Azad Keşmir Cumhurbaşkanı: Bölgemizde bir olay ya da kaza, nükleer savaşı tetikleyebilir

Azad Keşmir Cumhurbaşkanı Mehmood Chaudhry, Ankara’da katıldığı bir konferansta iki nükleer güç Pakistan ve Hindistan’ın Keşmir için dördüncü kez savaşa girmeleri durumunda bunun, tüm dünya için felaket olacağını söyledi

Pakistan, Hindistan ve Çin sınırlarının kesişiminde yer alan Keşmir bölgesinin özgürlük mücadelesi 76 yıldır devam ediyor. 

Yüzde 90'ı Müslüman olan bölgenin bugün yüzde 45'i Hindistan, yüzde 35'i Pakistan ve yüzde 20'si Çin hakimiyetinde. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Hindistan hakimiyetindeki Cammu Keşmir bölgesinde ise son üç yıldır farklı bir gerginlik var.

Zira, Hindistan yönetimi, 5 Ağustos 2019'da  Cammu Keşmir'e özerklik tanıyan anayasa maddesini iptal etti. O günden bugüne Müslüman halk üzerindeki baskı da artıyor. 

Azad Cammu ve Keşmir Cumhurbaşkanı Mehmood Chaudhry, Pakistan ile Hindistan arasında daha önce üç kez savaşa neden olan Keşmir'deki son durumu anlatmak üzere 18 Ocak'ta Ankara'daydı. 

Stratejik Düşünce Derneği ev sahipliğinde düzenlenen konferansta konuşan Chaudhry, Türkiye'den sonra Birleşik Krallığa, Brüksel'e ve ABD'ye gideceğini, seslerini uluslararası topluma da duyurmak istediklerini söyledi. 

Türkiye'de AK Parti, Saadet Partisi ve Yeniden Refah Partisi yetkilileriyle bir araya gelen Mehmood Chaudhry, Independent Türkçe'ye yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanı Erdoğan ile seçim yoğunluğu nedeniyle görüşemediğini ancak yine geleceğini açıkladı. 
 


2021'de Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan ve Türkiye'yi ilk kez ziyaret eden Chaudhry, ikinci ziyaretini nisan-mayıs ayları gibi planladığını, her partinin liderleri ile görüşmek istediğini söyledi. 

"Bir olay ya da kaza, bir savaşı tetikleyebilir"

Konferanstaki konuşması sırasında sıklıkla Keşmir halkının kendi kaderlerini belirleme haklarını istediklerini söyleyen Mehmood Chaudhry'e göre Hindistan-Pakistan sınırı patlamaya hazır bir bomba. 

"Hindistan ve Pakistan arasında bir diyalog istiyoruz. Çünkü Keşmir sorununa bir askeri çözüm olması mümkün değil" ifadelerini kullanan Chaudhry, 1947, 1965 ve 1999 yılları arasında gerçekleşen Keşmir savaşları sırasında iki ülkenin de bir nükleer güç olmadığını hatırlattı ve şöyle devam etti: 
 

Şimdi ise ikisi de nükleer güç. Tanrı dile getirmekten bile korusun; Eğer bugün bir savaş olursa, Hindistan ve Pakistan güçleri, kontrol sınırında yüz yüze göz göze duruyorlar. 

Herhangi bir olay ya da kaza, bir savaşı tetikleyebilir ve bu, bir nükleer savaş olur. Bu da sadece Güney Asya için değil tüm dünya için felaket olur. 

O nedenle uluslararası toplumdan barış, güvenlik ve istikrar için bir rol oynamalarını çok güçlü şekilde istiyoruz. 

 

Stratejik Düşünce Derneği
Azad Keşmir Cumhurbaşkanı Mehmood Chaudhry, Ankara'da Stratejik Düşünce Enstitüsü'nde katıldığı konferansın ardından, aynı günün akşamı ESAM Vakfı'nda da bir seminer verdi/ Fotoğraf: Gökçen Tuncer


"Uluslararası toplum, üçüncü dünya nükleer ülkelerini tek başlarına bırakmamalı"

Mehmood Chaudhry, Independent Türkçe'nin, "Türkiye'den beklentiniz tam olarak nedir? Hindistan ve Pakistan arasında ikili görüşmelerin sağlanabilmesi mi yoksa Birleşmiş Milletlerin de dahil olduğu çoklu görüşmeler mi?" sorusuna şu yanıtı verdi: 
 

Türkiye, Keşmir'in kendi kaderini tayin etmesini her zaman destekledi. Hindistan, Keşmirlilere karşı bir komplo yürütürken Türkiye'den daha fazla desteğe ihtiyacı var. 

Ayrıca Avrupa ülkelerinin ve diğer ülkelerin de bir rol üstlenmeleri ve elbette ki Hindistan'dan, Pakistan ile bir diyalog kurmasını istemeleri için çabalıyorum. Hindistan'ın böyle bir niyeti yok. Çok katı politikaları var. 

Uluslararası toplumun, üçüncü dünya nükleer ülkelerini tek başlarına bırakmamaları gerektiğini düşünüyorum. 


"Modi hükümeti, seçilmiş bir diktatörlük"

Barış için gerekli diyaloğa Hindistan'ın yanaşmadığını ifade eden Chaudhry, "Hindistan bir zamanlar seküler bir devletti, "dünyanın en büyük demokrasisi olduklarını" söylüyorlardı. Ama şimdi, milliyetçi Başbakan Narendra Modi yönetimindeki Hindistan, Mahatma Gandhi yönetimindeki Hindistan değil" ifadelerini kullandı.
 

Azad Keşmir Cumhurbaşkanı Mehmood Chaudhry
Azad Keşmir Cumhurbaşkanı Mehmood Chaudhry/ Fotoğraf: Stratejik Düşünce Enstitüsü


Chaudhry, Modi hükümeti için "seçilmiş bir diktatörlük" tanımını kullandı. 

Keşmirli liderin açıklamasına göre bölgede Hinduların yanı sıra milyonlarca Müslüman, Hristiyan, Sih var. Ancak mevcut durumdan Hindular bile acı çekiyor. 

"Keşmir'de 900 bin Hint askeri var. Tüm Avrupa'nın böyle bir ordusu yok"

Keşmir'deki insan hakları ihlallerine de değinen Cumhurbaşkanı, bölgede 900 bin Hindistanlı askerin olduğunu da hatırlattı. Bu sayıyla birlikte Keşmir, dünyadaki en militarize olmuş sivil bölge olarak biliniyor. 

"Tüm Avrupa ordusunu bir araya getirseniz 900 bin asker etmez" diyen Mehmood Chaudhry, "Keşmir halkını boyunduruk altına alan ve baskı kuran 900 bin asker…  Ancak yerel hareketlerle Keşmir halkı mücadele ediyor. Tüm dünya tarafından söz verilen, kendi kaderlerini belirleme hakkı için mücadele ediyorlar, protestolar düzenliyorlar" dedi. 

BM İnsan Hakları Komisyonu'nun, insan hakları ihlallerinin araştırılması için 2018 ve 2019'da bir rapor hazırladığını hatırlatan Chaudhry'nin bahsettiği ihlaller arasında hapiste işkence gören Keşmirli siyasetçiler, tecavüz edilen Müslüman kadınlar ve toplu mezarlar da bulunuyor. 
 

Keşmir Reuters
Cammu Keşmir'in başkenti Srinagar'da Nisan 2017'de gerçekleşen öğrenci protestolarından/ Fotoğraf: Reuters


"2019'dan bu yana 4,2 milyon Hindu, Keşmir'e yerleştirildi"

2019 yılında Pakistan Başbakanı İmran Han, ABD'ye üç günlük bir ziyaret gerçekleştirmiş, dönemin ABD Başkanı Donald Trump iki ülke arasında "arabuluculuk" açıklaması yapmıştı. 

Yeni Delhi yönetiminin bu yakınlaşmaya karşı hamlesi, 5 Ağustos 2019'da Cammu Keşmir'e ayrıcalık tanıyan anayasa maddesini iptal etmek oldu. 

Modi hükümeti böylelikle, Pakistan'ın "işgal altındaki Keşmir" dediği Cammu Keşmir özel statülü yapısını ortadan kaldırmış oldu. 

Müslüman halkın bayram namazlarına bile Hint askerleri eşliğinde gitmesi gibi pek çok özgürlük kısıtlayıcı uygulama ve keyfi gözaltıların olduğu bölgede ayrıca, İsrail'in Filistin'de yaptığı gibi "yerleşim yerleri oluşturulması" da başlamış durumda. 

Mehmood Chaudhry, 2019'dan bu yana 4,2 milyon Hindu'nun, Keşmir'e yerleştirildiğini söyledi. 

Hindistan Keşmir'inde gerçekleşecek seçimlerle ilgili ise "900 bin askerin olduğu yerde nasıl bir seçim olabilir?" diye sordu Chaurdhry.  

Chaudhry'e göre Keşmirlilerin bölgesine Hinduların yerleştirilmesinin amacı ise demografiyi değiştirmek. 
 

Keşmir AA
Grafik: AA


Ne olmuştu?

Asya'nın iki büyük gücü Pakistan ile Hindistan arasındaki Keşmir sorunu, 76 yıl önce İngiltere'nin bölgeden çekilmesine dayanıyor.

İngiltere 1947'de Hindistan'dan çekilirken, prenslik şeklinde yönetilen Keşmir'i Hindistan ya da Pakistan ile birleşme konusunda serbest bıraktı. 

Nüfusunun yüzde 90'ı Müslüman olan Keşmir halkı, 1947'de Pakistan'a katılmaktan yana tavır alsa da dönemin prensi Hindistan ile birleşmeye karar verdi.

Karara Müslüman Keşmir halkı karşı çıktı. Pakistan ve Hindistan'ın bölgeye asker göndermesi üzerine de taraflar 1947'de ilk kez savaştı.

İki yıl süren savaştan sonra varılan ateşkesin ardından, Pakistan bölgedeki askerlerini çekmeyi reddedince, Keşmir de ikiye bölündü.

Hindistan ve Pakistan mücadele ederken, Çin 1959'lerde Doğu Keşmir'i, Aksai Chin diye bilinen bölgeyi aşama aşama işgal etti.

İki ülke arasında yine aynı nedenle 1965 ve 1999'da da savaş çıktı.

Keşmir'in yüzde 45'i Hindistan'ın, yüzde 35'i Pakistan'ın kontrolünde bulunuyor. Bölgenin yüzde 20'sine ise Çin hakim durumda.

Hindistan ele geçirdiği bölgeleri "Cammu Keşmir" eyaleti adı altında kendine bağladı. Cammu Keşmir, halen Hindistan'da Müslüman nüfusun çoğunlukta olduğu tek eyalet olma özelliği taşıyor. Pakistan ise kendi kontrolü altındaki Keşmir'e "Azad Keşmir (Bağımsız Keşmir)" ve "Gilgit Baltistan" adıyla iki özerk bölge statüsü verdi.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) 1948'den itibaren aldığı kararlarla Keşmir'in askerden arındırılmasını ve geleceğinin halkoyuyla belirlenmesini öngördü.

Hindistan halk oylamasına sıcak bakmazken, Pakistan ise BMGK kararlarının uygulanmasını istiyor. 

Türkiye de sorunun BMGK kararları çerçevesinde çözülmesini savunuyor.

 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU