Yasaların yalnız bıraktığı azınlık mensubu Britanyalı kadınlar "çokeşli evliliğe mecbur kalıyor"

"Hükümet, azınlık mensubu kadınları resmi olmayan mahkemelere ve inanç temelli paralel yasal sistemlere düşürmekten her zaman tamamen memnun olmuştur"

Avrupa Konseyi de daha önce resmi nikahı teşvik eden bir açıklama yapmıştı (Reuters)

Hak savunucuları, Birleşik Krallık (BK) yasalarının dini evliliklerde eşlere yeterli korumayı sağlamadığı için Britanyalı kadınların giderek daha fazla çokeşli ilişkilere zorlandığı ya da birliktelik sona erdiğinde iştirak nafakası alamadığı konusunda uyardı.

Aktivistler dini törenlerle kadınlarla "evlenen" ancak birlikteliği yasal şekilde kaydettirmeyi reddeden, böylece eşlerine borçlu oldukları mali ve benzeri görevlerden kaçınan erkeklerin büyüyen bir problem olduğunu söyledi.

Kadınlar, mutsuz olsalar dahi onları eşleriyle birlikte kalmaya zorlayan kararlar veren ya da evliliklerin dağılmasının ardından fiilen kocaları olan kişilerden para veya mülk talep edemeyeceklerine hükmeden dini mahkemelerde yalnız bırakılıyor.

Uyarılar, hükümetin geçen hafta başsavcı aracılığıyla dönüm noktası niteliği taşıyan bir davaya müdahale ederek aile mahkemesi yargıcının aldığı kararı resmi olarak değiştirmeye çalışmasının ardından geldi. Davada yargıç yasal olarak evli olmamalarına rağmen kadının nafaka talep etme hakkı olduğu yönünde karar vermişti.

İmam nikahı kıyan Nesrin Akhter, Muhammed Han'la dini bir sözleşme yapmıştı.

18 yıllık evli ve 4 çocuğu olan çift BK'de ve 2005'ten 2011'e kadar vergi ve başka sebepler nedeniyle yaşadıkları Birleşik Arap Emirlikleri'nde evli kabul ediliyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

47 yaşında, hukuk danışmanlığı yapan Akhter resmi nikah kıymayı istediğini ve onların da böyle istediğini varsaydığını ancak kocasının reddettiğini söyledi. Kocasının başka bir eş almak istediğini söylemesinin ardından ilişkilerinin sona erdiğini ileri sürdü.

Kendisi de 47 yaşında olan iş adamı Han, neredeyse 20 yıllık ilişkilerinin "evlilik sayılmayacağını" öne sürerek eşine hiçbir borcu olmadığını ima etti.

Buna rağmen Justice Williams'ın Londra'daki yüksek mahkemede Temmuz 2018'de verdiği karar Akhter'e nafaka talep etme hakkı sağlamıştı.

Williams kararında, "Kocasının ona İslam'ın çok eşliliğe izin verdiğini, onun kötü bir Müslüman olduğunu ve tanrının sözlerini reddettiğini söyleyerek kadını baskı altına aldığını gösteren kanıtlar, çirkin bir duygusal manipülasyon olduğunu gösteriyor" demişti.

Hükümet davaya başsavcı Geoffrey Cox'un avukatları üzerinden müdahale ederek kararın resmi olarak değiştirilmesi gerektiğini savundu. Son kararın birkaç ay içinde açıklanması bekleniyor.

Siyahi ve etnik azınlıktaki kadınları destekleyen Southall Black Sisters, davanın daha geniş bir toplumsal öneme sahip olduğunu düşündüğü için davaya dahil olmaya karar verdi.

Kuruluşun direktörü Pragna Patel şunları söyledi:

Hükümetin araya girmesiyle tamamen afallamış ve sarsılmış durumdayız. Hükümetin adil bir karara neden müdahale etme gereği hissettiğini anlayamıyoruz. İlk mahkemenin yargıcı, bu durumdaki bir kadına çare bularak adil bir karara hükmetmişti. Benzer durumlar yaşayan birçok kadınla karşılaşıyoruz. Bu giderek büyüyen ve yaygın bir sorun. Hindu ve Sih kadınları da etkiliyor. Kadınlar şer'i mahkemelere ve dini 'mahkemelere' gittiğinde mahkemeler genelde kadınların zararına karar veriyor ve onları evlilikte kalmaya zorlamaya çalışıyor. Bu kurumlar kadın düşmanı, ataerkil ve antidemokratik. Kadın haklarına gittikçe daha fazla hükmediyorlar. Eğer yasalar bize karşı olursa, bu kadınları ceza yargılaması sisteminin dışına atar.

Patel, Müslüman topluluklarda ve öteki azınlık gruplarında "artan aşırıcı kuralların" sorunu daha da kötü bir hale getirdiğini iddia etti. "Dini gücün" sorunun merkezinde yer aldığını ve problemin, insanların medeni hukuk yerine dini hukuku takip etmek zorunda hissettiği iklimi besleyen daha geniş bir topluluğun sorumluluğu olduğunu söyledi.

 

 

Avrupa Konseyi ocak ayında BK'da evlenen Müslüman çiftlerin birlikteliklerini imam nikahından önce ya da nikah esnasında resmi olarak kaydetmesinin hukuken gerekli kılınması ve Müslüman kadınların adalete ulaşmasına mani olan engellerin kaldırılması gerektiğini duyurmuştu.

Aile hukuku üzerinde uzmanlaşmış, aile hukuku danışma hattı üzerinden kadınlara kadın hakları konusunda hukuki danışmanlık yapan avukat Olive Craig'e göre Akhter'inkine benzer davaların sayısı artıyor.

Craig şunları söyledi:

Bu büyüyen ve yaygın bir problem. Kadınlar İngiltere'deki ya da Galler'deki mahkemelere ulaşamadığı zaman faillerin sistemi kadınların aleyhine manipüle edebileceği birçok yol var, ister finansal varlıkları açığa çıkaramayarak ya da ister nafakaya karşı aile mahkemesinin mali kararına uymayarak olsun. Formaliteler tamamlanmadığında da amacın evlilik olduğu kabul edildiğinde mahkemelerin bu tür bir yardım sağlayabileceğine dair bir geçmiş mevcut.

Herkes için Tek Hukuk (One Law For All) kampanya grubundan Meryem Namazie şunları söyledi:

Hükümet, azınlık mensubu kadınları resmi olmayan mahkemelere ve inanç temelli paralel yasal sistemlere düşürüp kadın hakları pahasına azınlık topluluklarını kontrol edebilmekten her zaman tamamen memnun oldu. Temyiz başvurusu onaylanırsa azınlık mensubu kadınlara karşı ayrımcılığı artıracak.

2017'de yapılan bir anket, BK'da yaşayan neredeyse tüm evli Müslüman kadınların imam nikahı yaptığını ancak yaklaşık üçte ikisinin resmi nikah kıymadığını ortaya çıkarmıştı.

Kadınların BK'daki önde gelen ulusal şemsiye organizasyonu Women's Resource Centre'ın başkanı Vivienne Hayes kampanyaya destek vererek şunları söyledi:

Hukuk ve insan hakları tüm kadınlar için uygulanmalı ve toplumumuz tüm yurttaşların yasal korumadan faydalandığından emin olmalı. Din, adalete karşı engel haline gelmemeli.

 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news/u

Independent Türkçe için çeviren: Ata Türkoğlu

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU