Independent Türkçe için 19 Şubat Pazartesi günü Rus basınında yer alan haber ve analizleri derledik:
Gazze savaşının 137. gününde Rus basını gelişmeleri nasıl görüyor?
Kommersant:
Hizbullah: İsrail, Refah banliyösündeki Yibna mülteci kampını vurdu
Lübnan Hizbullah hareketi kendi Telegram kanalında Gazze Şeridi sınırları içindeki Refah kenti banliyösündeki Yibna mülteci kampı saldırılara maruz kaldığını duyurdu.
Lübnan Al Mayadeen televizyon kanalı İsrail ordusunun denizden ve havadan Refah'a ve Gazze Şeridi'nin Güney kısmına darbeler indirdiğini haber verdi.
İsrail ordusundan şimdiye kadar herhangi bir resmî açıklama yapılmadı.
Al Mayadeen muhabirleri İsrail deniz filosunun Gazze Şeridi'nin Güney kısmını, Refah'ı ve Han Yunus'u ateş altına aldığını belirtiyor.
İsrail Savunma Ordusu da Gazze Şeridi'nin merkez kısmına saldırılarını sürdürüyor. Kanalın verdiği bilgiye göre 15'in üzerinde insan hayatını kaybetti.
BBC Rusça yayınlar servisi:
İsrail, Hamas rehineleri serbest bırakmadığı takdirde Refah'a saldırı tarihini açıkladı
İsrail askeri kabine bakanı Beni Ganz, Hamas'ın, Gazze'de elinde bulundurduğu rehinelerin tamamını serbest bırakmaması durumunda Gazze Şeridi'nin Güney kısmındaki Refah'a 10 Mart'ta saldırı başlatacaklarını açıkladı.
Yaklaşık 1,5 milyon mültecinin bölgeye sığınmasından sonra İsrail ilk kez Gazze Şeridi'nin güney kısmında yerleşen bu kente düzenleyeceği saldırıya ilişkin tarih verdi.
Daha önce BM Sağlık Ajansı, İsrail'in Gazze'ye gerçekleştirdiği saldırılardan sonra bölgenin en önemli hastanelerinden biri çalışmalarını durdurmuştu.
İstihbarı bilgilere göre Hamas'ın ele geçirdiği rehinelerin hastanede bulunduğunu belirten İsrail Savunma Ordusu geçen perşembe günü hastaneye girmişti.
İsrail'in eski Savunma Bakanı Beni Ganz şöyle dedi:
"Dünya da Hamas liderleri de ramazan ayına kadar rehinelerimizin evlerine dönmemeleri durumunda Refah bölgesi de dahil olmak üzere askeri hareketler her yerde sürecektir."
İslam dininin kutsal ayı ramazan bu sene 10 Mart'ta başlıyor
BBC'nin diplomasi muhabiri Paul Adams'a göre muhtemelen İsrail bir kısım Filistinlinin bölgeyi terk ederek sınırın ötesindeki Mısır'da sığınma arayacağını düşünüyor.
Galiba Mısır yönetimi bu amaçla büyük bir site inşa ediyor.
Ancak İsrail yönetimi tahliye planıyla ilgili herhangi bir açıklama yapmadı.
Refah'a saldırıdan sakınması için İsrail'e uluslararası düzeyde birçok çağrı yapıldı.
Filistinli mülteciler ve Filistin diasporası: fark nedir, kaç kişi var ve nerede yaşıyorlar?
Filistinli mültecilerin sayısı 6 milyonu aşıyor. Bu, dünyadaki en büyük ulusal mülteci gruplarından biri
Dünya ölçeğinde 14 milyon 630 bin Filistinli var. Onların yüzde 44,8'i Arap ülkelerinde, yüzde 22,5'i Doğu Kudüs de dahil olmak üzere Batı Şeria'da yüzde 15,4'ü Gazze'de, yüzde 12'si İsrail'de, yüzde 5,3'ü ise farklı ülkelerde yaşıyor.
UNRWA,1950 yılında çalışmalarına başlayan Ajansın yaklaşık 750 bin Filistinlinin ihtiyacını karşıladığını ifade ediyor.
Filistin Merkez İstatistik Bürosu verilerine göre küresel diasporada 7,3 milyon Filistinli bulunuyor. Onlar Ortadoğu ülkelerinden Güney Amerika ve Avusturya'ya kadar dağıldı.
Ortadoğu dışındaki Filistin diasporasının çoğu 19'uncu yüzyılın sonlarında bölge daha Osmanlı İmparatorluğu kontrolündeyken orayı terk etmişti.
İlk Arap ulusalcı hareketlerin bastırılması ve iktisadi buhran çoğu Hristiyanlar olmak üzere birçok Filistinli müteşebbisi Kuzey ve Güney Amerika'ya kaçmaya zorladı.
Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılması ve İsrail devletinin kurulması yeni muhaceret dalgalarını ortaya çıkardı.
İzvestiya:
Ksenia Loginova'nın analizi özetle şu şekilde:
Bir müttefike müdahale edildi: Arap monarşileri ABD'nin bölgeye yönelik hava saldırılarını engelleme kararı aldı
Tahran'la ilişkileri geliştirmeye çalışan Körfez ülkeleri, kötüleşmeyi istemedi
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), ABD'nin ve müttefiklerinin Suriye ve Irak'taki Şii gruplar ve aynı zamanda Yemen'deki Husi Ansar Allah hareketine karşı gerçekleştirdikleri hava akımlarını giderek daha fazla sınırlıyor” diye dört kaynağa isnat eden yazıyor.
Yazıda Washington'un artık çoktan binlerce kendi askerini BAE, Kuveyt, Umman, Katar ve diğer Ortadoğu ülkelerine yerleştirdiği belirtiliyor.
ABD askerlerinin en çok konuşlandığı ülke olan Kuveyt'teki beş askeri üste 13,5 bin askeri bulunuyor.
İkinci sıradaki Katar'ın Al Udeyd üssünde 10 bin ABD askerinin bulunmasının yanı sıra, ABD Hava kuvvetlerinin kombine hava harekâtı merkezi ve ABD Silahlı Kuvvetleri Merkez Komutanlığının ön karargâhı var.
Üçüncü sırada BAE'deki Al Dafra üssü. Geçen sene ekim ayında Amerikan F-16 jetleri Suriye'nin Kuzeyinde muhtemelen İran yanlısı güçlerin yerleştiği iki hedefe saldırı düzenlenmişti.
Bombardımanı gerçekleştiren uçağın hangi üsten geldiğini Pentagon kesin şekilde söylemezken ABD'nin onlarca bu model uçağının bulunduğu Al Dafra'nın bölgeye en yakın üs olduğu biliniyor.
Adının açıklanmasını istemeyen bir Pentagon yetkilisi bundan sonra Washington ile Abu Dabi arasında gerilimin ortaya çıktığını ifade etti.
Halihazırda Fars Körfezi'nin Arap monarşileri mevcut sorunların diplomasi yoluyla çözülmesine ilişkin bir eğilim sergiliyor.
Bu, hem Suriye'nin Arap Ligi üyeliğine yeniden alınması ve Gazze Şeridi'ndeki durumla ilgili hem çok ılımlı ve hem de ölçülü bir tutum alınmasında kendini gösterdi.
Araplar tüm yolları kullanarak sorunların diplomasi yoluyla çözümüne çalışırken aynı zamanda çıkarlarını da elden vermek istemiyorlar.
İran'a bağlı güçlerin değil de İslam Cumhuriyetinin kendisinin geniş çaplı bir çatışmaya girmesi durumunda tüm hoş niyetleri boşa çıkaracaktır.
İran ile barışma aynı zamanda Çin ile yakınlaşmayı da getiriyor.
Ancak bu durum Körfez ülkelerinin ABD'lileri Çinlilere değişeceği anlamını taşımaz, onlar Washington ile Pekin arasındaki çelişkiler üzerine oynayacaklar.
Bu durum büyük oyuncuların arasındaki çelişkileri kullanarak onların hiç de fena olmayan kazanç elde etmelerine neden olacaktır.
© The Independentturkish
