Zelenski'nin Türkiye ziyareti Türkiye'nin kolaylaştırıcılık rolüne gölge düşürür mü?

Gülru Gezer Independent Türkçe için yazdı

İstanbul'da Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski'yi kabul eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,  "Adil bir barışın kaybedeni olmaz" diyerek savaşın sonlandırılması çağrısında bulundu, 7 Temmuz Cuma / Fotoğraf: AA

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski savaşın başlamasının ardından 7 Temmuz Cuma günü ilk defa Türkiye'yi ziyaret etti.

Ukraynalı lider, 11-12 Temmuz 2023 tarihlerinde Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta gerçekleştirilecek NATO Devlet/Hükümet Başkanları Zirvesi öncesinde çıktığı dört ayaklı turda Türkiye'yi sona bırakmıştı. 

Son aylarda neredeyse tüm NATO üyesi ülkeleri ziyaret eden Zelenski, Ukrayna'nın NATO üyeliği ve askeri yardımın devamı için destek topluyordu.

Çekya, Bulgaristan, Slovakya ve Türkiye'den oluşan son turu da yine bu amaçla gerçekleştiriliyordu. Ancak Ukrayna'nın liderinin Türkiye'yi sona bırakmasının başka nedenleri de vardı. 
 

Vahdettin Köşkü'nde neler görüşüldü? 

Zelenski'nin İstanbul ziyaretinde ön plana çıkan iki husus vardı. Birincisi, Ukrayna'nın NATO üyeliğine destek istemek.

Geçen yıl NATO'ya üyelik başvurusunda bulunan Ukrayna, Finlandiya ve İsveç gibi hızlı bir şekilde NATO'ya üye olmak istiyor. Ancak ülkenin savaşta olması bu durumu zorlaştırıyor. 

Zaten üye ülkeler arasında bu konuda bir uzlaşı sağlanabilmiş de değil. Eski Doğu Bloku ülkeleri Ukrayna'nın NATO'ya üye olmaya hazır olduğunu savunurken, Batı Avrupa ve ABD önceliğin savaşın kazanılması olduğu görüşünü savunuyor.

Bu durum esasında yeni değil. Aynı fikir ayrılığı 2008 Bükreş Zirvesi'ne giden süreçte de yaşandı. Ukraynalı yetkililer Vilnius Zirvesi'nden üyelik kararının çıkmayacağını bilseler de ittifakın üyelik yönünde güçlü bir taahhütte bulunmasını istiyor. 

İki lider arasında gerçekleştirilen görüşmelerde gündeme geleceği bilinen ikinci konu ise Tahıl Koridoru Anlaşması'ydı.

Neredeyse bir yıl önce imzalanan ve 2 ya da 3 aylık sürelerle uzatılan anlaşmanın süresi 17 Temmuz'da bitiyor.

Rusya önceki seferlerde, kendisine verilen taahhütlerin yerine getirilmediği gerekçesiyle anlaşmayı uzatmak konusunda isteksiz davranmış, ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ve BM'nin devreye girmesiyle süreci akamete uğratmamıştı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Zelenski ile düzenledikleri ortak basın toplantısında her iki konuya da değinerek Ukrayna'nın endişelerini giderdi.

Erdoğan'ın "Şüphesiz Ukrayna NATO'ya üyeliği hak ediyor" ifadesi tüm dünyada geniş yankı buldu. ABD'deki gazeteler Erdoğan'ın bu sözlerini manşetlerine taşıdı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan Tahıl Koridoru Anlaşması konusunda ise, "İstanbul merkezli bu tahıl koridoru meselesinde çalışmalarımızı devam ettiriyoruz, devam ettireceğiz. 17 Temmuz sonrasını daha ne kadar uzatabiliriz, bunun da çalışması içerisindeyiz. Bunun 2 ayda bir değil, en azından 3 ayda bir olması gibi bir beklentimiz var. Süreyi de hiç olmazsa 2 yıla çıkarmak gibi bir gayretin içerisinde olacağız" diyerek Türkiye'nin bu yöndeki yoğun çabalarının süreceğine işaret etti. 
 

aa.jpg
Erdoğan, 17 Temmuz'da sona erecek Tahıl Koridoru Anlaşması'nın uzatılması için Putin'le ayrıca görüşeceğini de belirtti / Fotoğraf: AA​​​​​​

 

Basın toplantısındaki açıklamalardan, beklenildiği üzere, kapalı kapılar ardında başka konuların da görüşüldüğü bu bağlamda tarafların esir takası konusunu ele aldıkları, Türkiye'nin önümüzdeki dönemde girişimlerini sürdüreceği anlaşıldı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın basın toplantısında Kırım Türkleri hakkındaki ifadeleri ise özellikle dikkate değerdi.

Erdoğan, şunları söyledi:

Ukrayna'nın geleceğine güvenle bakmamızın en önemli sebeplerinden biri de Kırım Tatar Türklerinin ülkelerinin özgürlüğe kavuşması için canla başla mücadele etmesidir. Soydaşlarımızın haklarının ve hukuklarının garanti altına alınmasındaki ve özerklik statülerinin tahkim edilmesindeki emeklerinden ötürü Sayın Zelenski'ye bir kez daha teşekkür ediyorum.


Ziyaret sırasında ve sonrasında yaşanan olaylar 

Zelenski, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüşmeden önce dışişleri bakanlığı sosyal medya hesapları üzerinden Bakan Hakan Fidan'ın Kırım Tatar Türklerinin lideri Mustafa Kırımoğlu'yla görüşmesini servis etti.

Kırımoğlu daha önceleri de defaatle dışişleri bakanı ve bakan yardımcılarıyla bir araya gelmişti. Aynı zamanda Ukrayna milletvekili olan Kırımoğlu'nun Zelenski'nin heyetinde de yer alması normaldi.

Ancak Fidan-Kırımoğlu fotoğrafında Türk ve Ukrayna bayraklarının yanı sıra, Kırım bayrağının da olması dikkat çekiciydi. 
 


Ziyaretle ilgili olarak yaşanan bir diğer kayda değer gelişme ise, geçen eylül ayından bu yana Türkiye'de bulunan beş Azov komutanının Zelenski'nin uçağıyla Ukrayna'ya dönmesiydi.

Rusya tarafından esir alınan Azov komutanları Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın aracılığıyla ve Türkiye'de kalmaları şartıyla Rusya tarafından serbest bırakılmıştı. 
 

Rusya'dan gelen tepkiler

Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov, Zelenski İstanbul'a intikal etmeden bir açıklama yaparak, gerçekleştirilecek görüşmenin sonuçlarını yakından takip edeceklerini duyurdu.

Böylelikle Rusya, üstü kapalı bir şekilde kendi açısından hassasiyet yaratacak bir gelişmeden memnuniyet duymayacağının sinyallerini önceden vermiş oldu. 

Ortak basın toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önümüzdeki ay Putin'le görüşecekleri yönündeki sözlerine ise Peskov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in yakın zamanda Erdoğan ile bir görüşme gerçekleştirebileceğini, ancak henüz belirli bir tarih belirlenmediğini söyleyerek ziyaret tarihinin netleşmemiş olduğuna vurgu yaptı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Ukrayna'nın NATO üyeliğine verdiği desteğe ise Rusya'dan farklı tepkiler geldi. 

Putin'e yakınlığıyla bilinen Rus parlamentosunun alt kanadı Duma'ın Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Leonid Slutsky, Zelenski-Erdoğan görüşmesinin tehlike teşkil etmediği, ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kiev'e yönelik övgü dolu sözlerinin Rusya'da kesinlikle olumlu duygular uyandırmadığı yönünde beyanatta bulundu. 

Duma üyesi Dimitri Belik ise, "Ukrayna'yı NATO üyeliğine layık görmek ve bunu bir şekilde teşvik etmek farklı şeylerdir, destek sözleri genellikle sözde kalır. Genel olarak, Erdoğan'ın söylemi çatışmanın tarafları arasında arabulucu olma arzusunu gösteriyor, bu uygun bir pozisyon" şeklinde bir açıklama yaptı. 

Ayrıca, Zelenski'nin Azov komutanlarını beraberinde Ukrayna'ya götürdüğü yönündeki açıklaması sonrasında Rusya'dan yanıt gecikmedi. 

Peskov, Azov komutanlarının Ukrayna'ya dönmesinden Türkiye'yi sorumlu tuttu ve "Türkiye, anlaşmaları ihlal etti" dedi.

Bu kişilerin serbest bırakılacağı yönünde Türk tarafının Rusya'ya bilgi vermediğini de ifade eden Peskov, Türkiye'nin üyesi olduğu NATO'yla dayanışma sergilediğini ve bunu anladıklarını belirtti. 
 

aa1.jpg
Fotoğraf: AA

 

Türkiye'nin kolaylaştırıcı rolü tehlikeye mi girdi? 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Ukrayna'nın NATO üyeliği mesajından başlayacak olursak, son aylarda bazı çevrelerce NATO üyeliği sorgulanan Türkiye, verdiği bu mesajla NATO'nun "açık kapı" politikasına olan desteğinin sürdüğünü, Türkiye'nin NATO için bir sorun değil, aksine bir değer olduğunu, yine bazı ülkelerin "Türkiye artan oranda Rusya'nın güdümünde hareket etmeye başladı" görüşünün doğruyu yansıtmadığını ortaya koymak istedi.

Türkiye böyle bir çıkışla, Vilnius Zirvesi öncesinde İsveç'in üyeliği konusunda üzerindeki baskıyı hafifletmek de istemiş olabilir. 

Ancak şu da unutulmamalıdır ki, Türkiye geçmişten bu yana Ukrayna'nın Batı kurumlarıyla bütünleşme sürecini destekledi.

Türkiye ayrıca NATO kapsamında Rusya'ya yönelik alınan kararların altına imzasını da attı. 

Ziyaret vesilesiyle Kırım Tatar Türklerine verilen desteğin vurgulanması da yine Türkiye'nin bugüne kadar izlediği politikanın bir devamı. Zira Türkiye Rusya'nın 2014 yılında Kırım'ı ilhakını tanımadı.

Aslında verilen sözlü ve görsel mesajlarla Türkiye, geçmişten bu yana savunduğu görüşlerini daha kuvvetli ifadelerle dile getirdi, savaş sonrası ortaya çıkacak durumda Kırım Tatar Türklerinin haklarının korunması yönündeki beklentilerini Ukrayna'ya hatırlatmış oldu. 

Azov komutanlarının serbest bırakılması ise bu ziyaret bağlamında Rusya tarafından en fazla rahatsızlık yaratabilecek husus.

İki ülke liderleri arasındaki yakın ilişkinin temelinde güven yatıyor. Güven özellikle Putin için önemli.

Bu gelişme Rusya ve Putin'in Türkiye'ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a olan güvenini sorgulamasına neden olabilir.

Bu durum da Rusya'yı Tahıl Koridoru Anlaşması başta olmak üzere Türkiye'nin bugüne kadar arabuluculuk yaptığı ve yapmak isteyeceği girişimlerden uzak durmaya itebilir. 

Bu nedenle olsa gerek, Dışişleri Bakanı Fidan pazar günü Rus mevkidaşı Sergey Lavrov'la telefonda görüşerek Zelenski ziyaretine ilişkin muhatabına bilgi verdi.

Önümüzdeki günlerde Rusya'dan gelecek açıklamalarla bu ziyaretin Türk-Rus ilişkilerine ve Türkiye'nin kolaylaştırıcı rolüne bir etkisinin olup olmayacağı daha net bir şekilde anlaşılacaktır. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU