, caydırılmadığının bilincinde. Ancak İsrail kurumunun suç ve şiddet çemberini genişleterek ulaşmak istediği hedeflere hizmet etmektedir. Bunlardan ilki toplumumuzun parçalanması ve yayılan terör altında tükenmesidir. Bu temelde Şeyh Kaşu’nun öldürülmesinden hükümeti ve onun tüm ilgili güçlerini sorumlu tutuyoruz” açıklamasında bulundu.

Toplantıdan önce sabah Tira Belediye Meclisi’nin acil toplantısı yapıldı. Toplantıda, Belediye Başkanı Avukat Memun Abdul-Hay, polisle koordinasyonun kesildiğini duyurdu ve şehirdeki karakolunun kapatılması çağrısı yaptı. Abdul-Hay, “Polis, siyasi partilerin niyetlerini sorgulaması nedeniyle Arap şehirlerinde kendilerine merkez açılmamasından şikayetçiydi. Biz de karakol açmaya karar verdik ve belediye binasının yanındaki binalarımızdan birini verdik. Sonuç ne mi oldu? Suç azalmamakla kalmadı, arttı, daha da küstahlaştı ve karakolun avlusunda infaz gerçekleşti. Dolayısıyla mesele merkez meselesi değil, siyaset ve prensip meselesidir, çünkü iktidar suçu yayma derdindedir” dedi.

Tira Belediye Başkanı, Abdurrahman Kaşu’nun iki katilinin, suçu işlerken kullanılan arabayı yakıp kıyafetlerini değiştirirken havadan çekilmiş ve sosyal ağlarda dolaşan fotoğrafların bulunduğunu açıkladı. Yetkili ayrıca, “Şu ana kadar tutuklanmamış olmaları, iktidarın suça ortaklığının kanıtı değil mi?” şeklinde konuştu.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

 

Şarku'l Avsat'ın haberlerine ulaşmak için tıklayın.

DAHA FAZLA HABER OKU