Beşar Esad’ın Suriye’de iç savaşın başladığı 2011’den beri ilk defa İdlib’in güneyindeki güçlerini ziyaret etmesi dünya kamuoyunda ilgi çekti.
Bu ziyaret sırasında önemli bir ayrıntı daha yaşandı. Üst düzey komutanları arasında görülen Esad’ın el sıkıştığı isimler arasında Kaplan Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Süheyl Hasan da vardı. Diğer karelerde kendisinden daha rütbeli komutanların arkasında görülse bile Süheyl Hasan şu an belki Suriye’de Esad ile birlikte en bilinen isimlerden biri.
Adını ilk defa Halep’te duyurdu
Savaş başlayana kadar sıradan bir albay olan Süheyl Hasan, çatışmaların genel hatlarıyla Esad güçleri açısından bir bozgun havasında geçtiği 2013 yılında Halep’teki muhalif kuşatmasını kırmayı başararak adını duyurdu.
Başarısından dolayı Esad yanlıları arasında "El Nimr" yani “Kaplan” lakabıyla anılmasına neden ise başında olduğu “Kaplan” adlı özel birlikten kaynaklandı.
En bilinen askeri başarıları Halep’te rejim bölgelerindeki muhalif kuşatmasını kırması devamında muhaliflerin elindeki Eski Halep’i ve IŞİD’in elindeki doğu Halep kırsalını ele geçirmesi, Şam kırsalındaki muhaliflerin kalesi ve isyanın sembolü Doğu Guta’yı teslime zorlaması, Hama kırsalının kontrolünü ele geçirmesi, IŞİD’den Humus'un doğusundaki antik Palmira şehri ile petrol sahalarını alması sayılabilir.
Suriye ordusunun en büyük vurucu gücünü yönetiyor
İlk başlarda küçük bir birlik olan Kaplan Birliği başarıları nedeniyle gittikçe büyüdü. Yeni Kaplan Tugayları oluşturdu. En tepede Süheyl Hasan olsa da altta başka Kaplan komutanları da var artık.
Tahmini 10 – 15 bin kişiden oluştuğu sanılan Kaplan birlikleri şimdilerde Suriye Ordusu’nun en önemli taarruz gücünü oluşturuyor. Kaplan birlikleri Suriye Ordusu’nun diğer birliklerine oranla daha iyi eğitimli, daha iyi donanımlı ve daha ideolojik olarak biliniyor. Bunda çoğunluğunun bu savaşı kendileri için bir ölüm kalım mücadelesi olarak gören Nusayrilerden yani Arap Alevilerinden oluşmasının da etkisi olduğu muhakkak.
Muhaliflere göre başarısı Rus ve İran desteğinden
Muhalifler ise Kaplan birliklerinin gücünün abartıldığını Rus uçakları ve İran yardımı olmasa başarılı olamayacaklarını iddia ederek onları “Pembe Panterler” olarak adlandırıyor.
Nedeni her ne olursa olsun Kaplan Kuvvetleri’nin Esad açısından başarıyla biten bir çok çatışmada ön planda oldukları bir gerçek. Ve bu kuvvetler bir şekilde Süheyl Hasan ile adeta özdeşlemiş durumda.
Rejim yanlılarına göre kahraman muhaliflere göre savaş suçlusul!
Hasan'ın başarıları özelllikle kendisinin ve Esad’ın da mensubu olduğu Nusayriler (Arap Alevileri) ve Esad’ı destekleyen diğer çevreler arasındaki ününün artmasına neden oldu.
Hatta bu nedenle muhalif çevrelerde Süheyl Hasan’ın Rusya tarafından Esad’ın yerine hazırlandığı hatta Esad'a darbe yapabileceği iddiaları da dönem dönem ortaya atıldı.
Ancak cephe dışında pek görülmeyen ve siyasete dair açıklama yapmayan Hasan, Esad nezdinde güvenilir asker olma imajını korudu. Esad’ın kendisinden şüphe etmesine neden olacak bir çıkışı da olmadı.
Esad yanlılarına göre bir kahraman olan Hasan’ı muhalifler savaş suçlusu olmakla ve bölgeleri ele geçirmek için sivilleri düşünmeden alanları acımasızca bombardıman etmekle suçluyor.
Zahreddin ölünce Esad yanlıları arasında rakipsiz kaldı
Kendisiyle Esad yanlıları arasında popülerite anlamında boy ölçüşebilecek tek kişi ise Deyrezor merkezi IŞİD kuşatması altında üç yıl savunan Dürzi asıllı Tuğgeneral İssam Zahreddin idi. Çatışmalara sırada bir asker gibi bizzat katılan Zahreddin’in 2017’de mayın patlamasıyla ölmesinin ardından Hasan’ın Esad yanlıları arasında popülerlik anlamında rakibi de kalmadı.
Dünyaca ünlü gazeteci Robert Fisk’in de dikkatini çekti
Hasan’ın artan ünü dünyaca ünlü Ortadoğu uzmanı Independent Gazetesi Yazar Robert Fisk’in de dikkatini çekmişti.
2014 yılında Suriye ziyaretinde Hasan ile bir araya gelen Fisk, Hasan’la ilgili izlenimlerini “Beşar Esad’ın en sevdiği asker Kaplan ile seyirci ama geçmek istemeyeceğin adam” başlığıyla kaleme almıştı.
Fisk: “Hayatta gördüğüm en ürkütücü kişilerden biri!”
Fisk, röportajda cesaretine, düşmanlarına karşı tavizsizliğine ve acımasızlığına vurgu yaptığı Hasan’ı şöyle anlatıyordu:
Albay Soheil Hassan'ın adı “Kaplan” ve şimdiye kadar tanıştığım en ürkütücü adamlardan biri. Esad'ın en sevdiği askerdir ve Halep'in kuzeyindeki saha karargahı tarafından doğrudan sandalyesine oturur. Kaplan şiir yazar ama çok acımasız bir askerdir. Ölmeyi bekliyor ve İslamcı düşmanlarının tüm kararlarıyla “şehit” olacağını söylüyor. Ve Suriye’nin en büyük şehri kuşatmasını yükseltmek için Hama’dan Halep’e 180 mil kampanyasını ürkütücü ayrıntılarıyla anlatıyor.
Suriye duvarlarında Esad ile fotoğrafları yan yana
Fisk, Hasan’ın savaşın başlamasından beri dört yıldır oğlunu görememekten yakındığını söylediğini iddia etmişti. Gerçekten de Hasan’ın şayet bilinçli bir tercih değilse savaşın başladığı günden beri cephe hatları dışında başka bir yerde fotoğrafı görülmedi. Fisk yine Suriye şehirlerinde duvarlarda Esad dışında Süheyl Hasan’ın da fotoğraflarının bulunduğunu belirtmişti.
Öldüğü ve şu anki Hasan’ın dublörü olduğu iddiaları da çıktı!
Hasan’ın 2015’te İdlib’in muhalifler tarafından ele geçirildiği çatışmalar sırasında öldüğü söylentileri de ortaya atılmıştı.
Bu iddiaları ortaya atanların gerekçesi ise öldürüldüğünün iddia edildiği tarihten haftalar sonra ortaya çıktığında görünümünün biraz değişmiş olmasıydı. Gerçekten de artık badem bıyıklı değil sakallıydı, yüzü eskiye oranla daha kiloluydu.
Bu iddiayı ortaya atanlara göre Hasan’ın ölümünün Esad’ı destekleyenler arasında moral çöküntüsüne yol açmaması için Hasan yerine ona benzeyen biri dublörü olarak kullanılıyordu.
Defalarca öldürüldüğü iddia edildi
Tabi bu iddia asla ispatlanamadı. Çünkü görünümündeki kimi ufak değişikliklere karşın konuşması ve ses tonu aynıydı. Savaş boyunca defalarca öldüğü ya da yaralandığı iddiaları ortaya atılmıştı. Tıpkı Esad ya da Nusra lideri Colani ya da IŞİD lideri Bağdadi gibi. Ama her öldü iddiasından sonra bir başka yerde elinde telsiziyle talimat verirken görülüyordu.
Rusya’da askeri eğitim aldı
Peki Süheyl Hasan gerçekte kim? Hakkındaki bilgiler farkılık gösteriyor. Asıl adı Suheil Salman El-Hassan. 1970 doğumlu. Doğum yeri kimi kaynaklarda Tartus kimi kaynaklarda Hama gösterildiyse ağırlık olarak Lazkiye’nin Celbe kasabasında doğduğu iddia ediliyor. 1991 yılında Hava Harp Okulu’ndan mezun olan ve uzun yıllar boyunca Esad’ın en önemli dayanaklarından Hava Kuvvetleri İstihbaratı’nda görev yapan Hasan’ın Rusya’da ve İran'da da askeri eğitim aldığı iddia ediliyor. 2011’de savaşın başlamasıyla Hava Kuvvetleri İstihbaratı Komutanı Cemil Hasan'ın emriyle Kaplan Gücü olarak anılacak olan özel birliğin başına geçen Süheyl Hasan, savaşın başından beri muhaliflere karşı sert tutum alınmasını savunuyor.
TSK'ya ait gözlem noktalarına saldırıda Kaplan izi!
Hasan’a bağlı Kaplan birlikleri son olarak geçtiğimiz aylarda Hama kuzeyinin rejim tarafından ele geçirildiği operasyonda rol oynamıştı. Aynı birliklerin TSK’ya ait gözlem noktalarının bombalanmasında rol oynadığı iddia edildi.
Tek ciddi yenilgisine de İdlib’de uğramıştı
Esad’ın 2011’den sonra ilk defa İdlib kırsalındaki birlikleri ziyareti aynı zamanda olası İdlib operasyonun da işareti olarak görülüyor. Bu operasyonda da Esad'ın öncü gücünün yine Hasan’ın komuta edeceği Kaplan birlikleri olacağına kuşku duyulmuyor. İşin ilginç tarafı Hasan tek ciddi yenilgisine de 2015’te İdlib’de uğramış, İdlib merkezin muhaliflerin eline geçmesinin ardından geri almak için yaptığı operasyonlarda başarılı olamayarak Hama merkeze kadar çekilmişti.
Bozgun anında telefonda konuştuğu Esad ile şimdi yan yana
Hatta o günlerde Hasan’ın geri çekilen askerlerine moral konuşması yaparken Esad’la yaptığı iddia edilen bir telefon konuşması da kamuoyuna yansımıştı.
Hasan adamlarının da duyacağı şekilde elindeki uydu telefon ile Esad’a savaşmaya devam edeceklerini söylüyor, ondan silah istiyordu.
Bu konuşmadan dört yıl sonra o gün telefondan konuştuğu Esad’ı yanında gören Hasan’ın olası İdlib saldırısına Mahir Esad’a (Esad’ın kardeşi) bağlı 4.Tümen ile SGD’nin de bağlanması muhtemelen 5. Kolordu’nun da katılacağı tahmin ediliyor.
Ancak operasyonun Suriye açısından başarısını ise Rusya ve İran’ın ne düzeyde ve ne kadar destek olacağı ve pek tabii ki Türkiye’nin de tutumunun belirleyeceğine kesin gözüyle bakılıyor.
© The Independentturkish
