Dünya Madenciler Günü'nde Somalı işçiden mesaj: Yıllarca yerin altında çalıştık şimdi yerin üstünde hakkımızı arıyoruz

Somalı maden işçisi Çetin Erkalkan, Soma Katliamı'nda yaşadıklarını anlattı

Fotoğraf: Tükenmez Haber

 Bugün, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü. 

Dünyanın en zorlu ve riskli mesleklerinden birinde çalışan ve en çok iş cinayetleri ile gündeme gelen işçilerin günü.

Ülkemizde 2014'ten beri 'madenci' dendiğinde akla ilk gelen 301 işçinin yaşamını yitirdiği Soma Katliamı.

Dünya Madenciler Günü'nde Soma işçilerinin avukatı Can Atalay, Soma işçilerinin hakları için mücadele eden Bağımsız Maden İşçileri Sendikası Yöneticisi Kamil Kartal ve facianın ardından işten çıkarılan Çetin Erkalkan'la Soma'yı ve devam eden hak mücadelesini konuştuk.

Hem bunca ölüme rağmen önlem alınmadığını anlattılar hem facianın ardından yaşatılan mağduriyeti.

Tükenmez Haber'e yaşadıklarını anlatan Çetin Erkalkan, Soma Katliamı'nın yaşandığı ocağın sahibine ait başka bir ocakta çalışıyordu. Erkalkan o günü, “Faciayı duyunca yardım için gittik ama ama izin verilmedi, kömür üretimine devam etmemiz istendi” sözleriyle anlattı. Faciadan sonra tazminatı ödenmeden işten çıkarıldığını anlatan Erkalkan, “Ne tazminatım ödendi ne de emekliliğim. Biz 15 sene boyunca çocuklarımızla helalleşip yerin altına girmiş insanlarız. Şimdi yerin altında değil üstünde hakkımızı arıyoruz” dedi.

Soma Katliamı, 1975’te Hindistan’da 345 kişinin öldüğü kazasından sonra son 50 yılın en büyük ikinci faciası olarak tarihe geçti.

13 Mayıs 2014’te saat 15:10’da Manisa’nın Soma ilçesindeki maden ocağında, yerin 400 metre altında yangın çıktı. Maden ocağında 787 işçi vardı. Sadece çıkışa yakın olanlar faciadan kurtulabildi. 301 madenci hayatını kaybetti. Ölenlerden en genci 18, en büyüğü 53 yaşındaydı. Katliamın ardında 432 çocuk babasız kaldı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Erdoğan 'Fıtrat' dedi, Yerkel madenciyi tekmeledi

Soma Katliamı yaşanan kayıplarla olduğu kadar, olayın hemen ardından dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın müşaviri Yusuf Yerkel'in bir madenciyi yerde tekmelemesiyle, Erdoğan'ın, "Bunlar olağan şeylerdir. Literatürde iş kazası denilen bir olay vardır. Bunun yapısında fıtratında bunlar var" sözleriyle de gündemde kaldı. Dava sürecinde yaşananlar, sağ kurtulan işçilerin ilerleyen zamanda tazminatsız olarak işten atılması, karşılanamayan adalet beklentisi de Soma deyince akla gelenler.

Başbakanlık Müşaviri Yusuf Yerkel'in Soma'da madenci Erdal Kocabıyık'ı tekmelemesi uzun süre konuşuldu.

"Onca ölüme rağmen önlem alınmıyor"

Dünya Madenciler Günü'nde konuştuğumuz Soma Davasının avukatı Can Atalay, kazalara ve hayatını kaybeden yüzlerce maden işçisine rağmen hala gerekli önlemlerin alınmadığını söylüyor. Atalay, “Soma’da 301 madenci hayatını kaybetti. Sadece Soma’da değil Ermenek ve Şirvan’da da madenciler hayatını kaybetti. Bunca ölümden sonra önlemler hala alınmadı. Dolayısıyla Dünya Madenciler Günü’nü kutlayamıyoruz” dedi.

Kurtulanlar haklarını almak için mücadele ediyor

Soma'daki maden ocağından sağ kurtulan işçiler için de işler yolunda gitmedi. Aralarında katliamdan sağ kurtulan işçilerin de bulunduğu yaklaşık 3 bin 500 madenci gerekçe gösterilmeden işten çıkarıldı. Madenciler, 5 yıldır kıdem tazminatlarını almak için mücadele ediyor.

Maden işçileri tazminat talebiyle 5 Ekim’de Soma’dan Ankara’ya yürümek istedi. Yürüyüşleri yasaklanan işçiler 32 gün boyunca Ankara’ya ulaşmak için direndi.

32. günde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile görüşme gerçekleştirildi. Bağımsız Maden İş Sendikası tarafından yapılan açıklamada, bakanlıkla yapılan görüşmenin olumlu geçtiği ve maden işçilerine tazminatlarının ödenmesi konusunda söz verildiği duyuruldu.

Bağımsız Maden İşçileri Sendikası Yöneticisi Kamil Kartal. / Fotoğraf: Twitter

"Bin işçinin kıdem tazminatı hala ödenmedi"

Bağımsız Maden İşçileri Sendikası Yöneticisi Kamil Kartal, süreçle ilgili son gelişmeleri ve bakanlıkla yapılan mutabakatı Tükenmez Haber’e şöyle anlattı:

“32 günlük süreç içerisinde 3 defa bakanlıkla görüşme yapıldı. Yaklaşık 2 bin 500 işçinin herhangi bir mahkeme kararı olmaksızın tazminatlarının ödenmesi kesinleşti. Bin civarı işçinin kıdem tazminatı hala ödenmedi. Onlar için de aralık ayında düzenleme yapılacak. Şubat 2020’de o arkadaşların tazminatları ödenmiş olacak. Bakanlıkla yapılan görüşmelerde yapılan mutabakat bu şekilde.”

"Paralar hesabımıza yatana kadar eylemlere devam edeceğiz"

Kartal, verilen sözlere karşın, işçilerin tazminatı ödenene kadar sürecin takipçisi olacaklarını söylüyor:

“Bugün hem sürecin takibi hem de 4 Aralık Dünya Madencilerle ilgili bir eylemimiz vardı. Burada tazminat talebimizi takip ediyoruz mesajı vermek istedik. Paralar hesabımıza yatana kadar biz eylemlerimize devam edeceğimizi bugün bir kez daha gündeme getirdik.”

"Faciadan bir kaç ay sonra bir mesaj ile işten atıldım"

Tazminatı ödenmeyen işçilerden biri olduğunu söyleyen Çetin Erkalkan, katliamdan birkaç ay sonra çalıştığı maden ocağından atılan bir mesajla işten çıkarılmış. Erkalkan, 4 ay sonra tekrar aynı şirketin kendisini işe çağırdığını ve emekli olana kadar çalışmaya devam ettiğini söylüyor.

"Yardıma gittik izin vermediler, üretime devam etmemiz söylendi"

Facianın yaşandığı şirkete bağlı 3 ayrı ocak olduğunu ve kendisinin de o gün Ata bacasında çalıştığını anlatan Erkalkan, "Faciayı duyduk yardım için gitmek istedik ama bize izin vermeyip kömür üretimine devam etmemiz söylendi" diyor.

"Ne tazminatım ödendi ne de emekliliğim"

Erkalkan işten çıkarıldığı sürece ilişkin ise şu bilgileri veriyor:

"Ne tazminatım ödendi ne de emekliliğim. Emekli olduğumda toplamda bana 13 senelik tazminat hakkım doğmuş oldu. Emekli olduktan sonra da tazminatım ödenmedi. Hem işten çıkartıldığımda tazminat alamadım hem de emekli olduktan sonra tazminatım ödenmedi. Ödeyeceğiz diye sözler verildi, ancak ödenmedi.” 

"15 yıl boyunca çocuklarımızla helalleşip yerin altına girdik"

Birçok işçinin tazminat davalarını mahkeme kararıyla kazandığını buna rağmen tazminatların hiçbir şekilde ödenmediğini ifade eden Erkalkan, “Biz verdiğimiz emeğin derdindeyiz. Biz 15 sene boyunca çocuklarımızla helalleşip yerin altına girmiş insanlarız. Çocuklarımızın rızkı için senelerce çalıştık, bu tazminat da çocuklarımızın rızkıdır. Bu sefer yerin altında değil yerin üstünde hakkımızı arıyoruz ve hakkımızı almaya kesinlikle kararlıyız. Ucunda ölüm de olsa geri adım atmayacağız. Bu kadar kesin bir biçimde kararlıyız” diyor.

 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU