Almanya'nın eski Cumhurbaşkanı: İslamiyet bize ait, cami de imam da bizim parçamız

Almanya'nın 10. Cumhurbaşkanı Christian Wulff, Almanya'nın Brühl kentinde Brühl Türk Kültür Ocağı'nın düzenlediği "Farklı bir toplumda sosyal uyum" temalı konferansta İslam hakkında konuştu

Fotoğraf: AA

Almanya'nın 10. Cumhurbaşkanı Christian Wulff, Almanya'nın Brühl kentinde Brühl Türk Kültür Ocağı'nın düzenlediği "Farklı bir toplumda sosyal uyum" temalı konferansa konuşmacı olarak katıldı.

Almanya'da yabancı düşmanlığının göçmenlerin bulunmadığı yerlerde çok, onların yaşadığı bölgelerde ise az olduğunu vurgulayan Wulff, bu durumun da önyargılı olmayanların bir arada kardeşçe yaşayabildiğini gösteren en güzel örnek olduğunu söyledi.

Wulff, "Çeşitlilik ve farklılıklar içinde toplumsal birliktelik, gelecek yıllarımız için en önemli konulardan biri. Ailem ve onların aileleri savaştan sonra ülkeyi büyük fedakarlıklarla inşa ettiler. Benim kuşak iki Almanya’nın yeniden birleşmesini başardı. Şimdiki aktif kuşağı bekleyen en büyük görev ve sorumluluk, toplumdaki bu birlikteliği sürdürmek. Onun daimi olması için onu beslemek. Birbirimize karşı değil, birbirimizle beraberce konuların temellerine inmek." diye konuştu.

"İslam bize aittir"

Wulff İslamiyet ile ilgili şu açıklamayı yaptı:

Hristiyanlık ve Yahudiliğin belirlediği değerlerimizin yanında, 'Artık İslam da bize aittir, parçamızdır' dedim. 4-5 milyon Müslümanın yaşadığı Almanya'da bu insanlar sadece birey olarak değil, onların dinleri kültürel değerleri, imamları, camileri dini ve kültürel yaşama şekilleri de de bize ait parçalar. Anayasamızın ilk başında, 'İnsanlık onur ve haysiyeti dokunulamaz' diye yazıyor, 3. maddede ise ‘Kimse inancından dolayı dışlanamaz, ötekileştirilemez’ diyor.

"2014’de göçmen kökenli futbolcularla dünya şampiyonu olduk"

Uluslararası ilişkilerde önceliğin barış ve huzur içinde birlikte yaşamak olması gerektiğinin altını çizen Wulff, şöyle devam etti:

Benim kabinemde bir Müslüman bakanımız vardı. 2014’de Mesut Özil, Kedira, Boeteng gibi göçmen kökenli futbolcularla dünya şampiyonu olduk. Şundan eminimki, bugün Franz, Hans, Jens, Lothar ve Robert ile bırakın şampiyonluğu ilk ön elemeleri geçemeyiz. Turları atlatan golleri kimler atacak? Milli takımımızda çok ulusluluk ve dünyaya açıklılık en bariz bir şekilde kendini gösteriyor. Müzik dünyamızı renklendiren Helene Fischer de Rusya’dan gelme. Demem o ki, çok kültürlülük korkulacak birşey değil aksine hepimizin faydasına çok büyük bir zenginlik. Başkalarından öğrenmeye hep açık olan ülkemin insanı, bu tarihi özelliğini yeniden hatırlamalı. Romalılardan, su naklini öğrendik. Görüldüğü gibi, açıklık, hepimizin ciddi anlamda işine yarıyor.

"Irkçı NSU katilleri masumların içinde arandı"

"1950’li yılların Almanyasını mı istiyoruz, yoksa şimdiki çok renkliliğini daha da ileriye mi götürmek istiyoruz?" diye soran Wulff, "Almanya, Avrupa’nın ortasında hep çok kültürlü bir ülkeydi, bundan hep kazandık ve büyüdük. Bu özellikten asla uzaklaşmamamız gerekiyor. Barış ve huzur içinde birlikteliğimiz için buna muhtacız." ifadelerini kullandı.

Almanya'da 8'i Türk, 10 kişiyi öldüren Nasyonel Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütünün kurbanlarının yakınları ile irtibatının devam ettiğinin altını çizen Wulff, "Irkçı NSU katillerinin öldürülen masum insanların ailelerinin içinde aranmış olması, katilleri bulması gerekenlerin tarihe geçen hatası ve ayıbı oldu." değerlendirmesinde bulundu.

 

AA

DAHA FAZLA HABER OKU