TV 5'te yayınlanan, Yıldıray Oğur ve Ali Bayramoğlu'nun gündemi değerlendirdiği Serbest Görüş programına konuk olan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)'nin Selahattin Demirtaş kararını ve HDP'nin kapatılması tartışmalarını değerlendirdi. Mithat Sancar ayrıca iktidara 'geri dönün' çağrısında bulundu.

AİHM'in Selahattin Demirtaş'ın serbest bırakılması kararını değerlendiren Mithat Sancar, "Osman Kavala ile ilgili 18.madde ihlali, yani hukukun siyasi amaçlarla kullanıldığı yönündeki tespit daire kararıydı. İlk defa Türkiye büyük daire kararıyla, ilk defa tarihinde, 18. maddeyi ihlal ettiği hükmüyle karşı karşıya kalıyor. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi tarihinde ve AİHM kararlarında 18.maddeye dayalı ihlal tespiti çok nadirdir çünkü en ağır tespitlerden biridir" diyerek AİHM'in kararını Türkiye'de hukukun işlemediği, hukukun iktidarın siyasi amaçlarına alet olduğu, iktidarın muhaliflerini veya başkalarını hukuku kullanarak tasfiye ettiği ve susturmaya çalıştığı sözleriyle değerlendirdi.

Sancar, Yıldıray Oğur ve Ali Bayramoğlu'nun sorularını yanıtladı / Fotoğraf: TV5

"Arkadaşlarımız rehin alındılar"

"2016 tabii olağanüstü halin başladığı yıl, tabii bir 15 Temmuz darbe girişimi, sonrası OHAL, sonrası dokunulmazlıkların kaldırılması, sonra bizim Selahattin Demirtaş ve diğer arkadaşlarımızın gece yarısı baskınıyla rehin alınması olayları var," diyen Sancar, "Bakın bu sözü bilerek kullanıyorum. Öyle gerçekten kolay kolay kullanma taraftarı değilim bazı ifadeleri fakat baştan beri bu konuda hiçbir tereddütüm yok" diyerek sözlerini şöyle açıkladı:

4 Kasım 2016 gecesi ben genel merkezdeydim, neler yaşandığını gördüm. Sonrasında da hep süreci takip eden bir yerdeydim, şimdi de partinin eş genel başkanıyım. Evet, gerçekten arkadaşlarımız rehin alındılar, sadece arkadaşlarımız değil, Osman Kavala da rehindir. Burada hukuk kararı var, mahkeme kararı var gibi aldatmacalar içe dönük olarak bile inandırıcılık ifade etmiyor. O rehin alma operasyonuyla HDP'ye yönelik çok yönlü saldırılar başladı. Her imkanı kullanarak saldırdı iktidar bize. Arkadaşlarımız, onlarca yüzlerce gözaltına alındı, sadece 2016'dan bugüne gözaltına alınan arkadaşlarımızın sayısı 16 bin 500 civarında. Tutuklananların sayısı 3.500 civarında.

"AİHM kısaca şunu diyor: Game Over"

Yıldıray Oğur'un, "Türkiye birtakım savunmalar da yapıyor, 'Bu dokunulmazlık sadece HDP'lilere yönelik olmadı, başka milletvekillerine de oldu' diyor. AK Parti'li ve MHP'li beş vekilden bahsediliyor ama daha sonra onların isimleri verilememiş herhalde. Biraz onunla ilgili bilgi verebilirseniz" demesi üzerine Sancar, "AİHM kısaca şunu diyor: Game Over. Oyun bitti. Bu kadar açık," diyerek sözlerini sürdürdü.

"Bir devletin onurudur imzası"

Mithat Sancar, Ali Bayramoğlu'nun, "Pek çok insan 'hükümet bunu yerine getirmeyecektir, kendi bildiği yoldan gidecektir' diye düşünmekte, bu kez bir yaptırım var mı?" sorusuna şöyle yanıt verdi:

Bu karar çıktığında üç isim yüksek perdeden bu kararı tanımayacaklarını belirttiler. Biri Cumhurbaşkanı, biri MHP Genel Başkanı biri de İçişleri Bakanı. Şimdi tek kelimeyle, Türkiye halkına, Türkiye toplumuna hakaret ediliyor bu açıklamalarla. Evet, hakarettir bu. Çünkü ben bu kararı tanımıyorum diye bir şey yok. Eğer bir devlet bir sözleşmeye imza atmışsa, bu sözleşmeye bağlıdır. Uluslararası hukukta ahde vefadan başka ilkelere kadar... Bir devletin şeref, onurudur imzası. Bu üç şahıs da bunu bilmiyorlar mı? Biliyorlar. Bilmiyorlarsa durum daha da vahimdir. Biliyorlarsa durum çirkindir.

"Bizim İstiklal Marşı ile sorunumuz yoktur"

2021 yılının İstiklal Marşı yılı olması önerisine neden destekledikleri sorusuna Sancar, “Bizim ulusal sembollerle sorunumuz yoktur. Bizim ulusal sembollerin kullanılış biçimiyle sorunumuz vardır. Bizim İstiklal Marşı ile sorunumuz yoktur. Bizim bunları, ulusal sembolleri, yani Türkiye'nin ortak sembolleri diyelim, kötüye kullanan istismar eden anlayışla sorunumuz vardır" yanıtını verdi.

"Basın özgürlüğü adına geldiğimiz yer zaten buydu"

Sancar, Olay TV'nin kapatılması hakkında, "HDP'yi kapatma hevesinde olanlar Türkiye'de demokrasiden kalan kırıntıları da kapatıyorlar, Türkiye'de hukuk adına ne varsa onu da tasfiye ediyorlar. Düşünün bir televizyon kanalı bizim grup konuşmasını canlı yayınlıyor ve iki-üç haberi diğerlerinden farklı olarak veriyor ve iktidar buna tahammül edemiyor. Baskı yapıyor ve kanal kapanıyor. Benim en çok üzüldüğüm elbette basın özgürlüğü adına geldiğimiz yerdir demeyeceğim çünkü basın özgürlüğü adına geldiğimiz yer zaten buydu. Asıl üzüldüğüm çok değerli basın emekçisi vardı. Bir araya geldiler ve yeni bir umutla bir işe giriştiler. 25 gün izin verdi bu iktidar bu gidişata" diye konuştu.

TV5, Independent Türkçe