Ali Babacan: Türkiye'de korku siyaseti yapmak gereksiz

Parti kurma hazırlıklarını sürdürün Babacan, korku siyasetiyle ülkelerin geleceğe taşınmayacağını ifade ederek, “Türkiye böyle bir ülke değil. Türkiye gelecek vaat eden bir ülke. Türkiye'de korku siyaseti yapmak gereksiz” dedi

Fotoğraf: Habertürk

Eski Ekonomi Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, yeni parti çalışmaları ve Türkiye gündemine ilişkin Habertürk’te Fatih Altaylı’nın sorularını yanıtladı.

Ak Parti’den ayrılışının “bir gecede verilmiş bir karar” olmadığını söyleyen Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisinin partiden ayrılmasını istemediğini ifade etti.

Babacan, “Türkiye'deki problemlerin mevcut yönetimde imkansız görülmesi bizi bu çalışmaya itti” dedi.

Başkanlık sisteminin çözüm olmayacağını söyleyen Babacan, o dönemde kendisinden kampanyaya dahil olunmasının istendiğini ancak bunu reddettiğini aktardı.

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yeni parti kadrosunda yer almayacağını açıklayan eski bakan, “Abdullah Bey'le bizim kaygılarımız aynı. Ancak kendisi aktif siyasette yokum dedi. Kendisi çalışmalarımıza destek veriyor. Ayda 1-2 defa oturup görüşüyoruz” açıklamasında bulundu.

Partinin kadrosu hakkında bilgi veren Babacan, Ak Parti dahil birçok partiden katılım için istek geldiğini söylerken, “Her kesimin olduğu bir parti olacak. Ak Partililerin ağırlıkta olduğu bir kadro olmayacak. Ak Parti çoğunlukta diyemeyiz, zaten oyları erozyona uğruyor” şeklinde konuştu.

Babacan, FETÖ konusuyla ilgili ise şu ifadeleri kullandı:

FETÖ, yaptıkları itibarıyla, darbe teşebbüsüne dahi kalkışacak bir örgüt olarak, kesinlikle en ağır yaptırımlarla karşılaşması gereken bir örgüt. Bir ülkenin demokrasisine, devlet başkanına, meclisine kasteden kim olursa olsun hak ettiği en ağır cezayı bulması lazım

Partinin tüzel kişiliğinin 2019 sonunda oluşturulmaya başlayacağını açıklayan Babacan, “Parti finansmanı nasıl sağlanacak” sorusuna, “Bugüne kadar tek bir kişiden tek para almadık. Tüzel olmadığımız için. Sadece arkadaşlarımız ailelerinden destek veriyorlar” sözleriyle yanıt verdi.

Babacan'ın açıklamaları şöyle:

Ak Parti’den istifa ettiniz, partinin en önemli isimlerinden biriydiniz. Neden AK Parti’den ayrıldınız?

AK Parti’den ayrılmam bir gecede verilmiş bir karar değil. Biz partinin kurucularından birisiyiz. Kuruluşta önemli prensipler değerler vardı. Önce insan diyorduk. İnsan haklarına önem veriyorduk. Özgürlüklere önem veriyorduk. Türkiye’de demokrasinin iyi işlemediğinden şikayet ediyorduk.

Partiden dışlandığınızı hissettiniz mi?

Sayın Cumhurbaşkanımız ayrılmamı çok istemedi açıkçası. Fakat Türkiye'deki problemlerin mevcut yönetimde imkansız görülmesi bizi bu çalışmaya itti. Toplumsal, ahlaki sorumluluk olarak bunu hissettik. Eğer bunu yapmasaydık büyük bir vicdan azabı duyacaktık. Bir süre mevcut düzene zarar verir korkusuyla devam ettik. Fakat zaman içerisinde hiçbir şey yapmazsak bunun vebali büyük olacak, gecelek nesillerin yüzüne bakamayacağız korkusu hakim olmaya başladı.

"Başkanlık sisteminin çözüm olmayacağını gördük"

"Bütün bunların olacağını bilmiyor muydu, başından beri bakanlardan bir tanesiydi" eleştirilerine ne diyorsunuz?

Biz reddi miras yapamayız. Sorumlu olduğumuz dönemle ilgili sorumluluktan kaçamayız. Ancak Türkiye'de parti disipliniyle parti için demokrasi arasında ciddi bir ikilem söz konusu. Parti içi demokrasi mekanizmaları çalıştırılamayabiliyor.

Cumhurbaşkanlığı sistem değişikliği referandumu sırasında geri çekildiniz. Oradan şöyle bir izlenim edindik, sistem değişikliğine inanmıyor gibi. O günden beri buharlaştınız. Sayın Cumhurbaşkanı ile görüştünüz. Ne yaptınız?

Anayasa değişikliği Türkiye'de, parti içinde ve mecliste tartışılamadı. O dönemde benden kampanyaya katılmam istendi ve ben bunu savunamam dedim. Başkanlık sistemi gelecek koalisyon dönemi kapanacak deniyordu. Şimdi ittifaklar kuruluyor, sonra seçime gidiliyor. Başkanlık sistemiyle ilgili söylenen her türlü argüman karşılıksız kaldı. Bunlar test edildi, Türkiye'ye çözüm olmayacağı ortaya çıktı. Sorunlar büyüyor. Dolayısıyla yeniden bir gelecek vizyonu, gelecek planlaması, bu artık bir elzem.

13 yıl boyunca günde 3-4 saat dinlenebiliyorduk. Ailemle biraz vakit geçirmiş oldum. 

"Abdullah Gül bize destek veriyor"

Abdullah Gül sizinle paralel bir noktada görünmeye başladı. Sizin partinizdeki rolü var mıdır. Herkes Ali Babacan'ın arkasında Gül var diyor, Abdullah Gül bu hareketin neresinde?

Abdullah Bey Cumhurbaşkanlığı döneminde meclisten gelen kanun metinlerinin büyük bir bölümünü onaylamıştı ama kanunlar hazırlanma aşamasında pek çok kez müdahale etmiştir, bana veto ettirmeyin demiştir.

Abdullah Bey'le bizim kaygılarımız aynı. Ancak kendisi aktif siyasette yokum dedi. Bundan sonra yeniden partili olmam dedi.  Kendisi çalışmalarımıza destek veriyor. Ayda 1-2 defa oturup görüşüyoruz. Bazı insanları öneriyor, bilgisiyle tecrübesiyle destek veriyor. Ancak nihai kararları biz veriyoruz.

Beraber çalışacaksak bu işin başında sizin olmanız lazım dedim. Ancak o ben yokum, ancak size destek veririm dedi.

Cumhurbaşkanlığı sırasında partili cumhurbaşkanı gibi müdahalede bulundu diyorsunuz?

Partili şeklinde değil de baştan konuşulup sonradan değişmemesi için istişare yapılıyordu.

Bizim kuracağımız parti ana akım bir siyasi parti olacak. Herkese hitap edecek. Geniş kesimlerin üzerinde ittifak kuracak bir çalışma olacak. 

Halkımıza karşı açık dürüst, şeffaf olmak zorundayız.

"Ak Parti'nin oyları erozyona uğruyor"

Bir fotoğraftan yola çıkıyorum, Beşir Atalay, Nihat Ergün, Sadullah Ergün. Beşir Atalay'la ilgili negatif algılar var. Sadullah Bey en tartışılan isimlerden bir tanesi. Partinin kuruluş aşamasında ağır gelmeyecek mi?

Bizim kadroyla ilgili hiçbir kararımız yok. Bahsettiğiniz arkadaşların illa siyasi partide olması isteğimiz yok. Hazırlık sürecindeyiz. Bilgisi olan tecrübesi olan arkadaşlarımız önemli. Ancak genç, kadın arkadaşlarımızın olduğu kadro, farklı siyasi görüşten insanların olduğu bir parti olması lazım.

Her kesimin olduğu bir parti olacak. Ak Partililerin ağırlıkta olduğu bir kadro olmayacak. Ak Parti çoğunlukta diyemeyiz, zaten oyları erozyona uğruyor.

Parti 2019 sonunda merkezdeki tüzel kişiliği kurulacak. Partinin kurulması aşama aşama.

Şubat sonundan beri 700 kişiyle bire bir görüştüm.

Partiye katkı vermek isteyen çok insan var, çok başvuru var.

Şahsi web sitemi açtım, alibabacan.com.tr, burada gönüllü olun butonu ve bize yazın butonu var. Partinin web sitesi de gelecek.

Akıl ve Bilim Partisi iddiası

Çok fazla öneri var. Logolar geliyor. Partinin ismi önce kadro, sonra fikirler, sonra ortak ruh ortaya çıktıktan sonra logo isim belirlenecek. Mutlaka ortak akıl olması gerekiyor. Bugüne kadar tek bir il başkanı belirlemedik. Tek bir kişiye kuruculuk teklif etmedim.

"Etnik köken, din, mezhep hiç önemli değil bizim için"

Ahmet Davutoğlu Türkiye'de başbakanlık yaptı, çalışma arkadaşınız idi.

Birlikte hareket etmeyi önerdi. Ama çok daha önceden kendi merkezli bir hareket oluşturdu. İl başkanlarını belirledi. Bizimse metodumuz çok farklı. Ben birleşmeyi çok zor görüyorum. Bugün böyle olur, yarın farklı olur. Önemli olan parti içi demokrasi. Siyasette neyi hedefliyoruz bu çok önemli. Biz bu işin tamamen kadro hareketi olmasını istiyoruz. 

Önce insan diyeceğiz, her şey insan için var. Türkiye'nin ciddi bir ifade özgürlüğü sorunu var. 18-25 arası gençlerle bir araya geliyorum. İlk bine giren 10 öğrenciyle oturdum, en büyük problemleriniz ne diye sordum, "boğulma hissi yaşıyoruz, sosyal medyadan bir şey paylaşmaktan, like atmaktan korkuyoruz" dediler.

Etnik köken, din mezhep hiç önemli değil bizim için.

"Türkiye'de korku siyaseti yapmak gereksiz"

Korku siyaseti ülkeleri geleceğe taşımaz. Türkiye böyle bir ülke değil, 2008 krizinden rahatlıkla çıktık. Pek çok ülke boğuşurken biz yüzde 10 büyüdük. Şu dönemlerde kendi krizimizi yaşıyoruz. Türkiye gelecek vaadeden bir ülke. Türkiye'de korku siyaseti yapmak gereksiz. Ama noluyor oy yetmiyor üzerine ittifak katıyorsunuz. Her şeye rağmen bu ülkenin potansiyeli büyük.

2023 hedeflerinden çok uzaktayız. Bizi biz kılan ilkelerden uzaklaştıkça zor.

(Barış Pınarı Harekatı) Türkiye'nin toprak bütünlüğü olmazsa olmaz bir şey. Bunu Irak ve Suriye için de söylüyoruz. Problemleri çözme niyeti varsa, çevredeki dostlarla hareket edilirse çözülemeyecek sorun yok.

950 milyardan 750 milyara düşmüş bütçeye rağmen bölgenin en büyük ekonomisiyiz. Ancak, barış yayan, özgürlük yayan, demokrasi yayma iddiasıyla ortaya çıkarsak duvara çarpabiliriz. Türkiye bir rol model olabilir ancak başka ülkelerin iç dinamiklerini değiştirme gibi bir yola gidilirse oradan sonuç alınamaz.

"İhtilaflar diyalogla çözülmeli"

Sizin kafanıza Esad'la, Sisi'yle kavga etmek yok diyebilir miyiz?

Bütün bu politikalara çalışıyoruz. Dış politika çalışma grubumuz, göç politikası, güvenlik çalışma grubumuz var. Prensip olarak, ilke olarak biz ihtilafların diyalog yoluyla, diplomasi yoluyla çözülmesinden yanayız.

Esad'la görüşür müsünüz?

Bunların hepsi çalışılacak. Nasıl bir Suriye politikası ön görülüyor. Suriye'nin içinde bulunduğu gerçekler ne, yeni gerçeklere göre gelecekte nasıl bir Suriye hayal ediyoruz? Bunların hepsine çalışmamız gerekiyor.

"Filistin meselesi ortaya çıktığı günden bu yana ilk kez sahipsiz kaldı"

Size göre Türkiye doğu ittifakının parçası mı batı ittifakının parçası mı?

Türkiye'nin tarafı olduğu uluslararası anlaşmalara baktığınız zaman, NATO da olmak üzere, bu kazanımların kıymetini bilmek lazım. Son dönemde NATO içerisinde ciddi bir ayrışma var, Trump yönetimi NATO'ya farklı bakıyor. Avrupa kendi güvenlik konseptini yeniden ele alınması gerektiğini düşünüyor. İngiltere bugün Brexit sürecinde. AB'nin kuzeyi ve güneyi birbirinden uzaklaşıyor. Bizim içinde bulunduğumuz ittifaklarda da gevşeme var. İleride bu farklı bir düzene de gidebilir.

Türkiye'nin kendi iç istikrarı çok önemli. Ama bunu yaparken de Rusya artık niteliği değişmiş bir güç haline geldi, Çin farklı. Çin bir süre sonra dünyanın en büyük ekonomisi olacak, bu olunca siyasi ekonomik sonuçları olacak. Bu olduktan sonra kendi işbirliği çerçevemizi düşünmemiz gerekiyor. Türkiye'nin her ülkeyle anlaşabilmesi gerekiyor. 

Çin'in batısında ciddi insan hakları ihlali var, ancak BM'de biz bunu farklı kaygılarla işleyemiyoruz.

Filistin meselesi ortaya çıktığı günden bu yana ilk kez sahipsiz kaldı. Türkiye o kadar kendi iç meseleleriyle meşgul ki o tarafa bir şey yapamıyor. Sözün gücü bitti.

"Konu millilikse milliyetçilikse, bu ülkeye en çok faydası olan politika neyse onun peşinde olmamız lazım"

Deniliyor ki Babacan Sayın Gül'ün de etkisiyle batı finans çetelerinin hayranı. Uluslararası finans çeteleri Babacan'ın Türkiye'nin başına geçsin istiyorlar diye. Siz onların adamı mısınız?

Avrupalı kuruluşlarla yakın çalıştık bakanlığım dönemimde. Türkiye'nin petrolü yok, gazı yok. Türkiye, dünyanın her yerinde tercih noktası olursa Türkiye zenginleşir. Bu ülkenin kalkınmasını istiyoruz, dünyada saygın bir ülke olmasını istiyoruz. Dış ilişkilerde olan problemleri farklı gerekçelerle anlatmak kabul edilebilir değil. Konu millilikse milliyetçilikse, bu ülkeye en çok faydası olan politika neyse onun peşinde olmamız lazım.

Türkiye'de genel işsizlik en yüksek oranda. Çünkü ileriye dönük yatırım yapılmıyor.

Ekonomik anlamda sizden çok hızlı hareket beklendi. Siz hareketi yavaşlatınca "Babacan ekonomik kriz bekliyor, kurtarıcı olarak ortaya çıkmak istiyor" dendi. Hakikaten Türkiye ekonomik kriz yaşıyor mu?

İşin kronolojisine bakacak olursak biz kararı şubat ayında aldık. Ne dedik, yerel seçim olsun bitsin, arkasından ben Ak Parti'den ayrılırım dedik. Fakat 31 Mart'ta seçim bitmedi, dolayısıyla 3 ay ertelenmiş oldu. Seçimden dolayı ayrılmadım partiden.

"Bir ülkenin demokrasisine, devlet başkanına kasteden kim olursa olsun en ağır cezayı bulmalı"

Fethullah Gülen örgütüne, FETÖ'ye nasıl bakıyorsunuz, terör örgütü veya Türkiye'ye zararlı bir kuruluş olarak görüyorlar mı?

FETÖ, yaptıkları itibarıyla, darbe teşebbüsüne dahi kalkışacak bir örgüt olarak, kesinlikle en ağır yaptırımlarla karşılaşması gereken bir örgüt. Bir ülkenin demokrasisine, devlet başkanına, meclisine kasteden kim olursa olsun hakettiği en ağır cezayı bulması lazım. Aksi halde Türkiye'nin zaten darbeler geçmişi var. Devletin içine yerleşip, devletin aygıtlarını kullanarak, devletin yargısını kullanarak nüfuz etmek, arkasından da darbeye teşebbüs etmek affedilebilir, kabul edilebilir bir şey değil. Bu işi planlayanlar, ele başları kim varsa hakettiği en ağır cezayla karşılaşmalı. 

Yargılama sürecinde mağduriyetler de var. Aynı durumda insanlar farklı mahkamelerde farklı kararlarla karşılaşabiliyor. O konuda ciddi bir huzursuzluk var.

Damatlara dokunulmuyor tartışmaları var bir yandan.

Bu konuda kurallar neyse açık belirlenmesi lazım ve istisnasız uygulanması lazım. Mağduriyete asla sebep olunmaması lazım. Eğer siz evrensel hukuk ilkelerinin dışında bir uygulama yaparsanız, bu mutlaka ileride karşınıza çıkıyor.

Gençlerin sağdı soldu, muhafazakardı liberaldi bir şey ifade etmiyor onlar için. Onlar özgürlük, iyi eğitim istiyorlar. Daha iyi bir geleceği gençlerle beraber inşa edeceğiz. 18-25 arası gençlerimiz var.

Çok ciddi biçimde bu ülkeden başka bir ülkede gelecek arayanlar var. Gençler korkmasın, bu ülke hepimizin. 

Deniliyor ki, Babacan ve Davutoğlu Ak Parti'nin devamı olacak.

Ak Parti'den geldiğimiz için bu yakıştırmaların yapılması şaşırtıcı değil. Ancak Ak Parti'nin kurulduğu iklim çok farklı. İmam-hatip, başörtü yasaklarının egemen olduğu, dindar kesmin sıkıntılı olduğu dönemde doğdu Ak Parti. Bugün öyle sorunlar yok. Ama bugün Türkiye'nin genel anlamda bir ifade özgürlüğü, adalet, ekonomi sorunu var. Yapılması gereken, toplumun bütün kesimlerini ilgilendiren adalet, ekonomi konularının çözülmesi için çalışmak.

Biz sadece bir kesimin değil, her kesimin özgürlük sorununu çözmek için uğraşacağız. Ekonomi herkesin cebini yakıyor. 

"Meclis bugün çok etkisizleşmiş durumda"

Cumhurbaşkanı olsanız, üzerinden 3-4 sene geçse ben size bu soruları rahatça sorabilecek miyim?

Tabi ki sorabileceksiniz. 

Anayasa değişikliğinden yanasınız o zaman?

Kesinlikle. Seçimden sonra nasıl bir sisteme geçilmesi gerektiğini açıklayacağız. Düzgün bir parlamenter sistem. Öncelikle güçler ayrılığı, ikincisi, denge kontrol mekanizmaları... 

Başkanlık sisteminde 50+1 yürütmeyi alıyor ancak meclisin temsil gücü daha yüksek, 90 üzerinde. Bunun daha etkili olması lazım, meclis çok etkisiz durumda. Eskiden meclisten bütçe geçmese hükümet düşerdi. 

Bugün üniversite kampüslerine gidin bakın, her görüşten öğrenci yan yana. Toplumun doğal akışı birçok şeyi halletmiş zaten. Yeter ki siyasetin dili ayrıştırıcı olmasın. Ancak siyaset gelecek üretemeyince, desteğin yolunu ancak korkuda, düşman edinmede arıyor.

Siyaseti idealler için yapacağız. 

Ekonomiyi düzeltmeye siyasi partiler yasasından başlamak lazım. Parti programımızda, siyasi partiler yasasının nasıl olması gerektiğini ortaya koyacağız.

Kürt meselesi ve Alevi meselesi, Ak Parti Kürt meselesinde çalıştı, ancak Alevi meselesinde çok samimi çalışmadı. Bu da yapılan çalışmaları Alevilerin gözünde geçersiz kıldı. Bir yandan terör var, devlet kurma noktasına gelmiş terör örgütü varken çözüm süreci nasıl olur?

Her vatandaşı kabul etmek zorundayız. Herkes aynı haklara sahip. Alevi vatandaşlarımız kendilerini nasıl tanımlıyorsa devletin görevi de bunu kabul etmek. Devletin görevi inanç özgürlüğünü garantilemek. Bu topraklar beraber savaşarak, müdadeleyle kazanıldı. Ancak biz ortak bir Türkiye hayali, ortak bir Türkiye geleceği tasavvuruyla bu ülkenin birliğini bütünlüğünü sağlayabiliriz. Temel haklar konusunda açık bir tutum gerekir. 

Siyasi partinizin Atatürk'e bakış açısı nedir?

Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyetin kurucusudur. Türkiye'nin bir toprak bütünlüğü varsa, coğrafyada istikrarı varsa bu cumhuriyetin temelinin sağlam atılmasını sonucudur. Dünyada o zaman farklı akımlar olmuş olabilir, o günün şartlarına göre değerlendirmek lazım. Sonuca bakmak zorundayız, bu ülkenin uzun vadeli istikrarının, sağlam duruşunun en önemli kaynaklarından bir tanesi Atatürk'ün zamanında kurduğu cumhuriyettir. Bunu tartışma konusu yapmak bile abestir. Bir yandan bu gerçeği kabul edeceğiz, bir yandan da yönümüzü geleceğe çevireceğiz. Dünya değişti. 

"Sadece Ak Parti'den değil bütün partilerden gelmek istediğini beyan edenler var"

Partiniz bir erken seçime yetişebilir mi, kurulur kurulmaz mecliste grup kurmak için transfer yapma niyetini var mı?

Prensip olarak herhangi bir siyasi partide görevi olan, yönetim kurulu üyesi olan kişilerle ilgili ne kadar seversek sevelim ilk adımı atan taraf olmayacağız. Gelmek istediğini beyan eden de epey insan var. Sadece Ak Parti'den değil bütün siyasi partilerden var genel olarak. Vekil bazında da var. 

Parti finansmanı nasıl sağlanacak?

Bugüne kadar tek bir kişiden tek para almadık. Tüzel olmadığımız için. Sadece arkadaşlarımız ailelerinden destek veriyorlar. Çok bir masrafımız olmadı. Türkiye'de siyaset çok pahalı yapılıyor. Siyasetin finansmanı korkunç israf alanı. Parti tüzel kişiliği kurulduğunda bağışlar açılacak. Şeffaf olacak.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU