Karadayı'yı kurtarma planı

28 Şubat davasında müebbet hapse mahkum edilen dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı’nın cezası onanırsa rütbesi er statüsüne düşürülecek. Avukatı Aras, yargılamanın “FETÖ kumpası” olduğunu savunuyor ve Yüce Divan'ı adres gösteriyor

28 Şubat döneminin genelkurmay başkanı İsmail Hakkı Karadayı / Fotoğraf: Star gazetesi

28 Şubat davasında müebbet hapse mahkum edilen dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı için son umut Yargıtay'ın İlker Başbuğ hakkında verdiği karar oldu.

Karadayı'nın Genelkurmay Başkanı olduğu için yargılanmasının yerel mahkemede değil, Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesi'nde yapılması gerektiğini söyleyen avukatı Erol Yılmaz Aras, bu talebi temyiz mahkemesine ilettikleri söyledi.

Karadayı’nın en büyük dayanağı, Ergenekon davasından yargılanan eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un dosyasının Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesi. Aras, aynı sürecin Karadayı için de işletilmesini talep ediyor.

28 Şubat paşalarını yargılayan mahkemenin yetkisiz bir mahkeme olduğunu ileri süren Aras, "Karadayı Paşa'nın yaşı 80'i aştı. Hasta ve beşinci ameliyatını oldu. Sağlık durumu inanılmaz kötü ve ölmeden önce aklanmak istiyor" dedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

“28 Şubat davası FETÖ komplosuydu”

28 Şubat davasının tıpkı Ergenekon, Balyoz ve Askeri Casusluk davaları gibi "Büyük bir FETÖ kumpası" olduğunu savunan Aras, "Tahkikatı yapan polisler ve iddianameyi yazan savcılar, FETÖ'cüydü" şeklinde konuştu.

Aras'a göre, FETÖ, emniyet ve yargıda en güçlü olduğu dönemde bu komployu kurarak eski askerlerin yargılanmasının yolunu açtı.

Karadayı dışında dönemin Genelkurmay ikinci Başkanı Çevik Bir, eski Genelkurmay Genel Sekreteri Erol Özkasnak ve eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz'ün de bulunduğu sanıklar dönemin Özel Yetkili Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yargılanmaya başlanmıştı.

Dava, özel yetkili mahkeme ve savcılıkların kapanmasının ardından 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülmeye başlandı.

Ceza onanırsa rütbeleri sökülecek

28 Şubat davasında 21 sanık müebbet hapis cezası aldı. Mahkemenin verdiği karar onanırsa dönemin generallerinin rütbeleri de er statüsüne indirilecek.

Avukat Aras, ortada iddia edildiği gibi hükümeti cebren düşürme eylemi bulunmadığını savunarak, "Yürütülen tanklar cebir unsuru olarak değerlendirildi. Oysa o dönem Başbakan Erbakan ve Demirel'in bunu yalanlayan açıklamaları var. Genelkurmay, bir gün sonra Hürriyet gazetesine tekzip gönderdi. O dönem devlet teyakkuza geçti ve 28 Şubat kararları alındı. O kararlar takip edilseydi FETÖ devleti ele geçirmez, 15 Temmuz darbe girişimi yaşanmazdı" ifadelerini kullandı.

Müvekkillerine ceza veren mahkeme heyetinden iki kişinin Yargıtay üyesi yapılarak "ödüllendirildiğini" öne süren Aras, söz konusu yargı mensuplarının "korumaya alındığını" savundu.

"28 Şubat, başarılmış bir darbedir"

Avukat Yasin Şamlı ise farklı bir görüşte. 

28 Şubat’ın “başarılmış bir darbe” olduğunu söyleyen Şamlı, bazı sanıkların Yüce Divan’da yargılanması gerektiğine yönelik görüşlerin kanuna aykırı ve isabetsiz olduğunu kaydetti.

2014 yılında 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu’nda değişiklik yapıldığını hatırlatan Şamlı, bu değişiklikle Genel Kurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları ile Jandarma Genel Komutanının görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divanda yargılanacaklarına dair hüküm getirildiğini söyledi. 
 

Yasin Şamlı.jpg
Avukat Yasin Şamlı


“Darbe yapmak görev suçuna girmez”

Kanunda, ilgili kişilerin görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan’da yargılanabileceğinin hüküm altına alındığını belirten Şamlı, “Darbe yapmak hiçbir askerin hatta hiçbir kimsenin görevi olamayacağına göre darbe teşebbüsü veya darbe fiilleri nedeniyle herhangi bir kimsenin Yüce Divan’da yargılanabileceği söylenemez” dedi.

28 Şubat davasının FETÖ kumpası olduğu iddialarının zaman zaman dile getirildiğini aktaran Şamlı, şunları söyledi: 

Bu hususta ‘Başbakanın kendi iradesiyle istifa ettiği, görevi diğer hükümet ortağına devretmek üzere cumhurbaşkanına iade ettiği, görevi kime vereceği hususunda cumhurbaşkanının takdir yetkisi bulunduğu, takdir yetkisini kullanarak görevi müstafi başbakanın istediği kimseye değil bir başkasına verdiği, bütün bu gelişmelerde askerin bir rolünün bulunmadığı’ şeklinde savunmalar yapılmakta.

Bu iddiada bulunanlar 28 Şubat post modern darbesini görmek istemiyorlar. Hâlbuki 28 Şubat, hükümeti yıkan açık bir darbedir. Bunun açık bir darbe olduğunu dönemin gazete, televizyon, dergi haberleri çok net olarak ortaya koymaktadır. 

28 Şubat darbesinin planlayıp icra edenlerin doğrudan FETÖ’yü destekleme amacı taşıyıp taşımadıklarını bilmiyoruz. Ancak 28 Şubatçılar katsayı ve sair usullerle imam hatipleri boşaltarak mütedeyyin çocukları tamamen FETÖ’nün okullarına yönlendirmiş oldular.

Kanaatimce, 28 Şubat post modern darbesi ve FETÖ’nün gerçekleştirdiği 15 Temmuz darbe teşebbüsü aynı amaca hizmet etmişlerdir.


 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU