Kızıldeniz'deki balıkçılığı korumak için yapay zeka kullanılıyor

Yeni teknolojiler, Suudi Arabistan'daki balıkçılığı, tehdit altındaki türlerin aşırı avlanmadan korunmasında sürdürülebilirlik ölçeğine yerleştiriyor

KAUST'ta yerel balıkçılarla iş birliği, balık koruma araştırmaları için değerli bir bilgi kaynağıdır. Fotoğraf: Eliza Mkhitaryan

Yapay zekâ, yasa dışı balıkçılık faaliyetlerini belirlemeye yardımcı olabilir. Denizde gerçekten bu kadar çok balık var mı?

2014 yılında Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından yayınlanan bir rapor, günümüzde çok sayıda insanın, her zamankinden daha fazla, gıda ve gelir kaynağı olarak balıkçılığa ve su ürünleri yetiştiriciliğine bağlı olduğunu vurguladı. Ancak zararlı uygulamalar ve yanlış avlanma yöntemleri, sektörün sürdürülebilirliğini tehdit ediyor. FAO Raporu, biyolojik olarak sürdürülebilir düzeylerdeki balık stoklarının oranının 1974'te yüzde 90'dan yüzde 66'nın altına düştüğünü gösterdi.

Bu amaçla, doğal kaynak yönetimi çerçevesinde bağlantıların, şeffaflığın, etkinliğin ve hesap verebilirliğin artırılması amacıyla geliştirilen göstergeler, küresel ve bölgesel düzeyde balıkçılık politikalarının ve yönetiminin performansının değerlendirilmesine yardımcı olmakta. Göstergeler, balıkçılık kaynaklarının ve balıkçılık faaliyetlerinin durumunu açıklamak ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ile ilgili eğilimleri değerlendirmek için anlaşılması kolay veriler sağlıyor.

2015 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu (BMGK), sürdürülebilir kalkınmaya ulaşmak için okyanusları, denizleri ve deniz kaynaklarını korumak ve sürdürülebilir bir şekilde kullanmakla ilgili “14 Hedef” dahil olmak üzere 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi’ni içeren 17 sürdürülebilir kalkınma hedefini onayladı.

Balık tutma yöntemlerini geliştirme

Suudi Arabistan'da ülke şu anda tüketilen balığın yaklaşık yüzde 60'ını ithal ediyor, ancak hükümet bu alanda kendi kendine yeterliliği sağlamak için yoğun çaba harcıyor. Hükümet, Kızıldeniz'de balık avındaki düşüşü telafi etmek için halihazırda balık çiftçiliğine büyük yatırımlar yaptı.

Bu kapsamda Kral Abdullah Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (KAUST), Suudi Arabistan Çevre, Su ve Tarım Bakanlığı tarafından desteklenen projeler kapsamında balıkçılık yöntemlerini geliştirmek ve bu hayati gıda kaynağının geleceğini güvence altına almak için özenle bilimsel araştırmalar yapmakta.

KAUST'ta Araştırma Görevlisi olan Yrd. Doç. Dr. Andrew Temple, “Balıkçılık, her balık türünün hızlı büyüme oranını ve balık tutarken ne kadar yediğimizi dengelemeyi gerektirir. Ancak balık popülasyonundaki düşüşleri tespit etmek için veri toplamanın on yıl kadar sürmesi gerekebilir. Bu nedenle, her zaman telafi etmeye ve takas etmeye çalışıyoruz, bu da özellikle yiyecek veya gelir kaynağı olarak balıkçılığa bağımlı insanları etkiliyor” dedi.

Temple, Kuzey Avrupa'dan Doğu Afrika'ya kadar küresel balıkçılık endüstrisi ile çalışma deneyiminden yararlanarak, balıkçılık araştırmalarını türlerin azalmasına yanıt olarak reaktif bir bilimden, türlerin azalmasını önleyen ve deniz ortamını korumaya yönelik önlemleri kolaylaştıran proaktif bir bilime dönüştürmeyi umuyor.

Yapay zekanın rolü

Yapay zeka nasıl yardımcı olur? Yapay Zeka (AI) teknolojileri, çeşitli veri odaklı yöntemlerle balıkların sürdürülebilirliğinin değerlendirilmesinde rol oynayabilir. Bu algoritmalar, balık popülasyonları, balıkçılık uygulamaları ve çevresel faktörler hakkında büyük miktarda veriyi analiz edebilir. Bu verileri işleyerek, balıkçılığın sürdürülebilirliğini değerlendirmeye yardımcı olan modeller ve eğilimler belirlenebilir.

Makine öğrenimi gibi teknikler, gelecekteki stok seviyelerini tahmin etmek, balıkçılık uygulamalarının etkisini değerlendirmek ve balıkçılığın zaman içindeki sürdürülebilirliğini tahmin etmek için tahmine dayalı modeller geliştirmek üzere geçmiş verilere uygulanıyor.

Avlanma kayıtları, gemi izleme sistemleri ve piyasa bilgileri dahil olmak üzere çeşitli kaynaklardan gelen verileri entegre ederek, yapay zeka, yasa dışı, bildirilmeyen ve düzenlenmemiş balıkçılık faaliyetlerini belirlemeye yardımcı olabilir ve genel tedarik zincirinin sürdürülebilirliğine ilişkin içgörüler sağlayabilir.

Bu teknolojiler ayrıca gerçek zamanlı veri ve analiz sağlayarak politika yapıcıların, deniz ürünleri perakendecilerinin ve tüketicilerin balık ve deniz ürünleri seçimleri hakkında bilinçli kararlar almalarına yardımcı olmak için kullanılıyor.

238740.jpeg
Fotoğraf: Şarku'l Avsat




KAUST yaklaşımı

Temple, "Balıkçılık endüstrisi kötü bir üne sahip, ancak hakkında güvenilir verilere sahip olduğumuz türlerin çoğu sürdürülebilir bir şekilde elde ediliyor" diyerek itirafta bulunuyor. Ayrıca Temple, "Avrupa, Kuzey Amerika ve Avustralya gibi yerlerde etkin balık avlama sistemleri var ve çoğu ülkede ton balığı gibi türler sürdürülebilir bir şekilde avlanıyor" ifadelerini kullandı.

Ancak Kızıldeniz'de balıkçılığın doğru biçimde organize edilmesi sınırlı. Orfoz ve Napolyon balığı gibi yaygın türlerin popülasyon düşüşü hızlanıyor.

Şarku’l Avsat’a konuşan Temple, “Bu büyük balıkları yakalamak için ekonomik teşvik çok yüksek" diyor ve çoğu balıkçının yalnızca önümüzdeki 20 yılla ilgili değil, mevcut durumla ilgilenmesi gerektiği konusunda uyarıda bulunuyor.

Suudi Arabistan, Vizyon 2030 aracılığıyla, sürdürülebilir gıda üretimi yoluyla yetersiz beslenmeyle mücadele etmeyi amaçlıyor. Bu bağlamda Temple, balıkları ekonomik değerlerine ve sayılarının ne kadar hızlı büyüdüğüne göre sınıflandırmak için yapay zeka kullanan basit bir araç geliştiriyor. Bu teknolojinin, karar vericilerin potansiyel bozulma riski altındaki türleri mümkün olan en kısa sürede belirlemesine ve araştırmacıların çabalarına öncelik vermesine yardımcı olması bekleniyor.

Temple'ın akademik görüş aldığı Deniz Bilimleri uzmanı ve KAUST Kızıldeniz Araştırma Merkezi Direktörü Prof. Dr. Michael Beruman konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Bu, günümüzde göze çarpan bir sorunla başa çıkmak için yaratıcı bir yaklaşım. Suudi Arabistan'ın deniz ortamını korumak ve gıda güvenliğini sağlamak için balıkçılık yönetimini acilen iyileştirmesi gerekiyor. Araç, başta Çevre, Su ve Tarım Bakanlığı olmak üzere ilgili makamlara ve (NEOM) gibi büyük kıyı projelerine bu zorluklara yanıt vermek için gerekli bilgileri sağlayabilir.”

Temple'ın multidisipliner yaklaşımı, pazar araştırmalarını, yerel bilgileri biyolojik veriler ve tür morfolojisi (balığın şekli ve boyutu) ile birleştirir. Biyologlar, bu balıkların evrimsel geçmişleri hakkında bilgi edinebilir ve bu balıkların büyüme oranlarını tahmin edebilirler. Örneğin, aşırı avlanma nedeniyle, büyük balıkların üremesi küçük balıklardan daha yavaş ve bu nedenle yok olmaya karşı daha savunmasız.

Temple açıklamalarına şöyle devam etti: “Hangi türlerin en fazla risk altında olduğunu tahmin etmek için türleri ayırarak, dayanıklılıklarını kullanarak ve insanların onlarla nasıl etkileşime girdiğine bakarak 5 ila 10 yıl beklemek yerine şimdi harekete geçebiliriz.”

Son üç aydır, KAUST'ın Manaraah Development Company’deki balıkçılık geliştirme ekibinden çevre danışmanları, yerel balık pazarlarına gezilerde Temple'a eşlik etti. İstavritbozması balığı, Lutjanidae, Orfoz ve İspanyol uskumru gibi bazı yüksek değerli türler için balık boyutu, yaşı ve üreme olgunluğu hakkında veri topladılar. Yakalanan balık sayısını izlemek için limanlardan av verileri de toplandı.

Yerel balıkçılar

Temple Güney Kızıldeniz'deki el-Kunfuza’da piyasada bulunmayan türlerle nasıl etkileşime girdiklerini izlemek için bir gezide yerel balıkçılara eşlik ederken balıkçı gemilerinin çoğunlukla karides avladığını fark etti. Ama çok fazla kalamar ve karides yakaladğından süpürme ağları biraz gelişigüzel yerleştirilmiş. Ekosistemi çok iyi anladıkları için, yerel avcı-toplayıcılar, vahşi yaşamı ve doğal çevreyi anlamayı ve korumayı amaçlayan koruma araştırması olarak bilinen husus için önemli bir bilgi kaynağı. Ancak onlarla güven oluşturmak zaman alabilir. Öncelikli türlerin belirlenmesi, örneğin balık tutma gezileri için ne zaman ve nereye gidileceği gibi önerilerde bulunan bir balıkçılık yönetim planına doğru ilerlemeyi hızlandıracaktır. Bu bağlamda Temple, balıkçıların geçim kaynaklarıyla ilgili hassas sorularla karşılaşmaktan korkuyor.

Temple, "Buradaki balıkçı toplulukları gerçekten çok işbirlikçi ve hatta farklı balıkçılık alanlarına gidecek gemilerin bir listesine sahipler. Yönetim kararları, neyin uygulanabilir ve kabul edilebilir olduğunu belirlemek için balıkçılardan ve yerel işletmelerden gelen girdileri içermeli." Dedi. Temple, açıklamalarına şöyle devam etti: “Manaraah Development Company, Temple gibi araştırmacılar ile paydaşlar ve karar vericiler arasındaki boşlukları kapatmak için özenle çalışıyor. Şirketin balıkçılık programı yöneticisi Mark Dimmick konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Balıkçılık sektörüyle çalışmak için; balıkçılık alanlarında, teknelerde ve müzayede pazarlarında doğrudan teknelerden balık stokları hakkında veri toplamak için çok zaman harcıyoruz. Sonuç olarak, Krallık'ın uzun vadede Kızıldeniz'de sürdürülebilir balıkçılığın varlığı olan arzulanan hedefine ulaşabilmesi için kaynakların mevcut durumuna dayalı entegre bir idari çerçeve oluşturmayı hedefliyoruz.”

Ayrıca Temple, şirketin bu konudaki önerilerini bu yılın ilerleyen zamanlarında sunacağına dikkat çekiyor.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

 

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU